Bölüm 263: Antik Tao Gayzeri

Azure maskeli Gelişimcinin ifadesi karamsardı. Gözlerinden yayılan soğuğun derinliklerinde öfke vardı. Nüve Formasyonuna girip Çekirdek Qi’si geliştirdiğinden beri Çekirdek Qi’si olmayan Gelişimcileri kolaylıkla ezip geçmişti.

Ama bugün bir Temel Kurulum Gelişimcisi onun Çekirdek Qi’sini parçalamış, onu yaralamış ve ardından onu hızlıca bastırmıştı. Tüm bunlara rağmen öfkesi hiç olmadığı kadar sıcaktı.

Onu daha da sinirlendiren şey ise bu zayıf bir karınca olarak gördüğü adamın onun gözleri önünde bütün beyaz maskeli adamları katletmiş olmasıydı. Böyle bir kışkırtma onun kalbindeki öldürme arzusunu yükseltmişti. Fakat… Böyle bir öldürme arzusuyla bile onu elinden kaçırmıştı.

Adamın gözlerindeki soğukluk giderek keskinleşti. Yoldaş Tarikat üyeleri bu olayı öğrenirse onunla dalga geçeceklerini biliyordu. Ne de olsa elinden kaçırdığı Gelişimci büyü ustası değildi, bir simyacıydı.

Ne bunu kabullenebilmiş ne de olup biteni anlayabilmişti. Aslında tanıdığı büyü becerileriyle ünlü Gelişimcilerden herhangi birinin bu simyacıyla karşılaştırılabileceğini düşünmüyordu.

Kararlılık, dövüş yeteneği ve kaypaklık anlamında ister istemez bu elinden kaçırdığı simyacıyı tıpkı pervasız bir Siyah Toprak Gelişimcisine benzetmişti.

“Böyle bir simyacı olabilir mi!?” Meng Hao’nun biraz önce kaybolduğu yere doğru baktı. Şu an Çekirdek Qi’si tamamen iyileşmişti ama duyularını ne kadar kullanmaya çalışsa da ona dair en ufak bir ize rastlayamıyordu.

Belli ki rakibi çok çok uzak bir yere, duyularıyla bulamayacağı bir konuma ışınlanmıştı.

Biraz zaman geçtikten sonra azure maskeli Gelişimci soğukça homurdandı. “Pekala, benim On Akış Ejderha’mın soğuk gücü onu yaraladı. Benden kaçabilir ama bir Ocak Lordu olsa da ölümden kaçamaz. Bakalım ölümün pençesinden kurtulabilecek mi?”

“O ölümü garantiledi… Temel Kurulum Gelişimcisi… Hiç kimse benim On Akış Ejderha’mın soğuk gücüyle vurulduktan sonra on günden fazla yaşayamadı.” Onu takip edip öldürme düşüncelerini bir kenara bıraktı, arkasını döndü ve ortadan kayboldu.

Güney Diyarının batı bölgesinde sislerle kaplı bir alan vardı. Uzakta bir kaç tane dağ görünüyordu ve çok fazla sayıda göl bulunuyordu. Onlardan birisi Güney Diyarının üç Tehlikeli Bölgesinden biri olan ünlü İlkel Tao Gölleriydi.

Bir bakışta bu batı bölgesi zemine yerleştirilmiş aynalarla dolu bir bölge gibi görünüyordu. Bu aynalar tabii ki sayısız göldü.

O sırada göllerin birinin ortasında cam gibi sular aniden dalgalanmaya başladı. Devasa bir kara delik ortaya çıktı ve Meng Hao sendeleyerek kara delikten dışarı çıktı.

Ortaya çıktığı anda bir ağız dolusu kan tükürdü. Bu kan siyahtı ve yoğun bir soğuk yayıyordu. Kan gölün içine düşerek kayboldu. Fakat bir an sonra gölün yüzeyi ince bir buz katmanıyla kaplandı.

Meng Hao’nun yüzü soluktu. Kafasını kaldırdı ve etrafına bakındı, ardından prizmatik bir ışık ışınına dönüşerek uzaklara doğru fırladı.

Günler sonra, Güney Diyarının batı bölgesindeki seyrek sıra dağlardan birinde, Meng Hao yeni oyulmuş bir Ölümsüzler Mağarasının içinde oturuyordu. Yaralarını iyileştirmek için tıbbi haplar tüketiyor ve Gelişim Merkezini döndürüyordu.

Zaman yavaşça akıp gitti ve bir ay geride kaldı. Bu zaman zarfında Meng Hao Ölümsüzler Mağarasından bir adım bile dışarı çıkmadı. Tamamen yaralarını iyileştirmeye odaklanmıştı. İçinde bulunduğu Ölümsüzler Mağarası tenha bir konumdaydı. Bu batı bölgesinde çok az insanın yaşadığını ve toprakların sisle kaplı olduğunu düşününce, oldukça huzurlu bir yerdi.

Meng Hao en sonunda bir gün gözlerini açtı. Yüzü artık soluk değildi ve vücudu neredeyse tamamen iyileşmişti.

“Azure maskeli Gelişimci!” Meng Hao’nun gözlerinde soğuk bir aura parladı. Beş yıldır ilk defa yaralanmıştı ve bu yara oldukça ciddiydi. Eğer Mor Göz Bebeği Dönüşümü iyileşme becerisini artırıyor olmasaydı bu Ölümsüzler Mağarasından çok daha uzun bir süre çıkamayacaktı.

Dahası, eğer bir simyacı olmasaydı çeşitli tıbbi haplara sahip olamayacaktı ve bu durumda işi daha da zor olacaktı.

Ne de olsa Çekirdek Qi’si kullanabilen bir Nüve Formasyonu uzmanı tarafından yaralanmıştı!

Eğer Nüve Formasyonu uzmanı Meng Hao dışında başka bir Temel Kurulum Gelişimcisiyle yüzleşseydi, o kişi kesinlikle kaçmayı başaramazdı ve kesinlikle alt edilirdi.

Meng Hao derin bir nefes aldı. Yüzünde sert bir ifadeyle bir hap ocağı ve biraz tıbbi bitki çıkarttıktan sonra işe koyuldu. Onun yarası tamamen iyileşmemişti. Hala vücudunun içinde yoğun bir soğukluk vardı.

Meng Hao özel olarak şu an içinde bulunduğu duruma uygun bir tıbbi hap yapmaya başladı.

Aradan bir kaç ay geçti. Meng Hao özel tıbbi hapı kullandıktan üç gün sonra gözlerini aniden açtı. Ardından vücudunun içinde kalan son buz gibi soğuğu tükürdü. Soğuk, Ölümsüzler Mağarasının içine saçılarak ortaya ayaz çıkmasına neden oldu, ardından ise buza dönüştü.

Uzun bir sürenin ardından mağara tekrar normale döndü.

Eğer azure maskeli Gelişimci bu olaya şahit olsaydı gözlerine inanamazdı. Hiçbir Temel Kurulum Gelişimcisinin On Akış Ejderhasının soğuk gücünden sağ kurtulamayacağı konusunda çok emindi. Fakat… Meng Hao yaralarını iyileştirmeyi başarmıştı.

Meng Hao derin bir nefes aldı ve gözlerindeki öldürme arzusu daha da güçlendi. Bir süre olduğu yerde düşünceli bir şekilde bekledikten sonra gözlerinde kararlılık belirdi. Depolama çantasına vurarak tekrar hap ocağını çıkarttı.

Onu elinde tutarken düşüncelere dalıp gitti.

“Beni ileri taşıyacak bir hap üretmeliyim. Temel Kurulum Gününü bile aşacak, Gelişim Merkezimi göklere yükseltecek ve başarılı bir şekilde bir Tao Sütunu üretmemi sağlayacak bir tıbbi hapa ihtiyacım var.” Gözlerinde düşünceli bir bakış vardı. Zihninde sayısız hap formülü ortaya çıktı. En sonunda Aşama Atlatma Hapı olarak bilinen bir formülde karar kıldı.

“Bu hapı Üç Ölümlü Hapı ile birlikte kullanarak Temel Kurulum aşamasından Nüve Formasyonu aşamasına aşabilirim!”

Uzun bir süre düşündükten sonra gözleri kararlılıkla doldu. Hemen depolama çantasından çok miktarda tıbbi bitki çıkarttı ve Aşama Atlama Hapını yapmaya başladı. Dikkatini tamamen hap yapım işlemine vermişti. Günler geride kaldı. Simya Tao’su Dönüşüm Büyüsünü kullanarak bile bir çok kez başarısız olmuştu. On yedinci günde artık hapı başarılı bir şekilde tamamlamıştı.

R.N: Simya Tao’su Dönüşüm Büyüsünü 242.bölümde öğrenmişti.

Hap ortaya çıktığında yaydığı tıbbi aroma Ölümsüzler Mağarasını doldurdu. Eğer Meng Hao aromanın dışarı sızmaması için özel önlemler almamış olsaydı bu koku istenmeyen sonuçlar getirebilirdi.

Meng Hao hapı elinde tutarken gözleri pırıldadı. Hemen Bakır Aynayla birlikte bir miktar Ruh Taşı çıkarttı, ardından kopyalama işlemine başladı.

Aşama Atlama Hapları arka arkaya belirirken Meng Hao onları hap şişelerine koyuyordu. Kısa süre sonra on tane tamamen dolu hap şişesi Meng Hao’nun önünde dizilmişti. Hemen yıldırım sisini tükürdü ve tahta kılıçları çıkarttı. Buna ek olarak Ocak Lordu madalyonunu etkinleştirdi. Tüm bu hazırlıkların ardından derin bir nefes aldı, Aşama Atlama Haplarından birini seçti ve ağzına attı.

Yedinci Tao Sütununun yüzde sekseni zaten şekillenmiş durumdaydı. Hap Meng Hao’nun ağzına girdikten sonra ruhsal enerjiye dönüşerek hemen onun tüm vücudunu titretti. Yedinci Tao Sütunu mor renkle parıldamaya başladı ve daha da katı bir şekli aldı.

“Bitişe kadar devam!” diye düşündü, gözleri kararlılıkla parladı. Ardından gözlerini kapattı ve meditasyona başladı.

Zaman yavaşça geçti. Bir ay sonra Meng Hao’nun vücudu titremeye ve çürümeye başladı. Hemen sakince büyük bir tıbbi hap yığını aldı ve onları birer birer ağzına atmaya başladı.

Yedi gün daha geçti. Vücudu bir gürlemeyle doldu ve mor parıltı ışıl ışıl parlayarak Ölümsüzler Mağarasını doldurdu. Yedinci Tao Sütunu tamamlanmıştı!

Bunun üzerine Meng Hao’nun Gelişim Merkezi yukarı doğru sıçrama yaptı. Ruhsal Duyusu güçlendi ve savaş hünerleri daha korkunç hale geldi. Şu an tün benliğiyle kınındaki bir kılıç gibiydi, tarifsiz bir tehlikeye sahipti.

Şu an artık Orta Temel Kurulum aşamasında değildi, Geç Temel Kurulum aşamasına geçmişti!

Onun yaydığı ezici baskı karşısında Kusursuz Temel’e sahip olan biri bile en ufak bir mücadele gösteremezdi. Şu andan itibaren artık Temel Kurulum aşamasının bir numarası olduğunu bir kez daha perçinlemişti!

Fakat Meng Hao memnun değildi. Temel Kurulum aşamasında rakipsiz olmak onun istediği şey değildi. Azure maskeli Gelişimciyle dövüşebilmeyi arzuluyordu! Bunu yapmak içinse şu anki Gelişim Merkezi yeterli değildi!

Gözleri parlak bir ışıkla doldu ve derin bir nefes daha aldı. Çok miktarda Ruh Taşı çıkartarak tıbbi hap kopyalama işlemine başladı. Bu Ruh Taşlarını Doğu Hap Bölümünde sattığı tıbbi haplardan, Siyah Elek Tarikatından ve Zhou Dekun ile birlikte seyahat sırasında elde etmişti. Oldukça fazla Ruh Taşı vardı ama Meng Hao her seferinde sahip olduğu Ruh Taşlarının yetersiz olduğunu düşünüyordu.

Fakat eğer bugün ilerleme kat etmek istiyorsa acısını içine basıp tıbbi hapları kopyalaması gerekecekti. Pratik ettiği gelişim Güney Diyarında daha önce hiç kimsenin görmediği türdendi.

Tao Çocukları bile tıbbi hapları Meng Hao’nun şu an yaptığı gibi har vurup harman savuramazdı!

Zaman geçmeye devam etti. Bir ay, iki ay, üç ay…

Meng Hao Ölümsüzler Mağarasında artık zaman kavramını yitirmişti. Gelişimine devam ederken sekizinci Tao Sütunu yavaş yavaş şekilleniyordu.

Yüzde on, yüzde yirmi, yüzde otuz… Yarım yıl sonra sekizinci Tao Sütunu artık yüzde seksen oranında tamamlanmış durumdaydı.

Bu sırada dışarıdaki Güney Diyarında şiddetli bir karmaşa fırtınası yükselmişti.

Bu fırtına Siyah Topraklardan geliyordu!

Siyah Toprak Gelişimcileri Güney Diyarına istilalar akınlar yapıyordu!!

Yetmişten fazla simyacı gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştu!

Bu iki olay Güney Diyarından büyük bir karmaşaya yol açmıştı. Bu kayıp simyacılar çoğunlukla Doğu Hap Bölümü ve Dünya Hap Bölümündendi, ayrıca başka yerlere ait simaycılar da vardı. Bu beklenmedik talihsizlik Mor Felek Tarikatı ve Altın Ayaz Tarikatının öfkesinin göklere ulaşmasına neden olmuştu.

İlk harekete geçenler de bu iki Tarikat olmuştu. İki Tarikattan gizemli Patrikler hemen Siyah Topraklara seyahat etmişti. Söylentilere göre Büyük Usta Hap Şeytanı ve Ebedi Dağ da gizlice gitmişti.

Siyah Topraklar yıllardır varlığını sürdürüyordu ve vahşi bir yerdi, ama Güney Diyarının bu konuda pek yapabileceği bir şey yoktu. İki gücün arasındaki olayların detayları halka açık değildi. İnsanların bildiği tek şey Altın Ayaz Tarikatı hiçbir simyacısını geri getiremezken Mor Felek Tarikatı Zhou Dekun isimli Ocak Lordu dışında bütün simyacılarını geri almayı başarmıştı. Bu olayın ardından hiçbir Tarikat Siyah Topraklarla bir daha uğraşmamıştı.

Siyah Topraklar bayrakları indirmişti ve konuşmaya hazırdı. Güney Diyarında her şey normale dönmeye başlamıştı. Artık simyacı kaybolma vakaları durmuştu ve Siyah Topraklarda olanlardan hiç kimsenin haberi yoktu.

Siyah Toprakların agresif akınlarından yarım yıl sonra Güney Diyarının batı kısmında, İlkel Tao Göllerinden çok uzak olmayan bir yerde bir Tao Gayzeri ortaya çıkmıştı.

Gayzerden fışkıran su kaynağının içinde hayali bir görüntü görülüyordu. Bu görüntü antik zamanlarda bir Temel Kurulum Gelişimcisinin Nüve Formasyonuna ilerleme görüntüsüydü.

Gayzerin ortaya çıkışı hemen Güney Diyarının büyük Tarikat ve Klanlarında bir hareketliliğe neden olmuştu. Çeşitli Tarikatlardan tecrübeli eski topraklar gayzeri incelemeye gitmiş, ardından geri dönmüşlerdi. Bunun ardından Temel Kurulum öğrencilerinden Seçilmişler ve Tao Çocukları gayzeri gözlemlemeye devam etmek için o bölgeye sevk edilmişti.

Tek Kılıç Tarikatından bir geç Gelişen Ruh Aşaması Patriğinin gönderdiği mesaj şu şekildeydi:

“Bu gayzer aydınlanma içeriyor. Bu aydınlanmayı kazanın ve Nüve Formasyonuna girme şansı elde edin. O bizim için değil, siz Temel Kurulum Gelişimcileri için uygun.”

Bu sözler Güney Diyarındaki bütün Temel Kurulum Seçilmişleri arasında büyük bir karmaşaya sebep olmuştu. Çeşitli bölgelerden Gelişimciler Güney Diyarının batı bölgesine doğru akın etmeye başlamıştı. Bir ay sonra Siyah Elek Tarikatının Tao Çocuğu Zhou Jie Tao Gayzerinin yanında bir ilerleme elde etmiş ve Nüve Formasyonuna giriş yapmıştı. Şekillendirdiği Yeşil Çekirdek ile herkesi büyülemişti.

—–