Bir sandalyenin sırtına, duvara ya da tahta çomak ne olursa olsun önemsiz; artık bir şeye sırtımı dayayarak yazıyorum her daim, arkamı, sırtımı yaslayabileceğim bir şey olsun yeterli. 'Artık' derken ilk defa yazıyorum; demeye çalıştığım şey, en azından bu işi sırtımı bir yerlere yaslayarak yapıyorum. Çoğu vakit nefesimi dahi darlayan bu müşkül duruma gelişimin nedeni hep sırtımı yaslayacak bir dayanağımın olmamasıydı. Yaş 35 yolun yarısı eder demeye hacet olacak kadar ömürden yemedim fakat kendimi, dünyada yiyecek ekmeği kalmadığına yoğun biçimde inanmış kılıksız,kimsesiz pejmürde bir ihtiyar gibi hissetmekteyim. Aslında bu şekilde hissetmekle de kalmıyorum bizzat o şekilde yaşıyorum diyebilirim.Öğleden sonra uyanıyorum, gözümü ilk açtığımda miskin, bitkin ve tükenmiş ruh halimi gayri ihtiyari olarak takınıyor zor bela dolabın kapağını açıyor, bir iki yumurta kırıp ite kaka kendimi zorlayarak yiyorum. Tavuk bile emek etmiş, bu dünya için bir şeyler üretmiş ve bu değerli ürünü hizmet olarak evimin dolabına kadar ulaşmış ben de nezakettendir bu çabasının hakkını veriyorum. Tavuk bile diyorum çünkü içinde bulunduğum yaş hasebiyle; insanlığa, dünyaya ve çevreme en verimli olmam gereken dönemdeyim fakat basit bir tavukla bu bağlamda rekabete düşsem açık ara geride olduğumu keyifle söyleyebilirim. Bazen de keyifleniyorum böyle, kendi kendime içinde bulunduğum yaşantının ve hissiyatın değerlendirmesini yaparken, bazı canlı ve cansız varlıklarla verimlilik ve yararlılık açısından kendimi kıyaslıyorum ve çıkan sonuçlarla bu halime gülüyor kendimle dalga geçiyorum. Gün içinde nadir de olsa yüzümde bir iki hafif gülümseme oluyorsa o da çoğunlukla bu şekilde oluyor velhasıl kelam çağın gerisinde, hatta çağın hiç şahit bile olamadığı bu vahi ve kokuşmuş yaşantının startı bu şekilde veriliyor. Ara sıra farklılık olmuyor mu? Muhakkak oluyor özümde değişime ve yeniliğe açık bir ruha sahibimdir mesela bazı kez, kahvaltıdan önce sigara içerim ya da emektar tavukların kan ter içinde tamamlamış olduğu savaşlarını hiçe sayar, görmezden gelirim ve yumurtasız kahvaltı yapar ya da hiç kahvaltı yapmadan çıkar giderim. En mühim yaşamsal ihtiyacım olan sıcak ve taze çaydan yeteri kadar tükettikten sonra uzun süredir şahsımın ve çevremin üzerimde görmeye alışık olduğu kot pantolonumu siyah kazağımı ve kış mevsimi olduğu için içi yünlü paltomu giyer akabinde macera ve serüven dolu sosyal yaşantıma atılım gösteririm.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..