Bölüm 514: Beş Elementin Geçici Birleşimi!

Rüzgar olmamasına rağmen Meng Hao’nun saçları havada dans ediyordu. Gözlerinde engin bir ışık parladı. Etrafındaki her şey kıpkırmızıydı. Kan gölü kaynamaya ve havaya yükselmeye başladı.

Sadece bu da değil, bölgedeki bütün gelişimciler aniden vücutlarındaki kanın sanki patlayarak dışarı çıkacakmış gibi kontrollerinden çıktığını hissettiler!

Bunu hisseden sadece haydut kabilesinin üyeleri değildi, Kara Kapı Kalesinin üstündeki gelişimciler de buna dahildi!

Bu gelişme karşısında herkes bir anda şok oldu.

Her yer karardı; yukarıda rüzgarlar esti ve bulutlar çalkalandı. Şeytansı sürüsünün ortasında, Meng Hao’nun işaret parmağına doğru akan bir kan pınarı görülüyordu!

Aynı esnada, Güney Diyarının Siyah Topraklar sınırına biraz uzak bir noktasında…

Antik Lanet Tapınağından gökyüzüne doğru kanlı bir parıltı yükseldi. Bu parıltı bir anda Güney Diyarındaki Büyük Tarikat ve Klanların harekete geçmelerine sebep oldu.

Antik Lanet Tapınağının içindeki bütün mabut heykelleri kanlı göz yaşları akıtmaya başladılar. Bu, tüm Güney Diyarını sarsan oldukça garip bir görüntüydü.

Sanki bütün heykeller Kan Ölümsüzünün gücü dünyaya geri dönmüş gibi kutlama yapıyorlardı!!

Bu sırada, Batı Çölünün engin topraklarında, Kara Kapı Kalesinin dışında.

Meng Hao yavaşça kafasını kaldırarak haydut birliğinin şaşkınlık içindeki zirve uzmanlarına baktı.

“Ji Klanı Kan Klonuyla bir kan totemi yaratabilirim. Bu mor yağmurla kıyaslanamaz, bu yüzden onun kalıcı olmasını istemiyorum. Fakat beş elementin tam döngüsüne geçici olarak ulaşmak iyi olacak. Ya da belki de… Kan totemini temel olarak kullanıp onu mor yağmur ile birleştirebilirim. Bunun ardından Su-tip totemin büyük döngüsüne ulaşabilirim!” Gözleri beklentiyle dolu olan Meng Hao elini kaldırdı ve işaret parmağını alnına bastırdı.

“Beş elementin… Geçici birleşimi!”

Altın Karganın ruhundan doğan güç! Metal!

Yeşilodun Ağacının sonsuz hayat gücü! Ahşap!

Ayaz Toprak Şeytan İmparatorunu doğuran Ayaz Toprak! Toprak!

Sönmeyen Alev! Ateş!

Ve şimdi, Kan Ölümsüzünün kana dönüşen miras gücü. Su!

O anda beş elementin her biri kendi büyük döngülerine ulaştı. Bu geçici bir büyük döngü olsa da Meng Hao’nun gelişim merkezini yükseltmişti. Onun Yetkin Altın Çekirdeğinden sınırsız altın ışık yayıldı. Bir dönüşümle birlikte sanki bir Gelişen Ruh ortaya çıkıyor gibiydi!

Aynı esnada, beş element birleşmeye başladı!

Metal. Ahşap. Su. Toprak. Ateş. Beş element birbirlerini hem yükselterek hem de kısıtlayarak birleşirken kadim bir kaotik irade formuna dönüştüler. Bu kadim kaosun içinde tek bir ışık ipliği ortaya çıktı!

Bu ışık altın rengindeydi, beş elementin metaliyle aynı altın renkti ve Metal-tip totem dövmesiyle de aynıydı. Bu renk aynı zamanda Meng Hao’nun Yetkin Altın Çekirdeğiyle de aynı renkteydi. Altın ışık ortaya çıktığı anda Meng Hao’nun gelişim merkezi patladı.

Durmaksızın yükseldi. Göz açıp kapayıncaya kadar Altın Çekirdek aşamasını geçti ve erken Gelişen Ruh aşamasına girdi!

Yetkin Altın Çekirdeği erimeye başladı ve içinden sadece Meng Hao’ya özgü olan bir Gelişen Ruh çıktı!!

Meng Hao şu an Erken Gelişen Ruh aşamasını öldürebilir, Orta Gelişen Ruh aşamasını şok edebilir ve Geç Gelişen Ruh aşamasına karşı savaşabilirdi ve yenip yenemeyeceği kesin değildi. Her halükarda bu bir Nüve Formasyonu aşamasının sahip olamayacağı bir güçtü. Meng Hao’nun Beş Renkli Gelişen Ruh gücü çeşitli totem dövmelerinin ortaya çıkmasıyla adım adım tamamlanmıştı. Şu an sahip olduğu savaş hünerleri tamamen benzersizdi ve gelişim dünyasında korku saçmaya yeterliydi.

Şaşırtıcı bir şekilde dışarıdan Kutsal Duyularıyla izleyenlerin gördüğüne göre Meng Hao aslında Nüve Formasyonunun büyük döngüsündeydi. Fakat hiç kimse onun Gelişen Ruh aşamasında olduğunu inkar edemezdi. Birçok insan gerçekte kendisini kasten Nüve Formasyonundaymış gibi gösterdiğini tahmin ediyordu.

Şu an Meng Hao’nun gelişim merkezi patlama yaşamış ve onun Erken Gelişen Ruh aşamasına girmesine ve Altın Çekirdeğinin içinde bir Gelişen Ruh şekillendirmesine neden olmuştu. Onu izleyen gelişimcilerin yüzleri anında inançsızlıkla dolmuş ve ağızları açık kalmıştı.

“O… Bir gelişim merkezi ilerlemesi mi yaşadı? O Gelişen Ruh aşamasında mı?”

“Bu… Bu nasıl olabilir? O Gelişen Ruh aşamasına mı geçti? Gerçekten de biraz önce sadece bir Nüve Formasyonu gelişimcisi miydi!?!?”

“Bu imkansız! Belki daha önce çoktan Gelişen Ruh aşamasına geçmiştir, ama bazı beklenmedik durumlardan dolayı gelişim merkezi düşüşü yaşamış ve şimdi de tekrar eski haline gelmiştir!” O anda savaş alanında tartışma sesleri yükseldi, Kara Kapı Kalesinin surundaki grup ve hatta şeytansı sürüsünün içinde kendilerine yol açmaya çalışan haydut birliğinin zirve uzmanları da bunu konuşuyordu.

Daha herkes şoku üzerinden atamamışken Meng Hao’dan altın ışığa ek olarak ikinci bir ışık ışını daha yükseldi.

Yeşil!

Titrek yeşil ışık altın ışıkla birbirine girdi. Meng Hao’nun saçları savrulurken aniden vücudundan sınırsız hayat kuvveti yayılmaya başladı. O anda gelişim merkezi daha da yükseldi. Şu an Erken Aşamanın zirvesindeydi, Orta Gelişen Ruh aşamasına geçmek için bir adımı kalmıştı!

Bu ani patlama onu izleyen herkesin zihnini uğultularla doldurdu. Meng Hao kafasını kaldırıp kükrediğinde arkasında üç renk belirdi, üç renkli bir gökyüzü!

Altın, yeşil ve Su-tip totemini temsil eden kırmızı renk!

Arkasında beliren üç renkli gökyüzü yukarıdaki semada yansırken Meng Hao’nun gelişim merkezi bir kez daha sıçrama yaptı. Durmaksızın yükselerek erken aşamadan orta aşamaya geçti.

O anda bunu izleyen herkesin yüzü inanamaz bir ifadeyle dolmuştu. Duo Lan sanki akıl almaz bir şey izliyormuş gibiydi, gözleri kocaman açılmıştı. Zhang Wenzu’nun bile gözleri giderek derin bir odaklanmayla titreşiyordu.

Daha sonra, dördüncü bir sarsıcı renk daha belirdi. Sarı!

Meng Hao’nun arkasında dört renkli bir gökyüzü görüldü. Gelişim merkezi yükselmeyi kesmedi, aksine hızını daha da artırdı. Sanki şimdiye kadar yaptığı sistemli hazırlıklar şimdi patlayıcı bir sonuçla serbest bırakılmış gibiydi.

Meng Hao’nun enerjisi patladı ve aurası giderek daha da güçlenirken arkasında beş tane ışık ışını birleşerek Beş Renkli Gökyüzü şekillendirdiler!

Bu beşinci renk… Siyahtı!

Beş element. Beş renk. O anda bir Beş Renkli Gökyüzüne dönüşerek Meng Hao’nun etrafında dolandılar. Meng Hao’nun elbisesi dalgalandı ve saçları savruldu. Gözleri garip ve canlı bir ışıkla parladı.

Meng Hao olduğu yerde beş renkli bir ışık yayıyordu, arkasında Beş Renkli Gökyüzü bulunuyordu. O sırada vücudunda görünen herhangi bir totem dövmesi yoktu. Tek sahip olduğu şey Beş Renkli Gökyüzü ve tarif edilemez bir korkunçluktaki auraydı!

Bu beş renk Meng Hao’nun beş elementinden doğmuştu. Altın Metal-tip dövmeden gelmişti. Yeşil Ahşap-tipten. Su-tipinin rengi kırmızıydı. Ayaz toprağı ise siyahtı!

En son ateş gelmişti. Onun rengi kırmızı değil sarıydı, gökyüzüne doğru yükselen öfkeli bir alevdi.

Meng Hao’nun gelişim merkezi son bir kez daha sıçrama yaptı. Aurası inanılmaz bir şiddetle patladı ve izleyen gelişimcilerde derin bir etki yarattı. Bütün izleyicilerin kalpleri korku hissiyle titredi.

En sonunda Orta Gelişen Ruh aşamasının zirvesine ulaşmıştı. Geç Gelişen Ruh aşamasıyla arasında ufak bir çizgi vardı. En sonunda gelişim merkezinin yükselişi durdu. Savaş alanında Meng Hao’ya bakan herkes sarsılmış haldeydi.

Bu gelişim merkezinin patlayıcı yükselişi Meng Hao’nun yıllardır Altın Çekirdeğini baskılamasının ardından gelmişti. Daha önce bastırdığı her şeyi serbest bırakmasıyla birlikte orta Gelişen Ruh aşamasının zirvesine kadar gelen göz kamaştırıcı bir büyüme elde etmişti.

Daha önceden Geç Gelişen Ruh aşamasıyla savaşabilme becerisine sahipti. Şu an Meng Hao Ruh Bölme aşamasını sarsamasa da onun altındaki herhangi bir gelişimciyi ayaklarının altında kuru ot gibi ezebilecek bir güce sahipti.

Tüm bunlara rağmen Meng Hao iç geçirdi.

“Eğer bu mor yağmuru anlayabilirsem, ardından onu kan totemiyle birleştiririm ve bir büyük döngü Su-tip totem dövmesi yaratabilirim. Bu olduğunda gelişim merkezim kesinlikle Orta Gelişen Ruh aşamasından öteye geçecektir!” Meng Hao şu anki gelişim merkezinin gerçekte beş element büyük döngüsünde olmadığını biliyordu ve bu yüzden orta aşamayı geçememişti.

Bu onun gerçekte istediği şey değildi. Bu beş elementin su bölümü Kan Ölümsüzünün kanını içeriyordu. Meng Hao’nun istediği ise Batı Çölü Kıyametinin mor yağmuruydu.

Bu onun seçimiydi.

Şu an beş elementli gelişim merkezi sadece geçici bir kaynaşımdı. Aslında Gelişen Ruhu hayaliydi ve beş element tam anlamıyla birleşmemişti. Beş Renkli Gelişen Ruhunu daha yapmamıştı. Onu yaptığında gelişim merkezi tam anlamıyla dengeye oturacaktı.

Aniden gözlerinde garip bir ışık parladı. Kafasını kaldırdı ve sayısız şeytansıya ve haydut birliğinin hayrete düşmüş uzman ve Totemik Kutsal Antiklerine baktı.

“Sanırım beş elementin geçici birleşiminin savaş gücünü test etme zamanı!” Meng Hao kendi kendine mırıldanırken şeytansılar kükrediler ve haydut birliği uzmanlarına doğru atılarak onları savunmaya geçmeye zorladılar. Daha sonra Gelişen Ruh uzmanlarından biri şeytansılar tarafından bir anda diğerlerinden ayırıldı. Adam ile Meng Hao arasında boş bir koridor oluşturuldu, aralarında birkaç yüz metre vardı.

Yaşlı adam ve Meng Hao bir an birbirlerine baktılar ve ardından Meng Hao sakince konuştu: “Hadi bakalım.”

“Bu ne küstahlık ve kibir böyle!” Bir Baş Papaz olan yaşlı adam kükredi. Gözleri soğukça titreşirken küçük ışınlanma kullanarak Meng Hao’ya doğru fırladı.

Adamın kabilesinin geri kalanları Kıdemliler ve Büyükbaba da dahil hepsi Egzotik Kalp İblisi Çiçeği yüzünden ölmüştü. Şu an kabilesinden geriye kalan tek zirve uzman kendisiydi. Gözlerinde öldürme arzusuyla ileri doğru fırladı. Yaklaştığında kafasının üstünde totemi ortaya çıktı. Muazzam bir yıldız olan totemi daha sonra üç bin metre genişliğinde devasa bir kayaya dönüştü. Gümbürtüler eşliğinde havada Meng Hao’ya doğru fırladı.

Meng Hao olduğu yerde sakin bir ifadeyle kaldı. Sağ elini sallayarak Beş Renkli Gökyüzünün titreşmesine neden oldu. Bir vınlama sesiyle birlikte beş renkli ışık yayıldı ve ardından ortadan kayboldu. Bir an sonra yaklaşmakta olan kaya sarsıldı ve daha sonra parçalandı.

Bu sahne herkesi şok etmişti, özellikle saldırıyı yapan Baş Papazı. Yüzü inançsızlıkla doluydu. O esnada Meng Hao dikkat dağıtıcı bir şekilde elini salladı ve ileri doğru işaret etti.

İşaretiyle birlikte Beş Renkli Gökyüzü dalgalandı ve ardından kayboldu. Tekrar ortaya çıktığında Meng Hao’nun parmağında toplanmıştı. Daha sonra parmak indi ve kör edici beş renkli ışık yaşlı adama doğru fırladı.

O bir Baş Papazdı, ama yine de yüzü titreşti. Büyülü eşyalarını ve kutsal becerilerini kükremeler eşliğinde kullandı. Geriye doğru fırladı, birkaç kez küçük ışınlanma kullanarak aniden ortadan kayboldu ve sonra uzaklarda tekrar göründü.

Çok hızlı tepki vermiş ve inanılmaz bir hızla hareket etmişti. Sanki beş renkli ışık ışını ne kadar süratli ve vahşi olsa da ona dokunamayacak gibiydi. Fakat adam aniden tüm vücudunun titrediğini hissetti. Bir ağız dolusu kan tükürürken göğsünde beş renkli bir parıltı belirdi. Kafasını eğerek şaşkın şaşkın bakakaldı, yapabileceği hiçbir şey yoktu.

“Bu nasıl mümkün olabilir?”

“Gördüğün gibi...” dedi Meng Hao yumuşak bir tonla, gözleri aydınlanma ile parlıyordu. “Beş elementin gücünden kaçınamazsın.”

Yaşlı adam hiçbir şey söylemedi, sadece yüzünde acı bir gülümseme belirdi. Aniden içindeki bütün kan dışarı patlarken vücudu kıpkırmızı oldu. Kanlar sise dönüşürken patırtı sesleri duyuldu. Aynı esnada adamın içinden altın bir ışık dışarı çıktı,tüm vücudunu içten dışa doğru altından bir heykele dönüştürdü. Fakat adam hala ölü değildi. Aslında teorik olarak hala hayatta kalma şansı vardı. Adam yere düştü ve ardından adamın içinden bir alev denizi dışarı fışkırarak hem vücudunu hem de ruhunu yakarak onu öldürdü.