248. Bölüm: Dâhi Yeşil Ejderha

avatar
902 10

İnatçı Yükselen - 248. Bölüm: Dâhi Yeşil Ejderha


(Yeni bir sistem türü deniyorum. Bundan sonra sistem mesajlarını (konuşma olmadığı sürece, Klara vb. Yöneticilerle) böyle kullanayım mı? Yoksa eskisi gibi '' '' içinde devam mı?)  

Erthyo sabah uyandığında önünde kırmızı yazılar gördü. Kırmızı yazı dün gördüğü sayıların yanında yüzüyordu. Ayrıca mavi yazılarda vardı ve bu da mavi sayılarla beraber havada yüzüyordu.

22.400

Nefret belirlenen sınırı defalarca geçti. Alamet uygulanacaktır. Etkisi X10

Uygulanacak Alamet: Canavar Seli

 

 

1000

Size bir şeyler göndermek isteyenlerin sayısı bir sınıra dayandı.

Ödül Verilecektir

Ödül: Tam 2 Orta Mana Taşı.

 

 

Erthyo hızlıca bilgileri işledi ve diğer sayıları aradı. Ancak burada göremedi. Küçük açıklıktan dışarı baktığında sayının 7554’e kaldığını gördü. Erthyo bunun ona bir şey vermesi için on bine tamamlanması gerektiğini düşündü.

 

Kızları kaldırmadan yataktan kalktı. Önündeki pencerelere yürüdü ve diğer yazılardan daha koyu kırmızı olan ‘’Canavar Seli’’ yazısına dokundu.

 

Canavar Seli: Canavarlardan bazıları bazen fazla mana özümser ve evrim geçirir. Evrimin sonucunda ise zeka kazanırlar ve bilgiyi öğrenmeye başlarlar. Sonunda taktiksel bir lider olma yolunda ilerleyerek onlara yıllarca zülm etmiş canlılara, yani insanlara saldırmak için canavarları yönetirler. Buna Canavar Baskını denir.

 

Canavar Baskınının bir üstünde Canavar Koşusu vardır, onun üstünde Canavar Akını, onun üstünde ise Canavar Seli.

 

Canavar Seli Afet seviyesinde bir seldir. Eğer düzgün ele alınmazsa ülkeleri bile devirebilir.

 

Not: Kişinin üzerine yerleştirilen işaret onları çekecek koku yayıyor.

Erthyo bunu görünce gülmek istedi. Topluluğun, özellikte erkeklerin nefretini hafife almıştı. Erkekler kıskandığında, konu kadın ise çok çılgın olabilirlerdi.

 

Erthyo alametin genel sebebinin kendisi olduğunu düşünüyordu. Belki de tüm alamet kendine geliyordu ve diğer kişileri devre dışı bırakmıştı ya da o kadar gözü dönmüş durumdaydılar ki kıskandıkları kadınları ölüme sürüklemeyi göze almışlardı.

 

Erthyo başka bir olasılık daha düşündü fakat dışarıdaki adamların o kadar zeki olamayacağını düşünüyordu. Bu yüzden anında bu fikri kafasından attı.

 

Erthyo harekete geçmeden önce diğerleriyle konuşmaya karar verdi.

 

‘’Hey! Aptal sunucu. Bana zamanı yazmamışsın, işini düzgün yap.’’ Erthyo dışarı çıktı ve gökyüzüne doğru konuştu.

 

Ortam bir süre sessiz kaldı fakat fazla zaman geçmeden önünde görünen ekranda değişiklikler oldu.

 

Canavar Seli: Canavarlardan bazıları bazen fazla mana özümser ve evrim geçirir. Evrimin sonucunda ise zekâ kazanırlar ve bilgiyi öğrenmeye başlarlar. Sonunda taktiksel bir lider olma yolunda ilerleyerek onlara yıllarca zulüm etmiş canlılara, yani insanlara saldırmak için canavarları yönetirler. Buna Canavar Baskını denir.

 

Canavar Baskınının bir üstünde Canavar Koşusu vardır, onun üstünde Canavar Akını, onun üstünde ise Canavar Seli.

 

Canavar Seli Afet seviyesinde bir seldir. Eğer düzgün ele alınmazsa ülkeleri bile devirebilir.

 

Not: Kişinin üzerine yerleştirilen işaret onları çekecek koku yayıyor.

Süre: 5:45:05

 

 

Erthyo sunucunun sessizce işi halledip yok olmasına bir şey demek istedi ancak bunu yapamadan çadırların girişi açıldı. Erthyo gökyüzüne konuşurken duyuları keskin takım arkadaşları uyanmış olmalıydı.

 

‘’Büyük Kardeş ne oldu?’’ Ermy yeni uyandığı dağınık saçlarıyla gerinerek konuştu. Belki de acil bir şey olacağını düşündüğü için sırtına yarım yamalak yerleştirdiği sadağı ve bir ok yerleştirilmiş yayıyla duruyordu. Özensiz görünüşünün aksine duruşu tehlikeliydi ve ok her an yayından çıkabilirdi.

 

‘’Önce kendini düzelt ve geri gel. Sizde aynısını yapın, sizinle bir şey konuşmam gerekiyor.’’ Erthyo Ermy ile aynı görüşüne sahip diğer kızlara bakarak söyledi.

 

Kızlar ortamda tehdit olmadığını görünce hızlıca içeri girdiler. Erkekler ise Erthyo’ya yaklaştı. Onlar uzun süre savaşmış gazilerdi, bu durumda nasıl hareket edeceklerini biliyorlardı. Giysileri düzgün, sırtları dik ve silahları hazırdı.

 

‘’Lordum durum nedir?’’ Erthyo Kioz’un sorusuna cevap vermedi ve arkasındaki paneli gösterdi.

 

Takım oldukları için buna benzer panelleri görebiliyorlardı. Kioz, Lii ve Gözcü paneli incelemeye başladı.

 

‘’Bu son derece sıkıntı bir durum. ‘’ Lii elini çenesine dayadı.

 

Erthyo’da bunun farkındaydı. Durum kötüydü, çoğu insanı umutsuzluğa düşürecek kadar. Fakat onun için değil.

 

Kendi gücünü bir kenara bırakırsa kadınlarının gelişimi düşündüğünden daha iyiydi. Erthyo onların birer dahi olduğunu bile düşünüyordu. İşler böyle olunca takımıyla düzgün bir plan ile tüm selle baş edebilirlerdi.

 

Onlar konuşurken kızlar üstlerini düzeltmiş ve çadırlardan çıkmış onlara doğru geliyorlardı.

 

**

 

Dışarıdan normal bir stadyumdan biraz farklı görünen turnuva alanı aslında birkaç milyon kişiyi barındırabilecek boyuttaydı. İçeriye hafif uzay büyüsü uygulayarak fazladan yüzbinlerce koltuk eklenmişti. Normalde bu çok garip ve sıkışı görüntüye neden olurdu.

 

Ancak buradaki durum bu değildi. Her seyirci yan yana olsa da, asla sıkışık değildi. Aksine ferah bir görünüme sahipken ortamda birkaç yüz bin ile bir milyona yakın kişi vardı.

 

Bu kadar kişiyi böyle bir ortama sığdırmak büyünün enginliğini göstermeye yeterdi.

 

Milyona yakın kişilerden ayrı iki bölge daha vardı. Bunlardan biri ülke kralları, tarikat liderleri, okul müdürleri, kült ustaları vb. büyük kişilerin bulunduğu Vip Bölgeydi. Buradaki ortam kısımlardan daha iyiydi. Her kişi diğerinden 5 metre ayrıldı ve yanlarına yiyecek ve içecek ikramı için masalar konuldu. Ayrıca her kişiye özel hizmetçiler atandı.

 

Bunun dışında katılımcıların, daha doğrusu özel katılımcıların bulunduğu bekleme alanı vardı. Burası İlk iki turda Zoe gibi kişilerin ikamet ettiği yerdi. Önemli kişiler oldukları için Kavrayış testine kadar olan Kararlılık Testine girmesine gerek yoktu. Sonuçta lider olarak eğitilen kişilerdiler ve kararlılıklarını test etmeye ihtiyaç yoktu ve özel ilgi yüzünden bu teste girmek istemezlerse sadece girmezlerdi.

 

Bu ve buna benzer durumlarda kişilerin ikamet edeceği yerlere ihtiyaçları vardı. Vip Bölgesine girecek kadar yüksek bir konuma sahip değillerdi ancak normal insanlarla oturacak kadar düşemezlerdi. Bu durumda onlara özel Bekleme Alanları yapıldı.

 

Bu alanın içinde oturan tek kişi vardı. Sonuçta artık üçüncü etaptaydılar ve her kişi kendini göstermek ve ün kazanmak istiyordu. Özel muamele görmeyenler ise etaplara katılmak zorundaydılar yoksa diskalifiye edilirlerdi.

 

Aslında burada birinin bulunması bile şaşırtıcıydı.

 

Ancak bu kişiye birisi yakından bakarsa yüzünün garip bir şekilde soluk olduğunu görürdü. Bedeni gereğinden inceydi, açlık ya da başka bir şeyden değildi. Doğal olarak ince görünüyordu. Yeşil saçları bir kızınki gibi uzundu.

 

Yüzü yakışıklı denebilecek kadar iyiydi fakat aynı zamanda güzel denebilecek seviyedeydi. Gözleri keskinlik yerine yumuşaklık, dudakları yumuşaklık yerine bir erkeğinki gibi sertliğe sahipti. Bu adam bir kadın ile erkeğin karışımından oluşan biriydi.

 

Fakat buna rağmen çok çarpıcı bir görünüşü vardı. Erkek veya kadın, eğer ona hangi yönden bakarsa kendi tepkisini verecekti.

 

‘’Çok güzel’’

 

‘’Yakışıklı’’

 

Bu ve bunun gibi tepkiler olacaktı fakat kimse orta yolu bulamayacaktı. Bu adam işte böyle bir görünüşe sahipti.

 

Adam sahnedeki ekranları izlerken gözleri büyük bir zekâyla parladı. Aklından ne geçtiğini kimse bilmiyordu ancak bu kişiyle karşılaşanlar laflarına dikkat etmek zorundaydı yoksa onun elinde oynamaya başlayacaktı.

 

Kişi ekranı izlerken arkasından kapı açıldı. Açılış içerideki kişiyi rahatsız etmemek için özellikle yavaştı.

 

Odaya giren kişi hızlıca yanına geldi ve beklemeye başladı.

 

‘’Konuşabilirsin.’’ Sahneyi izleyen adam ya da kadın arkasındaki adama seslendi.

 

‘’Dediğiniz gibi yaptım ve insanları örgütledim. Cezayı görünce memnun oldular. Ayrıca yavaştan daha fazla insanı örgütleyerek Kahraman Katiline ceza vermek için ikna ediyorum. Kadınlar görüşünden ve tavrından dolayı buna karşı fakat erkekler haremi yüzünden kabul etmeye isteklidir…’’ Sözü adam tarafından kesildi.

 

‘’Ben istemedim, bunu isteysen sensin. Ben sadece geçmişimiz için sana yardım ediyorum.’’ Gözlerini ekrandan ayırmadan konuştu.

 

‘’D-Doğru.’’ Evet, Erthyo’nun başına gelecek Canavar Seli tamamen onun suçuydu.

 

Basit fikirli biriydi. Turnuvayı izlerken Erthyo’nun nasıl kadınlarla vakit geçirdiğini görmüştü. O daha bir kadın bulamazken izlediği adam her iki kolunda iki kadın, diğer çadırlarda başka kadınlar ve turnuvaya katılmayan kitlesel güzellikte iki kadına sahipti. İçindeki kıskançlık alevleri orman yangını gibi yayılmıştı.

 

Üstelik güzellikleri düşünülürse kıskançlıktan kudurmuştu. Tek istediği Kahraman Katilinin ölümüydü, kadınlarına gelince onda olmadığı sürece sorunu yoktu.

 

Kıskançlıkla çarpılmış düşünceleri kendini önündeki adama itti. Önündeki adam ile çocukluk arkadaşıydı. Görüşünün aksine içinde büyük bir zekâ sakladığını biliyordu, bu yüzden ona yardım için gelmişti.

 

Ve onu yüz üstü bırakmamıştı. Özellikle erkeklerin öfkesini kullanarak onları örgütlemeye ve onlara Kahraman Katiline ceza göndermeye ikna etti. Çoğu kabul etse de, bazıları dikkatliydi ve karşısındaki adamı kışkırtmak istemedikleri için bunu yapmak istemiyorlardı. Onlar için küfür ve hakaret yeterliydi.

 

Ancak bu adam ucunu bırakmadı ve düzenli olarak onları ziyaret edip sürekli olarak kışkırtmaya devam etti. Sonunda arkasına aldığı gücü gösterince kabul etmeye ikna oldular.

 

Onlar halktan insanlardı ve yanlarında krallar vardı. Kahraman Katili buradaki herkesten daha güçlü olmadığı sürece onları öldüremezdi.

 

Öyle olsa bile İki taraf vardı. Potansiyel insanları ve destekleri öylece ölüme göndermezlerdi. Kahraman Katilini durduracakları kesindi.

 

‘’Devam et.’’ Karşısındaki adamın söylediğini anladığını görünce devam etmesini işaret etti.

 

‘’Onu destekleyenlerde var. Ancak bunlar genellikle azınlık tarafı. Onlara dediğin gibi herhangi bir şey yapmadık. Her şey iyi gidiyor fakat…’’ Adam sonraki kelimeleri söylemekte tereddüt etti.

 

‘’İşe yarayacağı hakkında tereddütlüsün değil mi?’’ Sanki onun arkasını görebiliyormuş gibi yeşil göl benzeri gözleri adama dikildi.

 

Adam gözlerin üzerine dikilmesiyle ürperdi. Devasa bir canavar tarafından izleniyormuş gibi hissetti. Bu canavar onu ısırmazdı, çünkü dişsizdi. Fakat ona yaltaklanmak için onu ısırabilecek çok fazla canavar vardı.

 

‘’S-Size yalan söyleyemem. Evet öyle. ‘’ Kahraman Katilinin gücünü herkes biliyordu, yanındaki takım arkadaşlarıyla beraber bunda hayatta kalabileceğini düşünüyordu.

 

‘’Canavar Akını ya da başka bir şey olsa endişen normal. Ancak bu Canavar Seli, şehirler bile ihmalkâr davrandığı saniyede yıkabilecek bir afet. Sadece bir grup insan bunu düzgünce ele alması mümkün değildir. Grup düşmeye mahkûm.’’ Yanındaki kişinin anlaması için biraz daha detaylıca konuştu.

 

‘’Bu durumda pek işimize yaramayacak gibi, sonuçta direkt ölürlerse her şey boşa gitmez mi?’’  Eğer böyle olursa tüm yaptıklarının israf olacağını düşünüyordu.

 

‘’Hahhhh!!’’ Adam çaresizce iç çekti ve kafasını kaldırıp adamın gözlerine ilk defa baktı.

 

‘’Bak, sana anlaman için sadece bir kere anlatacağım. Bu yüzden iyi dinle tamam mı?’’

 

Kızgın sesini duyunca ürperdi. Hızlıca kafasını sallamadan önce bir saniye bile geçmedi.

 

‘’İnsanlar garip canlılardır. Ölüm kalım anında ne yapacaklarını bilemezsin. Kahraman Katili dediğiniz kişi aslında bir korkak olabilir. Diğer kahramanları öldürdü çünkü bunu yapacak gücü vardı. Ancak ya kesin ölümle karşılaşırsa? İşte o zaman gerçek yüzleri ortaya çıkacaktır.’’ Önündeki ekranı izlemeye devam etmeden önce bıkkınca iç çekti.

 

‘’Eğer gerçekten korkaksa kadınları savaşırken kaçacaktır. Bu olduğunda kadınları ondan soğuyacak ya da ona olan güvenlerini kaybedip, araları açılacak. Bu sizin istediğiniz duruma geliyor. Kadınlar ve Kahraman Katili ayrılacak.’’

 

‘’Kahraman Katili, kadınların gitmesine göz yummaz ise ve aşırı hareketlerde bulunursa onu tutuklayacağız ve bu durumda elimize düşecek.’’ Sözleri adamın giderek korkmasına neden oldu. Garip bir havası ya da aura ortaya çıkarmıyordu. Fakat yaptığı her hareketin bu adam tarafından göründüğünü düşünüyordu.

 

‘’Eğer savaşmayı seçer ise kesin ölüm ile karşılaşacak, turnuvadan elenecek ve bu durumda önümüze daha fazla çıkmayacak. Buradan çıktığında ise hiçbir tarafa giremediği için avlanmaya başlayacak ve bu yine işimize yarayacak.’’ Artık buradan sonrası adamla ilgili değildi. Farkında olmadan içindeki gerçek niyetlerini ortaya çıkarıyordu.

 

‘’Eğer kaçmayı seçerlerse onları takip etmeye devam edecekler ve her durumda aynı sonuca çıkacak.’’

 

‘’Ve eğer aşırı bir tahminde bulunmam gerekirse onlara karşı savaşır ve kazanırlardı. Ancak bu durumda gerçek güçlerini açığa çıkarmaları gerekirdi. Bu olduğunda ise herkes için büyük bir düşman olacaktır. İki taraf onu yanına çekmeye çalışırken, eğer başaramazlarsa onu ya da onları silmeye çalışacaklar.’’ Adam yanındaki kişiye döndü ve gülümsedi. Fakat bu gülümseme artık korkutucuydu.

 

‘’Anladın mı?’’ Ona soruyordu fakat adam cevap vermedi. Sadece içindeki kıskançlığı atabilecek küçük bir olayın nasıl bu kadar büyük bir şeye dönüştüğünü sorgulamaya başladı.

 

‘’A-Anladım. İzninizle gideceğim.’’ Burada bir saniye daha kalmak istemiyordu. Ne kadar kalırsa, o kadar büyük bir soruna battığını düşünüyordu.

 

Adam onun gitmesine hiçbir şey demedi. Aslında artık onunla ilgilenmedi. Gözü sadece oradaki tek bir ekrana bakmaya devam etti. Bu ekran Erthyo’nun bulunduğu ekrandı.

 

Erthyo’nun avucunun içinde olduğunu biliyordu ve ne yaparsa yapsın kendi tahminlerine göre olacaktı. Ve her durumda da tek bir son vardı, Ölüm.

 

‘’Sayın Yeşil Ejderha, Vip Alanı özel testinizi hazırladı. Lütfen bizimle gelin.’’ Sınava girmeyen kişiler farklı bir testten geçerek turu geçtiklerini göstermeleri gerekiyordu. Odaya giren hizmetçi bunu bildirmek için gelmişti.

 

‘’Geliyorum.’’ Öleceğini bildiği Kahraman Katiline olan ilgisini kaybettikten sonra odadan çıkarak hizmetçiyi takip etti.

 

Yeşil Ejderha olarak bilinen kişi Erthyo’yu çoktan avucunda tuttuğunu ve giderek kıstığı elin onu yakında sıkıştırarak öldüreceğini düşünüyordu. Eğer normal biri olsaydı bu belki olabilirdi fakat bu üç üstün soya sahip ve defalarca ölümle dans etmiş ve birçok kez ölümü denemiş Erthyo idi.

 

Aslında Erthyo bu üç sebepten ilkini zaten tahmin etmişti. İlki alt kısmıyla düşünen bir erkek için geçerli bir sebepti ve genel olarak herkese karşı işe yarardı. Ancak karşı tarafın bu kadar zeki olmayacağını düşündüğü için bu fikri elemişti.

 

Fakat ikinci ve üçüncü sebebi düşünmemişti. Bu durumda Yeşil Ejderhaya kaybettiği söylenebilirdi. Fakat bunu bilse bile fazla içerlemezdi, onun gibi Büyük Alim seviyesi zekası olan birinin düşünemediği bir şeyi düşündüğü için kesinlikle bir dâhiydi. Ve bir dâhiye karşı böyle bir savaşta kaybetmeyi pek umursamıyordu.

 

Ve haklıydı. Yeşil Ejderha bir dâhiydi.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr