Bölüm 516

avatar
6646 18

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 516


Bölüm 516: Ruhu Bölmeden Nasıl Bin Yıldan Fazla Yaşayabilirsin?



Batı Çölü, kuzeyden başlayarak doğu ve batıya doğru yavaş yavaş mor denize dönüşmeye başladı. Deniz en nihayetinde genişleyerek güneyi de kapladı. En sonunda Kara Kapı Kalesinin önünde durdu. Bu noktada, o artık gerçekten de sınırsız bir denizdi.



Kara Kapı Kalesi en sonunda sulara gömüldü. Bundan on bin yıl sonra deniz suyu kaybolduğunda yeni bir kara parçası ortaya çıkacaktı.



Ve bu olay Batı Çölü Kıyametinin gerçek sonu olacaktı. Deniz suyu kaybolacak ve Batı Çölü bir kez daha ortaya çıkacaktı.



Belki o zaman Batı Çölü toprakları Siyah Topraklarda yaşayan Batı Çölü gelişimcileri için yabancı bir yer haline gelecekti. Fakat elbette ki on bin yıl önceki kabilelerinin köklerini bulmak için oraya gidecek insanlar da olacaktı.



O sırada Kara Kapı Kalesi artık kapanarak göçü resmi olarak bitirmişti…



Meng Hao’nun Karmaya dair aydınlanma kazanmasıyla birlikte attığı kahkaha yankılandı. Karma İpliklerini görmüştü. Oltayı attığında onu tıpkı bir Ji Klanı üyesi gibi kullanabiliyordu. Bu Meng Hao için beklenmedik, ekstradan bir kazançtı.



Demek Karma en başından beri benimleydi…” Meng Hao havada ilerlerken Papağan omuzuna tünemişti. Et Peltesi ise her zamanki gibi Papağanın ayağına bağlıydı. Bir adam, bir Papağan ve bir Et Peltesi, mor yağmur sağanağının altında yoluna devam ediyordu. Etrafları imha gücüyle çevrelenmiş haldeydi. Ruhsal enerji tamamen kesilmişti.



Altın Karga Klanıyla ayrıldıktan sonra Meng Hao Siyah Topraklara girmeyi tercih etmemişti. Farklı bir yol seçmişti. Su-tipi totemini yaratmak için arkada Mor Yağmur Kıyametinin içinde kalacaktı.



Kan totemi Meng Hao’nun seçtiği bir totem değildi. Aydınlanma kazanmak ve Mor Denizin gerçek anlamını bulmak için Mor Yağmur Kıyametinin içinde kalacaktı.



Havada hızla ilerlerken bir anda gözleri pırıldadı.



Artık Siyah Toprakların dışındaki düzlüklerden ayrıldım...” diye mırıldandı. “Takipçiler yetişmiş olmalı…” Aniden havada durdu ve dönerek arkasına baktı.



Muhtemelen peşimdekiler Gelişen Ruh gelişimcileri değil… Ruh Bölme gelişimcileri!” Etrafına bakarken gözleri parladı ve gülümsedi.



Uzun bir sürenin ardından bakışları çok uzak olmayan bir noktaya sabitlendi.



O büyük ihtimalle Ruh Bölme olacak. Kara Kapı Kalesindeki gösterimden sonra sıradan Gelişen Ruh gelişimcileri bana bulaşmaya cesaret edemez.” Meng Hao Ruh Bölme aşamasını düşünürken bir anda gözleri hırs ile alevlendi.



Ruh Bölme… Tarif edilemez güçte bir aşamaydı!



Gelişimciler için Ölümsüzlüğe Yükselişten sonra en çok arzu duyulan şeydi!



Ruh Bölmenin gizemleri kutsal becerilerin çeşitliliğiyle ilgili değil, ihtisasın tezahürüyle ilgiliydi. Üç Bölmenin her biri bir ihtisas kullanımının örneğini teşkil ediyordu.



Bir kişi yalnızca Ruh Bölme aşamasındayken gelişimine Tao diyebilme hakkına sahip olabilirdi!



Ruh Bölme aşamasındaki gelişimde tıbbi haplar ikinci sırada geliyordu. Bu aşamada en önemli şey ihtisasa dair aydınlanma idi.



Her bir Ruh Bölme Patriğinin farklı farklı İhtisasları vardı. Farklı hayat tecrübeleriyle birlikte gelişimci tarafından seçilen İhtisas Tao’su bir Bölme bıçağına dönüşüyordu. İlk Bölme erken aşamaya, İkinci Bölme orta, Üçüncü Bölme ise geç aşamaya denk geliyordu!



Bu Bölmelerin her biri gelişim merkezinin bambaşka bir aleme yükselmesine sebep olacaktı. Üç Bölmenin tamamı gerçekleştiğinde Ruh Bölmenin büyük döngüsü tamamlanmış olacaktı. Bunun ardından gelişimcinin önünde tek bir yol kalacaktı, o da Tao Arayışıydı.



Ona Tao Arayışı denmesinin sebebi gelişimcinin vücudunun bir Tao içermesiydi. Ruh Bölme Aşamasının üç bölmesi esnasında kişinin Tao’su keşfedilecek ve sorular gün yüzüne çıkacaktı… Tao pekiştiğinde ise o kişi için Ölümsüzlüğe Yükseliş hakkı doğacaktı.



Tabii ki Tao Arayışı sırasında şüpheler ortaya çıkmadığı sürece. O durumda Tao ortadan kaybolacak ve vücut yok olacaktı. Her şey boşluğa dönüşecekti.



Bir deyişe göre bir kişi aydınlandığında mutlu mesut ölebilirdi. Tao Arayışı aşaması böyle tarif edilebilirdi. Aydınlanma kazanıldığında ve Tao pekiştirildiğinde bir kişi ölürken bile gülümseyebilirdi.



Ruh Bölme, Tao Arayışı, Ölümsüzlüğe Yükseliş!



Bunlar Güney Gök gezegenindeki gelişimcilerin nihai arzularıydı. Bu üç aşamanın her biri insanı ölüme götürebilirdi. Fakat nihai amaç olan Ölümsüzlüğe Yükselişe ulaştıktan sonra gelişimci Güney Gök Gezegeninden ayrılıp yıldızlar arasında seyahat etme hakkı kazanabilirdi. Orada kişinin şahsi Tao’su daha da güçlenecek ve görkemli bir çiçek gibi açacaktı!



Böyle güzel bir çiçek açtığında, kişi beyhude bir hayat yaşamadığı için göklere karşı katıla katıla gülebilirdi!



Bu, Ölümsüzlüğe Yükseliş yoluydu!



Meng Hao’nun yolu... Xu Qing’in yolu… Chu Yuyan’ın yolu... Chen Fan, şişko ve diğer herkes bu yoldan yürüyordu…



Fakat objektif olmak gerekirse, Batı Çölünde ya da Güney Diyarında Tao Arayışı uzmanları Anka tüyü ve Qilin boynuzu kadar nadirdi. Ruh Bölme uzmanı bile fazla yoktu. Genel olarak Batı Çölünün büyük kabilelerinde bile bir tane Ruh Bölme Patriği vardı ve bu şekilde miraslarını yıllar boyunca devam ettirebilmiş ve gerçek anlamda güçlü kalabilmişlerdi.



Bu durum Güney Diyarında da aynıydı. Ruh Bölme uzmanları çok yaygın değildi. Dahası çoğunluğu sadece Birinci Bölmede kalmıştı. İkinci Bölmeye ulaşmış olanların sayısı daha da azdı ve Üçüncü Bölmeye ulaşanlar ise çok nadirdi.



Bu yüzden her Bölme son derece önemliydi. Başarısızlık kesin ölüm anlamına geliyordu. Aslında Ruh Bölme aşamasına ulaşmış olan uzmanların çoğu sonraki Bölmelere devam etmemeyi tercih etmişti.



Başarısızlık ölüm anlamına geliyordu!



Ruh Bölme aşamasının gücü İhtisasta yatıyordu. O, kutsal becerilere etki edebilir, doğanın kanunlarını değiştirebilir ve kalbin bütün isteklerini gerçekleştirebilirdi. Bir Gelişen Ruh gelişimcisinin bakış açısından bu imkansız gibi görünen bir şeydi.



Patrik Reliance’ı örnek olarak alırsak onun Zhao eyaletini yanında taşıyabilmesinin sebebi gelişim merkeziydi. Fakat aslında o bir Ruh Bölme tezahürüydü!



Başka bir örnek ise Soğuk Kar Klanı Patriğiydi. Onun gücü bölgedeki her şeyi sarsabilirdi. Fakat gelişim merkezinin düşmesi bir saldırıyı körüklemişti.



Eğer bir kişi Ruh Bölme aşamasına girmek istiyorsa ilk adım İlk Bölme olacaktı ve bu kaçınılmaz bir şeydi.



Bu, Gelişen Ruh aşamasının ötesine geçmeyi arzulayan herhangi bir gelişimci için muazzam bir engeldi. Bu engel aslında birçok Gelişen Ruh gelişimcisi tarafından aşılamıyordu. Bu yüzden hayatlarının sonuna kadar Gelişen Ruh aşamasının büyük döngüsünde kalıyorlar ve en sonunda ölerek toz oluyorlardı.



Eğer bir kişi bin yıldan fazla yaşayamazsa ve göklere karşı gelemezse o kişinin Ruh Bölme aşamasında olmasına imkan var mıydı?



Gelişen Ruh aşamasının ömrü aşağı yukarı bin yıl kadardı. Hatta ömrü uzatan şok edici tıbbi haplar kullanarak bile bu bin yıllık ömür barajını aşamazlardı. Bu, gök ve yerin kanunlarından biriydi. Gelişimcinin mutlak ömür sınırı bin yıldı.



Fakat Ruh Bölmenin İlk Bölmesiyle birlikte beş yüzden bin yıla kadar ömür çalınabilirdi. Bu sürenin tam olarak ne kadar olacağı kişinin İhtisasıyla alakalıydı… Her durumda ömür bin yılın üzerine çıkacaktı!



Bin yılın üzerine çıkmak göklere karşı bir başkaldırı anlamına geliyordu!



Bu yüzden Ruh Bölmeye ulaşmak çok zordu. Mutlak derecede zordu!



Meng Hao derin bir nefes aldı ve gözlerinde parlayan arzu ve inatçılığı da alarak kalbinin derinliklerinde sakladı. Bu yolda Ölümsüzlüğe Yükselişe kadar ilerleyecekti… Hem de daha önce görülmemiş bir biçimde ilerleyecekti. Bu Meng Hao’nun kabindeki azimdi.



Beş Renkli Gelişen Ruh ise bunun daha ilk adımıydı!



Meng Hao havaya baktığında sadece mor yağmurun sağanağını görebildi. Ondan başka hiç kimse görünmüyordu. Bir süre sessizce bekledi, tam olarak on nefeslik süre. Aniden Meng Hao’nun birkaç bin metre önünde yavaş yavaş yüce bir figür havada ortaya çıkmaya başladı.



Figür görünür hale geldiğinde garip, görünmez bir güç alandaki mor yağmuru etkilemiş gibi göründü. Yağmur damlaları kenara itilerek figürün üzerine düşmesi engelleniyordu.



Meng Hao’nun ifadesi sanki sıradan bir şey olmuş gibi her zamanki sakinlikteydi. Fakat o anda Papağanın gözleri kocaman açıldı. Vücudundaki rengarenk tüyleri dikildi. Onun ayağındaki Et Peltesi titredi ve çanın çınlamasına sebep oldu.



Lanet olsun, Ruh Bölme!!” dedi Papağan şaşkın bir şekilde. Onun ne düşündüğünü söylemek imkansızdı. Pervasızca kafasını eğerek Et Peltesine baktı ve konuştu: “Kapa çeneni! Sallanmayı kes! Senin sallanman Beşinci Lordun canını sıkıyor!” Buna cevap olarak Et Peltesinin titremesi daha da şiddetlendi.



Meng Hao’nun ifadesi her zamanki gibiydi. Uzun zaman önce Karga Mabudu Kabilesi, Şeytan Ruhuyla birlikte Siyah Topraklara girdikten sonra ikinci bir Şeytan Ruhunun olduğunun fark edileceğini zaten tahmin etmişti.



Göksel Saltanat Birliğinin Şeytan Ruhlarını istemesini de göz önüne alınca, Ruh Bölme Patriğine sahip diğer büyük kabilelerin aç gözlü davranması muhtemel bir olaydı. Yani büyük ihtimalle onu takip edip öldürmek isteyeceklerdi!



Eğer Meng Hao Siyah Topraklara girmiş olsaydı bu tarz bir olaydan kaçınması çok zor olacaktı. Dahası bu durum Karga Mabudu Kabilesini de etkileyecekti. Yani tek seçeneği ayrılmaktı. Fakat buna rağmen, yine de insanlar peşinden gelmişti.



Fakat artık bu konunun Karga Mabudu Kabilesiyle bir alakası yoktu. Kara Kapı Kalesinin önünde Meng Hao’nun onlardan ayrılmasına herkes şahit olmuştu. O an Meng Hao, Karga Mabudu Kabilesiyle arasındaki Karmayı kesmişti.



Neden burada olduğumu biliyor musun?” diye sordu saydam figür, bir yandan gözlerini açarak. Onun gözlerini açması çevredeki her şeyin değişmesine sebep oldu. Sanki tarif edilemez, görünmez bir kanun gücü tüm bölgeyi kaplamıştı. Figür konuşmak için ağzını açmamıştı, sesi Meng Hao’nun direk zihninde yankılanmıştı.



Şiddetli bir aura Meng Hao’ya boğulma hissiyatı veriyordu. Bu figürün tek bir düşüncesi alandaki mor yağmurun durmasına sebebiyet vermişti. Yağmur havada hareketsiz bir şekilde durmuştu. Yağmur damlalarının havada hareketsiz bir şekilde süzülmesi oldukça şaşırtıcı bir sahneydi.



Bu herhangi bir Gelişen Ruh Aşamasının yapabileceği bir şey değildi. Bu bir kutsal beceri değil, bir kanun emri gibiydi. Bu bir… İhtisas idi!



Yalnızca Ruh Bölme uzmanları İhtisasa sahip olabilirdi!



Meng Hao yüce varlığa pırıldayan gözlerle baktı. “Demek bir Gelişen Ruh gelişimcisi tarafından değil, bir Ruh Bölme uzmanı tarafından takip ediliyorum!



Şeytan Ruhunu teslim et.” dedi yüce figür Meng Hao’ya bakarak. “Bunun ardından yoluna devam edebilirsin.” Figürün ifadesi ne kızgın ne de mutluydu. Olduğu yerde ağzı kapalı bir şekilde duruyordu, ama sesi Meng Hao’nun zihninde yankılanıyordu.



Bekle biraz!” diye ciyakladı Papağan. Aniden havaya uçtu. Aynı esnada ayağında bağlı olan çan formundaki Et Peltesi gevezelik etmeye devam etti.



Kanatlarını hızla çırpan papağan konuşmaya devam etti: “Heh heh. Bak Büyük kardeş. Beşinci Lord bu çocukla aynı tarafta değil. Şimdi düşündüm de sevgili cariyem evde beni bekliyor. Sonra görüşürüz.



Büyük kardeş...” diye coştu Et Peltesi, “Üçüncü Lord da bu çocukla aynı tarafta değil…



Et Peltesi ve Papağana bakan Meng Hao’nun ifadesi çirkinleşmişti. “O Şeytan Ruhu!” dedi aniden Papağanı işaret ederek.



Aniden yarı saydam figür gözlerini Papağana çevirdi.



Meng Hao, seninle aynı taraftayız, orospu! Sen... Sen... Sen…” Papağan titremeye başlarken bir anda telaşa düştü.



Bu yanlış!” diye bağırdı Et Peltesi. “Bu ahlaksızlık! Bu Göksel Felaketi kışkırtacak! Sen…














Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr