5. Bölüm | Derin Deniz Salonu

avatar
2886 5

İnsan Tanrı - 5. Bölüm | Derin Deniz Salonu


Yuzhou'lar ufak tefek yaralar ile bu savaşı atlatmışlardı. Gnomes kardeşler daha önce bu tür savaşlarda çok bulunmuştu. Hatta savaşçı oldukları bile söylenebilirdi. Seviyeleri düşük olsa da, yüksek seviyeli kıdemli kişilerden eğitim almışlardı ve uzun süredir savaşın içindeydiler. Avcılığı sadece savaşçı olduklarını söylemeyi sevmedikleri için kullanıyorlardı.

 

Gnomes Kardeşler Yuzhou'nun daha farklı bir tepki vermesini bekliyorlardı fakat Yuzhou nedense onlardan bile daha sakindi.  Fel Gnomes,

 

"Yuzhou, iyi misin?" dedi.

 

Yuzhou o sırada olduğu yerde donuk bir şekilde duruyordu. Fel Gnomes yavaşça Yuzhou'ya doğru yaklaştı. Yuzhou'nun omzuna dokunduğu anda Yuzhou birden yere düştü. 

 

Fel Gnomes hızlıca Yuzhou'nun durumunu kontrol etti fakat ölmemişti, yaşıyordu. Vücudundaki yaralar çok derin olmayan kesiklerden oluşuyordu. Fakat bu kesikler oldukça fazla sayıdaydı. Yuzhou'nun yere düşmesi normaldı, fakat hançerlerde zehir olabilirdi ve bu Yuzhou'yu yavaşça öldürebilirdi. 

 

Bu yüzden hızla at arabasına bindiler ve gitmeye başladılar. Reuben Gnomes at arabasını sürerken diğerleri arkada oturuyordu.

 

Yuzhou'nun ağzına yanlarında bulundurdukları birkaç iyileştirici haplardan birini attılar ve Yuzhou'nun kesikleri kısa sürede iyileşti.

 

Simya ile hap, iksir gibi şeyler yapılabiliyordu ve oldukça da etkiliydi. İyi bir simyacı, yaptığı hap ile kendini oldukça güçlü bir hale getirebilirdi. Fakat dikkatli olması gerekiyordu, eğer hapı yaparken tek bir yanlış bile yaparsa bu onu ölüme götürebilirdi.

 

Simya yapmak zor, ama oldukça etkili bir işti. Bu yüzden işinde iyi olan simyacılar genelde herkes tarafından biliniyordu.

 

Yuzhou, o sırada yatıyordu. Normalde ayakta durup birinden destek alabilirdi fakat, o anda birkaç anı görüyordu.

 

İlk dikkatini çeken şey, gözlerinin önüne gelen siyah saçlarıydı. Bu kendisi olamazdı, kendisinin saçları beyazdı. Anısını gördüğü siyah saçlı kişi o anda oldukça hızlı haraket ediyordu. Önünde yaklaşık 15 kişi vardı. 

 

Bir savaşın içinde gibiydi. Fakat Yuzhou daha neler olduğunu çözememişti. Çünkü siyah saçlı kişi gerçekten çok hızlı haraket ediyordu. Yuzhou o anda pek bir şey ayırt edemiyordu.

 

Görebildiği tek şey, ellerini teker teker hepsinin göğsünün içine sokup kalplerini çıkardığıydı. Ya da bazılarının direk tek darbe ile kafalarını koparıyordu.

 

Daha sonra kendisine geldi. Siyah saçlı birisinin teker teker hızla 15 kişiyi birkaç saniye içinde öldürdüğünü görmüştü. Eğer bu kişi kendisi olsa bile saç rengi neden değişmişti? Ayrıca saç rengi değişse bile kendi sistemi henüz 1 seviyeydi ve o kadar güçlü değildi. Bu kişi kendisi olamazdı.

 

O zaman neden başka birisinin anılarını görmüştü?

 

Ve ayrıca bu anıların az önceki yerde göğsü delik şekilde yatanları gördüğünde üstünde olan sakinliği ile bir ilgisi olduğunu düşünüyordu.

 

Yuzhou o sırada gözlerini açtı. Başında oldukça fazla bir ağrı vardı. Onun göz açtığını gören Fel Gnomes,

 

"Yuzhou, iyi misin?" diye sordu.

 

Yuzhou'nun başının ağrısı 2-3 saniye sonra geçti. Yuzhou kendisine geldikten sonra,

 

"Evet, iyiyim." dedi.

 

Fel Gnomes, o anda başka şeyler de sormak istese de, başka hiçbir şey sormadı. Bu savaş konusunu daha fazla uzatmak istemiyordu.

 

-

 

At arabası sorunsuz şekilde şehire gelmişti. Dış şehrin ana giriş kapısının önünde 2 muhafız bekliyordu. At arabasını görünce önce durdurdular, fakat daha sonra geçmelerine izin verdiler.

 

Normalde şehir, dış şehir ve ana şehir olarak ikiye ayrılıyordu. Dış şehir, ana şehire göre biraz daha az imkanlara sahipti fakat daha büyüktü. Ana şehirde ise genelde bilinen aileler ve zenginler yaşıyordu. Kral da ana şehirde yaşıyordu.

 

Normalde Gnomes'ler ana şehirdeki en güçlü lonca binası'ndan görev alıyorlardı. Lonca Binası, oraya gelen insanlara bazı görevler veriyordu ve görev karşılığında ödül de veriyordu. Tabii oraya herkes giremiyordu.

 

Normalde Gnomes'ler de oraya girebilecek, hatta ana şehirde yaşayabilecek kadar güce ve imkana sahip değildiler ama bir şekilde girmeyi başarmışlardı.

 

Gnomes'ler, ana şehire at arabası ile gitmek isteseler de, Yuzhou hiçbir şey hatırlamıyordu bu yüzden ona dış şehri göstermek istiyorlardı. Ana şehire yürüyerek gideceklerdi.

 

At arabasını şehrin kapısında bırakan Gnomes'ler, arabadan indi ve dış şehrin giriş kapısından şehre doğru yürümeye başladılar.

 

Ana şehirdekiler, dış şehirdekilere göre çok daha zengin ve güce sahip olsalar da, dış şehir dışarıdan bakıldığında güçsüzlerin ve fakirlerin yaşadığı bir yere benzemiyordu. Gayet güzel evler vardı, hatta malikaneler bile vardı fakat çok büyük değildi.

 

Yuzhou etrafa bakınırken ilerlemeye devam ediyordu. Fel Gnomes,

 

"Yuzhou, yolda neler yaşadığımızı gördün. Biz yeni görevler alıp devam edeceğiz. Eğer sen istiyorsan burada kalacak güzel bir yer ayarlayabilirim. Bizimle gelmek istemiyorsan söylemen yeterli." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Sizinle gelmek istiyorum. Kendi ailemi tanımasam bile siz bana sanki ailemmiş gibi hissetiriyorsunuz. Ayrıca bana hayatta kalmayı öğreteceğini söylemiştin." dedi.

 

Fel Gnomes ve diğerleri bunu duyunca gülümsedi ve yollarına devam ettiler.

 

-

 

Ana şehrin kapısına yaklaşırken, Yuzhou diğer tüm evlerden daha büyük ve daha lüks bir yer görmüştü. Fel Gnomes'e oranın ne olduğunu sordu. Bina, gerçekten tüm evlerden daha büyüktü ve beyazdı. Gözle görülebilecek şekilde bembeyaz büyük binanın üzerinde koyu mavi ile çizgiler vardı. 

 

Fel Gnomes,

 

"Bu bina, dış şehrin ana ticaret kaynağı. Genelde bir şey satmak isteyen herkes buraya gelir ve kendilerine paraları yettiği yerden bir tezgah kiralar. Ve istediği şeyleri satma hakkı kazanır. Fakat burada satıcı olmak ağır şartlar gerektirir. Bu yüzden bazı insanlar dışarıda da kendilerine yer açsa da, en çok kişi buraya gelir ve en çok satış burada yapılır.

Bazen burada açık arttırmalar bile oluyor. Fakat ana şehirde, buranın daha büyük ve daha lüksü var. Bu yüzden satılan eşyalar da daha iyi ama daha pahalı." dedi.

 

Yuzhou içeri girmek istedi. Gnomes'ler pek aceleleri olmadığı için girmesine izin verdiler. Normalde en kısa sürede görevin bittiğini ve yolda olanları rapor etmeleri gerekiyordu fakat daha zamanları vardı.

 

Yuzhou büyük beyaz binaya doğru yürüdü. Binanın üzerinde,

 

"Derin Deniz Salonu" yazıyordu. giriş kısmında iki büyük mavi kapı vardı ve kapılar açıktı. Kapıların önünde ise 2 tane muhafız vardı.

 

Yuzhou içeriye doğru bir adım attı. İçeriye girdiği andan itibaren beklediği şeyden daha farklı bir manzara ile karşılaştı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44391 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr