Bölüm 220

avatar
8666 19

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 220


Bölüm 220: Usta Simyacılık Terfisi!



Bu sırada meydanın dışında, Doğu Hap Bölümünün bir dağının zirvesinde Chu Yuyan’ın ustası ve aynı zamanda Mor Felek Tarikatının Büyük Usta Hap Şeytanı hap ocağına sakince baktı ve elini kaldırdı. Avucunda ufak bir gri toz yığını vardı.



Bu tozlar biraz önce Meng Hao’nun hızlandırdığı Uçan Kül yaprağından yaratılan küllerdi.



Hap Şeytanı elini kaldırdı ve onu düşünceli gözlerle dikkatlice inceledi. Ardından elini salladı ve küller dağıldı.



Herhangi bir ruhsal enerji sızıntısı yok….” bir süre hafifçe mırıldandı.



Aşağıdaki meydanda Chu Yuyan diğer yakınan dokuz finalist gibi Meng Hao’yu sessizce izledi. Neden olduğunu bilmese de bu olanlar onu biraz memnun etmiş gibiydi. Meng Hao’ya yöneltilen bu suçlamalar onun kulağına oldukça hoş geliyordu.



Diğer dokuz finalist isteklerini tekrarlamaya devam ederken Wang Fanming ve diğer yaşlılar birbirlerine baktılar, kaşları kırılmıştı. Biraz tartıştıktan sonra Wang Fanming ayağa kalktı.



Bunun üzerine ortama bir sessizlik çöktü.



Eğer hepiniz gerçekten ikna olacaksanız... Pekala. Fang Mu, bu testi tekrarlamayı kabul ediyor musun?



Meng Hao gülümsedi. Hiçbir şey söylemeden başını aşağı yukarı salladı.



Bunun üzerine Wang Fanming de takdir eder gibi başını salladı. “Pekala, bu durumda testi yeniden yapabiliriz. Bu sefer on finalist de aynı tıbbi bitki tohumunu kullanacak. Kazanamayan kişiler hiçbir şekilde yakınmayacak!” Sağ elini salladı ve on tane aynı çeşit tohum Meng Hao ve diğerlerine doğru fırladı.



Tohumlar kızıl renkteydi ve bitkisel bir aura veriyorlardı.



Kızıl Ruh Fidanı!” diye düşündü Meng Hao, gözleri pırıldadı. Diğer dokuz finalistin ise kalpleri titredi. Önlerinde duran kızıl tohumları incelerken kaşları çatıldı.



Bu tohumlar ortaya çıktığı anda kalabalığın nefesi kesilmişti.



Demek bir Kızıl Ruh Fidanı. Bu tıbbi bitki Temel Kurulumun büyük döngüsü için kullanışlıdır. Görünüş olarak ateş tipindedir ama aslında bütün ruhsal enerji tipleriyle onu besleyebilirsin.



Bizim Gelişim Merkezlerimizin böyle bir bitkiyi hızlandırması oldukça zor…



Sütunlarda, Meng Hao dışında bütün finalistler bir an tereddüt etmişti, ardından dişlerini sıkarak önlerinde süzülen tohumları kapmışlardı. Ardından da Gelişim Merkezlerinin sınırlarını zorlayarak hızlandırma işlemine başlamışlardı.



Meng Hao da uzanarak tohumu eline aldı. Ona dikkatlice baktı, ardından gözlerini bir anlığına kapattı. Tekrar açtığında elinde kızıl tohumu saran mor bir parıltı oluşmuştu. Dışarı akıttığı ruhsal enerjiyle birlikte hızlandırma işlemine başladı.



Bir tütsü çubuğunun yanma süresi kadar sonra sütunlardan birinde duran orta yaşlı bir adam iyice terlemeye başladı. Yüzü soluktu ve vücudu titriyordu. Fakat dişlerini sıktı ve depolama çantasına vurarak bir tane Ruh Taşı çıkarttı. Bir eliyle Ruh Taşını tutarken diğer eliyle Kızıl Ruh fidanını hızlandırdı.



Diğer finalistler de birer birer aynı şeyi yapmaya başladı. Bir saat geride kaldı. Artık Meng Hao dışında diğer bütün finalistler bitkiyi hızlandırmak için Ruh Taşları kullanıyorlardı. Hepsinin de yüzleri soluktu ve gözleri kan çanağına dönmüştü.



Sadece Meng Hao sakindi. Gözleri Kızıl Ruh fidanına kilitlenmişti ve ruhsal gücünü dikkatlice kontrol ediyordu. Tek bir zerresi bile boşa gitmiyordu. Bütün hepsini Kızıl Ruh fidanına aktarıyordu.



Diğer finalistlerin bunu yapamadığı çok belliydi. tıbbi bitkiyi beslemek için gönderdikleri ruhsal enerjinin aslında sadece yüzde otuzu amacına ulaşıyordu.



Bir saat daha geride kaldı. İlk Ruh Taşı çıkaran adam aniden sendelemeye başladı. Yüzü kireç gibiydi, bir ağız dolusu kan tükürerek bir kaç adım geri çekildi. Sessizce elindeki tohuma baktı. Bütün gücünü kullanmıştı ama tek bir filiz dahi çıkartamamıştı.



Adam acı acı başını sallayarak çekilmeyi tercih etti.



Çok zaman geçmeden ikinci, üçüncü ve dördüncü finalist de ayrıldı. İki saatten fazla zaman geçtiğinde geriye sadece beş kişi kalmıştı.



O sırada bir tomurcuklanma sesi çınladı, bu ses herkesin bakışlarının Meng Hao’nun sağ eline yönelmesine neden oldu. Avucunun içindeki kızıl tohumdan bir anda bir filiz patlamıştı!



Biraz sonra başka bir finalist daha bir filiz çıkartmayı başardı. Bu kişi önceki turda Meng Hao ile birlikte son ikiye kalan kişiydi.



Adam elindeki Ruh Taşını daha fazla sıkarken yüzünde biraz çirkin bir ifade belirdi ve ardından Meng Hao’ya sert bir bakış attı.



Diğer üç finalistin ise yüzleri soluktu. Bütün güçlerini kullanmalarına rağmen yine de Kızıl Ruh Fidanını filizlendirememişlerdi. Hepsi de yarışmadan çekilmek zorunda kalmışlardı.



İkinci aşamanın asıl rekabeti şimdi başlamıştı. Orta yaşlı adam ile Meng Hao yine karşı karşıyaydı.



Sınavın bu kısmı için bir çok Ruh Taşı hazırlamıştım...” dedi orta yaşlı adam, gözleri kıpkırmızıydı. “Sana yenilmemin imkanı yok...” Adamın üstünde durduğu taş sütun tam Meng Hao’nun karşısındaydı. Kafasını kaldırdı ve Meng Hao’ya baktı, ardından elini alnına bastırdı. O anda hava bir gürleme sesiyle dolarken adamın Gelişim Merkezi aniden göklere ulaştı.



Gelişim Merkezi sekizinci seviyeden dokuza kadar çıkmıştı, Qi Yoğunlaştırmanın büyük döngüsündeydi! Adam şimdiye kadar belli ki Gelişim Merkezini saklamıştı, amacı ise gerçek gücünü hızlandırma sınavının sonunda serbest bırakmaktı. Böylece rakiplerini silip süpürmek için tek bir adımı yeterli olacaktı.



Adamın Gelişim Merkezi aniden patlayınca seyirciler arasında bir kargaşa oldu. Aynı zamanda önünde duran Kızıl Ruh fidanı tohumu yavaş yavaş büyümeye başladı.



Meng Hao’nun ifadesi her zamanki gibiydi. Temel Kurulum Gelişim Merkezine başvurmamıştı. Kızıl Ruh fidanını hızlandırmak için sadece Qi Yoğunlaştırma ruhsal gücünü kullanıyordu. Orta yaşlı adamı hiç önemsemedi, ve gözlerini kapatarak sadece hızlandırma işlemine odaklanmıştı.



Zaman akmaya devam etti. İki Kızıl Ruh Fidanı da büyümeye devam etti. Saatler sonra iki bitki de bir insan boyuna ulaşmıştı.



Orta yaşlı adamın vücudu titredi ve yüzündeki damarlar şişti. Artık kaç tane Ruh Taşı harcadığını hatırlamıyordu ve kendini delirecek gibi hissediyordu. Ruh Taşı tükendikçe hemen yenisini çıkartıyordu. Qi geçitleri bu gerginliği kaldıramıyor gibi görünse de bunu önemsemiyordu. Gözleri kararlılıkla doluydu. Kazanmalıydı! Usta simyacı olmalıydı! Bu yüzden her şeyi yapmaya hazırdı.



En sonunda artık ağzından kan gelmeye başladı, vücudu şiddetle titriyordu. Gelişim Merkezini öyle zorluyordu ki şu an seviye düşmenin eşiğine gelmişti. Kendi hayat kuvvetinden gelen ruhsal enerji Kızıl Ruh Fidanını beslemek için dışarı aktı. O anda bitki üç metre civarında bir uzunluğa ulaşmıştı.  Şu an için artık bir fidan değil bir ağaçtı. Orta yaşlı adam bir kaç adım geriye sendeledi, devam edemeyecek durumdaydı. Çoktan hayatını riske atmıştı ve artık devam etmek için daha fazla risk alamazdı, teslim olmalıydı!



Adamın ateş gibi yanan Qi geçitleri tüm vücudunun kasılmasına neden oluyordu. Terden sırılsıklam olmuştu ve Gelişim Merkezi aşağı düşüyordu. Tüm bunlara rağmen gözleri gurur ve yücelik dolu bir ışıkla parladı.



O sırada çırak simyacılar arasında heyecanlı tartışmalar patlak verdi. Wang Fanming ve diğer yaşlılar bile birbirlerine bakmışlardı. Chu Yuyan başını aşağı yukarı salladı. Belli ki adamın yaptığı şey hafife alınacak bir şey değildi.



Kızıl Ruh Fidanım artık bir ağaç denilebilecek seviyeye kadar büyüdü! Senin fidanın benimkinin yüzde yetmişine bile gelemedi. Bakalım şimdi usta simyacılık pozisyonunu nasıl elde edeceksin!



O anda Meng Hao ilk defa orta yaşlı adama baktı. “Daha bitirmedim.” dedi sakince. Elindeki Kızıl Ruh fidanı büyümeye devam ediyordu. Diğer adamın fidanının yüzde yetmişi kadardı, daha sonra seksen oldu, ardından doksan…. Bir tütsü çubuğunun yanma süresi kadar sonra orta yaşlı adamın yüzü giderek solmaya başladı. Vücudu titriyordu ve gözlerinde inanamaz bir ifade vardı. Şu an Meng Hao’nun Kızıl Ruh Fidanı onunkinden üç metre daha uzundu.



Ortama bir sessizlik çöktü. Herkes Meng Hao’ya bakıyordu. Onun ilk aşamadaki doğa yeteneği zaten herkesi şok etmişti. Şimdi ise hızlandırma yeteneği aynı etkiyi göstermişti.



Fakat Meng Hao daha bitirmemişti. Kızıl Ruh fidanına bakan gözleri kararlılıkla parlıyordu.



Eğer şov yapacaksam...” diye düşündü, “Gidebildiğim yere kadar ilerlemeliyim. Bu hızlandırma tekniğiyle Kızıl Ruh fidanını ne kadar büyütebileceğimi merak ediyorum!” Gözleri parıldadı ve avucundan daha fazla ruhsal enerjiyi Kızıl Ruh fidanına aktardı. Tabii ki Temel Kurulum gücünü kullanmıyordu, bir gösteri yapmak istese de kendine hakim olmalıydı.



Altı metre, dokuz metre… Kızıl Ruh fidanı yavaşlamak yerine büyümeye devam ediyordu. Giderek kalınlaştı ve artık büyük bir ağaç şeklini aldı!



Bu ağaç tüm dünyayı şaşırtacak kadar harika olmasa da, bu sınavda ilgi odağı halini almıştı.



Meng Hao ağacı bu seviyeye kadar hızlandırdıktan sonra, ağacın üzerinde bir meyveyle birlikte tek bir çiçek belirdi. Bu meyve anında ruhsal enerji yayan kızıl renkli bir Öz Meyvesiydi.



Chu Yuyan onu görünce gözleri kocaman açıldı ve yüzünde inanamaz bir ifade belirdi. Wang Fanming ve diğer yaşlılar ayağa fırladı. Yüzleri tuhaf ifadelerle doluydu.



Kızıl Ruh fidanı çiçek açtı!! Üzerinde Öz Meyvesi var!!



O bir Qi Yoğunlaştırma Gelişimcisi, bunu nasıl yapabilir? İnanılmaz!



On binlerce çırak simyacı kendini tutamamıştı; hava konuşma ve bağırma sesleriyle dolmuştu. Diğer finalistler ise ona boş boş bakıyordu. Kendileri de çırak simyacı olduğundan Kızıl Ruh Fidanının meyve vermesinin önemini biliyorlardı.



Kızıl Ruh Fidanları Temel Kurulumun büyük döngüsü için kullanılan tıbbi hapların yapımında kullanılır. Ama onların meyvesi tüm bitkinin özünü içinde barındırır; bu meyvelerle erken Nüve Formasyonu aşaması için tıbbi haplar yapılabilir!



Fang Mu’nun bunu yapabildiğine inanamıyorum! Bu teknik bütün Qi Yoğunlaştırma aşaması ve hatta bazı Temel Kurulum aşaması bitkilerini hızlandırabilir. Ama Nüve Formasyonu için gerekli olan tıbbi bitkilerde kullanmak imkansızdır. Fakat… O gerçekten de Kızıl Ruh Meyvesini hızlandırabildi!



Konuşma ve tartışma sesleri havayı doldururken Meng Hao derin bir nefes aldı ve sağ elini salladı. Kızıl Ruh fidanı birden bire titredi, sanki aniden güç kaynağını kaybetmiş gibi göründü. Çürümeye başlamıştı. Fakat bitki çürüse de Meng Hao sol elini uzatarak Kızıl Ruh Meyvesini almıştı. Bir an bile tereddüt etmeden onu depolama çantasına atmıştı.



Dokuz metre uzunluğundaki Kızıl Ruh Fidanı artık tamamen çürüdü. Tartışma uğultuları arasında Meng Hao taş sütundan hopladı.



Wang Fanming derin bir nefes aldı, ardından Meng Hao’ya derin bir bakış atarak konuştu, “Bugün usta simyacılığa terfi eden kişi… Fang Mu oldu!” Sesi tüm meydanda yankılandı ve ardından bu ses hap ocağından da içeri girerek Doğu Hap Bölümünün bütün vadilerinde duyuldu.



Tarikattaki yüz bin çırak simyacı bu kelimeleri harfi harfine duymuştu!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr