Benim İsmim Sakura Yui.
Japonyada büyük bir ailenin tek kızıyım.
Ailem Japonyanın en büyük ailesidir.Tüm aileler bize haraç verir ya da bizle ilişki kurmaya çalışırdı.
Ailem ben 11 yaşındayken beni hanımefendiliği öğrenmem için Amerikaya gönderdi.Ayrıca 16 yaşında geri döndüğümde Japon hanımlığını öğrenmem için eğitimden geçtim.
Bu sıradaki en sevdiğim zamanlar Kılıç eğitimim ile fantastik romanlar okumaktı.İsekailer,büyülü dünyalar,kılıçların ve büyülerin sözü geçtiği dünyalar favorimdi.
Ancak böyle birşeyin hiç var olmayacağını düşünüyordum
Ta ki O gün gelene kadar.Dünyanın üstünde bir cisim belirdi.Dünyanın 2-3 katı büyüklüğündeydi.
Ordu,Ülkeler ve Bilim adamları hergün harıl harıl araştırma yapmaya ve iletişim kurmaya çalıştılar.Gönderilen uçaklar hiç geri dönemedi ve bilgide alınamadı.
Ailemiz Japonyanın kaynaklarının %75'ini elinde bulunduruyordu.Hatta Başkan bile bizim seçtiğimiz kişi oluyordu.
Bir gün amerikada bir toplantı düzenlendi.Toplantının konusu bu dünyaya nasıl yaklaşmalıyızdı.
Ancak toplantının ortasında diğer dünyadan insanlar belirmiş,hatta babam anlık olarak elini silahın atmış fakat gelen kişilerden birisi elini sallamasıyla onu yerine mıhlamıştı.
Bundan sonra canlı yayın oldu ve tartışmalar başladı.
Bize bir teklifle gelmişlerdi.Diğer dünyaya bizi taşıyacaklar ve orada güvenliğimizi sağlayacaklardı.Ancak çoğu kişi buna bir süre karşı çıktı.
7 Milyar insanı bir ülkenin barındırması saçma gelmişti.
Ancak bir süre sonra pişman oldular.Çünkü bilinmeye yaratıklar ortaya çıktı,bazı adalar okyanusun altını boyladı,bazıları yarıldı,hatta birkaç ada ana karayla birleşti ve binlerce insan öldü.
Bundan sonra kabul etmeye karar verdiler.
Zaman geçti ve ışınlanma zamanı geldi.Her ülke için bir ışınlanma portalı kurdular.
Bilim adamları çıldırmanın eşiğindeydi.Uzayda yolculuk yapmasını sağlayan bir portal insanlık için uzak hatta dokunulamayacak bir uzaklıktaydı.
Bazı bilim adamları günlerce,zaman sınırına kadar portalın başında yattı ve portalı inceledi.
Bunların benimle ilgisi olmadığı için ilk grupla beraber portala girdim.
Portal bizi Büyü Krallığı denilen bir ülkeye götürdü.
Bizi oranın prensesi.Yarı ejderha olan kızıl saçlı bir kadın karşıladı.Bir Model kadar güzeldi.
Ejderhaların bu dünyada olup olmadıklarını merak ediyorum.
Bu dünyada Stat diye bir şeyin olduğunu öğrendim.Statlar biz insanların genel durumunu sayılara yansıtan bir pence idi.
Hızlıca Statlarımı açtım
İsim:Sakura Yui.
Irk:İnsan
Seviye:1
Güç:15
Hız:20
Dayanıklılık:14
Zeka:20
Ruh:170
Hiss:12
Yatkınlıklar;:Hava,Su
Yetenekler:Ruh Ortaklığı(Ortak:Yok)Dil,Değerlendirme,Kılıç Ustalığı (Sv:4),Katana Ustalığı (Sv.6)
Prensese Ruh Ortaklığını ne olduğunu sorduğumda bana şaşkın bir şekilde baktı ve bana olayı anlattı.
Daha sonra herkes kendi statlarını söyledi ve grubumuz 35 tane Ruh Ortağının olduğunu öğrendim.
Bundan sonra bize kalıcağımız yerleri ayarladılar.Özellikle Ruh Ortaklarını yanlarında tutmak istiyor gibiydiler.
Ben kendimi eğitime verdi.Yeni dünyanın fantastik olaylarına kendimi kaptırmıştım.Ancak kılıç eğtimini unutmuyordum.
Aslında Ateşe yatkınlığımın olmasını isterdim.Çünkü Ailemin Ateşin Ahengi isimli bir Antik Kılıç sanatı vardı.
Bu kılıç sanatı eski zamanlardan kalmış bir sanattı ve kılıcın ateşle uyumlu bir şekile kullanımını anlatıyordu.
Bunu prensese sorduğumda 10.seviyede küre genilemeye yapılacağını ve ateş elementini kazanbileceğimi öğrendim.
Bir süre sonra Ortağımla anlaşma yaptım.Ortağım bir Kılıç Ruhuydu.Kılıca dönüşebilen bir insan ruhu.Hatta bu ruh Kraliyet Ailesinden bir Katana Ruhuydu.Tam bana göre.
Zaman hızlıca geçti ve prensesle iyi arkadaş olduk.Hatta diğer ülkelerin prensesleri ile bile arkadaş olduk.Ancak Kılıç Ülkesinin prensesini hiç bir yerde görememiştim.Bunu sorduğumda aldığım cevap şuydu.
''O kızın ailesi çok baskıcı.Sürekli eğitim görmesi gerekiyor.Fakat son zamanlarda bir erkekle konuştuğunu duydum.Sürekli yanındaymış.Bizim temkinli kız aşık mı oldu acaba ? ''
Öğrendiğim bilgilere göre Kılıç ülkesinin prensesi aslında ailesi gibi kılıç öğrenmek istiyormuş fakat ailesi onu azize olmaya zorluyorlarmış.En sonunda ise bir erkek ile tanışmış ve kendi yolunda yürümeye başlamış
Aslında onu kıskanmadım değil.Bende kendim gibi olabileceğim,yanında kendim gibi olabileceğim bir erkek olmasını isterdim.
Ancak bunları bir süre sonra boşverdim.Neden mi ? Çünkü çok meşguldüm.
6 Ülke bir araya geldi ve bize yeni bir Ülke kurmak için izin verdiler.
Japonya en hızlı gelişen ülke olduğu için bu yeni Ülkeyi yöneten kişiler olmayı ezici bir üstünlükle sağladılar.
Bende bu ülkenin prensesi olarak, 5 ay boyunca acı bir eğitime girdim.Bir prenses yetenekli,bilgili,zarif ahlaklı,her şeyi düşünebilen,herzaman kahramanın yanında olan vb. gibi görevleri olan bir kişiydi.Bu eğitimler o kadar sıkıydı ki diğer prenseslerle zaman geçiremiyordum.
En sonunda 100.seviyeyi aştım ve lig sistemine girdim.Hızlıca Usta-Düşük seviyesine girdim ve yan büyü çemberimi ürettim.
Ancak bir Usta olarak mana ruhum yoktu.Seviye olarak Usta-Düşük seviyesinde olsamda güç olarak yanına bile yaklaşamıyordum.Çünkü Mana ruhsuz bir Usta olamazdı.
Öğrendikki Kılıç Ülkesinin prensesi Mira bugün Mana ruhunu üretmek için bir Ruh ile anlaşma yapmaya gidiyormuş.Prenseslerde beni onla tanıştırmak ve zaman geçirebilmek için Ruhlar Diyarına götürmeye karar verdiler.
Yolda birbirimizle konuşarak ve şovalyeler tarafından korunarak ilerliyordukki.Bir Şeytan Birliğine denk geldik.
Gördükleri gibi bize saldırdılar.
Ancak Tüccar ülkesinin prensesi sayesinde çabucak toplandık ve savunmaya geçtik.
Fakat yenemiyorduk.Çünkü bizden sayı olarak üstünlerdi.Bu farkta güçleri ile birleşince bizi bastırmaya başladılar.
O sırada bir araç yanımızdan geçmeye başladı.Sadece seslerini duyuyordum.Savaşın içinde dikkatimi oraya veremezdim.
Bir süre sonra bir ses bütün ciddiyeti bozdu ve herkesin oraya bakmasını sağladı.
''Bu da ne ? Bölüm sonu bossumu ? ''
Tüm herkes,Şeytanlarda dahil ona döndük.Kızıl saçları beline kadar uzanan bir erkekti.Garip bir şekilde kırmızı gözleri vardı.Kaslı vücuduna giydiği giysi tam oturmuştu.Yakışıklı yüzü bu tabloyu tamamlıyordu.Belinde bir katana asılıydı.
Sadece duruşu bile bir katana ustası olduğunu gösteriyordu.
Bundan sonra ondan yardım istedik.
Birşey düşünüyormuş gibi durdu ve ayağını kaldırıp yana eğdi.Sonra gözleri odağını kaybetti.
Bir süre sonra tekrar harekete geçti.
Arkadan Tartışılmayacak bir güzellikte olan 3 kız geldi.Bir Elf, ve iki yarı insan.Normal insanların manasından daha garip bir manaya sahiptiler.
Erkek onlara birşeyler söyledikten sonra hücuma geçti.
Arkadaki Elf kız ve siyah saçlı kız arka gruba giderek ok atmaya başladı.Okları tam isabet tutarak birkaç Şeytanı düşürüyordu.
Kırmızı saçlı yarı-insan kız .Kılıç Ruhumun söylediğinie göre bu kız daha önce görmediği bir soya sahip Ruh Ortağıymış.Dönüştü ve Grubun en güçlüsü olan Büyü Prensesine yardıma gitti.
Ben ise gözlerimi savaşta tutarken bir yandanda adama bakıyordum.
Daha kılıcını çıkartmadan büyü çemberini çağırdı ve Koyu kırmızı ve Gri alevlerden oluşmuş Ejderhalarla arkadaki gruba saldırdı.
Devin yumruğundan atladı ve kafasına doğru koşmaya başladı.
2 Şeytan ona saldırdı.Bir anda arkasında 5 kuyruk çıktı ve Şeytanlardan bir tanesini tuttu ve yanından Kırmızı bir gaz üfleyen kurta fırlattı.Şeytan gaz yüzünden erimeye başladı.
Ancak bunu yaptıktan sonra diğer Şeytan anında arkasında belirdi ve pençeleriyle belinden büyük bir et parçası kopardı.
Acımış Olmalı.Hemde çok
Şeytan adamı kışkırtacak hareketler söyledi ve elindeki eti yemeye başladı.
Adam bağırdı.Fakat bu acıdan değil sinirden doğan bir bağırıştı.
''''Senin gibi değersiz bir şeytan bana böyle bir hareket yapmaya cürret ediyor.''
Adamın gözleri kırmızıya döndü.Üstünden yakındaki Şeytanları ürküten bir aura yaymaya başladı.
Önündeki İnsan-Şeytanda titremeye başladı.
Crack.
Şeytandan sesler geldi ve adamı kesen eli büyüdü.Eli neredeyse beli kadar büyük olmuştu.Ağzı ise 2 katına çıkmıştı
Bu değişimi geçirdikten sonra titremesi kesildi.
Adam üstündeki devi daha fazla önemsemedi ve devi tekmeleyerek kendine destek sağladı ve Şeytana atıldı.
Şeytan adamın geldiğini görünce küçümseyen bir bakış attı.Yumruğunu kaldırdığında hızlıca bağırdım.
''Dikkat.''
Ancak adam yumruğu önemsemedi ve kılıcını tuttu.Kılıcı bir saniye sonra diğer taraftaydı.
''Ne ! ''
Kılıcı diğer tarafa geçtiğinde koca kol 3 dilim olmuştu.Hayatımda böyle bir teknik görmemiştim.
Adam Şeytanı tekmeledi ve yere düşürdü.Sonra üstüne atladı.
Şeytan korkmuş gibi ormana kaçtı.Adam ise peşinden takibe geçti.
(İleride böyle bölümler atmamı ister misiniz ? Yani bazı olayları diğerlerinin bakış açısından.Yorumlarda yazın)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..