Bölüm 392

avatar
8048 22

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 392


Bölüm 392: Karga Mabudunun Büyük Savaşı

Bu Meng Hao’nun Güney Diyarında ve Siyah Topraklardaki tecrübelerinden tamamen farklıydı. Sanki buradaki insanlar biraz toy gibiydi.

İmkanı yok...” diye düşündü Meng Hao. “Batı Çölü Gelişimcilerinin zalim ve acımasız olması gerekmiyor muydu? Bunun nedeninin her yerin çorak olması ve bölgeye kaosun hakim olması olduğunu düşünmüştüm.” Meng Hao gerçekten de anlam verememişti. Tam tereddüt halindeyken aniden uzaklarda bir ışık ışını gördü. Bu ışın daha sonra kibirli bir ifadeye sahip orta yaşlı bir adam şekline dönüştü. Adam uzun ve yapılıydı, yere indikten sonra hemen bir tebaa olmak istediğini belirtti.

Wu Hai biraz düşünceli göründü ama buna rağmen adama bir emir madalyonu verdi ve ardından içeri girmesine izin verdi.

Bunu görünce Meng Hao daha da şok oldu.

Meng Hao’nun tereddüt ettiğini gören Wu Hai güldü ve ardından konuşmaya başladı: “Yoldaş Taoist, daha kararını veremedin mi? Gel ve Karga Gözcü Kabilesine katıl! İhtişam seni bekliyor!

“Gelişim Merkezimin seviyesini düşününce, Karga Gözcü Kabilesinin tebaası olursam tam olarak ne yapmam gerekecek?” diye sordu Meng Hao tereddütlü bir sesle.

Yoldaş Taoist, senin Gelişim Merkezin harika. Genel olarak konuşmak gerekirse Kabile tebaalarının deneme periyodu sürecinde iki seçenekleri oluyor. Birincisi bir Savaş Gelişimcisi olmak ve Tebaa Birliklerine katılmak. Eğer Kabileye bu anlamda iyi hizmet edersen deneme periyodunun kısalma ihtimali bile olacaktır.

Diğer seçenek ise düşük seviye şeytansılar yetiştirmek. Benim kişisel görüşüme göre sen bunun için daha uygunsun. Ne diyorsun? Bir Şeytansı Yetiştiricisi olmanın herhangi bir tehlikesi yok. Ayrıca eğer şeytansı yetiştirmek konusunda iyi iş çıkartırsan deneme periyodunu kısaltma olanağına da sahipsin. Üstelik resmi olarak yetişkin olduktan sonra Kabilenin şeytansıya ihtiyacı olan bütün üyelerinin yardım için sana gelmeleri de olası.

Kardeşim…” dedi gürültülü bir sesle, göğsüne hafifçe vurdu, “Wu Hai’yi dinle, pişman olmayacaksın!

Şeytansı” kelimesini duyunca Meng Hao’nun gözlerinden belirsiz bir titreşme gelip geçti. Hemen Kutsal Kar Şehrinde gördüğü canavarları ve Ejderhacıları düşündü. Bir an düşündükten sonra yeşim kayıştaki çeşitli kabilelere ait bilgileri de anımsadı.

Batı Çölünde bir Kabilenin gücü üç faktöre göre belirleniyordu. Birincisi insan gücü, ikincisi sahip olunan şeytansı sayısı ve üçüncüsü ise güçlü uzmanların Gelişim Merkezi seviyesiydi. Bu konulardaki herhangi bir zayıflık toplam gücü doğrudan etkileyecekti.

Bu durum aynı zamanda Batı Çölünde şeytansıların ne kadar önemli olduğunu gösteriyordu.

Bu noktaları düşündükten sonra Meng Hao kararını verdi. Kabileye tebaa olarak girmek bu kadar kolay olsa da ve hatta içeride bazı gizemlerin olduğunu anlasa da Meng Hao buraya kadar gelmişti ve geri dönmesi için bir neden yoktu.

Tam kabul eder gibi başını aşağı yukarı sallayacakken zihninde bir titreme oldu ve kafasını gökyüzüne doğru kaldırdı.

Bununla aynı anda havada uğuldayan dört tane prizmatik ışık ışını görüldü. Bunlar birbirlerine soğukça bakan ama yine de beraber uçan dört tane Batı Çölü Gelişimcisiydi.

Wu Hai de bu ışık ışınlarını gördü ve ifadesi aniden değişti. Acil bir sesle Meng Hao’ya konuştu: “Ne diyorsun kardeşim. Karga Gözcü Kabilesine girip girmeyeceğine çabuk karar vermelisin…” Daha sözlerini bitiremeden dört ışın oraya vardı.

Cevap vermek konusunda acele etmene gerek yok Yoldaş Taoist! Karga Asker Kabilesi senin için en iyi seçim!”

Saçmalık! Karga Kasvet Kabilesi en güçlüsü!

Kapayın çenenizi! Karga Savaşçı Kabilesi, Karga Mabudu Kabilesinin gerçek varisidir!”

Bu yeni gelen dört Gelişimci otuzlu yaşlarındaydı. Her biri Temel Kurulum aşamasındaydı ve hiç durmaksızın konuşmaya devam ettiler.

Meng Hao’nun gözleri pırıldadı. Gülümsüyor, hiçbir şey söylemiyordu.

Wu Hai bu yeni gelenlere öfkeyle baktı, gözleri nefretle parlıyordu.

Hey, bugün Karga Mabudunun Büyük Savaşını başlatmaya mı niyetlisiniz?” dedi, bir adım ilerledi ve Gelişim Merkezinin gücünü dışarı çıkarttı. Yeni gelenler ona doğru yaklaşırken kahkahalar attılar.

Beni suçlama! Beni ilk önce Karga Savaşçı Kabilesi buldu ve ardından diğer Kabileleri gezmeye başladık. Dolanırken en sonunda kendimizi burada bulduk.

Wu Hai öfkeliydi, ama yapabileceği bir şey yoktu. Aslında son zamanlarda kendisi de buna benzer işler yapmıştı. “Lanet olsun...” diye düşündü. “Tebaa alım zamanı geldiğinde, Kabileler diğerlerinden tebaa çalmak için her yola başvuruyor. Onlar her şeyi yapacaklar, dürüstçe yada sinsi yollarla. Bazen de ikisini de kullanarak.

Yeni gelen dörtlüden bir tanesi tekrar konuşmaya başladı. “Yoldaş Taoist, onu dinleme. Karga Alev Kabilesi bütün Kabileler arasında en güçlü olanıdır. Eğer Kabilemizin bir tebaası olursan burada aldığından çok daha fazla maaş alacaksın.

Meng Hao’nun tecrübeli olması bir kenara, Kabileler arasında neler olup bittiğini anlamak oldukça kolaydı. Yüzünde bir gülümsemeyle sanki bu muhabbetten uzak durmak istiyormuş gibi iki adım geriledi.

Pekala.” dedi Wu Hai soğukça gülerek. Gelişim Merkezi gücünü dışarı yaydı, yavaşça konuşmaya başladı: “Demek bu Yoldaş Taoistin hangi Kabileyi seçeceğine karar vermek için Karga Mabudunun Büyük Savaşını kullanmak istiyorsunuz!

Diğer dörtlü birbirlerine baktılar, yüzleri ciddi ifadelerle doldu.

Bir çok Karga Gözcü Kabilesi üyesi neler olduğunu fark etmiş ve oraya doğru yaklaşarak adamların etrafında bir çember oluşturmuşlardı. Hiçbiri hamle yapacak gibi görünmüyordu, aksine yüzlerinde meraklı ifadeler vardı. Bu durum onların alıştıklar bir durum olmaktan çok eğlenceli buldukları bir şeymiş gibi görünüyordu.

Karga Mabudunun Büyük Savaşı mı?” diye düşündü Meng Hao. “Güzel, bu fırsattan istifade ben de bu kabilelerin aralarındaki farkları görmüş olurum.” Meng Hao bir kez daha geriledi, çevredeki Kabile üyelerinin yüzlerinde neden rahat ifadeler olduğunu merak ediyordu.

Aniden Karga Asker Kabilesi Gelişimcisi ileri çıktı ve konuştu: “Bu sefer ilk Karga Asker Kabilesi başlayacak. Karga Asker Kabilesi yüce Karga Mabudu Kabilesi dağıldıktan sonra şekillenen ilk kabiledir. Bizim totemimiz bir Şeytani Askerdir ve biz Batı Çölünün mirasçılarıyız! Batı Çölünde eğer bir şeyi Karga Asker Kabilesi başaramazsa başka kim başarabilir!?

Karga Savaşçı Kabilesi üyesi ileri çıktı, yüzü kararlılık ve biraz da çılgınlıkla doluydu. “Karga Savaşçı Kabilesi yüce Karga Mabudu Kabilesinin gerçek varisidir!” diye bağırdı. “Biz bütün Batı Çölünü avucumuzun içinde tutuyoruz! Kim bizimle rekabet edebilir!

Aniden bazı izleyiciler küfürler savurmaya başladılar.

Ne kadar pişkin!

“Utanmaz! Kabileni nasıl bu yolla tarif edebilirsin!”

Bir kenarda duran Meng Hao’nun kaşları çatıktı. Görünüşe göre bu bahsettikleri Karga Mabudunun Büyük Savaşı onun düşündüğü gibi olmayacaktı.

Hmph! Sizin gerçek varisler olup olmamanız önemli değil. Benim tek bildiğim Karga Mabudu Kabilesi daha yükselişe geçtiği zamanlarda sadece Karga Alev Kabilesinin var olduğudur. Bizim atalarımın Batı Çölünü yüz bin yıl boyunca alev alev yakmıştır!

Siz hiçbir şeysiniz! Batı Çölünü Batı Çölü yapan şey Karga Kasvet Kabilesinin varlığıdır. Biz olmasak Batı Çölü de olmazdı!

Onlar konuşmaya devam ederken Meng Hao’nun ifadesi giderek tuhaflaştı. Ardından kalbinden iç geçirmeye başladı. En sonunda herkesi buraya toplayan bu Karga Mabudunun Büyük Savaşı denilen şeyin aslında bir palavra yarışması olduğunu anlamıştı.

Büyülü teknikler yada Gelişim Merkezi yoktu. Sadece kendi Kabilelerini övüyorlardı.

Tebaanın önünde en iyi övünen kişi olmaya çalışıyorlardı…

Meng Hao hafiften öksürdü. Daha önce hiç böyle bir yarışma görmemişti.

Siz hiçbir şeysiniz! Karga Gözcü Kabilesi Batı Çölünün mirasçısıdır. Biz Kozmosu anlamış insanlarız. Bizim totemimiz Batı Çölünün üstündeki gökyüzünü destekleyen devasa bir ağaçtır!” Wu Hai sözünü bir kükremeyle bitirdi. Hem laf yapma hem de stil anlamında belli ki diğerlerine denk değildi. Bu sözler ağzından çıktığı anda diğerlerinin gözlerinde alaycılık belirdi.

Meng Hao gizlice başını sağa sola salladı. Wu Hai’nin sözleri onun gerçekten de palavranın temel prensiplerini anlamadığını gösteriyordu. Wu Hai sözlerini bitirdiği anda Meng Hao boğazını temizledi, ardından gruba doğru ellerini kenetledi.

Bana verdiğiniz onur için çok teşekkür ederim Yoldaş Taoistler.” dedi. “Ne yazık ki benim son kararım Karga Gözcü Kabilesine girmek oldu.” Gülümsedi ve onlara doğru baş selamı verdi.

Wu Hai’nin ifadesi anında yükseldi. Fakat, diğer dörtlünün yüzleri çirkindi.

Sakın bana Karga Alev Kabilesini küçümsediğini söyleme Yoldaş Taoist!

Evet, bizi küçük mi görüyorsun? Eğer biz Karga Mabudunun Büyük Savaşını başlatmamış olsaydık sorun olmayacaktı. Ama ortada böyle bir durum varken yaptığın seçimin nedenini açıklamalısın!

Diğer dörtlü o anda Meng Hao’ya sinirli bir şekilde bakıyordu.

Meng Hao’nun yüzünde hafiften çekingen bir ifade belirdi. Bu insanların palavra nasıl atılır öğrenmelerine yardım etmesi gerektiğini hissetti.

Palavra Gök ve Yerin sonsuza dek sürecek bir parçasıydı. Hayat var oldukça palavra da var olacaktı. Hiçbir insan onun pençelerinden kaçamazdı; yaşayan hiçbir Gelişimci onun büyüleyiciliğine direnemezdi.

O bilgeydi; ne de olsa onun varlığı sonsuzdu.

Meng Hao boğazını temizledi. Yüzündeki çekingenlik şu an bir kutsallıkla kaplanmıştı.

Benim Karga Gözcü Kabilesini seçme nedenim onun Batı Çölünün üstündeki gökyüzü desteklemesidir. Onların kontrol ettikleri büyük ağaç aslında Bahar ve Güz ağacı, Gökler ile Yeryüzü arasındaki yüce antik köprü olan Antik Dünya ağacıdır!

Onun gözünde Batı Çölü, zamanın büyük akışının içindeki bir kırışıklıktan fazlası değildir. Onun kalbinde tüm dünya, sayısız sürelik uyanış ve göz açışı arasında sadece bir göz kırpmadan başka bir şey değildir.

Karga Gözcü Kabilesi zamanın sonsuzluğunda uzmanlaşmış ve Gök ve Yerin dört mevsimini kontrol ediyorlar!” Meng Hao’nun sesi dört bir yanda yankılandı. Dört Batı Çölü Gelişimcisi şok içinde kalmıştı. Sanki büyük bir güç kalplerini sallıyor ve tüylerinin diken diken olmasına neden oluyordu. Meng Hao’ya sanki bir çeşit hayaletmiş gibi bakıyorlardı.

Utanmaz!!

Bu ne pişkinlik! Daha önce böyle bir utanmazlık görmedim. Sen daha bir Karga Gözcü Kabilesi üyesi bile değilsin, onları böyle abartılı şekilde anlatabilmen nasıl mümkün olabilir!!

Lanet olsun, onun tarifine göre Karga Gözcü Kabilesi Karga Mabudu Kabilesinden bile daha yüce ve akıl ermez seviyede! Bu tam anlamıyla pişkinlik!!

Dört Gelişimci Meng Hao’ya küfürler ederken Wu Hai ona kocama açılmış gözleriyle bakıyordu. Aniden biraz kızarmaya başladı. Çevredeki Karga Gözcü Kabilesi üyelerinin hepsi inanamaz ifadelerle bakıyorlardı.

Sesi duygu dolu olan Meng Hao devam etti, “Karga Gözcü Kabilesinin yüce ağacı sayısız canlıya hayat verdi. Doğu Topraklarındaki Yüce Tang Karga Gözcü Kabilesinin yüce ağacının bir yaprağından düşen bir su damlası tarafından şekillenen bir kaynakla ortaya çıktı. Kuzey Menzili Qiang oluklarının kederli çağrılarının sebebi ise Karga Gözcü Kabilesinin yüce ağacının tek bir kaş çatışından kaynaklıdır.

Güney Diyarının bütün verimliliğinin sebebi Karga Gözcü Kabilesinin yüce ağacının oraya tek bir toprak tanesi bahşetmesi sayesindedir. Ve Batı Çölüne gelirsek… Burası yüce ağacın ve Karga Gözcü Kabilesinin evidir!

Karga Kabilesi en büyük saygıya ve kutsallığa sahiptir. O, Batı Çölünün gökyüzü, Güney Diyarının bulutları, Kuzey Menzilinin tapınma nesnesi ve Doğu Topraklarının azizidir!” Meng Hao’nun sözleri yankılanırken Wu Hai’nin yüzü kızardı ve ifadesi biraz anlamsızlaştı. Zihni tek bir soruyla doldu.

O gerçekten de Karga Gözcü Kabilesinden mi bahsediyor?

Bunu düşünen sadece o değildi. Bu durum bütün Karga Gözcü Kabilesi üyeleri için de geçerliydi. Hepsinin de yüzlerinde tuhaf bakışlar vardı ve ister istemez heyecanlanmışlardı.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44236 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr