Bölüm 531

avatar
6456 14

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 531


Bölüm 531: Karma İplikleri!



O anda yandaki diğer üç yaşlı adam sarsılmış ve yüzleri umutsuz bir şaşkınlıkla dolmuştu. Kalpleri korkuyla titredi; üzerlerine çöken bu ölümün gölgesi, Patrik Huyan tarafından onlara verilen görevin çok ötesindeydi.


  Gelişen Ruh Gelişimcileri hiç tereddüt etmeden döndüler ve en güçlü kaçış tekniklerini kullanarak hızla kaçmaya başladılar. Ellerinden geleni yaptılar. İçlerinden orta Gelişen Ruh aşamasında olan birisi mor renkli bir yeşim kayışı parmaklarıyla kırmasıyla beraber vücudunun etrafı mor parıltıyla kaplandı ve ardından onu patlayıcı bir hızla ileri itti.


  Başka bir orta aşama Gelişimci, Bay Wu’nun kan kaçış sanatının başarısızlığına şahitlik ettikten ve kullanınca onu nasıl yaraladığını gördükten sonra aynı tekniği kullanmaya cesaret edemedi. Bunun yerine zararlarına aldırış etmeden kendi Gelişen Ruhunun hayat kuvvetini çekti. Uzaklara doğru inanılmaz bir hızla fırladı.


  Geriye kalan son Gelişimci ise geç aşamaydı. Kaçarken depolama çantasından çıkardığı bir Feng Shui pusulasını önüne doğru fırlattı. Hemen pusuladan yayılan üç parıltı şeridi havaya doğru saplandı ve ardından… havada bir yarık açtı!


  Adam arkasına bile bakmadan yarığın içine daldı, aklında kaçmaktan başka bir düşünce yoktu.


  Zaten sarsılmıştı ve Meng Hao’ya karşı mutlak bir korkuyla dolmuştu.


  Huyan Qing ise biraz önce olanlardan dolayı tamamen afallamıştı. Vücudu titriyordu ve nefesi kesilmişti. Tüyleri diken diken olmuş ve kalbi şiddetli bir pişmanlıkla dolmuştu.


  Bay Wu’nun patladığını görmek yüzünün solmasına ve soğuk terler atmasına neden olmuştu.


  Meng Hao elbise kolunu fiskeleyerek Bay Wu’dan geriye kalan parçaların etrafa saçılmasına neden oldu. Aynı esnada sağ işaret parmağını ileri doğu işaret etti. Bir anda tam tersi yönde uçmakta olan kan kütlesinden ona doğru kan damlaları uçtu. Kanlar parmağını ucunda toplanarak pırıltılı bir kan damlasına dönüştü.


  Bu kan bir büyük döngü Gelişen Ruh Gelişimcisinin ölmesiyle üretilen kalp kanıydı. Meng Hao kana bir an baktıktan sonra elini sallayarak onun üç parçaya bölünerek Mo Qi ile sarılı bir şekilde kaçmakta olan Gelişimciye doğru fırlamasına neden oldu.


  Kan damlası kırmızı bir şeride dönüşerek havada fırladı.


  Aynı esnada Meng Hao eliyle bir yakalama hareketi yaptı. Heyecanlı uluma sesi eşliğinde İblis Mızrağı ortaya çıktı. Bir anda vahşi suratlarla dolu olan siyah sis yükseldi. Tuhaf bir şekilde, bu suratlar orada duran Meng Hao’yu gördüklerinde titremeye başladılar ve aniden sessizleştiler.


  Meng Hao mızrağı kaldırdı ve ardından havaya doğru salladı. Aniden sisin içindeki vahşi suratlar bir kez daha ulumaya başlarken kaçma uğruna Gelişen Ruhunu yakan Gelişimciye doğru fırladılar.


  Meng Hao bunları yaptıktan sonra bakışlarını şuan yarıktan geçmek üzere olan geç aşama yaşlı adama doğru baktı. Yarığın kendisi kapanmanın eşiğinde gibi görünüyordu. Meng Hao depolama çantasına vurarak zümrüt yeşili bir parıltının ortaya çıkmasına neden oldu. Aniden elinde oldukça sıradan görünen bir olta belirdi.


  Oltayı eline aldığı anda Meng Hao’nun bütün aurası değişti. Sanki vücudu bir şekilde etrafındaki havayla bütünleşiyormuş gibi aurası bulanıklaştı. Huyan Qing ona baktığında kötü bir hissiyat yaşadı, sanki direnmenin imkansız olduğu bir çeşit yırtıcı hayvana bakıyordu.  


Fakat bu bir yırtıcı değildi. Bu onun üzerindeki bir seviyede bulunan bir hayat kuvvetinden gelen ezici bir güçtü, onun hayatını her an alabilecek bir şeydi.  


Huyan Qing’in kalbindeki hissiyatı kusursuz bir şekilde betimlemek imkansızdı. Nefesi hızlanmıştı ve vücudu titriyordu. Şuan tecrübe ettiği korku daha önceki hiçbir şeye benzemiyordu.


  Böyle bir korkuyu hisseden yalnız o değildi. Kaçmakta olan iki orta Gelişen Ruh aşama yaşlı adam da titriyordu ve kendi seviyelerinin çok üstünde bir baskının üzerlerine çökmekte olduğunu hissedebiliyorlardı. Bu baskı hızla kalplerini ve zihinlerini sardı.


  Vücutları titredi ve ruhları sarsıldı. Onların Karması… aniden görünür hale geldi!


  “Bu da ne…?


  En çok korkan ise yarıktan daha yeni geçen geç aşama yaşlı adamdı. Meng Hao kabusuyla yarığın karşı tarafına geçse de farklı bir dünyada ruhunun titremesi şiddetli bir doruğa ulaşmıştı. Sanki bir çeşit inanılmaz, direnilmez bir soğukluk tüm vücudunu sarıyor gibiydi.


  “Bu da ne…?


  Meng Hao sakin ifadeyle oltayı kavradı. Dünya bir anda farklı, renksiz görünmeye başlamıştı. Fakat karşısındaki üç insanın kafalarının üstünde canlı, renkli ışıklar görülüyordu.


  Meng Hao Huyan Qing’e baktı. Adamın kafasının üstünde hepsi gruplanmış bir yığın canlı, renkli iplik vardı. Hatta bu ipliklerden birisi parlak kırmızıydı ve son derece kalındı. Diğer ipliklerden farklı olduğu hemen fark ediliyordu.


  O anda Huyan Qing’in vücudu şiddetle titriyordu. Meng Hao’nun bakışı ve aurası öncekine göre binlerce kat daha korkunçtu. Onun daha önceki bakışı yalnızca bir tehditti. Ama Huyan Qing bu sefer ruhunun donduğunu hissediyordu. Sanki tüm hayatı, tüm sırları Meng Hao tarafından görülebiliyormuş gibiydi.


  Görünüşe göre Meng Hao’nun tek düşüncesiyle hayatı sona erebilirdi. Ayrıca bu ölümün normal bir ölüm olmayacağını, tarif edilemez korkuyla dolu olacağını da söyleyebilirdi.


  Sanki… zaten ölüm yeterince korkunç olsa da Meng Hao’nun elinde ölmek sonsuz dehşet ve acıyla dolu olacak gibiydi.


  Meng Hao kaçmakta olan diğer ikisine baktığında onlar da Huyan Qing ile aynı hisleri yaşadılar.


  Meng Hao kafalarının üstüne bağlanmış renkli ve canlı iplikleri net bir şekilde görebiliyordu. Onlar da diğer iplerden farklı olan son derece kalın, kırmızı ip vardı.


  Bu kalın iplikler Meng Hao’nun yüzünün hafifçe titreşmesine neden oldu.


  “Demek bunlar Karma iplikleri,” diye mırıldandı. Kaybolmakta olan yarığın diğer tarafında titreyen yaşlı adama doğru baktı.


  Ona bağlı olan daha fazla iplik vardı.


  “Yazık oldu,” dedi başını sağa sola sallayarak. “Karmaya dair kavrayışıma göre, 19.Ji’nin yaptığı gibi Karmayı bölemem…. Fakat….” Gözleri vahşice pırıldadı ve oltayı önüne doğru salladı.


  Aniden bir olta ipliği ortaya çıktı. Öyle hızlı hareket etti ki hareket ettiği bile görülmedi. Aniden titremekte olan geç Gelişen Ruh aşamasındaki yaşlı adamın önünde beliriverdi. Yaşlı adam bir anda son derece korkunç bir şey hissetti. Diğerleri onun ağzından çıkan kan dondurucu çığlıkları duyamasa da Meng Hao duyabildi.


  Meng Hao olta ipliğin yaşlı adamı sardığını gördü. İpliği çekmesiyle birlikte adamın ruhu vücudundan söküldü. Gelişen Ruhu hızla kurudu ve vücudu bembeyaz olmasıyla beraber öldü.


  Olta ipi geriye dönünce Meng Hao uzandı ve ruhu kavradı, ardından onu ezdi!


  Ruh dağılırken Meng Hao’nun zihni bir gürlemeyle doldu. Bir anda tam olarak nasıl olduğunu açıklayamasa da artık Karmaya dair daha derin bir kavrayışa sahip olduğunu fark etti.  


Huyan Qing bu olup bitenleri gördüğünde tek yapabildiği şiddetli bir çığlık kopartmak oldu. Dİğer iki yaşlı adam delice kaçarken titriyorlardı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr