Bölüm 717: Bu Gölü Bana Ver!

avatar
5272 15

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 717: Bu Gölü Bana Ver!


 

Bölüm 717: Bu Gölü Bana Ver!

 

 

GÜÜÜMM!

 

Günler sonra Antik Tao Gölleri bir kez daha püskürmeye başladı. Bu Tao Gölleri ve Gayzerlerinin yaklaşık yüzde sekseninin gökyüzüne doğru parlak ışık sütunları gönderdiği devasa bir patlamaydı.

 

Bu hem iç hem de dış bölge için geçerliydi.

 

Tao Gölleri püskürdüğünde sayısız Tao Gölgesi ortaya çıktı. İç bölgede hatta büyülü eşyalar ve diğer hazinelerle püsküren üç yüz civarında Tao Gölü mevcuttu. 3,000 metrelik Tao Göllerinden ise iki tanesi Tao yansımasıyla püskürürken diğer sekiz tanesi büyülü eşya fırlatmıştı.

 

Bu büyülü eşyalar çeşit çeşitti, bütün halinde olanlar da vardı kırılmış ya da eksik olanlar da; bazıları antik ve harap olmuştu, diğerleri ise yepyeniydi. Çoğunluğu büyülü eşya parçalarıydı. En son olarak antik harabelere ait kırık taş ve toprak kırıntıları vardı.

 

Kan Şeytanı Tarikatı'nın sahip olduğu üç Tao Gölünden iki tanesi büyülü eşya çıkartmıştı. Meng Hao'nun bulunduğu Tao Gölünün üzerinde ise bir Tao Yansıması ortaya çıkmıştı.

 

Diğer ortaya çıkan Tao Gölgesi ise Altın Ayaz Tarikatına ait olan şişkonun da yanında oturduğu Tao Gölündeydi.

 

Bu Tao Gölgesi bir çeşit inanılmaz büyülü teknikle gelişim pratiği yapan şişman bir adamı tasvir diyordu. Şişko bunu görünce gözleri kocaman açıldı ve hemen aydınlanma aramaya başladı.

 

Püskürme yüzünden daha önceki sessizlik tamamen bozulmuştu. Fakat herhangi bir kaos olmamıştı. Tao Gölleri paylaşılmıştı ve inanılmaz bir büyülü eşya ortaya çıkmadığı sürece dış bölgedeki gibi bir kaos ortamı oluşmayacaktı.

 

Tao Gölünü kim ele geçirmişse ortaya çıkan büyülü eşya onun olacaktı.

 

Hemen sayısız gelişimci çeşitli Tao Göllerine doğru havalandılar. Hava gümbürtüyle doldu. Altı Kan Şeytanı Tarikatı Patriği dışarı püsküren çeşitli nesneleri toplamaya başlamışlardı.

 

Tüm bunları tarif etmek zaman alsa da aslında on nefeslik sürede bütün 3,000 metrelik Tao Göllerinin ganimetleri çeşitli tarikat ve klanlar tarafından toplanmıştı. Bunun ardından herkesin ilgisi 300 metrelik göllere çevrilmişti.

 

Bu özellikle dört yüzden fazla gölü elinde tutan Meng Hao için geçerliydi. Bu göllerden yüzden fazlası büyülü eşya ortaya çıkartmış ve eşyalar havada süzülüyordu. Ayrıca Tao Gölgeleri ve diğer çeşitli nesneler de vardı. Bu görüntü şok ediciydi ve doğal olarak görenlerin etkilenmesine neden olacaktı.

 

Buna rağmen tek bir dövüş bile patlak vermedi. Meng Hao'nun daha önceki eylemleri onun ne kadar güçlü olduğunu net bir şekilde göstermiş ve dizginsiz tavrını ortaya koymuştu. Kan Prensi'nin sembolünü taşıyan bir göldeki eşyaya göz diken birisi harekete geçmeden önce uzun uzun düşünmesi gerekiyordu.

 

Kan Şeytanı Tarikatı öğrencileri yorgun ama mutlulardı. Tao Göllerindeki gaminetleri toplamak için yaklaşık iki saat boyunca gezmişlerdi. Diğer tarikat ve klanların gelişimcileri onlara kıskançlıkla bakıyorlardı.

 

Tam bütün toplanan ganimetleri Meng Hao'ya teslim edeceklerken bir Tao Gölgesi püskürtmüş olan 300 metrelik göllerden biri aniden gümbürdemeye başladı.

 

Hemen çok sayıda gelişimci ayağa fırladı, gözleri hırsla yanıyordu.

 

"İkinci bir püskürme!"

 

"Tao Gayzerlerinin iki kez püskürmeleri doğal bir olay. 30 metrelik Tao Gölleri içinse bu çok yaygın değil. 300 metrelik bir gölün ikinci kez püskürmesi... nadir bir olay!"

 

"İkinci püskürmede değerli bir eşyanın ortaya çıkması neredeyse garanti!"

 

Bu noktada Meng Hao meditasyonda oturuyordu ama Tao Göllerinden birisi ikinci kez püskürünce gözlerini açmıştı.

 

GÜÜÜMM!

 

İçinden bir ceset fırlayan Tao Gölü canlı bir ışıkla parladı!

 

"Bir ceset!!"

 

"Antik zamanlardan bir gelişimcinin cesedi mi!?"

 

"Vay... onu almalıyım!"

 

Cesetler son derece nadirdi ve ortaya çıktığı anda Tek Kılıç Tarikatı, Altın Ayaz Tarikatı, Mor Felek Tarikatı, Song Klanı ve hatta uzaklardaki Li Klanı bile sarsılmıştı. Fakat bu ikinci kez püsküren Tao Gölünün yanında kan renginde bir bayrak dalgalanıyordu. Bu durum aniden birçok insanın sakinleşmesini sağladı.

 

Fakat herkes sakinleşmemişti tabii ki. Altın Ayaz Tarikatından üç Ruh Bölme uzmanı pırıldayan gözlerle havalandılar. Akıllarındaki düşünceye göre Meng Hao'nun daha önce Altın Ayaz Tarikatına karşı kendisini tutmasının sebebi onun endişelenmiş olmasıydı; bu yolla onu test edebileceklerdi.

 

Üç gelişimci havalandılar ve ardından doğruca 300 metrelik Tao Gölüne ilerlediler.

 

Kan Şeytanı Tarikatının Patrikleri aniden onları engellemek için ileri atıldılar.

 

"Ne cüretle, Altın Ayaz Tarikatı!!"

 

"Bu ne cesaret!"

 

Meng Hao bunu görünce ağzının kenarında bir gülümseme kıvrıldı. Ardından eliyle yere vurarak her yerin titremesine neden oldu. Aynı esnada vücudu bir ardıl görüntüye dönüşerek tamamen ortadan kayboldu.

 

Onun inanılmaz hızı Altın Ayaz Tarikatı ve Kan Şeytanı Tarikatı Patriklerinin çok ötesindeydi. Göz açıp kapayıncaya kadar Tao Gölünün yanında belirdi, ardından cesedi toplamak için elini salladı. En sonunda soğuk bakışlarının Altın Ayaz Tarikatından olan üç adama çevirdi.

 

"Görünüşe göre canınıza susamışsınız."

 

Gelişimcilerin yüzleri titreşti. Meng Hao'nun hızı karşısında şaşkınlık geçirerek hiç tereddütsüz geri çekildiler.

 

Aynı sırada Altın Ayaz Tarikatından zırhlı adam havalandı ve onu diğer Altın Ayaz Tarikatı uzmanları takip etti.

 

Meng Hao soğukça güldü, ardından sağ elini havaya kaldırdı ve bir kavrama hareketi yaptı. Kan Şeytanı Yüce Büyüsü ortaya çıktı. Üç gelişimciyi devasa bir burgaç sardı ve kanlı bir el ortaya çıktı. Hemen üç adam tüketilmeye başlandı.

 

Üç adam beyhude bir şekilde ellerinden gelen her şeyi yaparak kendilerini kurtarmaya çalışırken açınası feryalar duyuldu.

 

"Kendine hakim ol!" diye kükredi altın zırhlı adam. Havada patlayıcı bir hızla ilerledi. Arkasındaki beş gelişimci çift elli büyü hareketlerinin ardından ellerini ileri doğru işaret ettiler. Şaşırtıcı şekilde onları saran hayali kukla görüntüleri ortaya çıktı.

 

Kuklalar onlarca metre uzunluğa sahipti ve onlar ileri doğru uçarken zırhlı adam aniden başka bir büyü hareketi uyguladı. Alnında mavi kan damarları belirirken üzerinde başka bir kukla görüntüsü ortaya çıktı!!

 

Bütün kuklalar çatırdama sesleri eşliğinde bir araya toplandılar. Şaşırtıcı şekilde üç yüz metre uzunluğunda ve altın bir büyük kılıç taşıyan devasa altın bir kuklaya dönüştüler. Kukla her şeyin titremesine neden olan şok edici bir baskı yaydı.

 

Kuklanın ağzından baskısına benzer özelikte şok edici bir gümbürtü çıktı. "Kendine hakim ol!"

 

Ses güçlü dalgalara dönüşürken dört bir yana yayıldı.

 

"Çok geç," Meng Hao soğuk bir sesle karşılık verdi. Elini yumruk haline sıktı ve bir gümbürtü yankılandı. Altın Ayaz Tarikatının üç Ruh Bölme gelişimcisi kan donduran çığlıklarla ezilerek posaya dönüştüler. Qi ve kanları Meng Hao'ya doğru akarak onunla bütünleşti ve içinde kabaran şok edici bir güce dönüştü.

 

Üç Gelişen Mabut delirmişcesine kaçmaya çalışırken altı Kan Şeytanı Tarikatı Patriği onların peşine düştü.

 

"Lanet olsun!" diye bağırdı altın zırhlı adam. "Gerçekten de Altın Ayaz Tarikatının senden korktuğunu mu sanıyorsun!?" O ve arkasındaki beş gelişimci hep birlikte büyü hareketleri uygulamaya başladılar. Karşılığında görkemli kukla... Tao Arayışı'nın sınırına dokunan şok edici bir aura yaydı.

 

Aura ortaya çıktığı anda çevredeki tarikat ve klan üyelerinin yüzleri titreşti.

 

"Bu aura Tao Arayışı'nın sınırında!!"

 

"Bu Altın Ayaz Tarikatının üstün büyüsü olan Altın Ayaz Kuklası!"

 

Altın kukla kılıcını kaldırdı ve aşağı doğru indirdi. Bir yırtılma sesiyle beraber 30 metrelik bir yarık ortaya çıktı. Tao Arayışı'na yakın bir aura patladı ve bir baskıya dönüşerek Ruh Bölme aşamasında olanların üzerine çöktü.

 

"GEBER!" diye bağıran Altın Ayaz Tarikatı gelişimcilerinin sesleri bir araya toplanarak yeri göğü titretti.

 

"Tao Arayışı aurası ha?" Meng Hao'nun gözleri pırıldıyordu. "Ondan bende de var!" Üç Ruh Bölme gelişimcisinin qi ve kan gücü daha önce özümsenmiş olan Siyah Elek Tarikatı Patriğinin gücüyle birleşti ve Meng Hao'nun içinde patladı.

 

Elini yumruk şeklinde sıktı ve ardından doğruca kılıca doğru savurdu.

 

GÜÜÜMM!

 

Yumruğun gücü karşısında hava parçalandı. Havada bir Tao Arayışı aurasıyla köpüren 30 değil 90 metrelik bir kara delik ortaya çıktı.

 

Tao Arayışı doğal kanunun bir somutlaşmasıydı, böyle kanunların vücutla kaynaştığı bir aşamaydı.

 

Üçüncü Bölmeye eşlik eden doğal kanunlar Tao aydınlanması temelliydi. Tao Arayışı ise üç Bölmeyle gelen Tao'ların birbiriyle çelişip çelişmediğini görme zamanıydı. Bu kalbe dair bir içebakıştı ve hiçbir suretle ne engellenebilir ne de etki altında bırakılabilirdi.

 

Eğer kişi kendi Tao'suyla uyumlu ise durum böyleydi. Eğer hataya düşülmüş ise yapılacak bir şey yoktu. Eğer doğru ise... kişi Tao Arayışı'na girerdi. Eğer yanlış ise... Tao kaybolurdu.

 

Bu nedenle bu bahsedilen aura bir Tao aurasıydı.

 

Aura yayıldığında çevredeki gelişimcilerin nefesleri kesildi. Bay Jian, Kurumuş-Tao ve Song Klanı lideri Ruh Bölme Patriği özellikle şok olmuşlardı. Meng Hao'nun yumruğunun büyük kılıç ile birleşmesini şaşkın gözlerle izlediler.

 

GÜÜÜÜÜÜMMMMMM!

 

Altın büyük kılıç parçalandı ve adeta bir çiçek açıyormuş gibi dağıldı. Kukla şiddetle sarsıldı ve yüzeyinde çok sayıda çatlak ortaya çıktı. Çatlaklar yayıldığında kuklanın yüzünde şaşkın bir ifade görüldü ve ardından patladı.

 

Kuklanın patlamasıyla birlikte içindeki altın zırhlı adam da dahil altı gelişimci kan tükürdüler. Vücutları çöktü ve hızla geri çekilirken yüzleri hayretle doldu.

 

Meng Hao'nun yumruğu ise Tao aurasını kaybetmişti.

 

Ne de olsa güç Kan Şeytanı Yüce Büyüsü'nü kullanarak elde edilen kuvvetten gelmişti, kendisine ait değildi. İlk darbeyle enerjiyi serbest bıraktığı için artık bunun gibi ikinci bir saldırı yapamazdı.

 

"Kan Şeytanı Yüce Büyüsü'yle daha fazla savaştıkça o daha vahşi olacak!" Gözleri pırıldayan Meng Hao geri çekilmekte olan altı figürün peşinden gitti.

 

Kan Şeytanı Patrikleri tarafından kovalanan Gelişen Mabutlar kaçmaktan acizdi; bu noktada çoktan mühürlenip yakalanmışlardı. Altın Ayaz Tarikatının bölgedeki ana gücü o anda önemli ölçüde zayıflamıştı.

 

Meng Hao'nun kendilerine doğru uçtuğunu gören altın zırhlı adam aniden kalbinin endişeyle sıkıştığını hissetti. Dişlerini sıkarak bağırdı: "Altın Ayaz Tarikatı size 3,000 metrelik bir Tao Gölünü verecek!"

 

"Bir tane olmaz!" diye karşılık verdi altı Patrikten biri. "İki tane isteriz!"

 

"Lanet olsun...." Altın Ayaz Tarikatı gelişimcileri homurdandılar ve altın zırhlı adamın yüzü düştü. Daha önce Meng Hao'nun kuvveti karşısında korkuya düşmüştü ve aslında onunla dövüşmek istememişti. Tam kabul edecekken aniden....

 

Meng Hao'nun gözleri Tao Gölünün yanında oturmuş Tao Gölgesine bakan şişkoya döndü.

 

Ardından diğer göle bakarak onu işaret etti. "Bana şu gölü verin."

 

Altın zırhlı adamın ağzı bir an açık kaldı, ardından hemen başıyla onayladı. Sonra şişkoya baktı ve nihayet parçalar yerine oturdu. Bu noktada Meng Hao'nun onlara karşı daha önce hamle yapmamasının nedeninin Altın Ayaz Tarikatından çekinmesi değil Li Fugui sayesinde olduğunu fark etmişti.

 

Altın Ayaz Tarikatı Tao Gölgesi çıkartmış olan göle doğru çekildi ve Kan Şeytanı Tarikatı bir Tao Gölü daha ele geçirmiş oldu. Şuan toplamda dört tane göle sahiplerdi!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44229 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr