Rayomi kendini biraz toparlayınca sakince etrafına baktı, kimsenin onu görmediğinden emin olmak istiyordu. Normal bir insanın onu görmesiyle neler olabileceğini hayal etmek bile istemedi.
Bedeni hala titriyordu ama yürüyebilecek kadar kendini toparlamıştı. İçindeki korku ve şaşkınlık azalmamıştı hatta daha çok artmaya başlamıştı. Bir şizofreni olduğunu, delirdiğini düşünüyordu ama yaşadıkları şüphesiz ki gerçekti.
Peki şimdi ne yapmalıydı? Bu sorunun cevabı onun için çok önemliydi. Canavarın bedeni geride iz bırakmadan yok olmuştu. O zaman hiçbir şey olmamış gibi yaparak evine mi gitmeliydi?
Bir polisi arasa ve olanları anlatsa onun delirdiğini sanacakları için hiçbir şey olmamış gibi yapmayı seçti.
Canavarın son parçası da yok olunca toz olan bedenin orada bir kırmızı taş belirdi.
"Bu? Başmeleğin bahsettiği taşlardan mı?"
Sorgulayacak zamanı olmadığını hissetti. Hiç düşünmeden taşı eline aldı. İlk bakışta sıradan bir taş gibi duruyordu. Taşı bir süre avucunun içinde tutunca taştan yayılan sihirli enerjiyi hissedebiliyordu.
"Bu taşı nereye koyacağım?" diye düşünürken mühür parlamaya başladı ve taş toz olup mührün içine girdi. Yaşadığı onca şeyden sonra buna şaşıramadı bile.
[Envanter Aktif]
[Envanter: Kızıl patlayıcı taş envantere yerleştirildi.]
[Mühür özellikleri kilitli. Aktif olmasına: 3 gün 8 saat]
Aklında bir bilgisayar oyununu andıran yazılar belirdi. Yazılarda yazanları okuyan bir kadın sesi kulaklarında çınladı.
Belki de aklında?
'Ah! Lanet olsun! Kesinlikle bir simülasyona hapsoldum. Hey beni duyan adminler varsa lütfen beni buradan çıkarsın.'
Belki bir şansı vardır diye düşünerekten her şeyin simülasyon olmasını ve buradan çıkabileceğini umut etti. Tabi ki kendisi de bunun gerçek olabileceğine inanmıyordu.
Son kez etrafı kontrol etti. Birileri onu gördüyse başına kötü şeyler gelebilir diye korkuyordu.
Son kalan enerjisi ile hızla yürümeye başladı, gölgeler ardında onu izleyen diğer katılımcıyı fark etmemişti. Belki de katılımcıları?
"Ne kadar acınası."
Onu izleyen katılımcı onun bir rakip olmayacağı, kolayca pes edeceğini anlamış ve onu küçümsemeye başlamıştı. Rayomi oradan uzaklaştıktan sonra o da arkasına dönüp başka bir katılımcı aramaya gitme kararı aldı.
***
Rayomi hızla eve girdi; ön kapıyı iyice kilitledi, arka bahçe kapısını kilitledi, üst kattaki odasına koştu camını ve odasının kapısını iyice kapayıp yatağına uzandı. Hatta bunlar yetmezmiş gibi yorganın altına girdi. Altı yaşındaki bir çocuktan farksızdı.
Bedeni istemsizce titriyordu, silahını kullanmak onu çok yıpratmıştı. İçindeki korku her dakika artıyordu, "şimdi ne yapacağım, ya birisi görseydi ne olurdu?" diye düşünüyor, sırada ne yapması gerekiyor onu anlamaya çalışıyordu.
Bedeni bu ağırlığı daha fazla kaldıramadı, birkaç dakika sonra yorgunluktan yatakta uyuyup kaldı.
Belki de bundan sonra tek huzurlu olabileceği yer rüyalarıydı.
Tüm gece uyumuştu ve babasının geldiğini bile fark etmemişti. Sabah olunca okul için kurduğu alarmının sesi ile korkarak uyandı.
"Vıyaaaak!"
Okula gitmeye korkuyordu, dışarı çıkmaya korkuyordu.
"Ya saldırıya uğrarsam ne yapacağım? Ölmek istemiyorum."
O sırada telefonu çaldı, telefondan gelen sesi duyar duymaz korkarak yerinden sıçradı. Tam bir korkağa dönüşmüştü.
Arayan kişi Inaba'ydı, ona ne diyeceğini bilmediği için telefonu açmadı.
İnatçı Inaba yedi kez daha aradı, Rayomi her telefon çaldığında yerinden sıçrıyor, her defasında korkuyordu.
"Yeter! Lütfen yeter artık!"
Telefonu sessize alması gayet mantıklıydı ama o anki korkusundan dolayı bunu düşünemedi.
Yaşadığı olaylar onun ufak bir travma yaşamasına neden olmuştu ama bu durum sonsuza kadar devam edemezdi. O da bunun farkındaydı.
Bir süre daha yattıktan sonra kalktı ve tuvalete gitti. Tuvalette yüzünü yıkadıktan sonra aynanın karşısına geçti. Gözlerinin altı mosmor olmuştu, saçları dağılmış ve teni solmuş bir haldeydi.
"Tek gecede beş yıl yaşlanmışım" diyerek kendisi ile dalga geçti.
Alt kata inip yiyecek bir şeyler aldı ve sakinleşmek için biraz televizyon izlemeye karar verdi. Yavaş yavaş kendisini toparlıyordu ama evde çıkan her sesten korkup yerinden sıçrıyordu.
Birkaç saat sonra Inaba ödevleri getirmek için Rayomi'nin evine uğradı. Kapı zilini çaldığında Rayomi koşarak odasına çıktı.
Korkuyordu, kimseye güvenmiyordu o sırada telefonuna mesaj bildirimi geldi. Mesaj Inaba'dan gelmişti, "evde misin? Kapıda bekliyorum ödevlerini vereceğim."
Rayomi korkarak da olsa kapıyı açtı ve ödevleri aldı.
Inaba'ya hastayım diye bahane uydurmuş, onu içeri almadan sohbeti kısa kesmişti. Odasına tekrar çıktı ve yatağına uzandı, bu halde ne kadar devam edebilirdi? Kendisine gelmesi gerektiğini biliyordu ama ne yapacaktı? Sonsuza kadar evde duramazdı ve diğer katılımcılar onu savaşırken gördüyse onu avlamaya gelebilirlerdi.
Sakinleşmek için sevdiği bir müziği açtı ve yatağına oturup derin bir nefes aldı. Kendine gelip sakinleşmesi gerekiyordu, hayatı söz konusuydu eğer sakinleşmez ve yanlış bir karar alırsa ölmesine neden olabilirdi.
'Eğer daha güçlü bir canavar ile karşılaşırsam ne yapacağım? Silahımı sadece 2 dakika kullanabildim. O iki dakika bile bedenime çok ağır geldi. Peki diğer katılımcılar saldırırsa ne olacak? Bu olanları babama veya başkasına anlatırsam kesinlikle deli olduğumu düşünecekler, kimseden yardım alamam.'
Korkuyordu hem de çok korkuyordu ama hayatta kalma isteği onu ayakta tutuyordu.
Bu şekilde kalırsa kesinlikle öldürülecekti. Hayatta kalmak için ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu.
'Hayatta kalmak için daha fazla GÜÇLENMELİYİM.'
Güçlenmesi gerektiğini anlamıştı ama güçlenmek için ne yapması gerekiyordu?
"İlk önce silahımda ustalaşmam lazım. Silahımı sadece iki dakika kullanınca bile bedenim çok yoruluyor."
Bu kararı alması çok zaman almıştı, kararında emin bile değildi ama yapacak başka bir şeyi yoktu. Kendini her zaman eve kapayamazdı ve dışarı çıktığında canavarlarla karşılaşacaktı bu yüzden güçlenmesi gerekiyordu.
İlk adım olarak arka bahçede gücünü kullanmayı deneyecekti. Korkarak bahçe kapısını açtı, ilk adımı atması beş dakikadan fazla sürdü.
Etrafını kolaçan etti, kimsenin görmediğinden emin oldu ve silahını aktif etmeye çalıştı.
Mührü parladı ama silahı ortaya çıkmadı.
"Ha? Önceki sefer nasıl yapmıştım? Neden şimdi beceremedim?"
Bir daha denedi, söylediği kelimeleri değiştirip bir daha çağırmayı denedi ama hiçbir seferinde beceremedi.
Aklına canavardan çıkan taş geldi ve onu ortaya çıkartmayı denedi. Aklında taşı ve mührü hayal edip elinde belirmesini istemesi yetiyordu, kılıcı çağırırken böyle yapmıştı ve işe yaramıştı.
Elinin üstündeki mühür parladı ve taş avucunun içinde beliriverdi.
[Kızıl taş envanterden çıkartıldı]
Daha önceden duyduğu o ses kafasında yankılandı.
"Taşı çıkartabiliyorum ama kılıcım olmuyor. Hala çok yorgun olduğum için yapamıyor olabilir miyim?"
Sabah okula gitmeden önce tekrar denemeye karar verdi, biraz daha dinlenirse yapabileceğini düşünüyordu.
O antrenman yaparken, şehri binaların üzerinden izleyen (onu canavarla savaşında gören) katılımcı, yüksek bir binanın tepesinden Rayomi'yi izliyordu.
**
Rayomi sabah kahvaltısından sonra arka bahçeye çıkıp yeniden denedi. İlk seferinde başarısız oldu ama pes etmedi. Dört defa daha denedi ve hepsinde başarısız oldu.
"Cidden bunu yapabilir miyim? Ufff!"
Beşinci deneyişinde kafasını tamamen boşalttı ve odaklanmaya çalıştı. Mührü hissetmeye çalıştı ve kılıcını aklında canlandırdı. Gözleri, sahibinden yemek isteyen bir kedinin gözleri gibiydi.
'Lütfen... Çık ortaya.'
Sağ elinde mühür tekrardan belirdi. O zarif ses bir kez daha duyuldu.
[Curtana envanterden çıkartılıyor]
Sesin duyulması ile Rayomi'nin elinden soğuk rüzgarlar esmeye başladı. Saniyeler içinde kılıç Rayomi'nin elinde belirdi.
Rayomi'nin yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Başarmanın verdiği gurur ve sevinç içini doldurmuştu.
"İşte başardım!"
Hala kılıcının kare olan ucuna şaşırıyordu. Böyle bir kılıç bir yerlere saplanabilir miydi?
Pozisyon aldı ve internette izlediği kılıç kullanma videolarındaki gibi kılıcını savurmaya başladı. Yaklaşık üç dakika sonra kılıcı aniden kayboldu ve Rayomi yere yapıştı. Tüm gücü tükenmişti ve ancak üç dakika kılıç kullanabilmişti.
Sürünerek bahçe kapısının yanındaki sandalyeye ulaştı ve zar zor da olsa oturmayı başardı. Tekrar ayağa kalkması yarım saatten fazla sürdü.
"Bu ne şimdi? Şaka mı? Sadece 3 dakika gücümü kullanıyorum ve bunun karşılığı yarım saat hareketsiz mi kalıyorum?"
Hiç dayanıklı olmadığını ve çok güçsüz olduğunu biliyordu ama bu kadarını beklemiyordu. Okuldan döndüğünde daha sıkı çalışacaktı, en azından kılıcı 5 dakika boyunca kullanmak istiyordu.
**
Okula vardığında Oliva'ya selam vermek istedi ama sınıftakilerden duyduğuna göre 2 gündür okula gelmiyormuş ve kimse ondan haber almamıştı.
'Umarım kötü bir şey yoktur, onu görmeyi istiyordum.'
Rayomi okul boyunca çok temkinli davrandı, sınıftan çıkmamaya özen gösterdi. Yanlışlıkla bir canavarın alanına girer ve okulda kargaşa yaratırsam diye çok korkuyordu.
Okul çıkışı hızlıca eve gitmek ve canavarlar ile karşılaşmamak için bildiği en kısa yolu kullandı.
Eve vardığında hemen bir şeyler atıştırdı, ödevlerini yaptı ve antrenman için hazırlandı. Bahçeye çıkarken sevdiği bir motive edici müziği açtı.
Bu sefer çok kararlıydı hayatta kalmak için bunu başaracaktı. Pozisyonunu aldı, gözlerini kapadı ve uzun süre sessizce bekledi. İyice odaklandıktan sonra elini havaya kaldırdı ve silahını çağırdı.
İlk seferi başarısız oldu ama hemen tekrar pozisyon aldı ve mühüre iyice odaklanmaya çalıştı.
Kafasını boşalttı, mührü hissetmeye çalıştı, tamamen hazır hissedince tekrar denedi ve mühür önceki seferlere göre daha çok parlamaya başladı.
Kılıç bir anda elinde belirdi, kılıç ortaya çıkarken çok sert bir şekilde rüzgar esti. Kılıcın ortaya çıktığını gören Rayomi sevinçten havalara uçuyordu.
"İşte başardım ulaann!!"
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..