Davetiyeler dağıtıldıktan bir gün sonra, akşam vakti herkes şehrin ortasındaki malikanede toplanmaya başlamıştı. Herkes bu parti için en şık kıyafetlerini giymişti. Erkekler smokin, kızlar ise güzel elbiseler giymişlerdi.

Ve Yuzhou'nun konuştuğu arkadaş grubundan üç kişi gelmişti. Kolyeyi takan kız ve yanında iki erkek. Fakat kız bu sefer kolyeyi takmamıştı. Üç kişi kapıdan içeriye girdiklerinde, Yuzhou onları karşıladı. Gülümseyerek, elini kıza uzattı ve

"Ben Yuzhou. Hoş geldin." dedi. Yandaki erkeklere bakmıyordu bile. Kız da elini uzatınca, Yuzhou kızın elini öptü. Centilmen olmaya çalışıyordu. İyi bir izlenim bırakması gerekiyordu. 

Yuzhou, kızın elini bıraktıktan sonra, 

"Umarım eğlenirsiniz. Parti birazdan başlayacak." dedi ve daha sonra uzaklaştı. Yuzhou, iyi bir parti düzenlemek istiyordu. İnsanlarda ilk başta iyi bir izlenim bırakmak çok önemliydi. Gerekmediği sürece zor yolu kullanmayacaktı.

-

Yaklaşık yarım saat sonra, Yuzhou malikanenin üst kata çıkan merdivenlerinden aşağı iniyordu. Merdivenin ortasında durdu. Herkesin elinde bardaklar vardı ve içlerinde şampanya vardı. Yuzhou,

"Herkes buraya baksın." dedi. Kısa sürede tüm dikkat onun üzerine toplanmıştı. Yuzhou gülümsedi ve

"Öncelikle hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim." dedi. Daha sonra etrafa bir göz gezdirdi. Kız ve yanında duran iki erkeğe baktıktan sonra,

"Bu şehrin yeni yöneticisi benim. Bu partiyi size kendimi tanıtmak için düzenledim. Umarım, iyi geçiniriz." dedi. Bunu derken yüzünde bir gülümseme oluştu ve bardağından bir yudum aldı. Daha sonra merdivenden aşağı indi.

Kız ve yanındaki iki erkek konuşuyorlardı. Siyah saçlı erkek,

"Yeni yönetici mi? Yanlış giden bir şeyler var." dedi. Kahverengi saçlı erkek bir şey diyecekti ki, Yuzhou onların yanına geldi ve kıza bakarak,

"Seninle özel konuşabilir miyim?" dedi. Kahverengi saçlı erkek, kızın cevap vermesine izin vermeden kızın önüne geçti ve

"Onunla ne konuşacaksan yanımızda konuşabilirsin." dedi. Yuzhou, kahverengi saçlı erkeğin gözüne ilk defa baktı. Gülümsedi, karşısındaki kişileri hemen korkutmak istemiyordu.

Yuzhou,

"Pekâlâ, gelin benimle." dedi ve merdivenlerden yukarıya doğru çıktı. 3 Kişi onu arkasından takip etti. Yuzhou bir odaya girdi, arkasındaki üç kişi de girdikten sonra kapıyı kapattı. 

Yuzhou, kıza baktı ve

"Kolyeni takmamışsın." dedi. Kız, boynuna baktı, daha farklı bir kolye takmıştı. Kızın üzerinde mavi bir elbise vardı ve oldukça güzel görünüyordu.

Kız,

"Bu elbise ile pek uyumlu olmayacağını düşündüm." dedi. Yuzhou gülümsedi, o anda siyah saçlı erkek konuştu.

"Neden kolyeye bu kadar takıntılısın?" diye sordu.

Yuzhou, siyah saçlı erkeğe baktı ve

"Sadece takıları çok severim. Kolye de hoşuma gitti." dedi. Siyah saçlı erkek gözlerini kısarak Yuzhou'ya baktı ve

"Yalan söylüyorsun." dedi.

Yuzhou, tekrar siyah saçlı erkeğe baktı. Siyah saçlı erkek birden Yuzhou'nun önünde belirdi ve hızla onun boğazından sıktı. Daha sonra hızla Yuzhou ile birlikte duvarın önünde belirdiler ve Yuzhou'yu duvara bastırarak boynunu sıkmaya başladı. Siyah saçlı erkek,

"Kolyenin içindeki şeyin ne olduğunu biliyorsun ve bu yüzden kolye ile ilgileniyorsun." dedi.

Yuzhou sağ eli ile siyah saçlı erkeğin boğazını sıktı. Daha sonra sol eli ile de siyah saçlı erkeğin elini tuttu. Siyah saçlı erkeğin elini sıkarak boğazından çekti ve hızla siyah saçlı erkeği duvara vurdu.

"Sadece konuşmak için buraya gelmiştim. Fakat, yanlış bir karar verdin." dedi. Kahverengi saçlı erkek, kardeşine yardım etmek için koştu. Fakat Yuzhou hızla diğer eli ile onun da boğazını sıktı ve duvara çarptı.

"Kime saldırdığınızı bilmiyorsunuz. Bu işi kolay yoldan halletmek istemiştim fakat siz zor yolu tercih ettiniz. Şimdi, kolyenin yerini söyleyin ya da sizi öldüreyim." dedi.

Siyah saçlı erkek, boğazı sıkılırken konuştu. Yuzhou bilerek fazla kuvvet uygulamıyordu.

"Sana kolyenin yerini söylemeyeceğiz. Ayrıca bizi öldüremezsin, çünkü öldürürsen kolyenin yerini asla bulamazsın." dedi. Yuzhou gülümsedi ve elini çekti. Elini çekince önündeki iki erkek yere düştü ve öksürerek derin nefesler almaya başladılar.

Zihin Kontrolü ile yerini söyletebilirdi fakat bunu yapmak istemiyordu. Zor yolu kullanacaktı.

Yuzhou birden kızın arkasında belirdi. Ardından kızı tuttu ve

"Sizi öldüremeyebilirim. Fakat bu kızı öldürebilirim, eğer kolyeyi getirmezseniz kızı gözünüzün önünde öldürüp, size kolyenin yerini söyletip sizi de öldürebilirim." dedi.

Siyah saçlı ve kahverengi saçlı erkekler hızla ayağa kalktı ve birbirlerine baktılar. Kahverengi saçlı erkek,

"Kıza bir şey yapma, kolyeyi getireceğim." dedi. Yuzhou,

"Çabuk olsanız iyi olur." dedi ve kızı bıraktı. Kızı bıraktığı anda siyah saçlı erkeğin elinde bir kılıç belirdi ve birden Yuzhou'nun önünde belirip kılıcı Yuzhou'nun karnından sapladı. Aslında kılıcı Yuzhou'nun kalbine saplayacaktı fakat Yuzhou son anda kılıcın kalbine gelmesini engelledi. Fakat kılıç onun karnına saplandı.

Siyah saçlı erkek,

"Çabuk, kızı al ve kaç!" dedi. Kahverengi saçlı erkek hızla kızı alıp ortadan kayboldu. Siyah saçlı erkek de onu takip etti ve o da ortadan kayboldu. Bu ikili gerçekten hızlıydılar.

Fakat bu kılıç B seviyesindeydi. B seviye, S seviyeye karşı hiçbir şey yapamazdı. Yuzhou hızla kılıcı çıkardı. Kılıcı çıkardığında yarasına baktı. Karnında bir delik vardı fakat canı çok fazla acımıyordu. Ama yanında iyileştirici bir hap ya da başka bir şey yoktu. O anda, birden yarası olağanüstü bir hızda iyileşmeye başladı. Birkaç saniye içinde tüm yarası iyileştikten sonra, Yuzhou sistemine bir şey eklendiğini hisseti.

"Sistem." hemen sistemine baktı.

----------------------------------------------------------------------------

Tanrı'nın Kanı : Kişi'nin vücudu her türlü yarayı olağanüstü bir hızda iyileştirebilir. Herhangi bir uzuv kopması durumunda da olağanüstü bir hızla o uzuvu yeniler. 

Ayrıca kişinin kanı, başkalarına içirilerek o kişinin de tüm yaralarını hızla iyileştirir.

-----------------------------------------------------------------------------

Yuzhou gülümsedi. Güzel bir yetenek daha elde etmişti. Bu onun oldukça güçlenmesini sağlamıştı. Şimdilik, kaçanların peşini bırakacaktı. Onlarla daha sonra ilgilenecekti.