Bölüm 449

avatar
7441 19

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 449


Bölüm 449: Gelişen Ruhu Öldürmek!



Doğu Hapın Sönmeyen Alevi uzun süredir Meng Hao’nun içinde varlığını sürdürüyordu. Bu ona ustası Hap Şeytanı tarafından bahşedilen ve hap yapmak için kullanılan bir alevdi. O yıldan beri alevi uzun süredir gözlemlemiş ve en sonunda alevin tohumunu kendi çekirdeğiyle kaynaştırmıştı. Onu tam anlamıyla ateşledikten sonra alev onun içinde sönmeyen ateş halini almıştı.



Meng Hao en sonunda Beş Renkli Gelişen Ruh yolundan yürümeye ikna olduğunda, bunun Sönmeyen Alevle bir alakası olmayacağını düşünmüştü. Meng Hao ona çok kafa yormamıştı. Meng Hao beş element arama yolunda ihtiyacı olan şeyin farklı tipte totemler bulmak olduğunu düşünmüştü. Fakat göz açıp kapayıncaya kadar bu alev aniden patlamış ve Meng Hao’nun mental olarak tamamen sarsılmasına neden olmuştu.



Meng Hao aniden hata yapmış olduğunu anladı. Beş Renk yolunun ve beş elementin niteliklerinin totemlerle sınırlı olmasına gerek yoktu. Gök ve Yerin herhangi bir lütfu onun Beş Renk yolunun bir parçası olabilirdi.



Sönmeyen Alev, Put Alevi gücü tarafından ortaya çıkartılmış, Metal ve Ahşaptan oluşan iki büyük totemi sayesinde dört bir yanı yakmıştı. Meng Hao’nun etrafındaki havayı eritmişti.



Aniden Meng Hao’nun dantian bölgesinin yakınında ateş karakteri belirdi. O belirdiği anda etrafındaki alevler gökyüzüne yükseldi. Bir anda Karga Mabudu Kabilelerinden aldığı Ateş-tip totem tohumu depolama çantasından dışarı fırladı. Ufak alev uzantısının şimdiye kadar çoktan yarısından fazlası dağılmıştı bile. Meng Hao aniden ufak tohumu sarmak ve ardından onu özümsemek için Sönmeyen Alevi döndürmeye başladı.



Meng Hao Ateş-tip totem tohumunu özümsediği anda Karga Alev Kabilesi üyeleri titreyerek ona doğru baktılar.



Biraz önce vücutlarından kaybolmakta olan Ateş-tip totem dövmeleri aniden değişti! Şu an tıpkı Meng Hao’nun Ateş karakterinde benziyorlardı!



Hemen bunun akabinde Put Alevi gücü Meng Hao’nun vücuduna doğru akın etti.



Karga Alev Kabilesi üyeleri heyecanla titriyorlardı. Bağırışlar eşliğinde dizlerinin üstüne çökerek Meng Hao’ya secde ettiler.



Kutsal Antik!



Selamlar, Kutsal Antik!!



Meng Hao’nun tüm vücudu gürleme sesiyle dolmuştu. Vücudu havada süzülürken aurası şok edici durumdaydı. Binden fazla üyeye sahip Karga Gözcü, Karga Asker ve Karga Alev insanlarının Put Alevi gücü bir araya toplandı ve Meng Hao’nun Ateş-tip totem dövmesine doğru fırladı.



Antik ateş karakteri aniden daha da netleşti. Bir kaç nefeslik süre içinde keskin ve parlak bir hal aldı ve Meng Hao’nun etrafına bir alev denizi yaydı.



Meng Hao’nun aurası bir kez daha tırmandı. Etrafında üç karakter yüzüyordu. Metal. Ahşap. Alev. Üç totemin yaydığı ışık adeta kör ediciydi. Ateş-tip totem ışık yaymaya başladığı anda Meng Hao’nun gelişim merkezi patlayıcı bir artış göstermişti.



Bunlar olurken Meng Hao’nun önündeki görüş bulanmaya başladı. Fakat bu bulanıklığın geçmesi sadece bir an sürdü. Meng Hao aniden etrafındaki dünyanın sayısız hüzme ve elektrik kıvılcımlarını andıran düğümlerle dolduğunu fark etti. Görünüşe göre, istediği anda bu parlak düğümlerden herhangi birinde anında ortaya çıkabilecek gibiydi!



Küçük ışınlanma…” Meng Hao etrafa şiddetle parlayan gözlerle bakarken zihninde düşünceler dolandı. Kalbi heyecanla doldu ve derin bir nefes aldı. Hemen bunu test etmese de, eğer isterse kendisini havayla bütünleştirebileceğinden emindi. Şu an sadece Gelişen Ruh aşamasının kullanabildiği kutsal beceri olan Küçük Işınlanmaya sahip olduğunu biliyordu!



Bu kutsal beceriyle birlikte hayat kuvveti de etkili bir artış yaşamıştı. Eğer güçlü bir düşmanla yüzleşirse kaçınmak için sadece bu beceriye bel bağlayabilirdi.



Benim Beş Renkli Gelişen Ruh yolundan gitme kararım doğruydu. Bu yol bana kendi Tao’mu işleme imkanı sağlayacak!” Derin bir nefes aldı ve gözleri öz güvenle parladı!



Gelişimcilerin geliştirdiği şey… Öz güvendir!



Meng Hao derin derin nefeslenirken etrafında dönen üç büyük totemin gücünü hissetti. Sağ elini kaldırdı ve ileri doğru sallayarak alev denizinin yayılmasını sağladı. Ahşap-tip gücünü de onunla bütünleştirerek daha da hiddetlenmesini sağladı. Ona dokunan herhangi bir düşman acınasına çığlık atıyor ve ardından dehşete düşmüş bir şekilde geriye kaçıyordu.



On Gelişen Ruh Gelişimcisi ise çoktan kaçmıştı. Gelişim merkezleri dengeli değildi ve gücünün zirvesinde olan Meng Hao ile dövüşmeye cesaretleri yoktu.



Meng Hao sol eliyle bir hareket yaptı ve ileri doğru işaret ederek alevleri Metal-tip güç ile besledi. Onlar bir araya geldiklerinde ortaya çıkan altın sıvı aniden altın bir yağmur gibi fırladı. Her gittiği yerde Metalin iradesi onu takip ediyordu.



Bu kutsal becerilerin ortaya çıkışı aniden savaşın durumunu değiştirmişti. Üç binden fazla Akrep Dalı Gelişimcisi olsa da hepsinin kalbi korkuyla dolmuştu. Aynısı Örümcek Dalı için de geçerliydi, onlar da aniden savaşma isteklerini kaybetmişlerdi.



Bu noktada Meng Hao’ya saygılı bir şekilde boyun eğenler sadece Karga Gözcü, Karga Alev ve Karga Asker Kabileleri değildi. Diğer iki Karga Mabudu Kabileleri de neler olduğunu gördüler ve Meng Hao’ya karşı büyük bir saygı hissettiler. Onlarda ona doğru döndüler ve başlarını eğdiler.



Karga Asker kabilesi Büyükbabası ve diğer beş Gelişen Ruh Gelişimcilerinin gözleri Meng Hao’ya derin bir saygıyla bakıyordu. Bu meseleye çok fazla kafa yormak niyetinde değillerdi; o anda gelişim merkezlerini Gelişen Ruh aşamasında kalmaya zorlayabilirlerdi. Ama gerçekte, savaş bittikten sonra sadece üç tanesi bunu devam ettirebilecekti. Karga Kasvet ve Karga Savaşçı Kabilesi büyüklerinin gelişim merkezleri kısa süre sonra düşecekti ve artık Gelişen Ruh Gelişimcisi olmayacaklardı.



Kutsal Antik…” Zhao Youlan olup bitenleri Anka gözleriyle sessizce izliyordu. Onun yanındaki Zhao Chunmu’nun yüzü soluktu ve onun etrafındaki diğer Beş Zehir Kabilesi üyeleri geri çekilmeye başlamışlardı.



Bu sırada, biraz uzakta büyük bir aynaya benzeyen bir şeyden tüm bu olup bitenleri izleyen yaşlı bir adam vardı. Bu adam yaklaşık yirmi bin gelişimciden oluşan bir ordunun liderliğini yapıyordu.



Kutsal Antiklerin değişimi. Bir Ejderhacı bir Ataya dönüşüyor. Eğer… Eğer bu meseleyi araştırabilirsek ve bu herifin bunu nasıl başardığını anlayabilirsek, bu durum Beş Zehir Kabilesi için benzersiz bir talih olacaktır!



“Emirleri iletin...” Yaşlı adam soğuk bir tonla devam etti, gözlerinde tuhaf bir ışık pırıldıyordu. “Hiçbir şeyden kaçınmayın! Işınlanmayı kullanın! O herifi hemen görmek istiyorum!” Onun sesi yankılanırken yanındaki kabile üyeleri hemen emri kabileye yaymaya başladılar. Işınlanma parıltısıyla birlikte hava gürleme sesleriyle doldu. Tam hepsi ortadan kaybolmaya başladıklarında mor bir yağmur damlası yaşlı adamın vücuduna düştü.



Mor yağmur?” dedi yaşlı adam. Bir an şaşkın göründükten sonra vücudu ortadan kaybolurken kaşlarını çattı.



Mor yağmur bir kez daha düşmeye başladı. Bu sadece küçük bir alanda etkili değildi. Bütün dağlar ve hatta Beş Zehir Kabilesine ev sahipliği yapan düzlükler bile bu yağmuru tecrübe etmişti.



Yağmur yok edici bir soğukluk, söndürücü bir irade içeriyordu, bu çok şiddetli olmasa da parçalara bölünmüş haldeydi.



Meng Hao’nun önünde zemine düşen yağmur yerdeki kanla karışıyordu. Şu an çok az kişi bunu fark etmişti. Sadece Meng Hao ve diğer birkaç kişi bu yağmuru gördükten sonra aniden tereddüt etmişti. Fakat savaşın devam ettiğini düşününce Meng Hao’ya düşünmek için çok fazla zaman kalmamıştı. Havada süzülürken bakışları yavaşça soğuklaştı ve savaş alanının diğer ucundaki Zhao Chunmu’ya baktı.



Bu olurken Zhao Youlan’ın göz bebekleri büzüldü. Şimdiye kadar yavaş ve fark ettirmeden sürekli olarak Zhao Chunmu’dan uzaklaşmaya devam ediyordu. Fakat Meng Hao’nun ona baktığını gördüğünde yüzü titreşti. Artık bu hareketinin ortaya çıkacağını umursamadan hemen geriye doğru fırlayarak Zhao Chunmu ile arasına büyük bir mesafe koydu.



Zhao Chunmu da Meng Hao’nun bakışını fark etmiş ve kalbi titremişti. Zhao Youlan’ın geri çekildiğini görünce kalbi ve zihni uğultularla doldu, aniden Zhao Youlan’ın kolunu koparan kişinin muhtemelen bu yeni Kutsal Antik olduğunu fark etti.



Beni öldürmek istiyor!!” diye düşündü, tüyleri diken diken olmuştu. Meng Hao’ya biraz önce olan bütün her şey onun kalbini titretmişti. Meng Hao onun on sekiz Gizli Muhafızını katletmişti. Hatta Yüce Papazlarla birlikte dokuz Gelişen Ruh Kıdemlisi bile onu sarsamamıştı. Tüm bunlar Zhao Chunmu’nun nefesinin hızlanmasına ve hemen gerilemesine neden oldu.



Dokuz Büyük Kıdemli, Yüce Papaz, kurtarın beni!



Fakat Meng Hao ona baktığı anda harekete geçmişti bile. Havada adeta bir ok gibi ilerledi. Akrep Dalının Yüce Papazı ve Büyük Kıdemlileri tereddüt ettiler. Fakat bu tereddüt anlık bir şeydi. Dişlerini sıktılar ve bir kez daha Meng Hao’ya doğru fırladılar.



Meng Hao’nu dudaklarında soğuk bir gülümseme kıvrıldı. Küçük Işınlanmayı hemen kullanmamasının ana nedeni bu insanların dikkatini o tarafa çekmekti. Zhao Chunmu bir yemden başka bir şey değildi. Zhao Youlan’ın aksine o, Meng Hao için şu an öldürmesi çok da önemli olmayan bir hedefti. Meng Hao’nun öldürmek istediği insanlar dokuz Erken Gelişen Ruh Gelişimcisi ve bir Orta Aşama Gelişimciydi.



Adamlar yaklaşırken Meng Hao’nun gözleri öldürme arzusuyla titreşti. Bir anda ışınlanmayı kullandı. O an ortadan kaybolduğunda, onun izleyenlerin yüzleri anında şok ile dolmuştu. Bu özellikle Gelişen Ruh Gelişimcileri için geçerliydi, çünkü Meng Hao’nun biraz önce kullandığı şeyin Kanlı İnfilak Parlaması değil gerçek bir Küçük Işınlanma olduğunu fark etmişlerdi.



Bu iyi değil!” dedi Yüce Papaz, yüzü titreşiyordu. Bakışlarını dokuz Kıdemliye doğru çevirdiğinde Meng Hao’nun aniden onların arkasında ortaya çıktığını gördü. Sağ elini kaldırdı ve ardından onu bir Gelişen Ruh Gelişimcisini yok edecek bir güçle salladı.



Gelişen Ruh Gelişimcisinin yüzü düştü. Kaçmak için küçük ışınlanma kullanmaya çalışırken vücudu hemen bulanıklaşmaya başladı. Aynı zamanda bir tılsım kağıdına dönüşerek Meng Hao’ya doğru fırlayan rengarenk bir ışık ışını tükürdü. Fakat bu sırada Meng Hao’nun yok edici güçle dolu olan yumruğu indi.



Hava acınası bir çığlık ve bir gümbürtüyle doldu. Tılsım kağıdı yerle bir olurken bu durum Gelişen Ruh Gelişimcisine ışınlanmayı bitirmek için yeterli süreyi verdi. Adam ortadan kaybolurken Meng Hao soğukça homurdandı. İleri doğru hareketlendi ve ardından kendi ışınlanmasını gerçekleştirdi. İki figür bulanıklaştılar ve göz açıp kapayıncaya kadar Meng Hao ona yetişti. Bir kez daha yumruğunu indirdi.



Başka bir gümbürtü daha koptu. Gelişen Ruh Gelişimcisi bir ağız dolusu Gelişen Ruh aurası tükürdü. İçinde sekiz büyülü eşya vardı ve hepsi de patlamaya başladı. Hatta adamın vücudu da Meng Hao’yu öldürme niyetiyle kendi kendini patlattı. Bir uçan kılıç bu imha patlamasından ivme alarak onun belirgin şekilde zayıflamış olan Gelişen Ruhunu son hızla oradan kaçırdı.











Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44235 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr