Bölüm 196

avatar
8931 22

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 196


Bölüm 196: Bütün Gözler Üzerinde



Tabii ki Meng Hao tüm bunların farkındaydı. Yüzünde her zamanki ifadesiyle onları umursamadı. Her katmanda duraksayarak olabildiğince ruhsal enerji özümsüyor. ardından yukarı tırmanmaya devam ediyordu.



Diğer gelişimciler ise onun bir kaç metre gerisinden geliyorlardı. Çaresizce Meng Hao’yu izliyorlar, ilerlemeye devam etmek için Meng Hao’yu bekliyorlardı.



Bu dünyada bütün gözler Meng Hao’nun üzerindeydi. Bütün ilgi ona yönelmişti.



Song Klanı damat arayışı yarışması Meng Hao için basamak taşı olmuştu. Meng Hao kazansın ya da kazanmasın, Song Jia’nın üzerinde çoktan büyük bir etki bırakmıştı. Ziyafet başlamadan önceki olayları da göz önüne alınca diğerlerini görmezden gelerek bütün dikkatini sadece Meng Hao’ya çevirmiş durumdaydı.



Belki bu kaderdi; bugünden sonra beş Tarikat ve üç Klan Meng Hao’yu da bir Seçilmiş olarak görecekti!



Belki bu kaderdi; bugünden sonra Zhao Ülkesindeki bilgin Meng Hao’nun hikayeleri bütün Güney Diyarına yayılacaktı. Seçilmişlerin arasına bir kişi daha katılmıştı!



Ayrıca daha önce adı bile duyulmamış olan Meng Hao’nun tamamen ilgi odağı haline gelmesi de kaderdi. Onun ismi giderek başkaları tarafından da duyulacaktı ve tabii ki Chu Yuyan ile olan olayı da. Söylentiler Güney Diyarında hızla yayılacaktı.



Meng Hao sayısız erkek gelişimcinin kıskançlık duyduğu biri haline gelecekti. Tabii ki birçok kadın gelişimcinin de dikkatini çekecekti. Onun ismi artık Güney Diyarının en güzel dört kadından biriyle yaşanan skandalla anılacaktı. Herkesin dikkati şu an onun üzerindeydi.



Aynı zamanda Meng Hao’nun Zhao Ülkesindeyken Mor Elek Tarikatıyla yaptığı ticaret de kesinlikle duyulacaktı. Bu sayede Meng Hao’nun ismi daha da tanınır hale gelecekti.



Aslında eğer insanlar onun Siyah Elek Tarikatıyla arasındaki düşmanlığı ya da Kan Ölümsüzü Mirasını nasıl aldığını öğrense, anında Güney Diyarının en ünlü gelişimcisi durumuna gelirdi. Ne de olsa şu an bütün Seçilmişleri ezebilir ve Tao Çocuklarını bastırabilirdi.



Fakat bugün, daha sonra gelecek olanların daha ilk belirtisiydi. Bu, Meng Hao’nun Güney Diyarına dalışıydı!



(R.N: İkinci kitabın adı Güney Diyarına Dalıştı.)



Zaman Geçti. Meng Hao yüzündeki aynı ifadeyle yavaş yavaş işine bakıyordu. Onun arkasındaki onlarca gelişimci ise gittikçe sabırsızlanıyordu. Mor Elek Tarikatından genç bir adam yavaş yavaş ruhsal enerji özümseyen Meng Hao’ya baktı ve kaşlarını çattı. Bu duruma daha fazla katlanamayarak ileri doğru fırladı.



Depolama çantasına vurdu ve aniden etrafında dönmeye başlayan sekiz tane tılsım ortaya çıktı. Bir çeşit koruyu büyü olan parlak bir parıltı belirdi. Zafer kazanmış gibi bir çığlıkla yukarı doğru hücum etti ve Meng Hao’yu geçerek sonraki katmana girdi.



Mor Felek Tarikatı Gelişen Ruh Gelişimcisi soğuk bir tavırla konuştu: “O, Mor Felek Tarikatının Seçilmişlerinden biri olan Liu Gao. Gelişim Merkezi sıradanın üstündedir. Etrafında dönen sekiz tılsım hazinesi baskı yapan herhangi bir kuvveti yüzde seksen oranında azaltır.” Tam bu sözler ağzından çıktığı anda yüzü aniden çirkin bir ifadeye büründü.



Liu Gao Meng Hao’yu geçip sonraki katmana geçtiği anda vücudu sarsıldı. Yüzü daraldı ve ağzından kanlar boşaldı. Sanki bir tür saldırı altındaymış gibi vücudu titriyordu. Herkes onun inleyerek mücadele verişini izliyordu. Meng Hao boğazını temizledi. Bir anlığına durdu ve yukarı bakarak bekledi.



Bir kaç nefeslik süre sonunda Mor Felek Tarikatı öğrencisi daha fazla kan tükürdü. Sekiz tılsım birer birer çözülmeye başlamıştı. Liu Gao acınası çığlıklar eşliğinde aşağıdaki denize doğru düştü. Bir an sonra denizden çıkarak tekrar ağaca tırmanmaya başladı. Onun Meng Hao’nun arkasındaki gruba yetişmesi çok uzun sürmedi. Yüzünde korku ve saygıyla karışık bir ifade vardı.



Herkes ona düşünceli gözlerle bakarken, Meng Hao tekrar boğazını temizledi ve yukarı doğru hareketlendi, bu sırada ruhsal enerji özümsemeye devam ediyordu.



Ondan sonra kimse onu geçmeye cüret edemedi. Tek yapabildikleri çaresizce onu takip etmekti. Zaman ilerlerken Meng Hao da katmanları birer birer temizliyordu. Şu an beşinci Tao Sütunu yüzde yetmiş civarında tamamlanmıştı.



Bu ilerleyiş sırasında ihtiyaç duyduğu ruhsal enerji de sürekli artıyordu. Meng Hao çok geçmeden devasa ağacın tepesine aşağı yukarı üç bin metre kadar yaklaşmıştı.



Wang Tengfei’nin gözleri parladı ve Wang Youcai’nin de gözleri sessizce ışıldadı. Şişkonun yüzünü beklenti dolu bir bakış kaplamıştı. Meng Hao’yu geçmek gibi bir niyeti yoktu, ama Meng Hao tepeye ulaştığında neler olacağını çok merak ediyordu.



Gözleri parıldayan sadece gelişimciler değildi, bulut katmanındaki Kıdemliler ve Song Klanı üyelerinin de gözleri Meng Hao üzerindeydi. Onun Song Klanı damat arayışına katılması beklenmedik bir şey olsa da, kritik bir noktaya geliniyordu. Herkes büyük merak içindeydi.



Song Tian yüzünde bir gülümsemeyle konuştu, “Ağacın tepesinde son bir test var. Çeşitli Tarikat ve Klanların kahramanları için, hangisinin bu son testi geçebileceğini söylemek oldukça zor.



Gelişen Ruh Gelişimcilerinden biri gülerek konuştu: “Duyduğuma göre Song Klanının geleneklerine göre damatlar zor bir testten geçiriliyormuş. Bu testin özünü oldukça merak ediyorum. Kıdemli Song, bundan biraz bahsetmek ister misiniz?



Bu doğru.” dedi Altın Ayaz Tarikatı Gelişimcisi. “Ben de böyle bir şey duymuştum. Kıdemli Song, biraz anlatır mısınız? Hepimiz de çok merak ettik.



Herkes bu son test konusunda oldukça meraklanmıştı.



Song Klanı Patriği gürültülü bir kahkaha attı. Ardından sağ tarafında oturan orta yaşlı adama baktı. “Muqiu, senin kızın için bir damat arıyoruz. Son testi neden sen anlatmıyorsun?



Orta yaşlı adam yakışıklı ve havalıydı. Patriğin sözlerini duyunca ellerini saygıyla kenetledi ve ardından yıldırım gibi parlayan gözlerle insan grubuna baktı. Daha sonra yüzünde sıcak, sevgi dolu bir ifadeyle kızına bir bakış attı.



Song Muqiu sakin sesiyle konuştu, “Bu damat arayışı için uygulayacağımız son test daha önceki nesillere uygulanandan biraz farklı olacak. Bu bir Gelişimcinin Kalp Tao’su testi!



Gelişen Ruh Gelişimcileri kaşlarını çattılar.



Tek Kılıç Tarikatından Kıdemli Fan somurtarak içkisinden bir yudum aldı. “Kalp Tao’su meselesi bizim için bile açık bir şey değilken Temel Kurulum aşamasındaki çocuklar ne yapacak?



İşte bu test bu yüzden özel.” diye cevapladı Song Muqiu. “Kıdemli Fan haklı, Kalp Tao’su gizemli ve çok derindir. Aslında Song Klanının inandığına göre Kalp Tao’su konusunda en önemli nokta, kişilik ve davranışlarla belirleniyor. Bu iki şeyin yanında kişinin inatçılığı da eklenince… Bu Kalp Tao’sunu şekillendiriyor. Bu nedenle, bugünkü testin sonucu kesin olmasa da bize ne olacağı hakkında bir kaç ipucu verecektir. Aslında, bu iş Kalp Tao’suna bağlı olduğundan, test aslında bir seçim anlamı taşıyacak!” Bu konuşmanın ardından Song Muqiu gözlerini kapattı ve daha fazla yorum yapmayı reddetti.



Herkes derin düşüncelere dalmıştı. Song Jia ise bulut girdabının içinden Meng Hao’yu izlemeye devam ediyordu, son test sırasında nasıl bir seçim yapacağını merak ediyordu….



Song Yunshu sakince bulut burgacına bakarken gözleri titreşti. O, Song Klanının Tao Çocuğuydu fakat Meng Hao’yu izlerken içi huzursuz bir hisle dolmuştu. Gerçi hislerini gizleme konusunda uzmandı. Dışarıdan oldukça sakin görünüyordu. Ama o da son test sırasında Meng Hao’nun nasıl bir seçim yapacağını çok merak ediyordu.



Song Klanının Tao Çocuğu olarak önceden o teste bende girmiştim. Benim seçimim….” Song Yunshu düşüncelere dalmıştı. O sadece ikinci denemesinde başarılı olmuştu. Bu başarısı Patrik Song Tian tarafından övgüyle karşılanmıştı.



Patrik Song Tian gülümseyerek konuştu: “Muqiu sanki biraz karışıkmış gibi anlattı. Son test bir seçim ve aynı zamanda bir gözlem testidir. Song Klanımızın Tao Çocuğunun ikinci denemesinde başarılı olduğunu söylersem sanırım bu konuda kafanızda bir şeyler oluşabilir.” Bu sözlerin ardından övgü dolu gözlerle Son Yunshu’ya baktı.



Bu sözler orada bulunan herkesi daha da meraklandırmıştı. Hepsi tekrar burgaca bakarak Meng Hao’nun ilerlemesini beklemeye başladı. Ayrıca bir yandan da onun arkasındaki akranlarına baktılar, hepsi de yay gibi ileriye fırlamaya hazır vaziyettelerdi.



Meng Hao daha hızlı hareket etmeye başladı. Beşinci Tao Sütunu yüzde seksen oranında tamamlanmıştı ve ihtiyacı olan ruhsal enerji miktarı da giderek artıyordu. Dördüncü Tao Sütununu oluştururken yaşadığı korkunç olayı hatırlayarak geri dönülmez noktaya ulaşmadan önce yeterince ruhsal enerji olduğundan emin olmak istiyordu.



Aksi takdirde kritik noktaya geldiğinde diğer gelişimcilerin Gelişim Merkezlerini tüketmekten başka şansı kalmayacaktı. Ve bu Meng Hao’nun yürümeyi reddettiği bir yoldu.




Meng Hao temkinli ama hızlı bir şekilde ruhsal enerji özümsemeye devam etti. İlerlerken arkasında bir miktar ruhsal enerji bırakıyordu. Ağacın zirvesine doğru hızla yaklaşıyordu. Arkasında ruhsal enerji bıraktığı için peşindeki Gelişimciler bir baskıyla karşılaşmışlardı ve yavaşlamaktan başka şansları kalmamıştı.



Umutsuzca zar zor ilerliyorlardı. Fakat, Meng Hao ile aralarındaki mesafe giderek açılıyordu. Wang Tengfei’nin gözleri kıpkırmızıydı. Onu çılgınca takip etmeye devam ediyordu.



Meng Hao o sırada ağacın tepesinden sadece bin beş yüz metre uzaklıktaydı.



Bin metre. Beş yüz metre. İki yüz elli metre… Yüz elli metre. Elli…. Meng Hao ileri doğru atıldı, ağacın zirvesine ulaşmak için son mesafeyi katetti.



O sırada bütün gözler onun üzerindeydi!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr