Bölüm 347

avatar
8121 22

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 347


Bölüm 347: Büyülü Pus Denize Dönüşür!

 

Meng Hao’nun sözleri gök gürültüsü gibi yayıldı.

 

Bu sözlerin ardından sadece Gelişen Ruh Gelişimcisi şaşırmamış, çevredeki diğer bütün gelişimcilerin de ağzı açık kalmıştı.

 

Bu sözler çınladığı sırada, Koca Kafa uzaklarda Meng Hao’nun talihsizliğinden keyif almakla meşguldü. O anda nefesi kesildi. Onun düşüncesine göre Meng Hao’nun bu sözleri çok iddialıydı.

 

Dongluo Ling’in gözleri kocaman açıldı, bir insanın bu kadar kibirli olabileceğini hiç hayal etmemişti. Dongluo Han ile birlikte diğer Dongluo Klanı üyeleri de şaşkındı ve inanamaz gözlerle bakıyorlardı.

 

Gelişen Ruh Gelişimcisi kahkaha atmaya başladı. Kahkahaları giderek yükseldi ve yüzündeki bakış daha da sertleşti. Öldürme arzusu çoktan kendini göstermeye başlamıştı.

 

Genç adam, gerçekten de göklerin yüksekliğini ve yeryüzünün derinliğini bilmiyorsun! Pekâlâ, eğer ölümüne susadıysan bu isteğini yerine getireceğim!” Adam konuşmasıyla birlikte uzun adımlarla Meng Hao’ya yaklaşmaya başladı.

 

Buna eş zamanlı olarak havzanın etrafında bekleyen Dongluo Klanı üyeleri de prizmatik ışık ışınlarına dönüşerek aşağı doğru fırladılar.

 

Fakat tam onlar harekete geçtikleri anda o sırada gökyüzünde süzülen Papağan aniden tiz bir çığlık attı: “Formasyona geçin!

 

Onun tiz sesi bin kişinin kulaklarına sertçe vurdu. Hemen en başından beri Meng Hao ile beraber olan yüzden fazla sayıda gelişimci içgüdüsel olarak koşmaya başladı. Onların bu hamlesi diğer gelişimcileri de cesaretlendirdi. Günlerdir Papağan ile eğitim yapıyorlardı ve bu yeteneği sıfırdan geliştiriyorlardı. O zordu, ama büyü formasyonuna çoktan aşina olmaya başlamışlardı; diğerleriyle uyum içinde çalışmak işleri daha kolay kılıyordu.

 

Gelişimciler koşmaya başladıkları sırada Gelişen Ruh Gelişimcisi Meng Hao’ya yaklaşıyordu. Sağ elini kaldırarak avucunu çıkarttı ve ardından onu yumruk şeklinde sıktı. Meng Hao’nun etrafındaki hava çöktü, hızlıca büzüldü ve onun üzerine evrildi.

 

Meng Hao’nun gözlerinde keskin bir pırıltı belirdi. Yaşlı adam ona yaklaşırken, Lotus Kılıç Formasyonu aniden ortaya çıktı ve ileri fırladı. Bir gümbürtü koptu ve bununla birlikte Meng Hao sağ elini inanılmaz bir güçle ileri doğru çıkarttı.

 

Yaşlı adam kaşlarını çattı. Aniden ilerlemeyi kesti ve ardından ortadan kaybolarak Meng Hao’nun kılıç formasyonunu tamamen atlattı. Ardından Meng Hao’nun arkasında tekrar ortaya çıktı, yüzünde küçümseyici bir bakış vardı. Sağ elini ileri doğru uzatırken onu bir yumruk şeklinde sıktı. “Parçala.” dedi.

 

Başka bir gümbürtü sesi havayı doldururken Meng Hao etrafındaki havayla birlikte parçalandı, vücudu sonsuz parçaya dağıldı.

 

Şimdi Gelişen Ruh ile Nüve Formasyonu arasındaki farkı anladın mı.” dedi yaşlı adam. “Harika bir kılıç formasyonuna ya da tuhaf bir güce sahip sağ yumruğa sahip olman bir anlam ifade etmiyor. Sen… Huh?” Cafcaflı sözlerini daha bitiremeden yaşlı adamın yüzü aniden titreşti ve şaşkınlıkla doldu.

 

Bunun nedeni Meng Hao’nun vücudunun et ve kemiklere değil, Qi’ye parçalanmasıydı.

 

Klon mu!?!? Bir Nüve Formasyonu Gelişimcisinin nasıl klonu olabilir!?” Adamın yüzü çarpıldı, etrafında döndü. Bununla birlikte içinde yaklaşık otuz metre uzunluğunda devasa figürlerin oraya buraya koşuşturduğu engin bir pus gözüne çarptı.

 

Buraya kadar ona eşlik eden klan üyelerini artık hiçbir yerde göremiyordu.

 

Bu…” Adamın yüzünü çirkin bir ifade bürüdü. Bir Gelişen Ruh Gelişimcisi olarak şu an tuzağa düştüğünü anlayamaması tuhaf olurdu.

 

Bu önemsiz büyü formasyonu beni tutamaz.” dedi soğukça homurdanarak. Vücudu titreşti ve bir küçük ışınlanma daha kullanarak ortadan kayboldu. Tekrar ortaya çıktığında yüzü tamamen şaşkınlığa bürünmüştü. Çünkü hala sonsuz pus tarafından çevrelendiğini fark etmişti.

 

Demek küçük ışınlanma işe yaramıyor…” Yaşlı adam depolama çantasına vurarak bir bambu çubuğu çıkarttı. Onun yüzeyini ovuşturarak tutuşmasını sağladı. Alev ve dumanların içinden bir kükreme çınladı ve bu kükreme daha sonra pusa doğru hücum eden vahşi bir hayali hayvan görüntüsüne dönüştü.

 

Kır!” diye bağırdı yaşlı adam.

 

Bir gümbürtü yankılanırken pusun içindeki Dongluo Ling ve diğerleri etrafına korkuyla bakındı. Hepsi de birbirinden ayrı düşmüştü ve ara sıra acınası çığlıklar duyuyorlardı.

 

Dağ sırtlarından aşağı doğru hücuma kalkan Dongluo Klanı üyeleri ise şaşkın şaşkın baktılar. Pusun içine girenler anında kaybolmuşlardı. İçeri girmemiş olan gelişimciler ise derin bir nefes alarak havzaya doğru baktılar. O sırada orası sanki bir pus gölü haline dönüşmüş gibiydi!

 

Pus bütün havzayı doldurmuştu!

 

Pus inanılmaz bir güçle çalkalandı ve kabardı, içinde oraya buraya koşuşturan uzun hayali figürler görünüyordu. Bu figürler sanki ilahi söylüyor gibilerdi ama ne söyledikleri net duyulmuyordu. Onların koşuşturması yerin sallanmasına, yukarıdaki gökyüzünün solmasına ve bulutların toplanmasına sebep olmuştu.

 

Pusun içine çekilmemiş olan Dongluo Klanı üyeleri tam geri çekileceklerken aniden haberleri olmadan arkalarında da bir pusun belirdiğini fark ettiler! Kapana kısılmışlardı! Ölümcül bir darbe almak üzerelerdi!

 

Meng Hao’nun bu büyü formasyonunu bilenler sadece daha önce onu öldürmek için kovalayan yüzden fazla gelişimciydi. Fakat şu an onların neredeyse hepsi ölüydü. Ölmeyenler ise Meng Hao’ya katılmıştı ve zehir baskısı altındalardı. Tabii ki bu büyü formasyonuyla ilgili herhangi bir bilgi sızdıramayacaklardı.

 

Bu nedenle, bu büyü formasyonu Meng Hao’nun en büyük kozuydu. Kimse onu bilmiyordu ve bin kişinin gücüyle bu teknik Meng Hao’ya şok edici bir avantaj sağlıyordu.

 

Meng Hao o anda gizli yer altı odasında, gerçek kapalı meditasyon alanında bacaklarını çaprazlamış oturuyordu. Yukarı doğru baktığında görüşü zemini delip geçti ve yukarıda olan biten her şeyi gördü.

 

Dongluo Klanı üyelerinin ve yanlarında getirdikleri gelişimcilerin öldüklerini gördü. Aynı zamanda Gelişen Ruh Gelişimcisinin çılgına dönmüş bir halde büyü formasyonunu delmeye çalışmasını gördü. Ama Gelişen Ruh Gelişimcisi için şanssız bir durumdu, çünkü büyü formasyonunun gücü çoktan serbest bırakılmıştı. O tam anlamıyla oyuna dâhil olduğunda bir Gelişen Ruh Gelişimcisi bile onu aşamazdı.

 

Dongluo Klanı kötü niyetlerle buraya geldi.” diye düşündü. “Böyle bir cevap verdiğim için kimse beni suçlayamaz.” Sağ işaret parmağını yere doğru bastırdı. Hemen Şeytani Qi bir araya toplanarak hayali bir vücut şekillendirdi. Göz açıp kapayıncaya kadar Meng Hao’nun görünüşüne büründü, ardından toprağı delip geçerek dış dünyadaki olaylara dahil oldu.

 

Meng Hao bunun ardından ayağa kalktı ve gizli odasından ayrıldı. Sisin içinde kendini gösterdiği anda çok renkli bir ışık ışını ona doğru fırladı. O, yüzü kibir ve memnuniyetle dolu olan Papağandı, gelip Meng Hao’nun omuzuna kondu. Etrafa alaycı gözlerle bakındı.

 

Meng Hao, şehri talan edelim! O klanı yağmalayalım. Onların her şeyi bizim olsun! Beşinci Lordun büyü formasyonuyla o kötü orospu çocuklarını ölümüne düdükleyebiliriz! Ondan sonra da o tatlı minik kuşları tekrar ziyaret edebilirim. Hahaha! Beşinci Lord her zaman en belalı varlık olmuştur! Minik kuşlar, siz de Beşinci Lordu bekliyorsunuz, değil mi? Beşinci Lord çoktan Dongluo Şehrinin ismini Tavus Kuşu Düdükleme Şehri olarak değiştirmeye karar verdi!

 

Meng Hao Papağanı görmezden geldi. Vücudu titreşerek ileri doğru fırladı. Papağanın yardımıyla pus Meng Hao’ya herhangi bir engel teşkil etmedi. Onun içinde düzgün bir yolda yürüyormuş gibi kolayca hareket ediyordu.

—–








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr