213. Bölüm: Doğal Düzen

avatar
989 12

İnatçı Yükselen - 213. Bölüm: Doğal Düzen


E.N: Küçük bir toplu. Afiyet olsun.


Üçüncü dönüm diğerlerinden daha önemliydi. Bunun sebebi aynı zamanda hapın 9 Yıldız Seviyeli Tam Yıldız Hapı olmasıydı.


Tam Yıldız Hapı yıldız seviyeli hapların zirvesindeydi. Normalde olan Yarım-Üst seviyesi bu hap seviyesinde bulunmuyordu. Bir hap Tam Yıldız Hapından, Ay Oluşumu Hapına geçecek olursa tam bir dönüşüm geçirmesi gerekiyordu. Yarım-Ay Oluşumu Hapı olamazdı.


Bu yüzden 9. Yıldız en önemli yıldızdı.


Erthyo kenardan birkaç bitki aldı. Elindeki bitkiler sırasıyla, kemik, damar, meridyen, kas, et ve ten sertleştirmek için kullanılan bitkilerdi.


15 Bitkiden oluşan bu aşamada, 6 sertleştirme için 6 bitki, 6 organ için (kalp, akciğerler, böbrekler, mide, ve son 3'ü ise beyin, kemik iliği ve geri kalan organlar idi.


Erthyo bitkileri anında atmadı. Qian'a güvense de, bu güven soy birleşimi ile artmıştı, ancak yine de atmadı. Bunun sebebi ruhunu anında bu kadar çok şeyi kontrol etmek için fazlasıyla bölmek aksaklık yaratabilirdi. Bu da hap yapımında kusur ortaya çıkarabilirdi.


Erthyo bitkilerin hepsini hap ocağına attı. Böylelikle bitkileri tek bir zihinle kontrol edebilecek ve arıtabilecekti.


Qian altı bitki atılınca irkildi ancak hızlıca odağını topladı ve işe koyuldu. Ancak bir süre odaklandıktan sonra bunda bir sıkıntı olmadığını ve zihnini bölüp hepsini bir bir kontrol etmesine gerek olmadığını gördü. Bunun yerine sadece hap kazanına ve içindekilere odaklanması ve altı bitkiye tek bir zihin bölünmesiyle uğraşması gerektiğini gördü.


Dikkatini dağıtmadan çalışmaya devam etti.


Saydam alevler hap ocağını sardı ve içindeki havayı sıkıştırarak bitkileri iki taraflı bir yıkımla arıtmaya başladı. Bitkiler çıtırtılar eşliğinde yok oldu ve geriye sadece renkli tıbbi özlerini bıraktılar.


Qian alevlerin gücünü yükseltti ve tıbbi özlerin içindeki kirlilikleri arıttı. Tıbbi özler giderek daha parlak ve saydam hale geldi. Ayrıca hafif bir koku hap ocağından çıkarak burunlarını doldurdu ancak burada durmadı.


Manasını aktardı, yıldızın dış hatları ortaya çıktığında durdu ve kenara çekildi.


Erthyo sırasının geldiğini gördüğünde mızrak niyetini harekete geçirdi ve hap ocağına yönlendirdi. Hap ocağının içindeki birleşmiş tıbbi sıvılar ve 6 yıldızı hareketlendirdi. Üstte birikmiş olan tıbbi sıvıyı ve yeni oluşan yıldızları da harekete geçirdi ve birleştirmeye başladı.


2. dönüm noktasında birleştirmeye çalıştığından daha güçlü bir itiş kuvveti iki tıbbi sıvı ve yıldızı birbiriyle birleşmesini engellemeye başladı. Önceki iki aynı kutbun birbirine girmeye çalıştığında oluşan itiş kuvveti gibi zor fakat başarılabilecek bir şey ise, şu anki itişi kuvveti aralarında demirden direkle, yatay bir şekilde midelerinden bastırılmış ve birbirlerine yaklaşmayı imkânsızlaştıran bir kuvvetti.


Birleşmelerine imkân yokmuş gibiydi.


Ancak Erthyo pes etmedi. Mızrak Kalbini devreye soktuğunda bu kuvvet gücünü kaybetti fakat yine de birbirlerine geçmeleri ve yaklaşmaları imkânsız gibiydi.


Erthyo böyle devam ederse bir şey yapamayacağını biliyordu. Bunun için farklı bir yol kullanmaya karar verdi.


Alttaki tıbbi sıvıları tamamen görmezden geldi ve tüm gücüyle üstteki tıbbi sıvı birikintisini itmeye başladı. Şaşırtıcı bir şekilde işe yaramış gibiydi, giderek daha da yaklaştılar. 5 saatin sonunda birleşmekten başka bir şey yapamadılar.


''Boca et!'' Qian, Erthyo'dan işareti aldığında önceki sefer gibi manasını rastgele boca etmeye başladı. Ta ki Erthyo ''dur!'' diyesiye kadar. Manasının %50'sinin gittiğini ve geriye sadece %20 manasının kaldığını görünce yüksek seviyeli bir mana yenileme hapı ve enerji yenileme hapı aldı.


Göz kamaştırıcı bir ışık tüm mağarayı doldurdu. Erthyo ve Qian gözlerini istemsizce kapattı, tekrara açtıklarında 9 yıldızın tıbbi sıvının içinde oluştuğunu gördüler.


Qian'ın manası havada süzüldü ve geri kalan 3 yıldızı oluşturmak için tıbbi sıvının içine girdi. Üç yıldız sonunda oluştu ve dokuz yıldız yavaşça bir döngüde dönmeye başladı. Aynı zamanda tıbbi sıvı kendiliğinden hareket ederek küçük bir hap formuna gelmek için hareket ettiler.


''Hızlı olmam gerekiyor anlaşılan, hap kendiliğinden oluşuyor.'' Erthyo mızrağını çağırmak için elini salladı. Odanın kenarındaki mızrak kendiliğinden uçtu ve Erthyo'nun eline indi.


''Git ve ayı getir. Biraz dinlendikten sonra tekrar geri gelmen gerekiyor.'' Erthyo başka bir şey söylemeden işine odaklanmaya devam etti. Qian ise Soy Birleşimi ile hızlıca mızrağın içine girerek Kanlı Ay'ı getirmek için uğraşmaya başladı.


''Sizce nasıl halledecek? Başarılı olabilecek mi?'' Antik Hükümdar milyon yıllardan fazla yaşamış biriydi, sürekli gelişmekle uğraşırken bir sürü şeyler uğraşmıştı ve buna kader okuma da dahildi. Burada kaderini okumaya karar vermiş ve bunun %50/50 bir ihtimalle başarılı olabileceğini görmüştü.


''Bence başarılı olacaktır. Kararlılığını buradan bile hissedebiliyorum. Ölüm Girdabında yaptıklarını gördükten sonra başarılı olma ihtimali çok yüksek. Ancak Doğal Düzeni nasıl halledeceğini çok merak ediyorum.'' Göksel Tilki garip bir kelime söylerken, ilerleyen zamanları görmek için can attığını gösteren bir yüz ifadesiyle Erthyo'ya baktı.


''Eğer Doğal Düzen ile başarılı bir şekilde baş edebilirse düzen yasalarında küçük bir atılım yapmış olacaktır. Bunun sayesinde bir tane mühür açabilir. Eğer şanslıysa iki tane.'' Yeraltı Yılanı yüzünde zaten başarılı olacakmış gibi bir gülümsemeyle konuştu.


''Doğal düzen karmaşıktır ancak büyük yararları da vardır. Eğer başarılı olursa bir sürü yarar kazanacaktır.'' Liss basit bir açıklama yaptı. Fakat bu açıklama oradaki herkesin söylemek istediği şeyi işaret ediyordu.


Erthyo onları duymadı ve kendini işine odakladı. Şu anda formunu almasını yavaşlatmak için elinden geleni yapıyordu, ilk defa hap yaptığı için bu kadar hızlı hap formu alabileceğini düşünmemişti. Eğer şu anda bırakırsa 1 dakika içinde hap formunu alabileceğini biliyordu, bu yüzden mızrak niyetini kullandı ve tüm parçaları küçük mızraklara çevirerek hap formunu almasına engel oldu.


Ancak hap buna rağmen yüksek hızda ilerlemeye devam ediyordu.


Erthyo hızlıca bir fikir düşündü. Mızraklardan birini yönetti ve yıldızlardan birini alarak onu daha uzağa çekti. Normal zamanlarda bunu daha ilerisine gitmek hapın formunu bozardı ancak Erthyo fazla ileri götürmedi, yıldızı anında bıraktı.


Sonuçları da beklediği gibi oldu, tıbbi öz birleşimi titredi ve birleşmesi yavaşladı, aynı zamanda belirli bir hızda yıldız geri hareket etmeye ve diğer yıldızlarla buluşmak için geri dönmeye başladı.


Birkaç dakika sonunda geri geldiğinde hapın oluşma hızı tekrar arttı. Ancak Erthyo başka bir yıldızı alıp aynı hareketi yaptığında milisaniye bile geçmemişti.


Erthyo'nun çarpıcı fikrini gören üç üstün soy kafalarını takdir edercesine salladı. Çünkü yaptığı yanlış bir şey değildi ve hapa hiç zarar vermiyordu. Ayrıca üst evrenlerde böyle yavaşlatmalar her zaman olurdu.


Bu yöntem yardımıyla ses frekanslarına sahip ve ses yasalarına, dalga yasalarına çalışan kişiler için özel haplar bile yapılabilirdi, hatta daha fazlası bile yapılması mümkündü ancak Erthyo şu anda en basit yöntemi olanı, yani hapın şekil almasını yavaşlatmak için kullanıyordu.


Bir saat daha hızlıca geçti. Sonunda mızrak hafifçe titredi, titreme giderek büyüdü ve portal açıldı. Portal tüm odayı kaplayacak kadar büyüdü.


Qian portalın içinden çıktı ve etrafa baktı. Erthyo'nun hap ile uğraştığını ve hapın oluşumunu engellediğini gördüğünde rahat bir nefes verdi. İçtiği mana yenileme ve enerji yenileme haplarının etkisi bedenine yayılması için biraz vakit geçirmesi gerekiyordu. Bu yüzden Erthyo'nun emirlerine uyup meditasyona oturmuştu.


Ancak bunu yaparken zihninde hep geç kalabileceği ve başarısız olacaklarına dair korku vardı. BU yüzden %80 manası yenilendiğinde daha fazla beklemedi ve Kanlı Ayı manası ile sarıp desteklerken portaldan geçmek için hareketlendi.


Neyse ki geç kalmadım...


Zihninde bu düşüncelerle Erthyo'dan onay almak için bekledi.


''Getir ve bundan sonra sadece ateşe ve hapın içindeki safsızlıklara odaklan.''


Qian kafasını salladı, arkasına dönmeden elini hafifçe oynattı. Bunu yaptığında portalın içinden kanlı bir ay çıkmaya başladı. Önceki seferde olduğu gibi kasvet, katliam, vahşet gibi duygular yayılmadı. Sadece kan kokusu ve öldürme niyeti yayıyordu.


Qian Erthyo'nun diğer duygularla işi olmadığını sadece kan ve öldürme niyetiyle işi olduğu biliyordu. Bu yüzden gelmeden önce diğer duyguları silmek için Altın Ejderhadan yardım istemişti.


Erthyo kanlı ayı gördüğünde ilerledi ve onu tuttu. Ardından arkasını döndü ve ağır adımlarla onu hapa yaklaştırdı. Hapa doğru attığı her adımda yerde bir iz çıktı, ilerlediği her saniye kollarındaki kemikler ve eklemlerin tıkırtısı duyuluyordu ve bu ne kadar ağır olduğunu gösteriyordu.


Erthyo Kanlı Ayı Hapa doğru fırlatmadı. Ellerini arkasında tuttu, mızrak niyetini yönlendirdi ve yavaşça itti. Havada Kanlı Ayın üstündeki havanın dağılmaması için Qian'ın manası ile özenle çalıştı ve bir olarak tuttu.


Vhoşş!!


Kanlı Ay mana ile desteklenmeye devam ederken havada süzüldü. Yaklaştıktan bir süre sonra kendiliğinden harekete geçti ve yıldızların arkasındaki yerini aldı. Ancak bu olduğunda garip bir fenomen gerçekleşti.


Yıldızlar serbestçe hareket etmeye başladı. Erthyo'nun yaptığı gibi belirli bir rotada değildi, kendiliğinden rastgele yerlere yerleşmeye çalışıyorlardı. Ancak bu olduğunda tıbbi sıvı şiddetle titredi, dağılmaya yakın gibi görünüyordu.


Bunu gören Qian ve Erthyo soğuk terler döktü. Hızlıca hareket ederken mükemmel bir kombine hareket gösterdiler. Qian 4 yıldızı tutarken, Erthyo 5 yıldızı mızrak niyetiyle sabitledi. Hareketler çalışılmamıştı fakat sanki yıllardır aynı şeyi yapıyorlarmış gibi doğaldı.


Erthyo mızrak niyetiyle yıldızları tutarken bu fenomenin neden gerçekleştiğini merak etti. Ayrıca göğe doğru küfrediyordu.


''Gökler neden benim bu hapı yapmamı istemiyor?'' Önce hap zamanının sınırını öğrendi ve acele hareket etmek için Ay Kırılımı seviyesine kadar bilgi özümsedi, ardından bunu başaramayacağını öğrenerek en dibe düştü. Ardından bir umut yakaladı fakat iki kere hayatını tehlikeye atarak ölümün dibinde gezdi.


Son olarak tam hapı yapmaya başladıklarında bir kere başarısız oldu ve şimdi de hap yok olmak üzereydi. Nasıl üzgün olmasın? Nasıl isyan etmesin?


İsyan etse bile elinden geldiğince durdurmaya çalıştı fakat yıldızlar ona giderek daha güçlü bir halde saldırıyordu, birinin onların gitmesine engel olmaya çalıştığını anlamış gibi çılgınca titremeye başladı.


Erthyo ne yapacağını düşünmeye başladı. Bunu durdurması gerekiyordu yoksa hap dağılacaktı. Yıldızları tutması için verdiği güç giderek artıyordu, mızrak niyeti sonsuz olsa da bir anda çok fazla kullanımı kusurlu mızrak kalbine zarar verebilirdi. Bu yüzden elinden geldiğince hızlı olması gerekiyordu.


Yapmalı mıyım......?


Erthyo tutmak için elinden geleni yaparken zihni hafifçe titredi, yıldızlara ve aya bakarken gözlerinin parlaklığı giderek azaldı ve sonunda gözleri boş kaldı. Birkaç saniye sonunda geri gelse de bir anlayışa varmış gibi elini Qian'ın omzuna koydu.


''Bırak gitsin.'' Erthyo yıldızları tutan mızrakları geri çekerken Qian'a söyledi. Qian başta tereddüt etse de ona karşı gelmedi ve manasını serbest bıraktı.


Yıldızlar serbest kaldıklarında, sevinçle titredi. Bir daha yakalanmamak için hızlarını arttırarak rastgele bir şekilde dağıldılar ancak güneşin en az 3 metre yakınında olmaya dikkat ettiler.


Plep


Garip bir sesle tüm tıbbi sıvı dağıldı ve yere düştü. Qian tüm uğraşlarının boşa gittiğinde kalbinde keskin bir acı hissetti. Dudaklarını ısırırken Erthyo'nun acısını hafifletmek için ona sarılmak için döndü.


Ancak bunu yaptığında Erthyo'nun yüzünde hafif bir gülümseme gördü. Sanki böyle bir şey bekliyormuş gibiydi.


''Kocacım...'' Qian konuşmasını bitiremeden bir ''ding'' sesi duydu. Odadaki tüm mana titredi ve belli bir düzene göre akmaya başladı, ayrıca uzay yasaları, toprak yasaları, sertlik yasaları gibi küçüklü, büyüklü yasalar belirli bir düzene göre akmaya başladı.


Qian şaşkınlıkla odanın ortasına baktı. Kızıl Ay kendi halinde dönmeye başlamıştı, yıldızlar ise hafif bir parlaklık veriyor ve oldukları yerde duruyorlardı. Odanın içindeki taşlar ve tozlar belirli bir rotaya göre aynı etrafında dönmeye başladı.


Ardından yerdeki dökülmüş tıbbi sıvı harekete etti. Yerden yukarı kalkarak eski konumuna geçti ve yavaşça hap haline gelmeye devam etti.


Daha bitmemişti, gökyüzündeki mana kendiliğinden harekete geçerek Hapa akmaya başladı. Ay daha parlak hale gelirken hapın içindeki kirlilikler silinmeye başladı. Ter temiz, 0 kirliliği ulaştığında değişim geçirdi. Hap daha yoğun olurken rengârenk dokusu tamamen süt beyazına döndü.


Süt haline gelmesiyle içine dolan mana yüzünden kirliliklerle birleşmesi bir oldu. Şu anki rengi gri renkli bir süt gibiydi ancak Qian'ın saydam alevleri ile saniye saniye gri renkler silinerek daha açık renkli bir beyazlık kazanıyordu.


Yıldızlar yerlerinde mana akımı yüzünden daha parlak hale geldiler. Kanlı Ay öldürme niyeti ve kan kokusunu her yere yaydı. Yıldızlar bu niyet ve kan kokusuyla rezonansa girerek aralarında mana çizgileri oluşturdu.


İşte o anda Qian görebildi. Tüm yıldızların düzensiz durmasına rağmen doğal bir düzen içinde ayın etrafında şekillendiğini görebildi. Tüm yıldızlar evrenin düzeni gibi görünen bir şekilde duruyorlardı. Qian bunun çok güzel ve hoş olduğunu düşündü.


''Ko-Kocacım bu neydi?'' Görüntüden etkilense de şaşırmıştı ve kendini sormaktan alıkoyamadı. Sonuçta hapın başarısız olduğunu görmüştü.


''Sanırım buna doğal düzen deniyor. Evrenin kendisinde varolan bir düzen, yıldızlar asla insanların isteğine göre durmaz, bir ay asla dönmeden durmaz ya da çevresindeki yıldızları ve dünyaları etkilemeden durmaz. Ama hâlâ eksik.''


''Eksik?'' Qian bunda bir eksiklik göremedi. Tüm görüntü mükemmel bir tablo gibiydi, tek bir kusur bile yoktu.


''Evet, eksik. Güneşi yerleştirmemiz gerekiyor. Böylelikle daha eksiksiz olacak, gerçi etrafında dönebileceği bir dünya yok ama olsun. Yine de kendi içinde küçük mükemmellik elde edecektir, ki bu hapı oluşturmak için yeterli.'' Erthyo eline bakarken konuştu.


Yıldızları engellemeye çalışırken içindeki yıldızlı mana titremiş ve ağlamıştı. Sanki ona karşı koymamasını, onları bırakmasını gerektiğini söylüyormuş gibiydi. Erthyo evrenin içinden gelen bir şeyin kötü bir amacı olmadığını düşündüğü için istediğini yapmıştı. Ancak bir sorun daha vardı, içinde duran yıldızlı mana çıkmak istiyor gibiydi. Bu mükemmellik ile bir olmak istiyormuş gibi hissetti.


Antik Hükümdar Erthyo'ya baktı, sorununu tek bakışta anladı.


''Çıkmasına izin vermelisin, bu sana çok yarar sağlayacaktır. Mührü kontrol etmene izin veriyorum.'' Normal zamanda olsa buna izin vermezdi ancak hapın son halini görmek istiyordu.


Erthyo kafasını salladı ve manasının bulunduğu mührü devre dışın bıraktı. İçinden çıkan mor yıldızlı mana çıktığı anda tekrar kapattı.


[Erthyo...]


Ancak bu tek saniye Klara'nın sesini duymasına yeterliydi.


''Özür dilerim Klara fakat şu anda bu işe odaklanmam gerekiyor.'' Yıldızlı mana o konuşurken içinden çıkarak hapa doğru hücum etti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr