Bölüm 827: Bölmeye Karşı Nazarlama!

Kelimeler yankılandı ve ji Yin'in gözleri titreşti. Meng Hao üzerine doğru gelirken yavaşça sağ elini kaldırdı ve Meng Hao'ya doğru işaret etti.

Hemen etrafında dalgalanmalar belirirken iki siyah balık cisimleşti ve ardından ileri geri çarpılarak Meng Hao'ya doğru fırladılar.

Onlar yaklaşırken Meng Hao soğukça homurdandı. Sağ elini sallayarak gerçek Ölümsüzün yüzde seksen gücüyle dolup taştı. Güç şok edici bir ses dönüşerek dört bir yanda havayı parçaladı ve ardından kan renkli bir burgaca dönüştü. Burgaç bir devin ağzı gibi doğruca iki balığı yuttu.

fakat aniden balık yukarı doğru sıçradı. Şaşırtıcı şekilde havada iki siyah ejderhaya dönüştüler ve Meng Hao'ya doğru ilerlemeye devam ettiler. Meng Hao tekrar homurdandı ve yumruğunu savurdu. Bir dağ silsilesi ortaya çıkarak gürültüyle havada iki siyah ejderhaya doğru saldırdı.

Siyah ejderhalar bir patlamayla birlikte paramparça oldular. Fakat görünüşe göre ortadan silinmesi imkansız görünen iki tane siyah ışık ipliği vardı. Onlar Meng Hao'nun avucunda bir mühür izine dönüştüler ve ardından etine batmaya başladılar. O anda Meng Hao'nun tanıdığı herkes zihninin titrediğini hissetti, sanki Meng Hao ile aralarındaki Karma biçimsiz bir kuvvetle etkleşmişti.

Meng Hao'nun yüzü ciddi bir ifadeyle doldu ama dudaklarında soğuk bir gülümseme belirdi. Sanki Karmasındaki dalgalanmayı fark etmemiş gibi ilerlemeye devam etti. Ji Yi'nin karşısında belirdi ve içinde kan renkli bir burgaç olan sağ elini kaldırdı. Elini Ji Yi'e doğru sapladı.

Ji Yin'in ifadesi değişmedi. Fakat gözleri titreşti ve etrafında kabaran bütün Karma arkasında sayısız hayali görüntüye dönüştü. Bunlar onun hatırladığı yada onu hatırlayan bütün insanlardı.

Şaşırtıcı şekilde bu figürlerden birisi de Meng Hao idi.

Bütü figürlere bağlı olan Karma İplikleri bunun akabinde enerjiyle patladı. Sanki Meng Hao onların hepsiyle aynı anda yüzleşiyor gibiydi.

Hava gürültüyle doldu ve yakındaki dağ zirveleri yıkıldı. Meng Hao ile Ji Yin havaya yükseldiler ve göz açıp kapayıncaya kadar yüzden fazla karşılıklı hamle yaptılar.

Kan Şeytanı gürledi ve Ji Yin'in kaşları çatıldı. Fakat geri çekilmedi. Ona bağlanmış olan Karma pırıldadı ve ardından yayılarak tüm alanı kapladı. Sınırlanam büyüsünün parıltısı Kan Şeytanına karşı koydu ve onun yaydığı çekim kuvvetinden zerre etkilenmedi.

Ji Yin sağ elini tekrar salladı, ardından bir büyü hareketi uyguladı. Daha sonra arkasındaki sayısız figürleri işaret etti ve onların içinden Meng Hao'ya benzeyen titremeye başladı ve ardından kan tükürdü.

Meng Hao'nun yüzü titreşti ve göğsüne bir acı saplandığını hissetti. Fakat gözleri titreşti ve kendini bir adım ilerlemeye zorladı. Elini kaldırdığında Dokuzuncu Dağ da dahil sayısız dağ silsilesi ortaya çıkarak Ji Yin'in üzerine doğru çöktü.

Meng Hao'nun Kan Şeytanı kafası ileri doğru hızlanırken hava gümbürtüyle doldu. Gökyüzü vahşi renklerle parladı ve Ji Yin geri çekilmeye zorlandı. Eliyle hızlı bir büyü hareketi uyguladı ve etrafını saran sonsuz Karma yayılmaya ve Meng Hao'ya doğru fırlayan ipliklere dönüşmeye başladı.

"Karma Tao'su söz konusu olunca, kirlenmene izin vermemelisin. Eğer kirlenirsen, en sonunda bir hesap vermek zorunda kalırsın!" Ji Yin'in sözleriyle birlikte Karma İplikleri Meng Hao'nun etrafını sarmaya başladı. O anda Meng Hao'nun zihni titriyordu ve gizliden gizliye şok olmuştu. Kendisine bağlanan Karma İpliklerini görünce kafasını geriye attı ve kükredi. Hemen sanki Dharma İdolü sonsuz Karmadan kurtulmak için çabalıyormuş gibi vücudu genişlemeye başladı.

"Karmik Bölme!" diyen Ji Yin'in gözleri soğukça ışıldadı. Meng Hao'ya gözlerini dikerek sağ elini havaya kaldırdı ve ardından aşağı doğru sertçe indirdi.

Bu kelimelerle birlikte tüm gökyüzü, yüm yeryüzü, tüm dünya aniden ölümcül bir sessizliğe boğuldu. Sanki bütün doğal kanun değişmiş yada etkilenmiş gibiydi. Zaman adeta duraklamıştı.

Dört bir yanda mutlak bir sessizlik vardı.

Meng Hao havada kapana kısılmıştı. Yine de sağ elini kaldırıp Ji Yin'e doğrultmayı başardı.

Ağzından hiçbir kelime çıkmasa da Yedinci Şeytan Mühürleme Nazarının, Karmik Nazarın, gücü serbest bırakılmıştı.

Bir yanda Karmik Bölme diğer yanda ise Karmik Nazarlama gücü vardı!

Karmik Bölmede Karma İplikleri bölünür ve hayat ölüm olurdu!

Karmik Nazarlama da ise Karma kısıtlanırdı. Kişinin ne kadar çok Karması varsa etki o kadar yüksek olacaktı!

Ji Yin'in etrafında dolanan Karma korkutucu görünse de Meng Hao'nun bakış açısına göre o Karmik Nazarlama için kusursuz bir hedefti!

Olduğu yere çakılıp kaldığı sırada sayısız gölge ve rengin titrek iplikleri Meng Hao'dan dışarı çıkmaya başladı. Bu ipliklerin hepsi Meng Hao'nun Karmasıydı.

Bu iplikler katı bir yığın gibi yola koyulduktan sonra dört bir yana yayıldılar. Bazı Karma İplikleri yakınlardaki gelişimcilere bağlıydı ama çoğu engin Güney Gök topraklarına yayıldı.

"Ben gençliğimden beri Karma Tao'su ile örtüldüm," dedi Ji Yin. "Senin bütün Karmanı bölmeyeceğim, sadece bir tanesiyle işim var. Fakat bu senin asla Ölümsüz Aleme adım atamayacağın anlamına gelecek." Sesi sakin olsa da aslında Meng Hao ile ilgili oldukça kaygılıydı. Bu yüzden saldırdığında en güçlü Taoist byüsünü kullanmıştı!

Eliyle hafif bir hareket yaptı ve Meng Hao'nun Karması sanki birisi bir kitabın sayfalarını çeviriyormuş gibi dalgalandı, ardından hızla Ji Yin'in Karmasıyla bağlandı.

Karşılarında gerçekleşen bu sahne yakınlardaki gelişimcilerin ve hatta Seçilmişlerin yüzlerinin şaşkınlıkla dolmasına neden oldu.

"Demek Ji Klanının gücü bu...."

"Karma Tao'su Göklerin altındaki hiç kimsenin karşı koyamayacağı bir şey. Efsanelere göre Lord Ji Karma Tao'sunu kullanarak Lord Li'nin Göklerinin yerini aldı!"

"Bu Ji Yin'in Tao Çocuğu pozisyonu için rekabet etmesine şaşmamak gerek. Onun doğumuyla ilgili tuhaf bir şeyin olduğunu duymuştum. Dünyaya geldiği anda üzerinde Karma vardı. Tahminimce Karma Tao'sundaki yeteneği inanılmaz."

"Meng Hao... kesinlikle ölecek!"

Fakat Ji Yin Meng Hao'nun Karmasını araştırmaya başladığı anda yüzü aniden inanamaz bir ifadeyle titreşti. Hiçbir izleyici bunu görmese de etrafını saran bütün Karma aniden kaosa düştü.

Ardından Meng Hao'nun karma iplikleri ayrılmaya başladı. Sadece biri değil hepsi. İkisini birbirine bağlayan Karma iplikleri birbirinden ayrılmaya başladığında hava şok edici gümbürtü sesleriyle doldu.

Aynı sırada onunla Meng Hao'yu birbirine bağlayan Karma İplikleri arka arkaya kırılmaya başladı. Her iplik kırılırken şok edici patlamalar yaydı ve ikisi arasındaki Karmik bağlantı hızla bozuldu!

Aynı sırada Meng Hao'nun etrafındaki Karma İplikleri kararmaya başladı ve artık hareket özgürlüğünü geri kazanmıştı. Havada dururken Ji Yin'e duygusuca gözlerini dikti.

Ji Yin titriyordu ve yüzünde inanamaz bir ifade vardı. Onun Karma İplikleri tam bir kaos içindeydi ve onlardan gümbürtü sesleri çıkıyordu. Adeta sayısız çığlık sesi yankılanıyordu.

Onun Karma İplikleri dört bir yana yayılarak etrafındaki havanın dalgalanmasına neden oldu. Ardından karma İplikleri bir araya toplanmaya başladı. Her çarpışmada parlak ışık saçılmaları ortaya çıkıyordu.

Ji Yin titriyordu. Bu sırada onun Karma İpliklerinden birisi onun üzerine doğru eğildi ve bir mühür izi gibi içine girdi, bu güç daha sonra vücudunun her bir köşesine yayıldı. Bunun ardından başka bir Karma İpliği daha aşağı indi, onun içine girdi ve ortadan kayboldu. Ardından başka bir tane daha. Ve diğeri.

Ortadan kaybolan Karma İpliklerinin sayısı arttıkça Ji Yin'in görünüşü nihayet ortaya çıkmaya başlamıştı.

İzleyiciler bu gelişme karşısınd şaşkındı ve neler olup bittiğini anlamakta güçlük çekiyorlardı. Biraz önce Ji Yin açık şekilde Ji Klanının Karmik Bölmesini serbest bırakıyordu. Ama bir an sonra Ji Yin aniden kaybeden pozisyonuna düşmüştü.

Tüm bunlar sadece bir kaç nefeslik sürede olup bitmişti. Şuan insanlar ilk defa Ji Yin'in yüz özelliklerini görebilir hale gelmişlerdi. İnsanlar ona baktıkları anda şaşırma sesleri yükseldi ve gözleri kocaman açıldı.

Gördükleri şey soluk tenli güzel bir genç kadın yüzüydü. Alnında bir çift balık görüntüsü görülüyordu ve tüm benliği hastalıklı bir güzellik havası yayıyordu.

Ji Yin... buydu!

Ji Klanında bile çok az kişi onun bir kadın olduğunu biliyordu!

Ji Yin ortaya çıkarken herkes sessizce izledi. Ji Yin gelişim merkezinin kaybolduğunu hissederken titredi. Geliştirdiği Karma şuan onun kontrolü altında değildi. Sanki hayret verici bir kuvvet araya girmişti ve rakibinin onu olduğu yere sabitlemesine olanak sağlamıştı!

"Bu imkansız..." dedi içinden zihni titrerken. Karma geliştirdiği onca zamandır böyle bir olayla hiç karşılaşmamıştı. Bu onu... mutlak bir korku hissiyle doldurmuştu!

"Sen...." Meng Hao'ya bakarken yüzü soluktu. O anda Karma ipliklerinin sonuncusu da vücuduna girerek onu mühürleyen şeyin bir parçası oldu.

Şuan herkes onun uzun siyah cübbe giymiş genç bir kadın olduğunu görebiliyordu. Yüzündeki solukluk üzerindeki cübbe ile keskin bir tezat oluşturuyordu ve bir nedenden ötürü bu zıtlık onu inanılmaz kırılgan gibi gösteriyordu.

"Bunu nasıl yapıyorsun?" diye sordu.

Meng Hao'nun ifadesi durgundu gözleri soğuk bir halde ileri yürüdü. O anda gelişim merkezi olmayan ve herhangi bir mücadele veremeyen Ji Yin'in karşısında durdu. Uzandı, onu tuttu ve depolama çantasına attı.

O anda herkes mutlak bir şaşkınlıkla dolmuştu. Meng Hao'ya bakarak onun ne tür akıl almaz sırlar taşıdığını düşündüler.

İzleyiciler savaşta neler olup bittiğini anlamamışlardı, korkunç gerçeği sadece Meng Hao ve Ji Yin biliyordu. Meng Hao daha önce Ji Klanının Karmik Bölmesini tecrübe etmişti ve Ji Yin bunda başarılı olsaydı ne kadar korkunç bir durum olacağını biliyordu.

Karmaik Nazarlama Tao Karma'sını takip edenlerin adeta tam zıttıydı. Kişi ne kadar Karmaya sahip olursa nazarlama etkisi o kadar fazla olacaktı ve bu özellikle Ji Klanına karşı kullanıdığında şok edici hale gelecekti.

Tam o sırada kalabalıktan bir ses yükseldi.

"Öldürün onu! O yaşadığı sürece bütün iyi talihi kendine alacak! Hayatta kalmasına izin verilemez!

"O çoktan Taiyang Zi, Li Ling'er, Sun Hai, Fang Yunyi ve Song Luodan'ı esir etmişti. Şimdi de Ji Yin'i aldı! Bu herif facia yaratma rekoru kırıyor! O kesinlikle durdurulmalı!

"Ölmeli! Güçlü olabilir ama tek başına!

"Karma Tao'suna karşı koyabilmesi onun kesinlikle bir çeşit değerli hazine saklıyor olduğu anlamına geliyor! Bu büyük ihtimalle Ölümsüz Antik Taoist Ayin Tapınağından gelen iyi talih!" Ses alanda yankılanırken sesin sahibinin Meng Hao'ya karşı toplu bir saldırıyı tetiklemeye çalıştığı çok barizdi.

Bu sözlere karşılık insanların gözleri titreşmeye başladı. Bu sesin sahibinin niyetini anlamamalarına imkan var mıydı? Buna karşın söyledikleri mantıklıydı.

Herkesin kalbi dalgalanmaya başlarken Meng Hao'nun gözleri öldürme arzusuyla titreşti. Yıldırım Kazanı elektrikle dans etti ve Meng Hao ortadan kayboldu. Tekrar ortaya çıktığında bambu şapkalı bir adamın yanında duruyordu.

Meng Hao'nun aniden ortaya çıkışı adamın yüzünün düşmesine neden oldu. Bu kişi tabii ki biraz önce konuşan kişiydi. Geri çekilmeyi denedi ama Meng Hao hızlıydı. Bir gerçek Ölümsüzün yüzde seksen gücüyle taşarak yumruğunu yedi kez arka arkaya savururken hava gümbürtüyle doldu. Geniş bambu şapkalı genç adam kuru bir ot gibi kolayca ezildi ve patlayarak kan pusuna dönüştü.

Meng Hao bambu şapkayı ve depolama çantasını aldı, ardından yüzünü o sırada üzerine doğru gelen düzinelerce figüre çevirdi. Onların arkasında yüzlerce gelişimci daha vardı ve hepsi de aynı anda saldırıya geçmişti.

"Bana saldırmak için bu kadar adecele etmemelisiniz," dedi Meng Hao soğukça. "Şuandan itibaren siz Güney Gök topraklarından ayrılana kadar küçük bir oyun oynayacağız!

"Kedi ile fare oyunu!" Form Değiştirme Aktarımını kullanarak vücudu titreşti ve aniden uzaklarda belirdi. Daha önce sadece gerçek Ölümsüzün yüzde elli gücüyle bir pusudan kaçmıştı. Şimdi yüzde seksen güce sahipti, eğer buradan ayrılmak istese kimse onu durduramazdı.

Bölgedeki herkes bu sözleri duyunca zihinleri şok ile doldu.