Bölüm 233

avatar
8230 20

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 233


Bölüm 233: Yeryüzü, Gökyüzü!



Göklere ulaşan bu kükreyişin nasıl bir öldürme arzusuyla dolu olduğunu tarif etmek imkansızdı. Onun yoğunluğunun yayılması, genç Gelişimcinin vücudundan siyah bir auranın dalgalanmasına neden oldu.



Siyah aura onun etrafından dönmeye başladı, bu durum onu yer altının sarı kaynaklarından çıkmış birisi gibi gösteriyordu. Kapalı olan gözleri aniden açıldı ve yüz bin Gelişimcinin nefesi kesildi. Gördükleri bu iki göz sanki öfkeli bir ölümle dolu olan vahşi bir hayvana ait gibiydi.



Bu gözler kızıldı ve cinnetle parlıyordu. Şu andan itibaren o artık bir Gelişimci değil, bir şeytandı!!



Şu an yaydığı güç Geç Temel Kurulum aşamasına aitti, oysa ki biraz önce Erken Temel Kurulum aşamasındaydı. Böylesine sarsıcı bir dönüşüm orada bulunan Gelişimcilerin kalplerinin gürleyici şoklarla dolmasına neden oldu.



Kalplerindeki gürlemeler nedeniyle, ortam tamamen sessizliğe bürünmüştü. Şu an bütün gözler bir çeşit şeytani mabuda benzeyen Gelişimciye odaklanmıştı. Mezatçının bakışları şok içindeydi. Ağır ağır nefes aldı, yüzünde hayret ifadesi vardı.



Çünkü Batının Mor Qi’si öğrencisi öldürme arzusuyla dolu olan çıldırmış, kıpkırmızı gözleriyle delirmiş bir şeytan gibi görünse de aslında bu gözlerin içinde sakinlik de vardı.



Bu sakinlik delilikten çok daha korkutucuydu. Bu durum, onun çılgın bir öldürme arzusuna batmış olsa da aslında aklını kaybetmediğini gösteriyordu!



Üstelik yüz bin Gelişimci onun vücudundaki tıbbi tozdan kaynaklı değişimleri net bir şekilde görebiliyordu. Eğer çok ufak bir kısmı böylesine inanılmaz bir değişime neden olduysa acaba hapın tamamı nasıl olurdu… ?



Orada bulunan bütün Gelişimcilerin nefes düzeni bozulmuştu, bu sorunun cevabını zihinlerinde düşünüyorlardı. Gözleri hayretle parladı.



Bir anda açık artırma stadyumu konuşma uğultularına boğuldu.



Bu… Bu hap da neyin nesi!?!? İnanılmaz!!



Sadece… Sadece bir parça tozu böyle inanılmaz bir dönüşüme neden oldu. Eğer ufak bir kısmı böyle bir etkiye sahipse, hapın tamamının neden olacağı dönüşümü hayal etmek güç!



Bu hap insanı deliliğe sürükleyebiliyor ve vücudunun içindeki bütün potansiyeli serbest bırakıyor. Çekirdek Denizi ile Tao Sütunlarını kaynaştırıyor ve mükemmel bir ölümcül aura yayıyor. Bu hap… Zehir hapı değil! Bu hap ile kritik bir anda hayatını kurtarabilirsin!!”



Zehir hapı, zehir hapı…. Bütün simyacılar hayatlarında bir kaç kez de olsa zehir haplarıyla ilgilenirler. Ama zehir haplarının genelde formülleri olmaz. Bu hap… Bu hap….



Daha da önemli olan şey bu hapın tıbbi kuvveti. Dikkatlice baktım ve sanırım biliyorum. Bu sadece haptan tıraş edilen bir parça toz ama tahminlerime göre bu hap en az yüzde elli tıbbi kuvvete sahip!!



Yüzde elli…. Yoksa bu zehir hapı bir Ocak Lordu tarafından mı yapıldı…?



Tartışmalar hararetlendi, ortam tıpkı Temel Kurulum Günü hapının ortaya çıktığı zamanki gibiydi! Bütün gözler siyah hapın üzerindeydi ve özellikle hapın kenarına kazınmış olan ize dikkatlerini vermişlerdi.



Bakın, üzerinde bir sembol var!



Bu bir… Kazan! Hapın üzerine kazan figürü kazınmış!



O damga bu hapı yapan simyacının işareti! Simyacılar yaptıkları işten tamamen memnun kalırlarsa kişisel damgalarını haplarına kazırlar. Bir kazan… Kişisel imza olarak bir kazan kullanan bir simyacıyı hiç duymadım!



Açık artırmadan bu hapın tıbbi kuvvetini anlamak için bir test yapmasını talep ediyorum!!



Evet! Test istiyoruz!



Test talebi açık artırma stadyumundaki atmosferin daha da yoğunlaşmasına neden oldu. Mezatçı, Temel Kurulum Günü hapının yarattığı etkiyi yaratabilecek başka bir hapın daha çıkacağını nereden bilebilirdi?



Sesleri giderek yükselen ve bir test talep eden Gelişimcilere bakan mezatçı tereddüt etmedi. Elini salladı ve arkasındaki portaldan iki tane yaşlı adam çıkageldi.



İkisi de uzun ve beyaz saçlara sahipti. Bunlar açık artırmadaki hapların tıbbi kuvvetlerini test etmekten sorumlu olan tecrübeli usta simyacılardı. Onlar gelince mezatçı hemen oldukça nazik bir tavır aldı.



Yaşlı adamların gözleri gururla doluydu ve çevredeki yüz bin Gelişimciyi tamamen görmezden geldiler. İçlerinden biri uzanarak hapı aldı. Kazan simgesine baktı ve çok memnun görünmedi. Onun düşüncesine göre Ocak Lordu seviyesine ulaşmamış birinin bir hap üzerine imzasını kazımaya hakkı yoktu. Kalabalık bile, yapabilseydi adamın bu imzayı silecek olduğunu görebiliyordu.



Canı sıkkın görünen yaşlı adam hapı kokladı ve bunun üzerine vücudu aniden titredi. Gözleri inanamaz bakışlarla doldu ve hapı daha dikkatli incelemek için başını eğdi. Bunun üzerine daha da heyecanlandı. Vücudu daha fazla titremeye başladı ve gözleri kocaman açıldı.



İmkansız…” dedi, sesi boğuktu. “Bu hap imkansız bir şey. Basitçe imkansız….” Adamın sesi çevredeki Gelişimcilerin kulağına gidince herkesin endişeli bir şekilde nefesleri hızlandı. O sırada bu tecrübeli usta simyacıyı hayrete düşüren ve yüzünün solmasına neden olan hapın tıbbi kuvvetini hayal bile edemiyorlardı.



Diğer yaşlı usta simyacı uzun adımlarla ileri yürüdü. Hapı inceledi, onu kokladı ve ardından gözleri yavaş yavaş tuhaf bir ışıkla parlamaya başladı. Hapa bakarken yüzü solmaya başladı ve yüzü inanamaz ve hayret içinde olan bakışlarla doldu.



Bu… Bu…” İki adam birbirlerine baktılar ve birbirlerinin gözündeki şaşkınlığı görebiliyorlardı. Adamların vücutları titredi ve nefesleri ağırlaştı.



Usta simyacılar, bu hap….



Bu hap satılamaz!!” dedi iki yaşlı simyacıdan biri. Adamın sesi yankılanarak tüm stadyumu doldurdu. Hemen bir uğultu yükseldi.



Ne demek satılamaz! Hap için bir test istedik. Mor Felek Tarikatı Hap Açık Artırması bin yıllık geleneğini bu hapı satmayarak bozacak mı!?



Hap Açık Artırmasının kurallarına göre test isteme hakkına sahibiz. Daha sonucu bile söylemeden onu satamayacağınızı mı söylüyorsunuz?



Test sonucunu istiyoruz! Söyleyin bize… Bu hapın tıbbi kuvveti ne kadar!



Yüz binlerce Gelişimcinin sesi yükseldi, bunların arasında avazı çıktığı kadar bağıran şişko da vardı. Mezatçının ifadesi gerildi. Daha önce hiç böyle bir olayla karşılaşmamıştı ve gittikçe geriliyordu. Aniden sahnede yeni bir portal belirdi.



Bu portaldan yedi insan çıktı.



Bu yedi kişiyi gören mezatçının yüzü şok ifadesine büründü. Hemen ellerini kenetledi ve saygıyla eğildi. İki yaşlı usta simyacının yüzü de saygıyla doldu ve hemen mezatçıyı taklit ettiler.



Stadyum bir anda sessizliğe büründü. Fakat herkesin gözleri şaşkınlıkla kocaman açılmıştı. Bu yedi kişi Doğu Hap Bölümünün Ocak Lordlarıydı!



Onların her birinin ismi tüm Güney Diyarında yankılanan isimlerdi. Onları gören bütün kalpler titremişti. Yedi kişi ileri doğru adım attı ve Delirtme Hapına doğru yaklaştı. İçlerinden biri hapa uzandı ve ardından onu dikkatle inceledi. Bunun akabinde eli titremeye başladı ve ifadesi şaşkınlıkla doldu.



Bu şaşkınlığı gizlemeye çalışsa da Gelişimciler bunu fark etmişti bile. Bir Ocak Lordunun şaşırdığını gören yüz bin Gelişimci kalplerine binlerce yıldırım düşmüş gibi hissetti.



Ocak Lordunun bakışları yüz bin Gelişimci üzerinde gezindi. Kalbinden bir iç geçirerek Delirtme Hapının havada süzülmesini sağladı ve ardından bacaklarını çaprazlayarak oturdu. “Daha önceki Hap Açık Artırmalarında…” diye söze başladı. “Doğu Hap Bölümü hapların tıbbi kuvvetini test etmek için bir fırsat sunardı. Bu hapın test etmek istediğiniz hap olduğundan emin misiniz?” Cevabı beklemesine gerek yoktu.



Diğer altı Ocak Lordu da ona katılarak Delirtme Hapının etrafında çember şeklinde oturdular. Büyü hareketleri sergilemelerinin ardından önlerinde yedi tane hap ocağı belirmişti. Bu hap ocaklarından her biri sıra dışı materyallerden yapılmıştı!



Ateşlenen her bir hap ocağı tıbbi kuvvet anlamında yüzde onluk kısmı temsil edecek. Bu Hap Açık Artırmasındaki hapların yapımında kullanılan bütün bitki ve yeşillik bileşenleri Doğu Hap Bölümünde yetiştiği için bu adil bir yöntem. Eğer öyle olmasaydı onun tıbbi kuvvetini tam kesin olarak saptayamazdık.



Adamın sesi stadyumda çınlarken yüz bin Gelişimci bu olayı dikkatle izliyordu. Bu yedi Ocak Lordu görkemli itibara ve saygıya sahip kişilerdi. Gözlerini kapattılar ve havayı dolduran tıbbi aroma stadyumdaki tuhaf atmosferin yükselmesine neden oldu. Aniden hap ocaklarından biri parlamaya başladı. Daha sonra ikincisi ve üçüncüsü ve en sonunda dördüncüsü parladı.



Dört ocak aydınlandı. Yani bu hapın bitki ve yeşillik bileşenlerinin gücünün yüzde kırkı kullanılmış….



Ah, demek sadece yüzde kırk. Temel Kurulum Günü kadar iyi değil. Ama o ikisinin tıbbi kuvvetini karşılaştırmak gerçekten de kolay değil çünkü birisi tamamen farklı bir tip olan zehir hapı. Aslında bence… Huh?” Gelişimciler arasında tartışmaların başlamasından kısa bir süre sonra havayı ölümcül bir sessizlik doldurdu, sanki konuşanların boğazları aniden kenetlenerek kapanmış gibi oldu.



Yüz bin Gelişimcinin nefesleri hızlandı ve birer birer yüzlerinde şaşkınlık ifadeleri belirmeye başladı. Aydınlanan beşinci ocağa baktılar, ardından altıncı ve en sonunda yedinci! Göz açıp kapayıncaya  kadar yedi ocak da ışıl ışıl parlamaya başlamıştı!



Yetmiş… Yüzde yetmiş mi?



Bu bir Ocak Lordu tarafından yapılmış olmalı! Bu… Bu….



Yüzde yetmiş! Ama, ya sekiz hap ocağı olsaydı…?” Konuşma uğultuları havayı doldurduğunda yedi Ocak Lordunun yüzleri titreşti ve kalpleri sarsıldı. Aniden başka bir parlak portal belirerek içinde üç tane daha Ocak Lordu çıkageldi. Onların yüzleri sakin ve gururluydu, uzun adımlarla ilerlediler. Diğer yedi Ocak Lordu gibi oturdular ve ardından kendi hap ocaklarını çıkarttılar.



Neredeyse hap ocaklarını çıkarttıkları anda bu ocaklar parlamaya başladı. Sekiz hap ocağı, ardından dokuz ve en sonunda on. Bir anda bütün hap ocakları parlıyor vaziyetteydi!



On hap ocağının parıltısı gökyüzüne yükseliyordu. Herhangi bir konuşma gürültüsü yoktu, çünkü bütün Gelişimciler sadece boş gözlerle sahneyi izliyordu….



Testi uygulayan on Ocak Lordu da sessizce bakıyordu. Zihinleri allak bullak olmuştu ve nefesleri kesilmişti. Gözlerinde beklenmedik bir şok ifadesi vardı.



Ardından tepkiler gelmeye başladı. Yüz bin Gelişimci adeta çıldırmış gibiydi. Zihinleri alt üst olmuştu ve gözleri kıpkırmızıydı, solunumları düzensiz bir hal almıştı. Bariz bir şekilde… Çıldırmışlardı!



Yüzde yüz tıbbi kuvvet! Bu kusursuz bir üründü! Antik zamanlardan bugüne kadar Hap Açık Artırmasında böyle bir eşya hiç görülmemişti!



Temel Kurulum Günü ile bu Delirtme Hapı arasındaki fark çok açıktı. Biri yeryüzüyken diğer gökyüzüydü!



—–









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr