Ermy ve İreny ağzı açık kalmış bir biçimde şaşkınlardı. Elf kabilesi bile şaşkındı. 

Kimse savaşın bu kadar yıkıcı olacağını beklemiyordu. 

Evet, yıkıcı olacağını düşünüyorlardı fakat bu kadar olacağını kimse beklemiyordu. Her tarafta patlamalar, kan ve yıkım vardı. 

En şaşırtıcı kısım ise Erthyo'nun Rody'yi öldürmesiydi. 

''Nasıl olur!!!' 

''Rody öldü mü? Böylece öldü mü yani? '' 

''Rody'nin daha güçlü olması gerekmez mi? '' 

Herkes şaşkınca konuşmaya başladı. Erthyo'nun Rody'i böyle öldürmesini beklemiyorlardı. En sonunda bir adam bütün bu ortamı bozdu. 

''O Canavar genç neslin en iyisini öldürdü!!'' 

''Evet O Canavar halkımızdan birini öldürdü!!' 

''Yakalayın!!' 

Elfler bir anda oklarını ve silahlarını Erthyo'ya çevirdi. Bazıları Erthyo'nun üstüne atıldı. 

İreny ve Ermy sonunda kendine geldi .Ermy Erthyo'nun yanına gitti, İreny ise halkı yatıştırdı. 

''Bu anlaşmalı bir maçtı, kim ölürse ölsün buna şikâyet edemezlerdi.''(İreny) 

''Anlaşma mı? Şu anlaşmaya bir de ben bakayım.''O sırada bir ses ortamı böldü. İreny'nin yanında bitkiler hareketlendi ve orta yaşlı bir adam ortaya çıktı. Adamın en belirgin özelliği saçlarının yeşil çalılar gibi olmasıydı. 

''Kabile Lideri'' 

''Baba''(İreny) 

İreny'de dahil herkes selam verdi. 

Kabile Lideri Erthyo'ya bakmadan konuştu. 

''Anlaşmayı ver.'' 

''Senin dediğini neden yapmak zorundayım. ''demek istiyordu fakat Adamın Rody'den kat kat güçlü olduğunu biliyordu. Sistemden anlaşmayı çıkardı ve önemsemez bir biçimde yere fırlattı. 

''Ne kabalık''Kabile Lideri baskısını yaydı. Erthyo gibi birisinin kendine böyle bir hakarette bulunabileceğini düşünmüyordu. 

Ancak bu tür baskılar Erthyo'nun soyu nedeniyle pek etkili olmuyordu. Erthyo kaşını bile oynatmadı. 

[Neredeyse Bilge seviyesine girmiş] 

''Eğer düzgün muamele istiyorsan önce düzgün davran''Ermy'nin yardımıyla sahadan ayrılmak için yürümeye başladı 

''Sakin ol baba ''İreny Kabile Liderinin önüne geçti ve sakinleştirmeye çalıştı. 

Hmph 

Kabile Lideri elini salladı ve bir hava akımıyla yerdeki anlaşma kağıdını eline getirdi ve açtı. 

Anlaşmayı, koşulları ve alacaklarını okuduktan sonra alnındaki damarlar fırlamıştı. 

''Ne açgözlülük. Yaptığı hareket ile hayatta kalması bile çok cömertçe, birde seni mi istiyor? '' 

''Söz verdiği eşyayı ve bilgiyi verseniz iyi olur''(Erthyo) 

''Erthyo sen git dinlen. Ben bilgiyi ve eşyayı getireceğim. Tabii diğer isteğin olan ben de geleceğim. 'Yüzü kızarmıştı ve daha başka bir şey söylemeden babasını sakinleştirmeye başladı. 

Erthyo memnun olmuş bir gülümseme ile Ermy ile bir otele doğru gitti. 

Erthyo VİP süitinde bir oda tuttu. Amy/Mia ve Küçük Beyaz ayrılmadan önce ona 5000 altın bırakmıştı. Bunun 1414 altını yemek için gitti ve şimdide VİP süit için 600 altın vermişti. 

''Her şey çok pahalı.'' 

Hızlıca banyo yaptı ve uykuya dalmak için yatağa kendini attı. 

Ermyde Erthyo'dan sonra banyosunu yapmıştı. Islak saçlarını kurularken ayrı bir çekici gözüküyordu. 

Erthyo'nun yanına oturdu. 

Erthyo çaktırmadan Ermy'e bakmaya başladı. Kızın şuaınki su damlacıklarıyla süslenmiş halini görünce tükürüğünü yuttu. Ancak ses çok çıkmış olacak ki Erym gülmeye başladı. 

''Hehe, Büyük Kardeş biraz azgın galiba ''(Ermy) 

''Hoho..Büyük Kardeşin sadece güzelliğin için kelime bulamadı bu kadar. ''(Erthyo) 

''Eğer Büyük Kardeş beni istiyorsa bir şey demem.''(Ermy) 

''Seni gerçekten istiyorum fakat çok yorgunum. Seni tatmin edemem diye korktuğum için bu seferlik gitmene izin veriyorum. 'Unutulmamalıydı, Erthyo hala bakirdi. Soyu onu ne kadar sapık şakalara açık hale getirse de özünü değiştiremezdi.  Bakirin tekiydi. 

Ermy sade açık mavi bir gecelik giydi ve Erthyo'nun yanına yattı. 

''O zaman bugün bana sarılarak kendini affettir.''(Ermy) 

''Zevkle.'' Kollarını Ermy'e sardı ve kendine çekti. Ermy'de kendi kollarını Erthyo'nun beline sardı. 

Erthyo uykuya daldı. 

** 

İyi bir gece uykusundan sonra Erthyo Klaranın sesi ile uyandı. 

[Hey Erthyo, Oi, Oiii Erthyo. Uyan...UYANSANA] 

Son bağırıştan sonra Erthyo hızlıca uyandı. 

''Ha..Ne..Oldu''Salyaları ağzının kenarından akmaya devam ediyordu. 

[Ödülünü vermeye geldim.] 

''Ödülüm mü? Savaşı kazandığım için mi? Ne getirdin? '' 

[Evet savaşı kazandığın için getirdim. Biraz araştırma yaptım ve sana gerekli olan şeyi buldum. Beden geliştirme, ayak tekniği, kılıç tekniği, normal teknikler ya da silah. Sen bunlarda sıkıntı çekmiyorsun. Senin şuan ki en ihtiyacın olan şey bir büyü çemberi yüzden sana büyü çemberi için gerekli olan eşyaları getirdim] 

''Nasıl eşyalar?''Erthyo heyecanlanmaya başlamıştı. 

[İblis Alevin, Ölüm Alevin, Asura Alevin, Nihai alevin ve Kutsal Alevlerin için gerekli olan eşyaları getirdim. Ayrıca bir büyü çemberi için gerekli olan eşyaları getirdim.] 

Sonra önünde eşyalar belirdi. 

Zift siyahı bir kan dolu bir şişe, bir yılan derisi, Örümcek Ölüsü, Beyaz bir alev küresi, Arp ve mavi bir buz. 

Bunların yanında katlanmış bir kâğıt ve bir fırça belirdi. 

Erthyo'nun küresinin içinde hareketlenmeler başladı ancak bu hareketlenme sadece Antik İblisten geliyordu. Diğer iki soy sessizdi. 

[İblis Soyun için olan eşyayı en iyi soyun verebilir diye onun için bir şey getirmedim] 

Antik İblis Erthyo'nun kanlarını toplamaya başladı. Damarlardan ve kalpten gelen saf kanları bir araya getirerek hızlıca arıttı. 

[Antik İblis size bir kan özü veriyor. Bir süre bu işlevini kullanamayacak] 

Erthyo ne yapması gerektiğini biliyormuş gibi parmağını kesti ve koyu-kırmızı bir aura yayan parlak bir kan damlası çıkardı. 

Elinde bir şişe belirdi. 

[Onu hızlıca şişeye koy] 

Erthyo denileni yaptı ve şişeye kan özünü koydu. Kan özünden çıkan aura, şişe tarafından yansıtılıyor ve tekrar kendisi ile birleşiyordu. 

[Yapman gerekenleri anlatıyorum.] 

[Öncelikle kağıdını genişçe aç] 

Erthyo kâğıdı aldı ve açtı. 1 metre kare büyüklüğünde, sarı bir kağıttı. 

[Şimdi fırçayı al ve siyah kana batır] 

Erthyo denileni yapınca bir soru sordu. 

''Ne kanı bu? '' 

[Ejderha] 

''Ejderha mı? Neden? '' 

[Bu evrende Ejderhalar en güçlü yaratıklar değildir fakat mana ile bağı en güçlü ve kolay olan yaratık onlardır. Göksel Tilki bile 2. sırada kalıyor. Çünkü Ejderhaların bedenleri mana ile bağlantı kurabilmek için özel yaratılmıştır] 

''Demek öyle '' 

[Şimdi kâğıdın sınırlarına kadar uzanan bir çember çiz. Her tarafa eşit miktarda kan gitmeli.] 

Erthyo resim konusunda süper yetenekli olmasa da zamanında resimle uğraşmışlığı vardı. Hatta belirli bir seviyeye kadar gelmişti. Bu yüzden eşit miktarda kanı bir daireye dağıtmak kolay değildi, ancak zorda değildi. 

Daireyi çizdi fakat 4/1 kısmını yapınca durdurdu ve fırçayı sildi. Sonra tekrar buladı ve başka bir 4/1 kısım çizdi. 

Bunu iki defa daha yapınca çizdiği çember parlamaya başladı. 

''Bu biraz fazla kolaydı. Neden insanlar çok uzun sürelerce uğraşıyor bu büyü çemberleri için?'' 

[Çünkü eşyaları çembere uygulamak çok zor. Reddetme ihtimalide var o yüzden dikkatli olmak gerekiyor] 

[Bunu boş ver. Şimdi her eşya için birer çember hazırla. Ortalarına da onlardan büyük bir çember çiz] 

Erthyo bunu için ilk orta çemberi çizdi. Diğer 6 çemberide buna uygun oranda eşit büyüklükte yaptı. 

[En zor kısım geldi. Her küçük daireye bir eşya yerleştir. En kolayıyla başlamanı tavsiye ederim, yani arp ile. ] 

Arp için ayrılan kısım en alt çemberdi. Erthyo arpı aldı ve en alt çembere yerleştirdi. 

Ighh 

Çember sanki bir bariyerle korunuyordu. Erthyo ne kadar iterse itsin girmiyordu. 

[Gördün mü? Zorlu kısım bu. Entegre. Ve bu en kolay eşya. ] 

Daha fazla güç uyguladıkça arpta kendini geri atmak için daha fazla uğraşıyordu. 

Igghh 

2 saat sonunda Arpın ucu girmişti ancak çok küçük bir kısmıydı. 

Bir 2 saat geçti ve küçük bir parça daha girdi. 

Saatler böyle geçti ve 3. gün oldu. 

''Fuuu.Fuuu..Fuuu..Bu sonuncu atılış.'' 

Ighhhh 

Arp tamamen daireye girdi. Daireye girince altın ve kutsal bir aura yaydı. 

[Niks'in Altın Arp'ı Büyü çemberinize entegre edildi. Kutsallıkla ilgile olan yetenekler bu çemberi kullanarak hasarları arttırılabilir. En son etkileri görmek için Büyü çemberini tamamlayın] 

[Niks Kutsallığın Tanrısıdır. Ayrıca Ateşte kullanır. Kutsal Ateşler bu çemberde daha güçlüdür] 

''Baya çömertsin.''En zayıf dayanıklılığı olan bile Kutsal Alevlerine bu kadar buff yapmıştı. Tüm buffları daha görmese de Klara çok cömertti. 

[Senin sayende Yöneticiler arasında ilk defa konuşulmaya ve davet edilmeye başlandım. Onun yanında bu hiçbir şey.] 

[Şimdi mavi buzu koy] 

Erthyo buzu eline aldı fakat aldığında eli yandı ve elinden hızlıca buzu attı. 

Eline tekrar baktığında eli kıpkırmızıydı, tuttuğu yerler mor ve bazı yerler siyahtı. Buz yanığını sadece dokununca olmuştu. 

[Sadece dokunmakla buz yanığı oluyorsun. Buna Alevin Dondurucu Buzu denir. Buz Diyarının en iç bölgelerinden alınır. Nihai Alevi geliştireceksen bunun içine soğuk alevde girmelidir. Ayrıca bu çember senin buz ve su elementlerini güçlendirecek.] 

''Sadece 1 tane mi büyü çemberi üretebilirim? '' 

[Hayır her element için üretebilirsin fakat her element için sadece 1 tane üretebilirsin. Bunun asıl olayı. Tek bir çemberde bütün elementleri birleştireceksin, sonra birde elementler için özel çemberler üreteceksin. Böylelikle o elementleri kullanırken 2 büyü çemberi güçlendirmeleriyle saldırabilirsin.] 

''O zaman bu büyük bir power-up'' 

[Power-ne ? ] 

Erthyo buzu tekrar almadı ve şüpheli bir sesle sordu. 

''Onu boş verde sen neden bana bu kadar eşya veriyorsun? '' 

[Doğruyu söylemek zorunda mıyım? ] 

''Evet.'' Kesin bir ses tonuyla konuşmuştu. 

[Üff..İşin aslı sen benim tek şansımsın. Eğer sana kendimi sevdiremezsem ya da seni belirli bir yüksekliğe çıkaramazsam daha fazla yönetici olarak kalamayacağım.] 

''Ne demek oluyor bu? '' 

[Ben en düşük seviye Yöneticiyim. Bizim gibi yöneticiler sadece Çıraklığa ilk geçen kişileri bir süre eğitebilir. Daha sonra daha yüksek seviye yöneticiler kişileri elimizden alır fakat bu iki tarafın rızası ile yapılır.] 

[Ayrıca bizim görevimiz bir kişiyi en azından BüyükUsta seviyesine getirmektir fakat elimizden alınırlarsa bu seviyeye getirmek imkânsız oluyor. Bu oluncada Yöneticilikten atılıyoruz. Benim baktığım birkaç kişi vardı fakat onları BüyükUsta seviyesine getiremedim, bazılarıda elimden alındı.Sen benim son şansımsın.] 

''Anladım. Tamam, seni bırakmayacağım.'' 

[Gerçekten mi? Hmhp, Bunu söylesende ileride beni bırakıp bırakmayacağın kesin değil bu yüzden önündeki çembere bak]  

Başta sesi sevinçli çıksa da sonradan bu sevinç çöktü. Daha önce böyle bir söz alıp, bozulduğu belliydi. 

Erthyo elinin için alevler ile ısıttı ve tekrar buzu eline aldı. 

Tss 

Yakma hissi hala oradaydı fakat biraz daha azdı.Erthyo dişini sıktı ve buzu diğer daireye koymaya başladı. 

1 gün 

2 gün 

3 gün 

.. 

7.günde Erthyo buzu çembere koyabildi. Fakat koyduğunda iki  eli de mosmordu. 

[Alevin Dondurucu Buzu büyü çemberine eklendi. Soğuk Alevler daha da güçlenecek. Buz ve Su elementleri ile yapılan saldırılar daha güçlenecek.En son etkileri görmek için Büyü çemberini tamamlayın]