I Shall Seal The Heavens - Bölüm 563

---

Bölüm 563: Sıra Dışı Antik Şeytan Ölümsüzü Tarikatı!

“Konak vücut mu?” Meng Hao şaşkındı. Bu terimi ikinci kez duymuştu, ilk önce Ji Xiaoxiao bundan bahsetmişti. Meng Hao aniden Diriliş Zambağının parazit varlığını düşününce gözleri pırıldadı.   Ne yazık ki bunun Fang Yu’nun bahsettiği “konak vücut” terimiyle alakasının olup olmadığını bilmiyordu. Bilerek kafası karışmış gibi bir ifadeye büründü ama içten içe son derece temkinliydi.   Onun bu ifadesini gören Fang Yu bir anda kaşlarını çattı. Ardından elini sanki onun kafasına vuracakmış gibi kaldırdı. Bu hareket son derece antrenmanlı gibiydi, sanki bunu çoğu kez yapmıştı. Meng Hao hemen düşünmeden geriye doğru çekildi. Fang Yu ona bir süre baktıktan sonra nihayet elini indirdi.   “Hiçbir şey bilmiyorsun,” dedi öfkeyle, “buna rağmen buraya gelme cesareti mi gösterdin? Sen….” Bir an sonra nihayet konak vücut ile neyi kastettiğini açıklamaya başladı.   Meng Hao açıklamayı dinlerken gözleri yavaş yavaş parlamaya başlamıştı.   Fang Yu’nun anlattığına göre İlkel Şeytan Ölümsüzü Düzlemi her açıldığında girenler için talih anlamına geliyordu. Fakat, bu iyi talihin seviyesi kişinin çeşitli düzlemlere ne kadar dalabildiğiyle alakalı olacaktı.   “İlkel Şeytan Ölümsüzü Düzlemi açıldığında,” diyerek açıklamaya başladı, “en başta iki tane farklı düzlem olacak. İlk Düzlem şuan içinde bulunduğumuz yer, Şeytan Ölümsüzü Tarikatının harabeleri. Burada neredeyse bütün iyi talih içeren konumlar kısıtlayıcı büyülerle korunuyor. Bu düzlem sadece yetmiş iki saat açık kalacak!”   “İlk Düzlemde hiçbir katılımcı herhangi bir teknik yada miras bulamayacak. En ufak bir hazine bile göremeyecek. Yani bu değişmez bir kural değil ama İlkel Şeytan Ölümsüzü Düzleminin kaç ke açıldığını göz önüne alınca geçmişte hiç kimse bir şey alamadı.”   “Burada tek yapabileceğimiz şey Birinci Düzlemin esas amacıyla ilgili. Ve bu da… uygun bir konak vücut bulmak. Bu konak vücutlar da etrafında gördüğün cesetlerden biri olacak! Bu cesetlerin her biri bir konak vücut olabilir!”   “Biz Gelişimcilerin uygun bir konak vücut bulmak için yetmiş iki saati var!”   “Yetmiş iki saat sonra İkinci Düzlem otomatik olarak açılacak ve antik zamanları hatırlayabileceğiz!” Meng Hao’nun kendisini ilgiyle dinlediğini gören Fang Yu ister istemez gülümsedi. Ardından hiçbir şey saklamaksızın bütün detayları anlatmaya devam etti.   Ama onun bilmediği şey aslında Meng Hao’nun ona çok da ilgi göstermediğiydi. Dikkatinin yarısı Fang Yu’nun kendisine odaklanmıştı, sanki onun kendisine yardım etmek için neden böyle özel bir çaba sarf ettiğini anlamaya çalışıyor gibiydi.   “Uhhh… o bana aşık olmuş olamaz değil mi?” diye düşündü. Aniden içinden bir ürperti hissi yükseldi. Bu konuyu daha fazla düşündükçe durumun böyle olmadığına daha fazla ikna oluyordu. Yine de ister istemez ilk karşılaştıkları anı düşünerek sağ elini ovuşturdu.   “İkinci Düzlem hepimizin aynı anda tecrübe edeceği bir çeşit halüsinasyon gibi olacak,” Fang Yu devam etti. “Fakat, o son derece gerçekçi olacak. Bu sürede zengin Şeytan Ölümsüzü Tarikatına girebileceğiz. Hangi çağı ziyaret edeceğimiz ise bizim kontrolümüzde olmayacak.”   “Bu tıpkı antik zamanlara geri dönüş gibi olacak. Dahası, antik Şeytan Ölümsüzü Tarikatına girdiğimizde kendimiz gibi olmayacağız. Seçtiğimiz kişinin kimliğini kullanarak antik zamanların hayali versiyonunda iyi talih aramaya başlayabileceğiz.” Fang Yu’nun gözleri beklentiyle parladı.   “Bu nedenle konak vücut seçimi son derece önemlidir. Eğer konağın statüsü yüksekse doğal olarak daha iyi fırsatlarla karşılaşabileceğiz ve belki de bu fırsatlar Gökleri sarsan cinsten olacak! Konak vücut  her şeyin anahtarı konumunda! Doğru bir statüyle hayallerinin ötesinde iyi talihler elde edebilirsin!” Bu noktada Fang Yu’nun gözlerindeki beklenti ışığı inanılmaz bir seviyeye yükselmişti.   Açıklamayı bu noktaya kadar dinleyen Meng Hao’nun gözleri titreşti. “Antik bir hayaller ülkesi mi?” dedi. “Eğer o sadece bir hayaller ülkesi ise o zaman gerçekten de çok iyi talihlerle karşılaşabilir miyiz?”   “Onun hayaller ülkesi olduğu daha önce buraya girmiş olanlar tarafından teyit edilen bir şey,” dedi Fang Yu hevesle. “Ayrıca içeride… hiçbir şey imkansız değil!”   “Şeytan Ölümsüzü Tarikatının varlığı sayısız yıldır devam etti,” diye cevapladı Meng Hao. “Ayrıca, çeşitli öğrenciler arasında çok büyük çağ farkları da vardı. Bazıları Tarikata ölüm zamanlarında katılmış, diğerleri on bin yıl boyunca burada kalmış olabilir. Bu durumda herkesin aynı çağa girmesi nasıl mümkün olacak?”   Bu soruyu duyunca Fang Yu’nun gözleri takdirle parladı. Belli ki bu soru hoşuna gitmişti.   “Bu tamamen şansa bağlı. Geçmiş nesillerde, şanssız olan insanlar antik zamanlarda var olmayan konak vücutlar seçtiler. Bunun sonucunda ne yazık ki İkinci Düzleme giremediler ve erkenden dışarı çıkmak zorunda kaldılar.”   “Bu nedenle, iyi şans elde etme kaygısı yada sadece İkinci Düzleme girmek fırsatı önemli değil, ölmeden önce uzun zaman burada kalmış olan bir ceset bulmalısın.”   Meng Hao bunu bir an düşündü.   “Önce de dediğim gibi,” Fang Yu devam etti, “konak vücut seçimi çok önemli. Bir tarikat Kıdemlisinin yada Papazının ve hatta yedi inanılmaz Elit Çıraktan birinin vücudunu bulma konusunda çok umutlu olmamalısın. Bunun ihtimali çok düşük.”   “Oturum öğrencisi bulmak bile son derece nadir; arasan bile şansın yaver gitmedikçe bulamazsın. Yapabileceğin tek şey İç Tarikat öğrencileri için savaşmak olacak.”   “İlkel Şeytan Ölümsüzünün açıldığı yıllar boyunca Ji Klanı hep en iyi pozisyonda katıldılar. İç Tarikat öğrencilerinin cesetlerinin konumunu buldular ve hatta Oturum öğrencilerinin bile.”   “Fang Klanı ise, sadece dört tane İç Tarikat öğrencisinin yerini yerini saptayabildik.”   “Güney Gök tarikatlarının çoğu ise,” dedi sakince, “sadece bir yada iki tane İç Tarikat öğrencisinin kaydına ulaşabildi.”   Meng Hao derin bir nefes aldı. Şuan konak vücudun önemini tam olarak kavramıştı. Yüksek statülü bir konak vücut İkinci Düzlemde daha iyi talile karşılaşma fırsatı demekti. Bazı antik miraslar ve teknikler yalnızca özel pozisyona sahip kişilerle alınabilirdi.   “Dahası,” diye devam etti Fang Yu, “İkinci Düzleme girdikten sonra hepimiz geçici olarak hafızamızı kaybedeceğiz. Kısa bir süreliğine kendimizi konak vücudun kimliğine bürüyeceğiz. Fakat, kişisel yetenek ve becerilere göre saatler yada günler sonra tekrar uyanmış olacağız.”   “Bu zaman periyodu en tehlikelisi!” Fang Yu bu noktaya ulaştığında sesi son derece ciddileşti. “Bunun nedeni eğer çok yavaş uyanırsan bazı fırsatları kaçıracak olman. Dahası, diğerleri senden daha önce uyanacağı için hayatın tehlikede olacak!”   “İkinci Düzlem İlkel Şeytan Ölümsüzü Düzleminin asıl tehlikelerinin başladığı yer. Fakat elde edilecek çıkarlar da çok büyük. Efsanelere göre antik Şeytan Ölümsüzü Tarikatı bin çeşit Taoist büyüsüne, bin çeşit geleneğe ve bin çeşit aykırılığa sahip. Toplamda üç bin tane büyük Tao var. Bu kutsal becerilerin ve Taoist büyülerin her biri bir miras.”   “Yıllar boyunca elde edilen en büyük miras bir Ji Klanı üyesinin Oturum öğrencisi kimliğiyle elde ettiği Yeraltı Seans Büyüsüydü. Aydınlanma elde ederek o tekniği beraberinde götürebildi. Böyle bir kutsal beceri Ji Klanı’nın Karma Tao’su ile çok uyumluydu.”   “Şeytan Ölümsüzü Tarikatının 3,000 büyük Tao sıralamasında Yeraltı Seans Büyüsü 408. sıradadır. Bunun anlamı ondan daha güçlü olan dört yüz tane daha kutsal beceri var. Özellikle ilk ondakilerin her biri büyük Tao olarak tanımlanır!”   “Efsanelere göre, ilk onu Gökleri sarsmaya Yeri sallamaya yetecek kadar güçlüdür.”   Meng Hao bunu duyduğunda yüz ifadesi hala aynıydı ama kalbi delice çarpıyordu. Fang Yu’nun yüzüne baktı ve başka bir soru sordu. “Bahsettiğin Güney Gök topraklarındaki Ji Klanı mı?”   Fang Yu bir an tereddüt etti ve kendi kendine mırıldandı. En sonunda da cevap verdi, “Dokuzuncu Dağ ve Denizde Ji Klanının beş dalı vardır. Güney Gök gezegenindeki ana dal değildir, sadece alt dallardan biridir.”   “Tamam.” dedi Meng Hao. Fang Yu’nun Ji Klanı hakkında konuşmak istemediğini fark edince merak ettiği başka şeyler sormaya karar verdi. “Peki bu ilk on kutsal beceri ve Taoist, onlar tam olarak ne?”   “Emin değilim,” dedi Fang Yu başını aşağı yukarı sallayarak. “Sadece bir numaranın… Dağ ve Deniz Yazıtı olduğunu biliyorum!” Bu “Dağ ve Deniz Yazıtı” kelimeleri ağzından çıkarken gözlerinde canlı bir ışık alevlendi. “Fakat, gökleri sarsan bir şansa sahip olsan bile ona dair aydınlanma kazanman ve onu dışarı çıkarman imkansız olacaktır. Bu arada eğer bir Taoist büyüye dair aydınlanma elde edemezsen onu damgalaman imkansız olur ve bu nedenle onu hatırlaman söz konusu bile olamaz. Hayaller ülkesinden ayrıldığında onu tamamen unutmuş olursun.”   Meng Hao onun Dağ ve Deniz Yazıtından bahsettiğini duyunca papağanın sözleri aklına geldi. Papağana göre üç klasik yazıtın kökeni Dağ ve Deniz Yazıtı denilen şeydi.   R.N: Bu mesele 338. bölümde geçmişti.   Bu noktada Meng Hao bir soru daha sordu. “Birinci Düzlem ve İkinci Düzlem dedin. Üçüncü Düzlem de var mı?”   “Evet. Fakat Klan kayıtlarına göre Üçüncü Düzlemi açmak için gereken şartlar büyük ihtimalle karşılayamayacağız. İkinci Düzlemin belli bir noktasında İlkel Şeytan Ölümsüzü Düzlemi kapanacak, biz de Güney Gök topraklarına geri ışınlanacağız.”   “Tarih boyunca şartların karşılandığı ve Üçüncü Düzlemin ortaya çıktığı sadece beş hadise var!”   Meng Hao açıklamayı dinlerken dikkatlice izliyordu.   “Üçüncü Düzlem İkinci Düzlemden uyandıktan sonra meydana gelir. Antik Şeytan Ölümsüzü Tarikatı boyunca bütün kısıtlayıcı büyüler dengesizleşecek ve hatta ortadan kaybolacak. Bu periyotta herkes daha önce mühürlü olan bölgelere girebilir ve hazinelerle beraber antik Şeytan Ölümsüzü Tarikatından ayrılabilir!   “Üçüncü Düzleme girdiğinde önceki konak vücudun kimliği kaybolur. Fakat İkinci Düzlemden öğrenilen çeşitli miras ve tekniklere göre bu ancak hala yerinde duran bazı kısıtlayıcı büyüleri silmek ve şok edici iyi talih elde etmekle mümkün olacaktır.”   Meng Hao derin bir nefes aldı. Şuan İlkel Şeytan Ölümsüzü Düzlemiyle ilgili daha iyi bilgilere sahipti. İlk Düzlem hazırlıktı. İkinci Düzlem ruhani tekniklerin ve mirasların iyi talihinin elde edilebileceği yerdi.   Üçüncü Düzlem ise iyi talihin yardımıyla ve ilk iki düzlemdeki hazırlıkla elde edilebilecek fiziksel hazinelerdi.   Hepsi birbiriyle bağlantılıydı!   “Pekala artık önümüzdeki saatlerde neler olacağını öğrendin. Şuan zaman kısıtlı. Yetmiş iki saat boyunca İlk Düzlem açık kalacak, insanlar Klan ve Tarikatlarının gizli kayıtlarındaki bilgilerle çeşitli cesetlerin yerini bulacak.”   “Sen benimle gel. Sana Fang Klanının bildiği İç Tarikat Öğrencilerinden birini alacağım. Kendini orada gizle ve İkinci Düzlemin açılmasını bekle.” Meng Hao’ya son bir bakış atan Fang Yu döndü ve harekete geçti.   Meng Hao bir an düşünceli bir şekilde kaldı. Yaptığı analize göre Fang Yu’nun ona anlattıkları yüzde seksen ihtimalle doğruydu. Ama Meng Hao yine de temkinli bir insandı ve saflığın bir zayıflık olduğunu biliyordu. Fakat en sonunda onun teklifini reddetmemeyi seçti.   İkisi birlikte ikinci dağın zirvesine doğru fırladılar.   Zaman geçti ve gökyüzü karardı. Meng Hao etrafına temkinli bir şekilde bakmaya devam ediyordu ama antik Şeytan Ölümsüzü tarikatı çok büyüktü. Hiç kimseyle karşılaşmamışlardı. Bu noktada Meng Hao İlkel Şeytan Ölümsüzü Düzlemine Güney Diyarından gelenlerin olup olmadığını konusunu düşünmeye başlamıştı.   “Xu Qing. Kıdemli Kardeş. Şişko. Chu Yuyan. ve üç büyük Klanın Tao Çocukları ile tarikatların Seçilmişleri. Acaba burada kimlerle karşılaşacağım.” Meng Hao bunları düşünürken Fang Yu ile birlikte şafağın doğuşuna kadar yola devam ettiler. Bu noktada ikinci ve üçüncü zirvelerin arasında yolun yüzde otuzunu kat etmişlerdi.   Her geçtikleri yerde enkaz ve cesetlerle birlikte karanlıkta canlı bir ışıkla parlayan kısıtlayıcı büyü kaplı alanlar görüyorlardı. Kısıtlayıcı büyülerin tehlikeli, titrek auraları Fang Yu’nun bile duyarsız olamayacağı şeylerdi.   Bir noktada Fang Yu Meng Hao’nun gözlerinin şaşkınlıkla açılmasına neden olacak bir şey söyledi.   “Küçüklüğümüzden beri Ji Xiaoxiao sürekli benimle rekabet ediyor. Bu yüzden sana daha önce bağırdığımda onun dikkatini çektin. Eğer planlarım yolunda giderse o kesinlikle senden hoşlanacaktır.”   “Heh heh. Küçük kardeşim, ona karşı işleri tersine çevirmeme yardım et ve onu asil bir şekilde yüz üstü bırak. Tabii ki eğer istemezsen seni buna zorlamayacağım.”