Rayomi taşları envanterine koyduktan sonra cebinde taşıdığı peçete ile yüzüne bulaşan canavar kanını temizledi.
Bedeni salgılanan adrenalin hormonu ile dolup taşıyordu. Sineğe bile zarar vermeyen Rayomi, bugün bir canavarı vahşice katletmişti. Öldürdüğü şeyin bir canavar olmasından dolayı üzülmemiş olabilirdi ama bunun bir süre sonra günlük rutine dönüşmesini istemiyordu.
Yaptığı savaş onu çok yormuştu, bu yorgun halindeyken karşısına bir canavar daha çıksa savaşabilir miydi bilmiyordu. Bu yüzden hızlıca evine doğru gitmeye başladı.
Rayomi eve vardığında galibiyetini kutlamak için sevdiği atıştırmalıkları alıp televizyon karşısında keyif yapmaya karar vermişti. Bunu hak ettiğini düşünüyordu.
İstediği atıştırmalıkları almak için eve dönerken yolda bir markete uğradı. Marketin içerisine girmeden önce kıyafetlerini kontrol etti. Üstünde canavar kanı kaldıysa çok dikkat çekebilirdi.
Kıyafetlerinde kan bulunmadığından emin olduktan sonra kapıdan içeriye girdi. Market oldukça kalabalıktı.
Atıştırmalık reyonlarına doğru ilerlerken yanından sarı saçlı bir kadın geçti. Tabi ki Rayomi yanından geçen insanlara değil alacağı atıştırmalıklara odaklandığı için kadının yüzünü görmedi. Sadece içeri girerken onunla aynı reyona ilerleyen sarışın bir kadın görmüştü.
"Beni çok şaşırttın."
Narin bir ses hemen arkasında belirdi. Rayomi aklını tamamen atıştırmalıklara odakladığı için sesi biraz geç algıladı. Rayomi bir an duraksadı ve yavaşça sesin geldiği yöne doğru döndü.
Sesin sahibi çoktan gitmişti. Bu sözlerin Rayomi'ye söylendiği kesindi ama ortalıkta kimsenin olmayışı kafasını karıştırmıştı.
Şaşkın bakışlarını sonlandırıp az önce yapmakta olduğu şeye devam etti.
Rayomi alışverişe devam ettiği sırada yanından geçen kadın çoktan marketten çıkmış, sıradaki avına doğru ilerliyordu. Nereye gitmesi gerektiğini çok iyi biliyor gibiydi.
Rayomi'nin savaştığı yoldan geçip gölün öteki tarafına vardı. Yoldan sapıp çimenlerden ilerlemeye başladı. Biraz ilerledikten sonra iki tane artık kullanılmayan hangar gözüktü. Kadın oraya yakınlaşmaya başlayınca hangarın kapısında 2 tane canavar belirmeye başladı.
Kadın yürümeyi bıraktı, derin bir nefes alıp "Parazonium" diye bağırdı. Sağ elinde mührü belirdi ve ışıldamaya başladı. Mührün ortasında 4 rakamı parıldıyordu. İki elinde de değişik desenleri olan simsiyah hançerler belirdi.
Canavarlar kadına, kadın canavarlara doğru koşmaya başladı. Kadının elindeki hançerler sarı ışıkla kaplanmıştı.
Canavalar ile arasında uzak bir mesafe olmasına rağmen kadın iki hançeri de göğsüne doğru çekip yana doğru sanki bir şey kesercesine savurdu. Kadın hançerleri savurur savurmaz, hançerlerin ucundan bir kesiği andıran enerji dalgası çıkmıştı ve iki canavarında bir kolunu kesip geçmişti.
Canavarlar acı içinde haykırdılar.
"Kiieehhk!!"
"Kiieehhk!!"
Kadının sol elindeki hançer yok olmuş yerine iki tane kızıl taş belirmişti. Kadın canavarlara doğru koşarken taşları aktif edip sol tarafındaki canavara doğru fırlattı.
Taşlar canavarın önüne geldiği an patladı ve canavarın ilerlemesine engel oldu. Bu sayede kadın diğer canavarla bire bir mücadele edebilecekti.
Canavar kendisine doğru gelen kadına doğru pençesini savurdu. Kadın pençenin altından kayarak geçti ve canavarın gövdesine elindeki hançeri sapladı.
"Kiieehhk!!"
Canavarın gövdesine sapladığı hançeri yukarı doğru itip canavarın gövdesinden yukarısını tamamen ikiye ayırdı. Canavarın kanı yağmur gibi yağdı.
Kadın diğer elindeki hançeri tekrar oluşturup, adeta dans edercesine hareketler yaparak diğer canavara yöneldi. Taşların patlamasıyla serseme dönmüş canavar, patlamanın etkisiyle etrafında oluşan toz bulutundan dolayı etrafını göremiyordu.
Kadın toz bulutunun etrafından dolanıp canavarın arka tarafına geçti. Hızla canavara doğru atlayıp canavarın sırtına iki hançerini de sapladı.
"Kiieehhk!!"
Kadın sapladığı hançerlerini geri çekti. Canavarın sırtında iki tane kocaman delik oluşmuştu. Oluşan deliklerden canavarın kanı, hortumdan fışkıran su gibi fışkırmaya başladı.
Canavar acı içinde yere yığılıp yok olmaya başladı.
Canavarların cesetleri yok olurken ganimetleri ortaya çıkmaya başlamıştı. Son öldürdüğü canavardan 2 tane kırmızı taş ortaya çıkmıştı, ilk öldürdüğü canavardan ise küçük boyda 4 tane yeşil küçük bıçak çıkmıştı. Bıçaklar yemek yerken kullanılan bıçakları andırıyordu.
"Beklediğimden daha kolaydı, bu iğrenç şeyler uzaktan daha güçlü gözüküyorlardı."
**
Rayomi daha yeni eve varmış, kapının kilidini açıyordu.
"Evim evim güzel evim" diyerek içeri girdi. Hemen üstünü değiştirdi, kendine güzel bir film açtı ve atıştırmalıklarını yiyerek filmi izlemeye başladı.
Rayomi tembel gibi gözükse de özünde çok çalışkan ve zekiydi. Sınavlarında hep ilk sıralara girerdi.
Uzunca bir süre dinlendikten sonra Oliva'nın neden okula gelmediğini düşünmeye başladı. Başına kötü bir şeyler gelmesinden korkuyordu. Son olan olaylardan sonra endişelenmemek elinde değildi.
Ayağa kalktı ve odasına çıkıp üstünü değiştirdi. Dışarı çıkıp Oliva'nın evinin etrafında dolanacaktı. Belki onu görebilirdi ve iyi olduğundan emin olabilirdi. Hem evin etrafını da dolaşır tehlikeli bir durum var mı yok mu emin olurdu.
Ayakkabılarını giydi ve evden çıktı. Hızla yürümeye başladı. Çok kısa bir sürede binanın önüne varmıştı bile. Köşede bir banka oturup binayı ve yanındaki yoldan geçen araçları izlemeye başladı.
"..."
Nedense bir anda içine bir ürperti doğmuştu. Etrafına bakınmaya başladı, nedenini kendisi de anlayamamıştı ama garip hissediyordu. Sokakta bir çocuk ve babaannesi yürüyordu. Biraz ilerilerinde elinde cips paketiyle dolaşan serseri bir tip, sırtını duvara yaslamış duruyordu. İçini ürpertiyle dolduran bu adam mıydı?
Kesinlikle değildi.
Arkasına döndü ve biraz uzakta hızla yürüyen bir sarışın kadın gördü. Bu kadın sabah markette gördüğü kadındı. Bu kadının sabah ona seslendiğinden emindi. Rayomi kadının kendisi hakkında bir şeyler bilmesinden şüpheleniyordu.
Sessiz bir şekilde uzaktan kadını takip etmeye başladı. Kadına karşı yabancı birisi gibi hissetmiyordu, acaba önceden tanıdığı ama uzun süre görüşmediği için unuttuğu birisi falan mıydı?
Kadın bir anda hızlanmaya başladı, Rayomi'de aynı şekilde hızlandı. Bir süre yürüdükten sonra kadın bir ara sokağa saptı. Binaların arasında uzun ve karanlık bir sokaktı. Rayomi takip etmeyi bıraktı ve uzak bir yerden kadını izlemeye başladı.
Kadın bir süre olduğu yerde durdu ve tekrardan yürümeye başladı. Rayomi'de kadın uzaklaşmaya başlayınca yeniden takip etmeye başladı. Bir süre daha yürüdükten sonra kimsenin bulunmadığı bir başka sokağa çıktılar.
Kadın yeniden duraksadı ama bu sefer sebebi başkaydı. Kadının hemen yanında bir canavar oluşmaya başlıyordu.
Rayomi telaşlanmaya başlamıştı.
"Bu şey benim yüzümden mi ortaya çıktı? Yoksa bu kadın bir katılımcı mı?"
Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Eğer kadın normal bir insansa canavar ona zarar verebilirdi bu yüzden Rayomi canavara saldırmayı düşünüyordu ama kadın bir katılımcı ise Rayomi kendini ifşa etmiş olacaktı.
Zor bir duruma düşen Rayomi'nin aklına bir fikir geldi.
"Eğer bu kadın normal bir insansa canavarı gördüğü an çığlık atacaktır. Eğer çığlık atmaya başlarsa koşup kadını kurtaracağım. Zaten kadın, katılımcı ise canavar ona ulaşmadan kendisi saldırmaya başlayacaktır."
Rayomi bulunduğu pozisyonu koruyarak izlemeye başladı.
Canavar kadına doğru ilerlemeye başladı ama kadın hiç kıpırdamıyordu. Canavar bir anda hızla kadına doğru atladı. Rayomi anlık refleksler ile öne atlayarak koşmaya başlayacaktı ama beklenmedik bir şey onun durmasını sağladı.
Kadın çok hızlı bir şekilde iki eline de hançerini almış bir şekilde canavara karşılık verdi.
Rayomi çok şaşkındı ve bir o kadar da korkuyordu. Düşündüğü gibi kadın bir katılımcıydı. Kendisini belli etmemesi iyi olmuştu.
Kadının sağ eline bakmayı deneyip, katılımcı numarasını görmeye çalıştı.
"Dört, katılımcı numarası dört. Düşündüğüm doğruymuş, o kadında oyunun bir parçası. Eğer sabah dediği sözler banaysa o zaman benimde katılımcı olduğumu biliyor demektir."
Kadın birkaç saniye içinde iki elindeki hançeri de ustaca savurup canavarı parçalara ayırmıştı. Rayomi telaşa kapılmıştı. Korkuyordu.
Kadın, canavarın cesedi kaybolana kadar bekledi ve Rayomi'nin bulunduğu tarafa dönüp "daha ne kadar saklanacaksın böcek" dedi.
Rayomi ona söylediğini anlamıştı. Bir anlık bir korku ile geldiği yöne doğru koşmaya başladı. Hava iyice kararmıştı, sokaklar kapkaranlık olmuştu. Rayomi kadının onu takip etmediğini umarak arkasına baktı ve umduğu gibi olmuştu. Kadın peşinde değildi. Şimdilik rahatlamıştı ama kadın onun bir katılımcı olduğunu biliyordu ve nihayetinde kadın onunda peşine düşecekti.
Şuan tek yapabileceği, takip edilmediğinden emin olup evine dönmekti. Durumu daha düzgünce analiz etmeden bir karar almamalıydı.
Kadının ustaca savaştığını gördükten sonra ona karşı hiç şansı olmadığını anlamıştı. Etrafına bakındı. Kimseyi göremedi. Takip edilmediğini düşünerek hızlıca evine doğru koşmaya başladı.
Bugün başmeleğin toplantı yapacağı gündü. Bu yüzden eve varınca kapısını iyice kilitledi ve odasına çıkıp yatağına uzandı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..