“Evet kahramanlar,gördüğüm  hepiniz çekirdeklerinizi evrimleştirmişsiniz.Tebrikler.Ancak gerçekten güçlenmeye başlamadan önce gereken son bir şey kaldı.Bir silah.Bir kahraman silahsızda kahramandır ancak silah kahramanın gücünü katlarca artırır.”

Noah de bunun farkındaydı.O yüzden bir silah istiyordu ancak nasıl bir silah alabileceği hakkında hiçbir fikri yoktu.

“Kahramanlar hepiniz bir silah için bir teste sokulacaksınız.Ancak bu testler silahın gücüne değil.Bir silah sahibi olup,olamayacağınıza karar vermek için olan testler.Bir kahramanın silahı özeldir.Normal bir silahtan farklı olarak kahramanıyla beraber güçlenir.Ah,bu arada teste girmeden de bir silah sahibi olmanın bir yolu var.Tanrınızın size bir silah vermesi ancak bu çok nadir olur ve bu sınıftan sadece bir kişide bu silah var.”.Eğitmen Gravi’ye bakarak konuştu.

“Şimdi size testi anlatmama izin verin.Öncelikle her test bireyseldir.Bu her biriniz farklı bir teste girecek demek.Yani açıkçası testin konusu hakkında bir şey anlatamam.Fakat size bir ipucu verebilirim.Bu testler fiziksel güce değil,irade gücüne bakarlar.Bildiğiniz gibi irade gücü potansiyel demektir.Ancak ayrıca sizin ruhunuzun gücü anlamına da gelir yani zihinsel ve psikolojik saldırılar üzerine kurulu testlerdir.Umarım hepiniz bir silah sahibi olabilirsiniz.Bu arada…silah alamayanlar okuldan atılacaktır.Hepinize başarılar.Sınavınız 3 gün sonra.”

Eğitmen sözlerini bitirdikten sonra Noah sertçe yutkundu.Eski hayatına dönmek istemiyordu.Fakat kendisini geliştirdiğini düşündüğü için özgüveni yerindeydi.Kafası dolu bir halde sınıftan çıktı.Çıkarken sınıfındakilein gözlerine baktığını görebiliyordu.

Sebebinide biliyordu çünkü göz bebekleri yoktu ve sonsuz bir derinlik gözlerinde bulunuyordu.Fakat bunları umursamıyordu.En azından şu anlık umursamıyordu.

Noah sınıftan çıktıktan sonra yemekhaneye gitti çünkü Sang ile uzun süredir konuşamamışlardı.Bu gün yemekhanede buluşacakları üzerine sözleşmişlerdi ayrıca Sang kız arkadaşını getirecekti.

Noah geldiğinde Sang yanında oturan bir kızla gülüşüyordu.

“Naber?”

Noah rahat bir ses tonuyla sordu.Noah’in sesini duyan Sang kafasını kaldırıp Noah’e gülümseyerek baktı.

“İyiyim,umarım sende iyisindir.Noah bu dünya güzeli kız,benim kız arkadaşım Ortu.”

Sang yanında oturan Ortu’yu göstererek konuştu.Sang’ın sözleri üzerine kız kafasını kaldırdı ancak bu hamlenin Noah’i çok fazla şaşırttı çünkü Ortu bir tepegözdü.Yepyeşil saçları ve bembeyaz dişleri bile iki gözün olması gereken yerde olan dev tek gözü kapatmıyordu.

“Merhaba Noah”

Ortu gülümseyerek konuştu.

“A-Ah,merhaba”

Noah hafif şaşırmış bir ses tonuyla cevap verdi.Ancak şaşkınlığı devam ediyordu.Sang gibi gördüğü en yakışıklı erkeklerden biri neden Ortu gibi bir kızdan hoşlanıyordu.Noah bunu düşünürken nerde olduğunu fark etti.Kahraman yetiştiren bir okuldaydı.

(Ayrıca önemli olan içgüzellik değil mi?Eheheh,evet öyle.Evet”)

Noah ,Sang ve Ortu’nun önündeki yere oturdu.

“Noah bu arada söylemem lazım.Evrimden sonra gözlerin gerçekten korkutucu olmuş.İlk gördüğümde sıçrayacaktım neredeyse.”

Sang ürkek bir şekilde görüşünü belirtti.Ancak Noah ona katıldığı için gülerek konuştu.

“Hahaha,bencede ancak gözlerim gayet iyi hatta daha sağlıklılar bile diyebilirim.”

Noah’in rahatlığı Sang’ı da rahatlatmıştı.İki arkadaş sohbet ederken Ortu söze girdi.

“Noah,ee sormam kötü olmazsa.Senin tanrın kim?Açıkçası böyle gözlere sahip olman için güçlü bir tanrıya sahip olman lazım.”

“Hırsız Tanrı.”

Noah soğuk bir ses tonuyla konuştu.Çünkü tanrısının bir anda neden merak edilidiğini bilmiyordu.Ve şüphelenmişti.Ayrıca Ortu meraklı bir ses tonuyla konuştu.

“Hm,hiç duymamıştım.Özelliklerini sorabilir miyim?"

Noah bu soruyu duyunca şüphesi biraz daha artmıştı.

Y/N:BURDA NE YAZSAM BİLEMEDİM.

“Bence söylemesem daha iyi olur.Sonuçta gelecekteki düşmanlarım duyabilir değil mi?”

Noah sahte bir gülümseme ve soğuk bir ses tonuyla konuştu.Ortu,hevesi kırılmış bir yüz ifadesiyle

“Ah,haklısın.”

Yaklaşık 1 saat sonra Noah sıkıldığı için izin istedi ve ayrıldı.Antrenman sahasına gidip 3 günlük süre boyunca Ölümlünün Vücudunu geliştirmek istiyordu.Şu anki gücü her ne kadar iyi olsadakendisinden güçlü kişilerinde gücü artıyordu ve güçlenmek zorundaydı.

3 GÜN SONRA

Noah 3 günlük süre boyunca tekniğine çalışmış ve tekniğin ilk 4 bölümünü son aşamaya getirmişti ve alabileceği maksimum verimi almıştı ancak hala altıncı bölümü geliştirememişti.Ve nasıl geliştireceğini bilmiyordu.Şu anki stat penceresi şöyleydi.

İsim:Noah Fortis Yaş:17

Irk:İnsan Tip:Siyah Unvanlar:Hırsız Tanrının Varisi

Yetenekler:

1-Stat Hırsızı(Seviye 1):Yendiğiniz bir düşmanın statlarının %20’si size gelir.Fakat düşmanın ruhuna mutlak bir yenilgi aşılamanız lazım.Yendiğiniz düşman sayısına göre yetenek seviye atlayacaktır.İstediğiniz bir parti üyesi ile paylaşabilirsiniz.

2-Yetenek Hırsızı(Seviye 1):Yendiğiniz bir düşmanın bir yeteneğini alabilirsiniz.Fakat düşmanın ruhuna mutlak bir yenilgi aşılamanız lazım.Yendiğiniz düşman sayısına göre yetenek seviye atlayacaktır.

3-Hırsızın Gözü(Seviye 1):Baktığınız her ne olursa olsun özelliklerini görebilirsiniz.Kullanım sayısı ve bakılanın enderliğine göre seviye atlayacaktır.

4-Hırsızın Zihni(Evrimleşebilir):Her durumda soğukkanlı olursunuz.Bulunduğunuz tehlikeye göre evrimleşecektir.

5-Bilgelik Tanrısının Gözleri:Gördüğünüz hiçbir şeyi unutmazsınız.Zihniniz fazla bilgi durumunda sorun yaşamaz.

Güç:270

Çeviklik:280

Savunma:230

Zeka:170

Potansiyel:1000

Zeka statı ise araştırması ve bilgi haznesini güçlendirmesinin sonucuydu.Ancak şu an bunları umursamayı bırakmış ve silah sınavı için siyah bölümün girişine gitmişti.Biraz erken gitmesinin sonucunda beklemek zorunda kalmıştı.

Ancak Eğitmen ve öbür kahramanlar geldikten sonra Eğitmen onu takip etmelerini söylemişti.Eğitmen komutu üzerine yaklaşık 20 dakika yürüdükten sonra sınavın olacağı alan gelmişti.Burası onların tanrılar için girdikleri yer ile aynıydı ancak sanki oda bambaşka bir hava verirmiş gibi duruyordu.

“PEKALA KAHRAMANLAR GİRMEDEN ÖNCE ŞUNU BİLMENİZ GEREKİYOR.SINAVINIZ BİR AYDA SÜREBİLİR,BİR SAATTE ANCAK ELİNİZDEN GELENİ YAPIN.KAPILARDA SIRA OLUN!”

Eğitmenin komutu üzerine kahramanlar kapılarda dizildiler.

“GİREBİLİRSİNİZ.”

Emir üzerine kahramanlar kapıları açtılar ve içeri girdiler.

Noah içeri girdikten sonra fark ettiği ilk şey ıssız bir sokakta olduğuydu.Binalarda ki tüm ışıklar kapalıydı ve sadece bir ışık açıktı.Noah o daireye girmesi gerektiğini anladı ve dairenin kapısını açtı.Kapıyı açtığı anda önünde iki kişi olduğunu gördü.Bembeyaz saçlara sahip bir çocuk ve uzun,sıska bir adam.

Sıska adam,beyaz saçlı çocuğu odanın bir köşesine sıkıştırmış ve yumrukluyordu.Noah gördüklerinin ne olduğunu anlamasa bile nedensizce adama saldırdı.Öfkesi en üst düzeye ulaşmıştı.Çocuğa vuran adamı tuttu ve yere fırlattı.Üzerine oturdu ve yumruklamaya başladı.Dayak yiyen çocuk hala yumruk bekler gibi savunmadaydı ancak kendisine saldıran kişi gittiği zaman kafasını kaldırdı.Kaldırığı zaman ilk gördüğü şey bir adamın babasını dövdüğüydü.Her ne kadar karşı çıkmak istesede.Karışmadı.

Noah ise yere yatırdığı adamı yumruklamakla meşguldu.Ancak ne yaparsa yapsın öfkesi dinmiyordu.Adamın dişleri kırılmış,yüzü kan içindeydi.Noah öfkeyle elini kaldırdı ve yüzünü korumaya çalışan adama daha sert bir yumruk attı.Ardından eli çekilince parmaklarını adamın göz yuvarlarına soktu.

Adam acı içinde çığlık attı ancak yapacak bir şey yoktu.Gözleri kafasından düşüp,yere yuvarlandı.Noah ise öfkesi dinmemiş bir halde ayağa kalktı.Ardından adamı yerden alıp havaya kaldırdı.Bir eliyle bir bacağını,diğer eliyle ise boynunu tuttu.Adamı yan bir şekilde başının üstüne kaldırdı ve dizini hafifçe yukarı kaldırıp adamı dizinin üstüne sertçe indirdi.

Adam omurgası kırıldığı için acıyla çığlık attı.Fakat gövdesinin altını oynatamıyordu.Ancak Noah’in,işi daha bitmemişti.Yerde duran adamın tekrar üstüne çıktı ve bir kolunu tuttu.Adam,daha ne olduğunu anlamadan.Onun kolunu kırdı.Ardından ise diğer kolunu hızlıca kırdı.Öfkesi ise bu kadar işkenceye rağmen en üst düzeyde olmaya devam ediyordu.

Her ne kadar adamı öldürme imkanı olsa bile onu öldürmek istemiyordu.Acının en üst düzeyini yaşatmak istiyordu.Adam,yerde kıvranıp kırık kollarının acısı ile resmen uluyordu.Noah,sağ kollunu adama yumruk atmak için kaldırdığı sırada arkasından bir çığlık duydu.Az önceki beyaz saçlı çocuk korkuyla Noah’e bakıyordu.

Noah,adam ile uğraşmaya o kadar odaklanmıştı ki,çocuğu unutmuştu.Adamı yere bıraktı ve arkasındaki çocuğa yürüdü.Çocuk kendisine gelen Noah’e korkuyla bakıyordu.

“Merhaba ufaklık.O adam sana kötü şeyler yapıyordu demi?Canını acıtıyor,seni küçük düşürüyordu.Artık bunları yapamayacak.AHAHAHAH EVET ÇOCUK KORKMANA GEREK YOK.ARTIK ZULÜME UĞRAMAK ZORUNDA KALMAYACAKSIN.KURTULDUN.ARTIK MUTLU OLABİLİRSİN.L-Lütfen artık mutlu olur musun?”

Noah gözlerinden yaşlar akarak cümlesini bitirdi.Çocuk ise gülümsüyordu…sadece gülümüyordu.

“Evet.Evet artık mutlu olabilirim.”

Çocuk bir melek gibi gülümseyerek sözlerini bitirdi.Çocuğun sözleri bittiği gibi Noah’in bulunduğu oda beyaz bir ışıkla doldu.

“Teşekkür Ederim Noah.”

Küçük çocuğun sözleri bir kuşun cıvıldaması gibiydi Noah için.Gözleri hafifçe kapanırken Noah de gülümsüyordu.

Noah gözlerini açtığında kendisini boşlukta buldu.Aynı ilk kez bu odaya girdiği zamanki gibi.

“Merhaba Noah.”

Noah arkasından gelen sesi duyunca kafasını çevirdi.Önünde gördüğü en güzel kadın olabilecek biri duruyordu.Ancak güzelliği ile beraber,Hırsız Tanrıdan hissettiği auranın aynısını alıyordu.

“Noah,umarım sınavı hiçbir pişmanlığın olmadan bitirmişsindir.Seninde bildiğin gibi bu bir silah sınavı ancak bu sınav sadece ondan ibaret değil.Ayrıca kahramanların geçmişlerini arkalarında bırakabilmeleri için bir sınav.Pişmanlıklar,burada giderler bir kahraman için.Sanırım sende geçmişini arkada bırakmaya hazırsın?”

Noah Tanrı’nın sözleri üzerine

“Evet.”

Her ne kadar kısa bir cevap olsa bile içinden taşan yüklü duygular kendini belli ediyordu.

“Noah,ayrıca bu bir silah sınavı yani geçtiğin için tebrikler.Senin silahını hiç düşünmeden bile buldum.Ayrıca senin yeteneklerin ile en uyumlu silahlardan biri.”

Tanrı sözlerini bitirdikten sonra sağ kolunu uzattı.Boşluğun içinde koyu bir ışık oluştu.Işık,şekil almaya başladı ve en sonunda uzun bir hançer şekli aldı.Hançerin kınında bir daire şekli vardı.Noah,gözlerini hançerden alamıyordu.

“Umarım,gelecekte en büyük isimlerle bir olursun.”

Tanrı sözlerini bitirdiği gibi Noah ne olduğunu anlamadan gözleri kapandı.Ve vücudu kayboldu.

“Ah,gerçekten vahşi bir sınavdı.Fakat,o adamın hakkını veriyor.”

Tanrı homurdanarak boşluğa karıştı.

Y/N:Merhabalar yüce okuyucular.E bölüm biraz geç gelmiş olabilir bu sıralar bir internet sorunumuz varda.Bölüm atmada sorun yaşıyorum.Her neyse yazım kurallarım varsa söylemeyi unutmayın ki düzeltiyim ayrıca yorumlarınızı bekliyorum.BY