Bölüm 284

avatar
8705 20

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 284


Bölüm 284: Üç İnsan; Üç Simya Tao’su



Chu Yuyan ve Ye Feimu kendi Temel Kurulum aşaması tıbbi haplarını yaparken Meng Hao Ruhsallaştırma Hapını tamamlamış ve Gelişen Ruh tıbbi hapı üzerinde çalışmaya başlamıştı.



Gelişen Ruh Aşamasında Gelişim Merkezini artıran tıbbi hapların yapıldığı tıbbi bitkiler dünyada nadir görülürdü. Güney Diyarında böyle çok fazla hap yoktu; tek bir Tarikattan dört yada beş kişi sıra dışı olarak görülen bir tanesine sahip olabilirdi.



Bunlar toplu üretilen haplar değillerdi, bir parti de üç ya da belki beş tane olurdu. Bu nedenle fiyatları oldukça pahalıydı. Böyle haplar Mor Felek Tarikatında bile yaygın değildi.



Gelişen Ruh Gelişimcilerinin nefes egzersizi sırasında tek nefeste üç kilometrelik bir alandaki bütün Gök ve Yerin ruhsal enerjisini özümseyebildiğini göz önüne alınca onlar için tıbbi hapların ne kadar önemli olduğu kolayca anlaşılabiliyordu. Eğer böyle haplara sahip olurlarsa sorun yoktu. Eğer sahip değillerse tek seçenekleri onları zorla almak olacaktı.



Fakat Gelişen Ruh Gelişimcileri için uygun olan tıbbi haplardan yapımı en zor olanı ve aynı zamanda en değerli olanı ömrü uzatabilen haplardı!



Bu tip hapların değeri son derece yüksekti. Bin yılı geçmemiş olan bir hayat süresi, göklere karşı koyulmamış demekti. Bin yıldan fazla yaşamanın tek yolu göklere karşı koymak ve ruhu bölmekti. Aksi taktirde kişi ölümle tükenecekti.



Gelişen Ruh Aşaması hapları arasında en temel olanlar iyileştirme haplarıydı ve böyle haplar yapımı en kolay olanlardı.



Genelde ortalama bir tesire sahiptiler, fakat ne olursa olsun bu haplar Gelişen Ruh Aşaması olarak görülmeliydi. Meng Hao Gelişen Ruh aşaması için böyle basit bir tıbbi hap yapmaya karar verdi. Meng Hao için bu bir hile değil, en basit yöntemi kullanarak sınavın bu kısmını geçmek anlamına geliyordu. Eşsiz, kendine özgü bir hap yapmak için çok miktarda zihinsel enerji harcamak istemiyordu.



Bu nedenle, günler sonra Gelişen Ruh Aşamasının en yaygın iyileştirme haplarından biri ortaya çıktı. Meng Hao dört aşamaya ait hapları eline aldı ve ardından onları kayaya doğru bastırdı. Kaya titremeye başladı ve ardından kayanın tam ortasında, yarım ayak genişliğinden biraz fazla olan ve derinlere doğru giden bir yarık belirdi.



Sanki kaya Meng Hao’nun tıbbi haplarından memnun olmamış gibiydi. Fakat Meng Hao bütün şartları yerine getirmişti, çoğu Meng Hao’nun kullandığı bir teknikle örtbas edilmiş olsa da her hap on milyon tıbbi bitki ve yeşillik varyasyonundan beş tanesini içinde barındırıyordu.



Meng Hao yarığa baktı ve ardından boğazını temizledi. Dışarıdakilerin onu izlediğini biliyordu, hafif utanmış ve çekingen bir ifadeyle başını eğdi ve çatlağa doğru yürüdü. Vücudunu yan çevirdi ve biraz çaba sarf ederek vücudunu çatlaktan geçirmeyi başardı. Ardından ciddi ve gururlu bir ifadeyle ve en ufak uygunsuzluk olmadan dağ yolunda üçüncü bölgeye doğru basamakları çıkmaya başladı.



Dış dünyadaki izleyiciler bunu gördüğünde Doğu Hap Bölümü usta simyacılarının yüzlerinde acı gülümsemeler belirmişti. Fang Mu ile biraz yakın olanlar hafiften utanmış gibiydi. Böyle bir yöntem kullanarak testi geçmek gerçekten de biraz göze batmıştı.



Bu durum özellikle Chu Yuyan ve Ye Feimu’nun ciddi bir şekilde işlerini inatla yaptıklarını görünce kendini daha fazla belli ediyordu. Meng Hao’nun bu tavrı daha önce onunla iyi ilişkisi olmayanların hemen aşağılama dürtülerini yükseltmişti. Sekiz Mor Ocak Lordundan bir kaç tanesi de kaşlarını çatmıştı.



Fakat her şeye rağmen Meng Hao ikinci bölgeyi ilk geçen kişi olmuştu. Elleri arkasında bağlı bir şekilde üçüncü bölgeye doğru kayıtsızca yürüyordu, sanki bir gezintiye çıkmış ve manzaranın tadını çıkarıyor gibi bir görünüşe sahipti.



Mor Ocak Lordlarından biri olan, orta yaşlı Ye Yuntian konuşmaya başladı: “Fang Mu bu işi ciddiye almıyor gibi görünüyor. Böyle vasat bir kişilikle kesinlikle bir Mor Ocak Lordu olmaya uygun değil.” Onun sesi sakindi ve bir otorite taşıyor gibiydi.



Bunun ardından An Zaihai güldü ve konuşmaya başladı: “Bunun bir önemi yok. İlerlemek için en kolay yolu seçemeyeceklerine dair bir kural yok.



Bu doğru, Kıdemli Kardeş An.” diye cevapladı Ye Yuntian gülümseyerek. “Fakat şimdi onun üçüncü bölgede nasıl bir karar vereceğini merakla bekliyorum.



Bir süre sonra ikinci bölgeden çıkan adayların sayısı birer birer artmaya başladı. Geride sadece Chu Yuyan ve Ye Feimu kalmıştı. Toplam beş kişi çıkmıştı. Diğer ikisi yüzde seksen tıbbi kuvvete sahip tıbbi haplar yapmak konusunda başarısız olmuş ve bu nedenle sınavdan çekilmeye karar vermişlerdi.



Şu an dış dünyada hap ocağının üstünde normalde sayısı on olan olan ekranlar sekize düşmüştü.



Meng Hao üçüncü bölge kayasına geldiğinde, Mor Qi dışarı doğru aktı. Bu oldukça ufak bir iplikti ve sadece üç nefeslik sürede tükenmişti. Meng Hao başarılı bir şekilde buraya ulaşsa da Göksel Toprakların onayı çok yüksek olmamıştı.



Mor Qi ipliği hap ocağına girdikten sonra Meng Hao kayaya baktı, ardından onun önünde bacaklarını çaprazlayarak oturdu. Bir an üzerindeki yorgunluğun son kırıntılarını da sildi ve en nihayetinde enerjiyle doldu.



Chu Yuyan’ın son hapı ortaya çıktı ve bu sırada yüzü soluktu. Onun için dört hap yapmak son derece zor olmuştu. Temel Kurulum için inat ederek orijinal bir hap yaratsa da Nüve Formasyonu ve Gelişen Ruh aşaması için yeni hap yapmayı başaramamıştı. Bunun yerine o ikisi için bildiği en zor hap formüllerini seçmiş ve onları yapmıştı.



Kaşlarındaki teri silerken karşısındaki kayanın ortasında üç metrelik bir yarık açıldığını gördü. Yüzünde özgüven dolu bir gülümsemeyle yürümeye başladı.



Onun ardından Ye Feimu da haplarını tamamladı. Chu Yuyan gibi dört aşama içinde orijinal haplar yapamamıştı. Nüve Formasyonu aşaması için orijinal bir hap yapmayı başarsa da Gelişen Ruh aşaması için bu geçerli olmamıştı. Bunun üzerine mecburen Gelişen Ruh aşaması için aklına gelen en zor ve yüksek seviye hapı yapmıştı. Bu hapı yapmak için on kez girişimde bulunmuş ve en sonuncusunda başarılı olmuştu.



Her şey nispeten hızlı olup bitmişti, çünkü Göksel Topraklar dünyasında her şey çok çabuk hareket ediyordu. Dış dünyada olsa bu dört hapı yapmak bir yıldan fazla zamanını alacaktı.



Ye Feimu derin bir nefes alırken karşısındaki kayadan altı metre genişliğinde bir yarık açıldığını gördü. Gözlerinde gururlu bir bakışla yürüdü.



İzleyicilerin kafalarında artık bazı adaylar diğerlerinin çok üstüne çıkmıştı. Kalabalıkta bir tartışma uğultusu yankılanırken herkes Ye Feimu’nun yarattığı yarık hakkında konuşmaya başlamıştı.



Chu Yuyan ve diğerleri üçüncü bölgenin kayasına vardıklarında yoğun Mor Qi onlara doğru akın etmişti. Chu Yuyan için çıkan Mor Qi’nin bitmesi bir tütsü çubuğunun yanma süresi kadar zaman almıştı. Ama en şaşırtıcı olan Ye Feimu idi. Onun Mor Qi’sinin özümsenmesi iki tütsü çubuğunun yanma süresi kadar zaman almıştı ve dahası onun hap ocağı çoktan hafif mor renge dönmüştü bile!



Kendi yolunda ilerleyen her adayın hap ocakları Mor Qi’yi özümsedi. Ardından hepsi de kayaya konsantre olmaya başladı. Bunun hemen ardından kaşlar çatılmaya başlamıştı; bu üçüncü bölge testi ilk ikisinden daha zordu.



O sırada Meng Hao meditasyonunu tamamladı. Gözlerini açtı ve gözleri ışıl ışıl parladı. O anda tamamen yenilenmişti ve karşısında duran kayadaki yazıyı inceleyen gözleri parıldadı. Yüzünde düşünceli bir ifade belirdi.



Kayanın ötesinde herhangi bir taş basamak yoktu. Basamak yolu sanki burada sona ermiş gibiydi ve sadece bulutlar görünüyordu.



Dokuz Hazineli İnci Perde Bitkileri…” Meng Hao kayadaki oymalara bakarken gözlerini kıstı. Bu tanımlamada üzerinde her biri farklı renkte dokuz çiçek olan bir tıbbi bitki tipi tasvir ediliyordu. “Üç Hazineli İnci Perde Bitkileri yaygındır. Altı Hazineli İnci Perde Bitkileri seyrektir. Dokuz Hazineli İnci Perde Bitkileri ise… En nadir olanıdır! Her bir çiçek farklı bir tıbbi özellik taşır. Dokuz çiçek yaprağı birbiriyle uyum içinde çalışır. Bu tek bir tıbbi bitki binden fazla hap formülünde kullanılabilir… Kullanılan formüller ve yapılan tıbbi hapların kalitesi kaç basamağın ortaya çıkacağına karar verecektir…” Meng Hao bir an gözlerini kapatarak düşüncelere daldı.



Diğer yollarda bulunan adaylar da tam olarak aynı test ile yüz yüzeydi.



Chu Yuyan uzandı ve sağ elini kayanın üzerine yerleştirdi. Hemen titreyen, parlak bir ışık belirdi ve Chu Yuyan’ın önünde Dokuz Hazineli İnci Perde Bitkisi şekillendi.



Dış dünyadaki dağın zirvesinde bulunan diğer Tarikat ve Klan temsilcileri de dahil bütün Gelişimciler sınavda gerçekleşen bu inanılmaz sahneyi pür dikkat izliyordu.



Mor Ocak Lordu Ye Yuntian soğukkanlı bir şekilde ağzını açtı ve konuşmaya başladı: “Üçüncü bölge testi hem hap yapımı hem de karar vermeye yönelik bir testtir. Büyülü bir şekilde kusursuz bir merdiven yaratabilmek için kaç tane hap yapılmalıdır? Anahtar nokta işte burası.” Konuşmasının başından sonuna kadar bakışları Ye Feimu’nun ekranından ayrılmamıştı.



Onun bu sözleri bir çok usta simyacının yüzünün hayretle dolmasına neden olmuştu. Birer birer çeşitli ekranlara odaklanmaya başlamışlardı.



Chu Yuyan karşısında duran bitkiye baktı. Onun Anka benzeri gözlerinde düşünceli bir bakış pırıldadı.



Simya Tao’su yüce Tao gelişimi gibidir...” diye düşündü. “Bitki ve yeşillikler Gök ve Yerde büyür. Gök ve Yer canlı değildir. Hap yapmak… Gökleri arıtmak ve Yeryüzünü dönüştürmek gibidir, onun içinde bir hayat kıvılcımı bulup onu tıbbi hapa çevirmek gerekir. Bu nedenle hap yapımı… Bir hayat arayışıdır, Gök ve Yerde var olmayan o kıvılcımı bulma yoludur!



Dokuz, nihai sayıdır. Bu nedenle dokuz tane hap yapacağım ve her biri sekiz çiçek içerecek. Dahası her hap eksik olan çiçeğin tıbbi özelliklerini içinde barındıracak! Bu dokuz hap Göklere giden bir yol açacak olan bir döngü şekillendirecek!” Chu Yuyan kararını vermişti ve gözleri kararlılıkla parlıyordu. Hemen hap yapım işlemine koyuldu.



Saatlerce düşündükten sonra Ye Feimu’nun yüzü ciddi bir bakışla doldu ve derin bir nefes aldı. Elbise kolunu fiskelerken gözleri kısıldı. Önünde Dokuz Hazineli İnci Perde Bitkisi belirdi ve hemen işe koyuldu.



Eğer hap yapacaksam, tek bir tane yapacağım.” diye düşündü. “Bu hap içinde dokuz çiçeğin yanı sıra fazladan bir tıbbi hapın özelliklerini barındıracak! Dokuz sayısını değil on sayısını yapacağım! yapacağım hap içinde Dokuz Hazineli İnci Perde Bitkisinin sahip olmadığı bir özellik barındıracak. Kendi kimliğime uygun olarak bu onuncu tıbbi özellik benzersiz olacak!



Kimin Simya Tao’suna dair düşüncelerinin daha ilerde olduğunu söylemek zordu. O ikisi arasından, birisi Simya Tao’sunu kullanarak hayatı zirveye arıtacaktı. Diğeri ise bütün karmaşık varyasyonları birleştirerek benzersiz bir şey yaratacaktı.



O anda, o ikilinin Simya Tao’su yetenekleri dağın zirvesindeki izleyiciler tarafından net bir şekilde görülmüştü ve büyük bir hareketliliğe neden olmuştu. Diğer Tarikat temsilcileri de dahil herkes bu olaylar hakkında derin düşüncelere dalmaya başlamıştı.



Chu Yuyan ve Ye Feimu kararlarını verdikten sonra sekiz Mor Ocak Lordu kafalarını övgüyle aşağı yukarı sallamıştı.



Fakat Büyük Usta Hap Şeytanının yüzü okunmuyordu, herkes onun hangi ekranı izlediğini merak ediyordu…



Tam o sırada Meng Hao gözlerini açtı ve gözleri tuhaf bir ışıkla parladı. Elini kaldırdı ve kayaya doğru bastırdı. Bunun üzerine bir hap ocağıyla birlikte Dokuz Hazineli İnci Perde Bitkisi ortaya çıktı. Meng Hao hemen işe koyulmadı, bunun yerine parlayan gözleriyle tıbbi bitkiye baktı.



Zihninde sayısız hap formülü dolanıyordu. Sahip olduğu bitki ve yeşillik yeteneği de tam kapasite çalışıyordu. Zihninde Dokuz Hazineli İnci Perde Bitkisi dönerken Meng Hao zihinsel olarak çeşitli bitki özelliklerini ve birbirleriyle nasıl çalışacaklarını organize etmeye başladı.



Fakat Meng Hao hemen zihnini temizlemeye karar verdi. Tıbbi bitkiye baktı ve ardından gözleri daha da ışıltılı bir hal aldı. Meng Hao... İlgilenmiş gibi görünüyordu. Şu anki tavrı ikinci bölgede gösterdiği tembellikten çok farklıydı.



On tane hap yapacağım.” diye düşündü. “Dokuz tane ikincil hap ve bir tane ana hap. Dokuz nihai sayıdır, kuvveti temsil eder. Benim vücudum bir hap ocağı ve kalbim ise hap formülü. Gökleri arıt, Yeryüzünü arıt, Zaman Değişimini arıt. Ve… Doğanın sadeliğinin özünü içinde barındıran bir hap yap!” Gözlerinde derin ve parlak bir bakış belirdi. Başka bir yerde olsa hap yapımına karşı bu kadar ilgi göstermezdi. Ama bu Mor Felek Tarikatı sınavında ilgisi uyanmıştı. Artık gerçek benliğini saklamayacaktı; Simya Tao’su yeteneğini tam anlamıyla gösterecekti!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr