17. Bölüm - Oda Arkadaşı ile Kötü Bir Tanışma [Düzenlendi]

avatar
2381 24

Ejdertanrı Efsanesi - 17. Bölüm - Oda Arkadaşı ile Kötü Bir Tanışma [Düzenlendi]


Öncelikle küçük bir duyuru yapmak istiyorum. Seride beni bazı rahatsız eden kusurlar vardı. Bu nedenle serinin üzerinde ilk bölümden itibaren ufak düzenlemeler yaptım. Bu yüzden bölümler tekrar yayınlandı. Ancak güncele gelmiş arkadaşlar endişelenmesin. Geriye dönüp baştan okumanızı gerektirecek kadar önemli ve hikayeye etki eden düzenlemeler yok. Son olarakta bu bölümü, Captain Lucario'ya ithaf ediyorum. İyi okumalar iyi günler.

***

Satou müdirenin odasından çıktı. O sırada orada bekleyen, orta yaşlı kadını gördü. Yüzü bir anlığına soğsa da sonradan eski sakinliğine dönerek sordu.

 

"Beni mi bekliyorsun?"

 

Kadın saygıyla eğilerek cevap verdi.

 

"Evet genç efendi. Sizi odanıza götürme emri aldım."

 

Kadının dediğini duyan Satoru sevindi. Odayı aramakla uğraşmayacaktı. Tam o anda kadın soru sordu.

 

"Ha şey. Potansiyelinizin heyecanıyla unutmuşum genç efendi."

 

Satou ilk başta ne dediğini anlamasa da kadın bir küre çıkarıp konuşmaya devam etti.

 

"Hangi elementlere yatkın olduğunuzu öğrenmemiz için lütfen buraya mana gönderir misiniz?"

 

Kadın diyince hatırladı. Doğru bu akademide sınıflar elementlere göre bölünüyordu. Satou yaklaştı ve küreye mana göndermeye başladı. Küre güneş gibi kızıl renkte parıldamaya ve ısı yaymaya başladı. Ancak çok dikkatli bakılabilirse diğer ana renklerden de kürenin içinde vardı. Satou bunu fark etse de kadın fark etmedi ve gülümseyerek söyledi.

 

"Genç efendi. Ateş bölümüne gidiyorsunuz. Bu taraftan."

 

Satou, kadını takip ederek o binadan ayrıldı. Ardından kısa bir yürüyüşün ardından Satou ve orta yaşlı kadın bir binanın önüne geldiler.

 

YN: Ah, ah keşke kadına isim verseydim. İki bölümdür orta yaşlı kadın ya da sade kadın yazmaktan bıktım :D

 

Orta yaşlı kadın normal bir şekilde konuştu.

 

"Burası sizin kalacağınız yurt. S sınıfı öğrenciler yurtlarda iki kişi kalırlar. Ancak eğer istiyorsanız sizi tek bir odaya alabiliriz genç efendi."

 

Satou bir an tek kalmayı düşünse de sonradan her ne kadar S sınıfına gitse de bu ayrımcılık çok dikkat çeker düşüncesiyle vazgeçti.

 

"Sorun yok. İki kişi kalabilirim. Ancak daha önce söylediğim gibi potansiyelimi kimsenin bilmesini istemiyorum. Tamam mıdır?"

 

Satou'nun dediğini duyan kadın kafası ile onayladı.

 

"Eğer genç efendi öyle istiyorsa tabii ki."

 

Ardından kadın, Satou'ya bir tür rozet verdi. Rozette kırmızı bir ejderha işlemesi vardı. Kadın rozeti verdikten sonra ne olduğunu anlatmaya başladı.

 

"Bu sizin bölge rozetiniz genç efendi. Hangi element bölgesinden geldiğinizi belirtir."

 

Satou kafası ile onayladı. Ardından kadınla birlikte kırmızı renkli büyük bir binaya girdiler. Bina'nın içinde kayıt için duran, siyah uzun saçlı, mavi gözlü güzel bir kız vardı. Yaş olarak Satou ile aynı yaşa sahip gibi duruyordu. Bu güzel kızı gören Satou içinden sövdü.

 

'Niye benle ilgilenen, bu yaşlı bunak olmak zorundaydı ki?'

 

Yüz ifadesi her zamanki gibi sabit iken yanındaki kadına dönüp sordu.

 

"Pekala, nereden kayıt oluyoruz?"

 

Kadın sakince deminki kızı işaret ederek konuştu.

 

"Şuradaki kızdan rozetinizle birlikte kayıt yaptırabilirsiniz genç efendi. Buradan sonra işime dönmem gerek. İyi günler dilerim genç efendi."

 

Kadın cümlesini bitirdikten sonra yaşlı kadın oradan ayrıldı. Satou da kızın yanına gitti. Güzel kızın yanına gelip konuştu.

 

"Merhaba!"

 

Kız gülümseyerek cevapladı. O sırada içinden düşünüyordu.

 

'Ne kadar tatlı bir çocuk.'

 

"Ben Satou Black. Sizinle tanıştığıma memnun oldum güzel bayan. Acaba adınızı bana söyler misiniz?"

 

Bunu duyan kız gülümseyerek yanıtladı.

 

"Adım Mary bayım Mary Crystal."

 

"Pekala bayan Mary ben bu akademiye yeni katıldım da kayıt işlemini sizin yapacağınızı söylediler. Geldim. Rica etsem kalacağım odayı söyler misiniz?"

 

Kız gülümseyerek yanıtladı.

 

"Tabii, öncelikle rozetinize bakabilir miyim?"

 

"Buyrun."

 

Satou rozeti Mary'ye verdi. Mary rozeti aldı ve yanda ki bir cihaz ile taradı. Ardından Satou'ya döndü.

 

"Sizin odanız en yüksek kattaki S10 numaralı oda bayım."

 

Kız ardından alt taraftaki çekmeceden bir kaç kitap, bir anahtar ve bir cübbe çıkarıp Satou'ya verdi.

 

"Bunlardan biri okumanız gereken kitaplar bayım. Bu da okul içinde giymenizin zorunlu olduğu cübbe."

 

Kızın verdiği eşyaları depolama yüzüğüne attı Satou.

 

"Teşekkürler bayan Mary."

 

Kız gülümseyerek Satou'yu uyardı.

 

"Önemli değil. Bu arada aynı akademide olan kimse kimseyle baylı konuşmaz Satou. Bu bir tür yazılı olmayan kural gibidir."

 

Bu kuralı garipsese de hoşuna gittiğinden ötürü kafasıyla onayladı.

 

"Peki. O zaman teşekkürler Mary"

 

Satou konuştuktan sonra merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Bir süre sonra üst kata çıkmayı başardı. Orada toplam 10 tane kapı vardı. Her birinin numaralarının olduğu plaka adeta altından yapılmışçasına parlıyordu. Satou yavaşça oradaki koridordan yürüyerek kendi kapısını arıyordu. O sırada düşündü.

 

'Acaba oda arkadaşım nasıl biri?'

 

Satou bunu düşünürken kapısını buldu. Ardından yavaşça kapıyı açtı. Sonra da kapıdan içeri girip koridorda yürümeye başladı. Kısa bir yürüşüyün ardından karşısına salon çıktı. Salon genişti. Hele pek fazla bir şey olmadığından daha da boş hissettiriyordu. Sadece bir halı, bir sehpa, bir, iki koltuk ve çıplak bir kadın-

 

Bekle ne?

 

Satou koltukta uyuklamış bir şekilde yatan çırılçıplak bir kadın gördü. Kız bronz tenliydi. Simsiyah bukle bukle saçları ile güzel bir yüzü vardı. Aşağıya doğru yani vücuduna doğru indiğimizde ise orta boy bir çift tepe ile gayet güzel ve insanı kendisine geçen bir vücudu vardı. Bunu görünce Satou'nun belinin altında bir yerde bir kıpırdanma oldu. Aynı zamanda da yüzü kızardı. Her ne kadar, kızlarla birlikte olmayı arzulayan bir sapıklığı olsa da, böyle bir durum yaşayacak hiç fırsatı olmamıştı. Yani hala bakirdi. Bu yüzden bu tip bir durumda kalınca yüzü kızardı.

 

Satou'nun yüzü pancar gibi iken kız birden ela rengi gözlerini açtı.

 

YN: Burada bırakmayı o kadar çok isterdim ki :D Ne yazık ki bölüm kısa olur öyle yaparsam.

 

Kız, Satou'yu ve pancar kırmızısı yüzünü gördüğünde şaşırdı. Ancak kız sanki bir şey hatırlamışçasına suratındaki şaşkınlık yerini utanç ve öfke aldı.

 

KYAAA!

 

Satou hızla arkasını döndü. O sırada istemsizce utançtan mıdır bilinmez kekeleyerek konuştu.

 

"Be-ben özür dilerim. S-sizin bu-burada yattığınızı bilmiyordum."

 

Kız, Satou'nun arkası dönükken hızlıca, okuldaki herkesin giymesi zorunlu olan cübbeyi giydi. Ardından Satou'ya öfkeyle baktı. Ancak Satou'nun utancından yerinden bir milim bile kımıldamadığını görünce öfkesi bir nebze de olsa azaldı. Satou gerçekten istemeyerek onu böyle görmüş gibi duruyordu. Eğer gerçekten isteyerek girseydi. En azından hal ve tavırlarında farklılık olurdu. En azından kız bu şekilde düşünüyordu. Kız sesinden öfkesi anlaşılan bir şekilde sordu.

 

"Kimsin ve burada ne arıyorsun?"

 

Satou, kızın sonunda giyindiğini düşünerek önüne döndü. Satou suçlu bir çocukmuşçasına yüzünü öne eğerek konuştu.

 

"Ben Satou Black. Sanırım oda arkadaşıyız. Ben tekrardan özür dilerim. Senin ya da sizin mi demeliyim bilmiyorum. Herneyse sizi bu şekilde görmeyi beklemiyordum. Özür dilerim."

 

Satou konuşurken hafiften saçmaladığını fark etti. O nedenle utancından kafasını daha da öne eğdi. Satou'nun bu tavrı, kızın ona daha da inanmasını sağladı. Bu yüzden tavrı biraz daha yumuşadı.

 

"Hmm. Peki. Ben Roselia Niatpac. Bu şekilde tanışdığımıza memnun olamadım açıkçası. Umarım bir daha, daha dikkatli olursun."

 

Satou, Roselia'nın onu bu kadar çabuk affetmesi karşısında şaşırsa da bir şey söyleyemedi. Çünkü gerçektende yaşadığı deneyimden dolayı utanıyordu.

 

Satou'nun hala başını kaldırmadığını gören Roselia gülmeye başladı.

 

"Hadi ama kaldır kafanı. Sadece çıplak vücudumu gördün diye seni öldürecek veya cezalandıracak değilim herhalde? Hem ayrıca tavırlarından kötü bir niyetin olmadığını zaten belli ediyorsun."

 

Roselia'nın tavrı karşısında Satou, şaşkınlıkla kıza baka kaldı. Nasıl bir kız, kendisini çıplak gören bir erkeğe bu kadar iyi davranırdı ki? Bunları düşündüğü sırada Roselia, Satou'ya sorular sormaya başladı. Nereden geldiği, ne yemeyi sevdiği vb.

 

Satou bu kızla konuştukça fark etti ki bu kız gördüğü en eksantrik kızdı. Ne düşünüyorsa ya da nasıl hissediyorsa aynen öyle davranıyordu. Bu nedenle Satou gülümsemeden edemedi. Yeni oda arkadaşını sevmişti. Satou bilmese de Roselia, insanların niyetlerini vücut diliyle anlayabiliyordu. Bu nedenle en başından beri Satou'nun isteyerek öyle davranmadığını biliyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44600 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr