Bölüm 245

avatar
9159 17

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 245


Bölüm 245: Siyah Elek Tarikatına Dönüş



Meng Hao gerçekte gitmek istemiyordu ama emir yeşim kayışı artık gelmişti ve reddetmek için iyi bir bahanesi yoktu. Dahası… Tarikata çok fazla tıbbi hap borcu olmuştu. Borçlarının hepsi resmi olarak kaydediliyordu ve hemen ödemek zorunda olmasa bile er ya da geç ödemesi gerekecekti.



Eğer ödemezse tıbbi bitkilere olan erişimi kısıtlanacaktı. Bu nedenle bu Tarikat dışı gezisi bir çok amaca hizmet edecekti. Sadece tecrübe kazanmakla kalmayacak Tarikata olan borcunu da azaltacaktı.



Fang Mu için, Siyah Elek Tarikatı gezisi… Bu harika bir fırsat!” Meng Hao’nun gözleri kararlı bir şekilde pırıldadı. Onun Siyah Elek Tarikatına gitme kararı çoktan verilmişti, Kıdemli Kız Kardeş Xu’nun görüntüsü zihninde canlandı.



Aynı zamanda Han Bei ve Zhou Jie’yi de düşündü, yıllar önce Siyah Elek Tarikatıyla arasında birçok olay geçmişti.



R.N: Unutanlar için,Han Bei kurnaz olan kız beraber kazana girdikleri kadın. Zhou Jie ise Siyah Elek Tarikatının Tao Çocuğu, Meng Hao ile dövüşmüşlerdi.



Bu sefer, Güney Diyarında Mor Felek Tarikatının Ocak Lordu olarak seyahat edeceğim.” Kıkırdayan Meng Hao elbise kolunu fiskeleyerek ihtiyacı olan çeşitli eşyaları toparladı. Ardından elinde yeşim kayışla birlikte Ölümsüzler Mağarasından ayrıldı.



Bir kaç gün sonra.



Büyük Usta Zhou, Büyük Usta Fang, bu Siyah Elek Tarikatında yetiştirdiğimiz Siyah Elek Meyvesi. Onun tadı iyi bir şarap gibi nefistir ve genelde sadece Tarikat Kıdemlilerine verilir.



Mor Felek Tarikatının dışında bir yerde havada son sürat ilerleyen devasa siyah bir gemi gidiyordu. İçinde bir kaç yüz Siyah Elek Tarikatı öğrencisi vardı, hepsi de Temel Kurulum aşamasında sıra dışı Gelişim Merkezlerine sahipti.



Aynı zamanda Siyah Elek Tarikatı tarafından Mor Elek Tarikatı öğrencilerini koruması için gönderilen Nüve Formasyonu aşamasında bir Simya Koruyucusu da vardı. Bu kişi onlarla birlikte geminin ortasında oturuyordu, yüzündeki gülümsemeyle zihnindeki düşünceli hali saklamaya çalışıyordu. Karşısında duran siyah, mor cübbeli beyaz saçlı bir adam vardı. Adam Tao saçıyordu ve saf bir yüceliğe sahipti. Bu yaşlı adamın yanında ise yakışıklı, soluk tenli genç bir adam vardı.



Yaşlı adamın ifadesi ciddiyetle dolu aldırışsız bir karışıma sahipti. Onun Gelişim Merkezi Geç Temel Kurulum aşamasındaydı. Bu kişi Meng Hao’nun bir ay önce vadide tartıştığı Ocak Lordu Zhou idi.



Onun yanındaki genç adam ise hafif bir tıbbi bitki kokusu yayıyordu. Bir Gelişimciden çok bir bilgine benziyordu. Tabii ki bu kişi Meng Hao idi.



Siyah Elek Tarikatı Nüve Formasyonu Gelişimcisinin yanında otuzlu yaşlarında genç bir adam daha göndermişti. Üzerinde uzun mavi-siyah bir cübbe vardı, ilim ve derinlikle dolu gibi görünüyordu. Bir kenarda sessizce oturuyor ve biraz suskun bir tipe benziyordu. Meng Hao onu ilk gördüğünde kısa süreli bir şok yaşamıştı.



Bu kişi Zhou Jie idi!



Siyah Elek Tarikatının Tao Çocuğu!



Bu kişi Meng Hao’nun yıllar önce dövüştüğü kişiydi, bu Temel Kurulumun zirve savaşıydı! Bu savaşta Zhou Jie ona kaybetmişti. Onun açık ve doğrucu hareketleri Meng Hao’nun saygısını kazanmış ve hayatını bağışlamıştı.



Meng Hao onu beş yıldır görmüyordu ve şimdi onunla ilgili bir farklılık vardı. Meng Hao bu farklılığı tam olarak söyleyemese de üzerinde tuhaf bir hissiyat bırakmıştı.



Bu düşünceler aklından geçerken hiçbirini yüzüne yansıtmadı. Nüve Formasyonu Gelişimcisinin sözleri karşısında nasıl cevap vereceğini düşünürken yaşlı adam Zhou Siyah Elek Meyvelerinden birine uzanarak onu aldı.



Ne kadar sıra dışı bir meyve.” dedi sakince. “Bu meyve tıbbi bileşen olarak kullanılmalı. Onu yiyerek heba etmeyeceğim.” Meng Hao’ya bir bakış attı.



Meng Hao hiçbir şey söylemedi. Gülümseyerek Siyah Elek Meyvesini kabul etti ve ardından onu depolama çantasına attı. Kalbinden bir iç geçirdi. Mor Felek Tarikatının onunla birlikte yaşlı adam Zhou’yu göndereceğini nasıl tahmin edebilirdi? Zhou simya Tao’su ile ilgili ders vermekle sorumlu olacaktı, Meng Hao’nun görevi ise hap yapımıydı.



Gemide geçirdikleri tüm zaman boyunca yaşlı adam Zhou ona sadece çirkin bakışlar atmıştı. Tabii ki Siyah Elek Tarikatı üyeleri bunu fark etmişti.



Nüve Formasyonu Gelişimcisinin yüzünde kocaman bir gülümseme olsa da içten içe şüpheleri vardı. “Bu Ocak Lordu Zhou Dekun ünlü ve vasıflı birisi. O, Ocak Lordlarının en iyilerinden ve Siyah Elek Tarikatına sık sık gönderilmesi Mor Felek Tarikatının bize saygı duyduğunu gösteriyor. Fakat bu Fang Mu…. Biraz soruşturma yaptıktan sonra onun hileli bir yolla bir yıl önce Ocak Lordu olduğunu öğrendim. O aslında bir usta simyacıdan fazlası değil.” Tabii ki Fang Mu’yu küçümsediğini yüz ifadesine yansıtmıyordu. Fakat yaşlı adam Zhou’ya çok daha fazla saygı duyuyordu.



Adam gürültülü bir şekilde güldü. “Büyük Usta Zhou eğer sevdiysen...” dedi nazik bir tonla, “ikiniz için daha fazla Siyah Elek Meyvesi almak için Tarikattan ricada bulunabilirim.



Zhou Jie bir kenarda suskun bir şekilde oturuyordu. Tüm bu zaman boyunca ağzından tek bir kelime dökülmemişti. Bu anlamda o da Meng Hao gibi konuşma havasında değil gibiydi.



Orada oturan dört kişiden sadece iki tanesi muhabbet ediyordu, yüz ifadeleri neşeliydi. Yaşlı adam Zhou kendisiyle gurur duyuyordu. “Bu sefer...” dedi kendi kendine. “Bu velede gerçekte ne kadar güçlü ve hayranlık uyandırıcı olduğumu göstereceğim.



Zaman geçti. Gemi hızla yoluna devam ediyordu ve hatta bir kaç kez ışınlanma portalları kullanılmıştı. Bir kaç gün sonra uzaklarda Siyah Elek Tarikatının Yüz Bin Dağı göründü.



Meng Hao zamanının çoğunu kapalı meditasyonda geçirmişti. Hiç kimse de onu rahatsız etme cesareti gösterememişti; Siyah Elek Tarikatı öğrencilerinin ona attıkları bakışlar hep saygıyla dolu olmuştu.



Zhou’nun hareketleri ise Meng Hao’nun tam zıttı olmuştu. Nüve Formasyonu Gelişimcisiyle hep abartılı sohbetler etmiş, aşikar bir şekilde simya Tao’su ile ilgili büyüleyici ve derin ilmini göstermekle meşgul olmuştu.



Meng Hao ne bu yaşlı adamı ne de onun kendisinden nefret etmesini umursamamıştı. Ona karşı nefret duymasına rağmen önceki gibi Meng Hao’yu küçümsemeye cüret edememişti. Aslında Meng Hao ile yaptıkları tartışma adamın kabinde derin bir korku bırakmıştı.



Meng Hao ilk defa bir simyacı olarak dış dünyaya açılıyordu. Sahip olduğu pozisyon yüzünden diğer insanların ona büyük saygı gösterdiğini gözlemleyince Mor Felek Tarikatına katılmak kararının doğru seçim olduğundan bir kez daha emin olmuştu.



Tabii ki buradaki insanlar onun aslında Meng Hao olduğunu bilseler öldürme arzuları göklere ulaşırdı. Ne zaman Meng Hao ile ilgili konuşmalar duysa kalbinden iç geçiriyordu.



Şu andan itibaren gerçek anlamda Güney Diyarının bir parçasıyım. Beş yıl önce sadece bir yabancıydım.” Geminin ön tarafında düşüncelere dalmış bir şekilde giderek yaklaşan Siyah Elek Tarikatını izliyordu.



Yüz Bin Dağ sonu yokmuş gibi uzanıyordu. Devasa tütsü kabından çıkan siyah duman gökyüzüne yükseliyordu. Siyah Elek Tarikatı gizemli, inanılmaz bir güçle doluymuş gibiydi.



Siyah Elek Tarikatı öğrencilerinin yüzlerinden bu sonsuza uzanan dağlar ve göklere yükselen siyah dumana sahip olmaları sebebiyle tam kemiklerinden gelen bir gurur yayılıyordu.



Zhou ve Nüve Formasyonu Gelişimcisi bir yandan gezinirken bir yandan da muhabbet ediyordu. Zhou Meng Hao’yu görünce somurttu. Onlar yoldaş Tarikat üyeleriydi ve her ne kadar birbirlerini sevmeseler de bunu yabancılara açık bir şekilde göstermemeleri gerekiyordu. Bu nedenle sadece somurttu ama başka bir şey söylemeden Meng Hao’ya katılarak Siyah Elek Tarikatını izlemeye başladı.



Tabii ki Meng Hao ilk defa Siyah Elek Tarikatına yardıma gelmiyordu. Fakat bu sefer şartlar tamamen farklıydı. Gemi Yüz Bin Dağa yaklaştığı anda havayı çan sesleri doldurmaya başladı.



Çanların altı kez çalması Siyah Elek Tarikatının yüz bin öğrencisinin dikkatini çekti. Aslında hiçbiri neler olduğunu bilmiyordu ama kısa süre sonra soruşturmalar yapıldı ve haberler yayılmaya başladı.



Siyah Elek Tarikatı Mor Felek Tarikatından iki tane Ocak Lordu davet etmişti.

 

Meng Hao bir süre sonra Siyah Elek Tarikatından onlarca ışık ışınının fırladığını ve onların ardından da yüzlerce Oturum öğrencisinin geldiğini gördü.

 

Oturum öğrencilerinin arasında Han Bei de vardı. Meng Hao’ya bakınca yüzünde tuhaf bir ifade oluştu. Meng Hao daha önce Kıdemli Kız Kardeş Xu hakkında araştırma yapmış ve onun çoktan bir Oturum öğrencisi olduğunu keşfetmişti. Ama Kıdemli Kardeş Xu yaklaşan Oturum öğrencileri arasında yoktu.



Bir dizi kahkahanın ardından öndeki Nüve Formasyonu Gelişimcilerinden oluşan gruptan berrak, güçlü bir ses duyuldu. Onların arasında bir de Gelişen Ruh Gelişimcisi vardı! “Selamlar Büyük Usta Zhou ve Büyük Usta Fang! Siyah Elek Tarikatına hoş geldiniz!



Bu Gelişen Ruh Gelişimcisi Meng Hao’ya yabancı biri değildi. Bu kişi… Mor Elek Patriğiydi!



Biraz önce konuşan kişi de oydu!



Düşmanlar karşılaşınca genelde gözler ikan çanağına döner ve öldürme arzuları patlardı. Fakat şu an Mor Elek Patriğinin yüzü gülümsemeyle doluydu. Gelişen Ruh Gelişimcisi olması sebebiyle kibirli davranmıyordu, aksine bu iki simyacıya oldukça saygılı davranıyordu.



Meng Hao’nun ifadesi ciddiydi. Hemen yüzünde saygılı bir bakışla ileri adım attı. Onunla eş zamanlı olarak yaşlı adam Zhou da ileri yürüdü. Birlikte ellerini kenetlediler ve Mor Elek Patriğini selamladılar.



Siyah Elek Tarikatının Gelişen Ruh Gelişimcisi göndermesi onlar için büyük bir onurdu. Mor Felek Tarikatını orada temsil eden Meng Hao ve yaşlı adam Zhou kesinlikle küçümsenmemişti.



Büyükusta Zhou…” dedi Mor Elek Patriği, “Sen Ocak Lordları arasında en yüksek rütbeye sahip kişisin. Mor Ocak Lordu seviyesine yükselmen an meselesi. Buraya gelerek saygın varlığınla bizim mütevazı mekanımızı parlattın.” Adam içten bir kahkaha atarak Zhou’ya baktı ve ardından dikkati Meng Hao’ya yöneldi. “Büyük Usta Fang, sen Mor Felek Tarikatının en genç Ocak Lordusun. Ünün tüm Güney Diyarında duyuldu ve ben de ismini çok önceden duymuştum. Seni burada görünce insanların içindeki kahraman olduğundan bir kez daha emin oldum.



Mor Elek Patriğinin konuşması çok iyiydi. İçten içe yaşlı adam Zhou’yu daha fazla önemsese de Meng Hao’ya karşı herhangi bir saygısızlık göstermemişti. Etraftaki Nüve Formasyonu Gelişimcileri ellerini kenetleyerek yaşlı adam Zhou ve Meng Hao’yu selamladılar. Hiçbirinde en ufak bir kibir yoktu, en yüksek saygılarını sunuyorlardı.



Biraz hoşbeş ettikten sonra Nüve Formasyonu Gelişimcilerinden biri Oturum öğrencilerini çağırarak onları simyacılarla tanıştırdı. Öğrencilere birer birer başını sallarken Meng Hao’nun yüzünde hafif bir gülümseme belirdi.



Büyük Usta Zhou ve Büyük Usta Fang’a saygılarımı sunuyorum!



Selamlar, Büyük Usta Zhou, Büyük Usta Fang.” Normalde bu Oturum öğrencileri yabancı Gelişimciler karşısında gururlu ve kibirli tavırlara sahip kişilerdi. Ama bugün ifadeleri saygıyla doluydu. Ocak Lordlarının ünü onları korkutmak için yeterliydi.



Selam verirken kullandıkları Büyük Usta sıfatı tabii ki onları onurlandırmak içindi yoksa ikisi de gerçek bir Büyük Usta değildi.



Yaşlı adam Zhou Siyah Elek Tarikatı Oturum öğrencilerine doğru gülümsedi. Onun yaşını göz önüne alınca tek yapması gereken hafifçe başını sallamaktı. Fakat Meng Hao’nun da aynısını yaptığını görünce kalbinde sinirli bir hissiyat yükseldi.



Sıra Han Bei’ye gelince Meng Hao ona gülümseyerek baktı. Onu beş yıldır görmüyordu. Bir şey söylemek gerekirse, şu an öncekine göre çok daha güzeldi. Figürü daha kıvrımlıydı, yüzü çekiciydi ve onun bulunduğu yerde gök kuşağı bile renklerini kaybederdi. O, eşsiz bir görkeme sahipti.



Han Bei Büyük Usta Zhou ve Büyük Usta Fang’a selamlarını sunuyor,” dedi, sesi yumuşak ve kadifemsiydi. Sesi bile insanın içini kıpır kıpır etmeye yetiyordu.



Meng Hao gülümseyerek başını salladı ve tam sıradaki kişiye bakacakken zihninde bir ses çınladı. Şeytan Mühürleme Yeşimi uzun zamandır sessizdi.



Ayrılmış ruhlar vücuda sahipler, bir hızlandırma tekniğiyle öbür taraftan geri dönmeyi arzuluyorlar. Göklerin altındaki şeytanlar yanıp kül olacaklar; küller uçuşacak. Onları mühürle ve yedinci ayın güneşi gizlensin; onlara yardım et ve Şeytan Mühürleyicinin kanı onun iradesiyle kaynaşsın!



—–








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr