Bölüm 620

avatar
5869 18

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 620


Bölüm 620: Gece'nin Kafası!

 

O an gerçek ruh Gece'nin beyninde dans eden elektrik ışığı arkları on bin kat daha fazlaydı.

 

Aynı zamanda beyin seğirmeye başlamıştı. Dışarıda zihni titreten patlayıcı uğultuların yankılandığı duyuluyordu.

 

İçinde şiddetli bir tehlike hissiyatı uyanan Meng Hao'nun yüzü titreşti. Korku verici dalgalanmaları ve onu tek bir patlayıcı hamleyle yok edebilecek gibi görünen bir aurayı hissedebiliyordu.

 

Kafa derisi bir uyuşuklukla dolarken hiç tereddüt etmeden bakır aynanyı bir kenara koydu ve ardından mümkün olduğunca hızlı bir şekilde çıkışa doğru kaçmaya başladı.

 

Daha önce derin bir çukur şeklinde olan geçit Gece'nin uyanışı aurası yüzünden çarpıcı bir değişim geçirmişti. Geçit sanki gerçekte gerçek ruh Gece'nin vücudunun bir parçasıymış gibi hareket ediyor, kımıldanıyordu!

 

O anda Meng Hao'nun yüzü düştü ve kendini daha hızlı hareket etmeye zorladı. Şuan Sekizinci Animanın zirvesindeydi ve yıldırımdan bile daha hızlı bir şekilde geçide doğru fırladı. Göz açıp kapayıncaya kadar geçidin içine dalmıştı.

 

KÜKREME!!!

 

O anda şok edici bir kükreme hem aşağıdan hem de yukarıdan yankılandı. Şeytan Ölümsüzü Tarikatının içindeki her şey şiddetle sarsıldı ve parçalanmaya başladı.

 

Meng Hao bu yıkımı net bir şekilde görebiliyordu. Bunu çıplak gözle görebilmesinin sebebi etrafındaki duvarların yarı saydam ipliklerle kaplanmış gibi görünmesiydi. Bu yolla Meng Hao toprakların katman katman çatladığını ve parçalandığını, ardından aşağı doğru çöktüğünü görebiliyordu.

 

Meng Hao çukura benzeyen geçitte arkasına doğru bakarken aniden buranın daha çok bir boruya benzediğini fark etti!

 

Bu gerçek ruh Gece'nin beynine giden bir boruydu ve Meng Hao şuan bu borunun içinde benzersiz bir hızla ilerliyordu.

 

Bir yandan hızla yoluna devam ederken aynı sırada nefesi hızlanmaya başladı. Bunun sebebi içinde ilerlediği borunun aslında havaya doğru yükseldiğini fark etmesiydi.

 

"Bu boru sadece havaya yükselmiyor.Aslında bu geçit... gerçek ruh Gece'nin vücudunun bir parçası!O hareket ettiğinde, karada ortaya çıkacak!" Meng Hao geçidin yarı saydam duvarlarına bakarak her yerde karanın yerle bir olduğunu görünce zihni titredi.  Aynı zamanda geçidin yukarı doğru hareket ettiğini hissedebiliyordu.

 

On nefeslik sürenin ardından Meng Hao'nun görüşü kör edici beyaz bir ışık ile doldu. İçinde bulunduğu geçit büyük bir gürlemeyle dolarken aynı zamanda tamamen zeminden yukarı çıkarak Şeytan Ölümsüzü Tarikatının semalarına yükselmişti!

 

Bu sırada Meng Hao geçidin aşağı yukarı yüzde yetmişini geçmiş durumdadı ve çıkışa uzaklığı yüzde otuz kadardı. Geçit o sırada şiddetle titriyordu ve Meng Hao'nun yüzü bembeyaz olmuştu. Yarı saydam duvarlara bakınca dışarıda gördüğü şey...

 

Şeytan Ölümsüzü Tarikatının topraklarının tamamen yarıklarla dolmuş olduğuydu. Tarikatın çoğu bölgesi tamamen yerle bir olmuştu. Aslında toprakların çoğu sanki devasa bir yaratık yükseliyormuş gibi göçmüştü.

 

Yedi dağ zirvesinden sanki bu inanılmaz kıyamete dayanamamış gibi kayalar düşüyordu.

 

İlk yıkılan Üçüncü Zirveydi!

 

Etrafındaki topraklar yerle bir olup içeri göçerken dağ zirvesi yana eğilmeye ve batmaya başladı.... Fakat oraya baktığında Meng Hao garip bir hissiyata bürünmüştü... Üçüncü Zirve sanki aslında yıkılmıyor gibiydi. Gerçekte bir çeşit inanılmaz kuvvet onun yana eğilmesine neden oluyordu.

 

Meng Hao çok emin değildi ama hissiyat çok şiddetliydi.

 

Ardından, yarı saydam geçit hızla titreşirken Meng Hao aniden bir daha asla unutamayacağı bir şey gördü.

 

Gördüğü şey inanılmaz büyük bir kafaydı. Bu kafanın büyüklüğünü tam olarak ne kadar olduğunu tahmin etmek bile imkansızdı. Ve onun sadece yarısı görünür durumdaydı!

 

Bu bir insan kafasına benziyordu, sadece saçları yoktu ve onun yerine tamamen siyah pullarla kaplıydı. Şaşırtıcı şekilde bu kafa... sanki bütün Şeytan Ölümsüzü Tarikatının topraklarını kuşatmış gibi görünüyordu!

 

Meng Hao'nun kafa derisi uyuştu ve ağzı tamamen kurudu. Bu kafanın büyüklüğünü kavrama konusunda tamamen yetersiz kalıyordu!

 

Ayrıca içinde bulunduğu yarı saydam geçidin aslında kafanın üstüne bağlı olan devasa bir anten olduğunu görmüştü! Bu solunum için kullanıldığı belli olan devasa bir boru benzeri antendi!

 

Meng Hao'yu daha da şaşırtan şey ise daha önce yıkılıyor gibi görünen Üçüncü Zirvenin aslında belli bir açıda durduğu ve artık eğilmediğini fark etmesiydi.

 

Bunun nedeni... Üçüncü Zirve'nin aslında toprakların bir parçası olmamasıydı. O kafaya bağlıydı. Daha doğrusu bu Üçüncü Zirve aslında Kafa'nın üzerinde çıkmış olan devasa bir boynuzdu!!

 

"Bu... bu... gerçek ruh Gece mi?" Meng Hao gözleri şaşkınlıkla kocaman açılmış halde düşündü.

 

Bunu gören sadece Meng Hao değildi. Birinci Zirvenin dışında toplanmış olan Güney Gök Gelişimcileri bu olayı soluk yüzlerle izliyorlardı. Aynı sırada onların bulundukları konum yıkılmaya başlamıştı. Devasa bir delik ortaya çıktı ve herkes hiç tereddütsüz bu yıldızlı gökyüzüne açılan geçide girdiler.

 

Onlar geçitte ilerlerken vücutlarından beyaz bir ışık yayılmaya başladı. Bu ışık sanki onları antik Şeytan Ölümsüzü Tarikatından ayırıyormuş gibiydi. Vücutları saydamlaşmaya başladı; belli ki tamamen yok olmaları çok uzun sürmeyecekti.

 

Aynı sırada yıldız ışığı hüzmeleri dört bir yandan inmeye başlayarak bir yıldız nehrine dönüştüler. Yıldız nehrinin ortaya çıkışı Güney Göğe geri dönüşün başladığına işaret ediyordu. Şeytan Ölümsüzü Tarikatının iyi talihinden ayrılma vakti gelmişti.

 

"Meng Hao!!" Xu Qing içten içe bağırdı. Yumuşak ışık etrafını sarmaya başlarken dudaklarını ısırdı. Xu Qing yavaş yavaş saydamlaşırken endişeli gözleri Şeytan Ölümsüzü Tarikatında bulunan Meng Hao'ya doğru odaklanmıştı.

 

Benzer endişe Fang Yu'da da vardı. Şeytan Ölümsüzü Tarikatının çöküşünü izlerken yumruklarını sıkmıştı. "Acele et Meng Hao.Çık oradan!"

 

Diğer Gelişimciler ise karmaşık duygularla dolmuşlardı. Antik Şeytan Ölümsüzü Tarikatındaki bu ani değişim onları tam anlamıyla hayrete düşürmüştü. Aynı zamanda her biri Meng Hao'ya karşı anlatılamaz, karmaşık düşüncelerle dolmuştu.

 

Bir yandan borç sorunundan kurtulmak için onun ölmesini istiyorlardı. Fakat Meng Hao olmasaydı da şuan kesinlikle ölmüş olacaklardı. Bu onuny yapmış olduğu bir iyilikti.

 

Sessizce olup bitenleri izlerken herkes çeşitli düşüncelerle doluydu.

 

Meng Hao'nun adeta ödü kpmuş durumdaydı. Görebildiği kadarıyla gerçekten de destansı bir olayı tetiklemişti....

 

"Tek yaptığım boktan bir ayna çıkartmaktı değil mi...?" Dişlerini sıkarak düşündü. Yarı saydam geçidin çıkışına doğru tüm hızıyla devam ediyordu.

 

Fakat o sırada yıkılan topraklarla çevrelenmiş olan gerçek ruh Gece'nin kafası yavaşça yükselmeye başladı.  Öncekinden bile daha şok edici olan yankılı bir inleme sesi dört bir yanda yankılandı.

 

İkinci Zirve, Dördüncü Zirve, Birinci Zirve, Beşinci Zirve....

 

Hepsi de şiddetle sarsıldı ve havaya yükselmeye başladı. Sayısız taş ve kaya parçası aşağı yuvarlanırken bu dört zirvenin şaşırtıcı şekilde birer boynuz oldukları ortaya çıktı!

 

Anten dalgalandı ve aynı zamanda Meng Hao'nun önünde çıkış göründü. Tam çıkmak üzereyken kafası yıkılan topraklardan yarı yarıya çıkmış durumda olan Gece aniden soluk aldı.

 

Bu nefes yarı saydam geçide muazzam bir emme kuvvetinin akın etmesine neden oldu. Meng Hao vücudunu kontrol etme konusunda tamamen acizdi. İçeri doğru çekildiğini hissederken gözleri kocaman açıldı.

 

Şaşkınlıkla dolarken Gelişim merkezinin bütün gücünü serbest bıraktı. Sağ eliyle yana uzandı ve bir sarmaşığı tuttu....

 

Meng Hao'nun bu sarmaşıkların aslında gerçek ruh Gece'nin anteni içindeki kıllar olduğunu anlamamasına imkan var mıydı?

 

Sarmaşığa tutunduğu anda hareket etmeyi kesti. Fakat bir an sonra sarmaşık kırıldı. Tekrar içeri doğru emilmeye başlayan Meng Hao'nun gözleri kocaman açıldı. Tüm bunlar sadece on nefeslik süre içinde olup bitmişti. Ama Meng Hao'ya bu süre sonsuz gibi gelmişti.

 

"Eğer bu gerçek ruh Gece'nin solunumuysa..." diye düşündü. "Solunum nefes alıp vermektir.Eğer bu nefes alma ise bunu daha sonra nefes verme izleyecek!Kumar oynama zamanı!" Bununla birlikte gözleri kararlılıkla doldu. Şuan kumar oynamaktan başka çok az seçeneği vardı.

 

Sarmaşıklara tutunmaya devam etti ve hareketini yavaşlatmak için Gelişim merkezinin tüm gücünü kullandı. On nefeslik süre geride kaldı. Meng Hao aşağı baktığında tekrar geçidin sonunu ve gerçek ruh Gece'nin beynini görebileceği bir konuma gelmişti. Fakat tam o anda nefes alma işlemi sona ermişti. Bunun ardından tam tersi yönde şiddetli ve patlayıcı bir kuvvet geldi.

 

Meng Hao'nun gözleri titreşti. Vücudu uğultuyla doldu ve ağzından kanlar geldi. Bu kuvvetin gücüyle birlitke yukarı doğru fırladı. Gözleri delilikle doldu ve Gelişim merkezinin güç parlamasıyla birlikte daha da hızlandı.

 

Tüm bu süreç on nefeslik süre bile almamıştı. Meng Hao'nun vücudu uğuldadı ve antenden doğruca dışarı fırladı.

 

Dışarı çıktığı sırada Şeytan Ölümsüzü Tarikatı tamam çökmüş ve yok olmuştu. Altıncı ve Yedinci Tepe Tepe şiddetle salladı. Onların altında... Şeytan Ölümsüzü Tarikatının topraklarının yarısından daha büyük bir kafa ortaya çıktı.

 

Bu kafa insani özelliklere sahipti ama simsiyah pullarla kaplıydı. Yedi tane devasa boynuza ve ucu yeşil bir ışıkla parlayan uzun bir antene sahipti.

 

Gözleri yarı açıktı ve içinde bir uyanışın mahmurluğu vardı. Ayrıca vücudundan şok edici, tarifsiz bir enerji yayılıyordu.

 

Bu... gerçek ruh Geceydi!

Dağları oluşturan yedi tane boynuza sahipti ve daha kafasının yarısı dışarı çıkmış olsa da aurası öylesine şok ediciydi ki ona bakan birisinin ister istemez zihni titreyecekti.

 

Meng Hao bütün hızıyla geriye doğru fırladı. Meng Hao gerçerk ruh Gece'ye kıyasla adeta bri böcek gibiydi. Geriye bakıp düşününce bu gerçek ruh Gece'yle büyüklük konusunda yarışabilecek tek şeyin sırtında Zhao Eyaletini taşıyan Patrik Reliance olduğunu düşündü.

 

"Tek yaptığım boktan bir ayna çıkartmaktı!Bu gerçekten de böyle bir şeyin uyanışına mı neden oldu!?!?" Meng Hao alnında terler akarken diğer Güney Gök Gelişimcilerinin bulunduğu konuma doğru ilerliyordu. Oradaki Gelişimcilerin her biri gerçek ruh Gece'ye adeta büyülenmiş gibi bakıyorlardı.

 

Hepsinin zihinleri uğultuyla doluydu ve yarım cümle bile kurmaktan acizlerdi. Aynı zamanda her biri tamamen saydamlaşmanın eşiğindelerdi ve bu durum onları tıpkı birer gölgeye benzetiyordu.

 

Meng Hao Gelişim merkezinin tüm gücünü, yeşil duman ve siyah ayı kullanarak hızla kaçmaya devam etti. Fakat tam çıkışa ulaştığı anda arkasından gerçek ruh Gece'nin ilk kez inleme dışında sesi duyuldu.

 

"GECE!!"

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr