Bölüm 419

avatar
7683 21

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 419


Bölüm 419: Göbek

Papağan Yabancı Canavarın peşine düştükten sonra geri dönememişti. Onların arasında neler olduğunu bilmemin imkanı yok. Her halükarda görünüşe göre… Bir çeşit anlaşmaya varmışlar gibi.” Meng Hao Göksel görüşü kapattı. Tabii ki hayrete düşmüştü ama Papağanın kişiliğini düşününce her şey mümkün olabilirdi.

Meng Hao aniden diğer Kabilelerden platforma doğru yönelen insanlar için acıma hissetti.

Yan Song ve diğerlerinin o gruplarda olduğunu hayal edebiliyorum…” diye düşündü diğer gruplara bakarak. Yan Song ve diğerleri tanınmamak için kesinlikle önlemler alacak kurnaz yaşlı tilkilerdi. Diğer Kabilelerden gelen 12 tebaaya bakan Meng Hao bile en ufak bir ipucu göremedi.

Bu, beş Kabileden çıkan 15 Totem Gelişimcisi arasında yaşanacak bir meydan savaşıydı. Altın kalkanlı platforma çıktıklarında konuşmak yerine hava bir anda gümbürtü sesleriyle dolarak savaş başladı.

Her grup hemen üçer kişilik birimler şekillendirdiler. En azından bu durum diğer dört Kabile için geçerliydi. Fakat… Karga Gözcü Kabilesinden çıkan üçlü için durum farklıydı.

Platformdaki insan formundaki Yabancı Canavar kafasını kaldırarak kükredi ve ardından ileri doğru hücuma geçti. Diğer iki yoldaş Gelişimci şaşkındı çünkü onların yüzüne bile bakmamıştı. Onlar adamı takip etmek isteseler de insan formundaki Yabancı Canavarın yaydığı vahşi aura onun tek başına savaşmak istediğini gösteriyordu. İkili hemen titreyerek geriye doğru çekildiler.

Bu gelişme, diğer Kabilelerin üyelerinin gözlerinin kocaman açılmasına neden oldu. Aslında bir çok kişi bunun Karga Gözcü Kabilesi tarafından önceden planlanan bir taktiğin parçası olduğunu düşünmüştü.

Fakat, Karga Gözcü Kabilesinin Büyükbabası ve Papazı ile birlikte diğer nüfuzlu üyeleri de belli ki afallamışlardı. Diğer dört Kabilenin üyeleri düşünceli bir şekilde bakıyorlardı.

Gümbürtüler havayı doldururken Meng Hao’nun gözleri pırıldadı. Fakat onun baktığı şey insan formundaki Yabancı Canavar değil, diğer Kabilelerin tebaalarıydı. Hala onlardan hangilerinin Yang Song ve diğerleri olduğunu çözmeye çalışıyordu.

Aniden insan formundaki Yabancı Canavarı kükredi: “Sizi ahlaksız piçler sürüsü! Ben burada Göbeği ve beşinci çocuk kardeşimi temsil ediyorum! Bugün burada hepinizi yolunuzdan çevireceğim!

Bu ses gök gürlemesi gibiydi. Göz açıp kapayıncaya kadar adam üç kişilik birimlerden birinin karşısında beliriverdi. Hemen bir gümbürtü duyuldu ve büyülü bir totemik ışık peyda oldu.

Bu üçlü Karga Alev Kabilesindendi. Adamın yaklaşmasını izlediler, ardından hiç tereddüt etmeden aynı anda saldırıya geçtiler. Bir anda devasa bir gümbürtü koparken büyülü teknikler çarpıştı.

Vaaaaaahhhh!” diye bağırdı adam, sanki mağdur olmuş gibiydi. “Bir, iki, üç… Lanet olsun! Üç kişisiniz! Üç! Üçe karşı bir çok ahlaksızca!!” Bunu duyunca çevredeki Kabile üyelerinin yüzlerinde tuhaf ifadeler belirdi.

Onların bakışları altında koca adam geriye doğru çekildi. Bununla birlikte onun ifadesi aniden değişti; şu an biraz habis bir görünüşe sahipti.

Orospular!” diye bağırdı adam. “Görünüşe göre sizi daha önce düdükleyen biri olmamış hiç. Pekala bekleyin lan. Sadece bekleyin!” Adam artık incinmiş gibi görünmüyordu, aksine son derece kibirli ve gururluydu. Bu sefer farklı bir gruba doğru yöneldi.

Sapla!

Düdükle!

Hahaha. Ve tekrar sapla!” İri yarı adamın sesi şu an keskindi ve çok daha kibirliydi. İnsanların arasında inanılmaz bir hızla oradan oraya fırlayıp duruyordu. Onun derisi son derece kalın gibiydi; insanlar ona saldırsalar da hiç bir etki sağlayamıyorlardı. Tebaaların öfkesi giderek artıyordu çünkü bu adamın saldırıları son derece utanmaz ve alçakçaydı. O bütün kutsal becerilerini tek bir parmağa odaklamıştı.

Ve o parmak… İnsanların kıç bölgelerine saldırmakta uzmanlaşmıştı.

Dahası, Kabileler arasında hiçbir ayrım yapmıyordu. Önüne gelene saldırıyordu, buna Karga Gözcü Kabilesinin diğer iki tebaası da dahildi. Onlar da bu adam tarafından dürtülmüşler ve sonucunda öfkeyle dolup taşmışlardı. Ne de olsa onlar aynı Kabiledendiler ve birbirlerine saldırmamaları gerekiyordu.

Bu kışkırtıcı hareketlerin sonucunda bu meydan savaşı artık bir meydan savaşı olmaktan çıktı. Şu an bütün Kabilelerin temsilcileri tek bir kişi karşısında birlik olmuşlardı.

Bunun peşi sıra Karga Gözcü Kabilesi üyelerinin yüzleri son derece çirkin bir hal aldı. Büyükbabanın ve Papazın, hatta Büyük Kıdemlinin yüzünde son derece sert ifadeler vardı.

Bu Ata Ayini Yarışması yıllardır yapılan bir gelenekti ama daha önce hiç böyle bir şey yaşanmamıştı. Bu artık bir meydan savaşı olmaktan çıkmış, bir adamı alt etme mücadelesine dönüşmüştü.

Meng Hao kuru kuru öksürdü ve biraz suçlu gözlerle baktı. Ne de olsa eğer Papağanı buraya getirmeseydi, bu yarışma bu hale gelmeyecekti.

Et Peltesi’nin ölümsüzlüğü… Papağanın çarpık ahlakı… Korkarım ki sırada göreceğimiz şey Yabancı Canavarın vahşiliği olacak. Heyyy… Eğer bir aksilik olmazsa, büyük ihtimalle kazanan taraf Karga Gözcü Kabilesi olacak.” Meng Hao tam bunları düşünürken platformda duyulan öfke dolu bir kükremeyle birlikte Karga Gözcü Kabilesi tebaalarından birisi hücuma geçti.

O artık dayanamamıştı. Arka arkaya üç kez dürtülmek büyük bir aşağılanmaydı. Öfkeyle kükredi ve aynı Kabilenin yoldaş tebaaları olmalarını önemsemeyerek iri adama doğru saldırıya geçti.

Yanındaki diğer tebaa tam ona engel olmaya yeltenecekken iri adam titreşerek onun yanında beliriverdi. Parmağını ona dürttü.

Lanet olası, biz aynı taraftanız! Seni, seni, seni…” Sinirden deliye dönene tebaanın gözleri kızardı ve öfkeli bir kükreme koparttı. “Pekala! Geber lan!

Altın Kalkanlı platformdaki savaş sahnesi bir kez daha değişti. Şu an herkes koca adama doğru hücum ediyordu. Aynı zamanda dışarıdaki Kabile üyeleri bile ona saldırmaya hazırlanıyorlardı. Ne de olsa onun saldırıları çok alçakçaydı, son derece adiceydi.

İnsanlar hayatları boyunca böyle adi bir insan görmemişlerdi.

Hemen, diğer Kabilelerin üyeleri Karga Gözcü Kabilesi üyeleriyle alay etmeye başladılar.

Bu Ata Ayini Yarışması! Karga Gözcü Kabilesinin böyle bir tebaa alması… Bilerek sıkıntı çıkartmak istemesini gösteriyor!

Belki de Karga Gözcü Kabilesi başka birini bulamamış ve bunun üzerine bu utanmaz herif karşılarına çıkmıştır!

Karga Gözcü Kabilesi üyelerinin yüzleri son derece çirkindi. Onlara karşılık vermek istiyorlardı ama diyecek hiçbir şey bulamıyorlardı. Platformdaki adama bakan Büyükbabanın gözleri öfkeden kıpkırmızı olmuştu.

Meng Hao kalbinden bir iç geçirdi ve suçluluk duygusu daha da arttı. Fakat, platformdaki diğer Kabilelerin tebaalarını incelemeye devam etti, Yan Song ve diğerlerine dair bir ipucu bulmaya çalışıyordu.

Aniden, bakışları Karga Kasvet Kabilesiyle birlikte duran bir tebaanın üzerine geldiğinde gözleri titreşti. O orta yaşlı bir adamdı, uzun ve yapılıydı, yüzü vahşilikle doluydu. Fakat, insan formundaki Yabancı Canavarı ona saldırdığında yüzünde oluşan bakış diğerlerinden farklıydı. Adam biraz tereddütlü baktı, hatta biraz dalgındı.

Bu bakış hızla kayboldu ve yerini öfkeye bıraktı. Fakat yüzü öfkeyle dolduğu sırada Karga Asker Kabilesinden bir tebaa aniden ileriye doğru fırlayarak Yabancı Canavarın peşine düştü.

Meng Hao’nun gözleri kısıldı. Bu gelişmeyle birlikte şimdi onların kim olduklarını anlayabilmişti. “Mo Li ve Tuhaf Wang!

Şu an, kükreyen, insan formundaki Yabancı Canavarının etrafı sarılmıştı.

Göbek, pısırık herif, sıra sende!” Aniden adamın vücudunu şiddetli bir titreme aldı. Tam o anda çevresindeki bütün tebaalar saldırıya geçmişlerdi.

Şok edici bir gümbürtü koptu. İzleyenlerin bakış açılarına göre adamın ölümden kaçmak için en ufak bir şansı bile yoktu. Sadece Meng Hao iç geçirdi; şu an Yabancı Canavarın sahneye çıkmak üzere olduğunu sadece o biliyordu.

Gümbürtü sesinin içinden aniden şok edici bir kükreme yükseldi. Bu kükremenin şiddeti platformun dört bir yanına yayılan dalgalar şeklinde bir saldırıya dönüştü. Bu saldırının görüntüsü beş Kabilenin izleyicilerinin nefeslerini tutmalarına ve inanamaz gözlerle bakakalmalarına neden oldu.

Gördükleri şey iri adama saldıran bütün tebaaların aniden geriye doğru sendeledikleri, yüzlerinin şok ve inanamazlıkla dolduğuydu.

Herkesin öleceğine kesin gözüyle baktığı adam vahşi bir ifadeyle duruyordu, gözleri kıpkırmızıydı ve saçları uçuşuyordu. Kafasını gökyüzüne doğru kaldırdı ve bir şeytansı çılgınlığıyla kükredi.

Adamın vücudu titreşti ve aniden diğer tebaalardan birinin önünde beliriverdi, yüzü acımasızlıkla doluydu. Elini tuhaf bir hareketle uzattı ve herhangi bir kaçma şansı olmayan tebaayı kavradı. Ardından, adam parçalandı.

Kan donduran bir çığlıkla birlikte Gelişimcinin vücudu ikiye parçalanmıştı. Kanlar her yere fışkırırken iri adamın vücudu bir kez daha titreşti.

Acınası çığlılar havayı doldurdu. Bu kanlı manzara izleyicilerin aniden şok geçirmelerine neden oldu. Herkesin nefesi kesilmiş ve gözleri kocaman açılmıştı.

Üç kişinin daha ölmesi bir anlık sürede gerçekleşmişti. Bu iri adam tıpkı rakipsiz bir Göksel savaşçı gibiydi; ona yaklaşmak ölüme yaklaşmakla eş değerdi.

Çekiliyorum!!” adamın üzerine doğru geldiğini gören Karga Alev Kabilesinden bir tebaa hemen bağırdı.

Çekiliyorum!!

Çekiliyorum!!” Bağırma sesleri arka arkaya yükseldi, ama bazıları geç kalmış ve delirmiş adam tarafından paramparça edilmişlerdi.

Çek….” Karga Asker Kabilesinden bir tebaa tam konuşmaya başlamışken insan formundaki Yabancı Canavarı aniden önünde belirdi. Yabancı Canavarı ağzını açtı ve doğrudan tebaanın boğazını ısırdı ve adamın sözlerinin aniden kan donduran bir feryada dönüşmesine neden oldu.

Kısa bir süre sonra platformda tamamen boşalmıştı, sadece koca adam kalmıştı. Adam olduğu yerde durdu, etrafına vahşice bakınarak kükrüyordu.

Karga Gözcü Kabilesi!” diye bağırdı. “Sizin için galibiyet elde ettim! Şimdi bana Kader Havuzunu verin!!

Karga Gözcü Kabilesi üyelerinin kafaları allak bullaktı. Gökyüzü Papazının nefesi hızlanmıştı ve Büyük Kıdemlinin gözleri kocaman açılmıştı. Büyükbabanın ise gözleri titreşti ve kahkaha atmaya başladı.

Tabii ki öyle olacak.” dedi. “Yoldaş Taoist, kendine Kader Havuzu için bir yer garantiledin!

Adam Büyükbabaya bir bakış attı ve ardından başını aşağı yukarı salladı. Bir adım attı ve ardından vücudu titreşerek altın kalkandan çıktı. Adam tekrar ortaya çıktığında çevresindeki Kabile üyelerinin hepsi gerilediler ve ona yol açtılar. Ondan kaçınmaya çalışan insanların kalpleri titriyordu. Adam yaklaşırken bilerek Meng Hao’nun bakışlarından kaçınmaya çalışıyor gibiydi.

Her şey on nefeslik süre için sessizleşti. En sonunda, Karga Savaşçı Kabilesinden sert bir ses yükseldi.

İkinci savaş, Ejderhacı Düellosu!

Meng Hao kafasını kaldırdı.









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr