Bölüm 91: Ne Ekersen Onu Biçersin

avatar
11225 28

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 91: Ne Ekersen Onu Biçersin


 

Bölüm 91: Ne Ekersen Onu Biçersin



Ateş Küreleri arka arkaya cesetlerin üzerine düştü. Kan kokusu havayı doldurmuştu ama anında yanan et kokusu tarafından bastırıldı. Her yönden bu iğrenç koku hissediliyordu.



Meng Hao depolama çantalarını topladı. Havayı kokladı, ardından Kuzey Denizine son bir sessiz bakışla birlikte ardına döndü ve gitti.



Artık Zhao Ülkesinde kalamam… Ayrılmam lazım.” Meng Hao biliyordu ki eğer Sarmal Dere Tarikatı ortaya çıktıysa diğer Tarikatlar da Keşişlerin ve Kıdemlilerin öldüğünü öğrenmiş olmalıydı. Kısa süre sonra burası, onların nasıl öldüğünü anlamak isteyen Qi Yoğunlaştırma Gelişimcileriyle dolacaktı.



Meng Hao kaşlarını çattı. Uzaklara baktığında zihninde bir görüntü belirdi, Güney Diyarının haritası. Bu dağların diğer tarafında Zhao Ülkesinin sınırı olan geniş düzlükler vardı.



Uzak değil, ama burada işler daha da şiddetlenecek. Daha fazla kalamam.” Meng Hao yönünü değiştirdi. Bu dağlar Reliance Tarikatının bölgesine dahildi. Zhao Ülkesini başka bir yönden terk edecekti.



Kararını verdikten sonra ileriye doğru hızlandı. Fakat daha çok uzaklaşamadan gözleri kısıldı ve yere düştü. Kaşlarını çattı ve soğuk gözlerle uzaklara baktı. Bir kaç kilometre ötede, gökyüzünden inen devasa parlak bir kalkan vardı. Kalkan sayısız kar tanesine dönüşerek Reliance Tarikatının dış bölgesinin dünyayla bağlantısını kesti.



Uzaklarda gökyüzünde uçan uzun siyah cübbeli orta yaşlı bir adam süzülüyordu. Gelişim merkezi Temel Kurulumu aşamasındaydı. Elinde bir parça donmuş yeşim tutuyordu. Onun etrafında ışık ışınları yavaşça kıvrıldı. Bu büyülü eşya, etrafı sararak mühürleyen uçan kar kalkanının kaynağıydı.



Adamın etrafında 7-8 tane Qi Yoğunlaştırma Gelişimcisi vardı, yüzleri onurlu bir ifadeyle doluydu. Elbiselerine bakınca Meng Hao onların Soğuk Rüzgar Tarikatından olduğunu anladı.



Onların üç büyük Tarikat olarak çağırılmasına şaşırmamak gerek. O kadar Temel Kurulumu Kıdemlisi ölmesine rağmen, hala ortaya çıkanlar var.” Bu mührün kaçış yolunu tamamen kapattığını görünce Meng Hao’nun kalbi kötüleşti. Artık ayrılmasına imkan yoktu. İlerideki durumu daha incelemeye zamanı olmadan, aniden ileri doğru fırladı. Uçan kar kalkanı aniden hızlıca daralmaya başladı.



Bu olduğunda, geçtiği yerlerdeki bütün toprakları ve ağaçları tamamen donduruyordu. Kalkan hızlıca doğrudan Meng Hao’nun pozisyonuna ilerliyordu. Tabii ki onun amacı Meng Hao değildi; bu sadece mühürleme büyüsünün normal fonksiyonuydu. Daralma çok uzun sürmeyecekti, içeri doğru bir kaç kilometre girecek, ardından yavaşça duracaktı.



Meng Hao ondan çok uzakta değildi. Geri çekilirken hareketlerini saklamaya zamanı yoktu. Kalkan yaklaşırken bir uçan kılıcın üstüne hopladı ve bir ışık ışına dönüştü. Tabii ki bu Soğuk Rüzgar Tarikatı Gelişimcilerinin dikkatini çekti.



Şu adam…



O Meng Hao! Onun resmini görmüştüm!



Demek o Meng Hao. Keşişler ve diğerleri onu arıyordu. Yakalayın onu! Böylece neler olduğunu öğrenebiliriz!” Soğuk Rüzgar Tarikatı Gelişimcilerinin gözleri kötü niyetli bir şekilde parladı.



Herkes gitsin ve onu yakalasın!” dedi Temel Kurulumu uzmanı. “Ben şu an mühürleme büyüsünü sağlamlaştırmalıyım, hala biraz zamana ihtiyacım var.” Büyü daralmasını daha yeni aktifleştirdiği için yerinden ayrılma imkanı yoktu. Fakat, yaşadığı sürece Meng Hao’nun kaçabilme imkanı yoktu.



Adamın ağzından bu sözler çıktığı anda, 7-8 tane öğrenci hemen Meng Hao’nun peşinden fırladılar.



Meng Hao’nun gözleri parladı. Bir yandan arkasındaki mühür daralırken Gelişimciler de onun arkasında amansız bir kovalamaca başladı.



Meng Hao hızla ilerlerken Soğuk Rüzgar kalkanı gittikçe yaklaştı, ta ki neredeyse otuz metreye kadar. En sonunda yavaşladı ve daralmayı kesti. O kalın bir buz kalkanı görünümündeydi, Reliance Tarikatının tüm dağlık bölgesini tamamen kaplıyordu.



Mühür aslında tam olarak sağlamlaştırılmış değildi. Bunu dokuzuncu seviyede olsa anlayamazdı, ama Qi Yoğunlaştırmanın büyük döngüsünü tamamlamış biriydi. Mühre bakınca, onun çok uzun sürmeyeceğini söyleyebilirdi.



Buradan çıkamam ve öldürerek yolumu açamam. Dağları mümkün olduğunca hızlı bir şekilde atlatmalıyım. Mühre bakınca onun kısa süre sonra çözüleceğini söyleyebilirim. Bu olduğunda, kaçabilirim.” Meng Hao dişlerini sıktı. Bu planın biraz esnek olduğunu biliyordu, ama başka seçeneği yoktu. Kendini bir süre saklayabilecek bir yol bulmak olabilirdi, ama önce ilk olarak şu anki durumdan çıkmalıydı.



Parlak gözlerle geri çekilmeyi bıraktı. Bunun yerine olduğu yerde durarak, ona yaklaşan sekiz Soğuk Rüzgar Tarikatı öğrencisini izledi.



Sekiz kişiler. İki tanesi dokuzuncu seviye, dört tanesi sekiz ve iki tanesi de yedinci seviye. Hepsinde de büyülü uçma eşyası var. Görünüşe göre üç Tarikatta oldukça endişeli. Buraya olabildiğince hızlı gelmek için hiçbir şeyden kaçınmamışlar.” Meng Hao tekrar Temel Kurulumu Gelişimcisine baktı; Şu an büyüyü besliyordu ve yerinden kımıldayamıyordu. Fakat, ne de olsa bir Temel Kurulumu uzmanıydı, son derece güçlüydü. Olduğu yerde süzülürken, soğukça Meng Hao’ya baktı.



İkilinin bakışları birbirine kilitlendiğinde, diğer sekiz öğrenci uçan kar kalkanından geçti. Bu durum kakanın tuhaf bir özelliğiydi; içine girilebilirdi, ama çıkışı yoktu.



Sekiz kişi Meng Hao’nun üzerine doğru çöktü, yüzlerinde vahşi bir sırıtış vardı. Meng Hao harekete geçti.



Sağ yumruğunu sıkarak ileri adımladı ve yere sertçe vurdu. Qi Yoğunlaştırmanın büyük döngüsünün gücünün patlamasıyla birlikte sert bir rüzgar kuvveti sekiz Gelişimciye çarptı. Bir anda durdular ve yüzleri şok ile doldu.



Aynı zamanda Meng Hao’nun elinde iki tahta kılıç belirdi. Havada tiz çığlıklar attılar ve iki tane yedinci seviye öğrencinin kellesi havaya uçtu.



Bir nefes...” dedi Meng Hao kendi kendine. Temel Kurulumu Gelişimcisi birazcık süreye ihtiyacı olduğunu söylemişti. Meng Hao bunun doğru olup olmadığından emin değildi. Zaten her türlü, bu sekiz insanı on nefeslik sürede ortadan kaldırması gerekiyordu.



Tahta kılıçların uğultulu çığlıkları arasında, geriye kalan altı öğrenci aceleyle büyülü eşyalarını çıkartmaya çalıştılar. Fakat bu olmadan önce, Meng Hao döndü ve sekizinci seviye olan bir öğrenciye doğru atıldı. Herhangi bir büyülü eşya kullanmak yerine sadece omuzunu kullandı.



Meng Hao öğrenciye sertçe vurdu ve onun ağzından kan getirdi. Öğrencinin vücudu içine göçüp geriye doğru savrulurken, Meng Hao sağ elini fiskeledi. 60 metre uzunluğunda devasa bir Alev Pitonu ortaya çıktı ve kükreyerek diğer sekizinci seviye öğrenciye doğru fırladı. Kan donduran bir çığlıkla birlikte Alev Pitonu onu tamamen yiyip bitirdi.



Dört nefes...” Dört nefeslik sürede Meng Hao dört kişi öldürmüştü. Geriye kalan dörtlü şok içindeydi. Meng Hao’nun saldırılarındaki vahşiliği hayatları boyunca görmemişlerdi. Şu an Gelişim merkezinin gücünü ortaya çıkartmıştı ve diğer öğrenciler titriyor, neler olduğunu anlayamıyordu.



Uzaklardaki Temel Kurulumu uzmanı da şaşkınlıkla bakıyordu. Biraz önce, Meng Hao’nun dokuzuncu seviyede olduğunu görmüştü; ama bir kaç nefeslik süre içinde Gelişim merkezi inanılmaz bir seviyeye tırmanmıştı.



Altı nefes...” Meng Hao’nun eli hızlı hareketle bir büyü yaptı ve iki tahta kılıcın auraları dışarı aktı. Kılıçlar kendilerine doğru gelirken diğer iki sekizinci seviye öğrenci büyülü eşyalarla kendini savunmaya çalıştı. Tüyler ürperten çığlıklarla birlikte kılıçlar kalplerine saplandı. Ölü vücutları yere yığıldı.



Şu an iki tane öğrenci kalmıştı, ikisi de dokuzuncu seviyeydi. Onları yüzü soluktu ve çoktan en kıyıya kadar geri çekilmişlerdi. Meng Hao’nun soğuk bakışları üzerlerine gelince dağılarak farklı yönlere koşmaya başladılar.



Meng Hao yüzünde soğuk bir bakışla sağ elini kaldırarak bir büyü yaptı. Ardından 15-20 metre uzunluğunda devasa bir Rüzgar Bıçağı ortaya çıktı. Bıçak ürpertici uğultular eşliğinde ileri fırladı. Aynı sırada Meng Hao depolama çantasına vurdu. Elinde siyah bir yay belirdi. Yayı gerdi ve ardından diğer öğrenciye doğru bir ok fırlattı.



Sekiz nefes...” dedi hafifçe. İki gümbürtü sesi çınladı. Rüzgar Bıçağı ilk dokuzuncu seviye öğrenciyi keserek vücudunu ikiye böldü ve her yere kanlar fışkırmasına neden oldu.



Buna eş zamanlı olarak ok diğer öğrencinin kafasını delerek şiddetle patlamasına neden oldu.



Sekiz nefes, sekiz ölüm!



Meng Hao ifadesizce uçan kar kalkanının ardındaki Temel Kurulumu uzmanına bir an baktı. Ardından vücudu parlak bir ışına dönüşerek uzaklara doğru fırladı.



Meng Hao hareket ederek bir çok Gelişimciden kaçınıyordu. Ama mühürleme büyüsüyle kaplanan alan çok geniş değildi. Çok sayıda sekizinci ve dokuzuncu seviye Gelişimcinin her yeri araması çok uzun sürmeyecekti. Temel Kurulumu uzmanları ise uçabildiği için bu işlemi daha da hızlı yerine getirecekti.



Meng Hao yerinin saptanmasından kaçınmaya devam etti ve en sonunda Reliance Tarikatına yaklaştı. Bunun ardından on tane ışık ışını gökyüzünde belirdi, en yüksek hızlarıyla süzülüyorlardı. Bu grubun liderliğini sert suratlı yaşlı bir adam yapıyordu. Etrafında süzülenlerin aksine o gerçekten uçuyordu.



Qi Yoğunlaştırma Gelişimcileri bunu yapamazdı; bu adam belli ki Temel Kurulumu aşamasındaydı!



Nezih Akşam Tarikatı…” Onları görünce, Meng Hao iç geçirdi. En sonunda bugün kaçamayacağını kabullenme noktasına gelmişti. Saklanmaya çalışabilirdi, ama er ya da geç bulunacaktı.



Meng Hao!” onu görür görmez Nezih Akşam Tarikatı Gelişimcilerinin yüzü burkuldu. Temel Kurulumu aşamasında olan yaşlı adam Meng Hao’ya doğru hızlandı, gözleri parlıyordu.



Temel Kurulumu Gelişimcisi yaklaşırken Meng Hao’nun gözleri karardı. Adamdan Temel Kurulum aşamasının muazzam gücü kabardı. Bu gücün sınırsızlığı etraftaki Qi Yoğunlaştırma Gelişimcilerinin geri çekilmesine ve Gelişim merkezlerinin bocalamasına neden oldu.



Bu Temel Kurulumunun kudretiydi. Adam havada hiç efor sarf etmiyormuş gibi uçuyordu, son derece etkileyiciydi. Hiç bir şey yapmadan bile Qi Yoğunlaştırma Gelişimcilerini titretebiliyordu.



Ama Meng Hao sıradan bir Qi Yoğunlaştırma Gelişimcisi değildi. O, antik zamanlardan beri görülmeyen Qi Yoğunlaştırmanın on üçüncü seviye Gelişimcisiydi. Onun Ruhsal Duyusu vardı. Çok güçlü olmasa bile sonuçta vardı. Onun Gelişim merkezi diğerleri gibi kaosa düşmemişti.



Onun fiziksel vücudu daha güçlüydü, Qi damarları daha sertti ve hatta kemikleri daha sağlamdı. Güçlü bir Temel Kurulumu uzmanıyla yüzleşmediği sürece yarım adım bile geri çekilmeyi reddederdi.



Demek Zhao Ülkesindeki tüm bu karmaşaya sebep olan kişi Temel Kurulumu aşamasının yarım adım uzağında olan bir Gelişimciymiş,” dedi Temel Kurulumu uzmanı sakince. “Fakat bugün, ben senin ölmeni istersem, öleceksin.



Tam o sırada Meng Hao’nun arkasında başka bir ışık ışını belirdi ve onlara doğru uğultular eşliğinde uçtu. Bu kişi Soğuk Rüzgar Tarikatının Temel Kurulumu uzmanıydı. Adamdan öldürme arzusu yayılıyordu.



Ben Gelişim yolundan yürüdüm, hayat ve ölüm kurallarına karşı kibirli değilim.” dedi Meng Hao sakince. “Ben diğerlerini öldürebilirim, doğal olarak onlar da beni öldürebilir. Ama size bir soru sormama izin verin. Siz üç büyük Tarikat, Shangguan Xiu’nun üç ülke ölümlülerinin hayat kuvvetini özümsemesine izin verdiniz. O adam, insanların ömürlerine de zarar verdi. Ölümlüler Gelişim pratiği yapmayan kişiler. Bir Gelişimciye zarar vermek farklı bir şey, fakat siz kişisel kazanımlarınız için böylesine korkunç bir şeye izin verdiniz. Bu hukuk teorisini çiğnemek demek. Ne ekersen onu biçersin!” Meng Hao bu sözleri uzun zamandır söylemek istiyordu.



Hukuk teorisi mi? Gök ve yerde, güçlü kişiler kanunları belirler. Ve ne ekersen onu biçersin sözüne göre, sana gelecek bir şeyler de var, değil mi?



Meng Hao hiçbir şey söylemedi. Sadece gökyüzüne doğru baktı.




 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr