226.Bölüm - Zihinsel Sızma Sembolü

avatar
7386 30

Kara Büyücü - 226.Bölüm - Zihinsel Sızma Sembolü


Paul karanlık manayı özenle kanına aktarırken bir yandan da içindeki Pisboğaz Kan İblisini bastırıyordu. İlk başta iblis Ellen ve Gram’ı yemek için oldukça istekli görünse de Paul onu bir süre baskıladıktan sonra en sonunda geri çekilmişti.

 

İblisin sonunda çekildiğini fark eden Paul rahat bir nefes alırken yavaşça bir sembol çizmeye başlamıştı. Kendi kanıyla çizdiği ince bir çizgi Ellen’in beyaz sırtında düz bir şekilde inen bir çizgi oluştururken Paul tüm dikkatini sembolün çizimine harcamaya başlamıştı.

 

Sembolü çizerken herhangi bir hata yapmamalıydı. Eğer yaparsa hem sembolü etkisi düşecek hem de bir geri tepme yaşayacaktı. Bu geri tepmenin direkt olarak ruhuna olacağını bilen Paul geri tepmenin ne kadar büyük olabileceğini de biliyordu.

 

Çizdiği sembol karmaşık veya fazla enerji gerektiren bir sembol değildi. Ancak çiziminde özel bir ilgi gerektiriyordu çünkü tasarımı oldukça özeldi.

 

Bu sembol sırasıyla düzenleme, kontrol ve silme sembollerinin birleştirildiği özel bir semboldü. Bu üç sembole eklenen birkaç fazladan şekil ile birlikte sembol anıları kontrol etme özelliğine sahip oluyordu. Paul’ün bildiklerine göre, bu sembol ‘Zihinsel Sızma Sembolü’ olarak tanınıyordu.

 

Sembolün çizildiği kişi herhangi bir zihinsel veya fiziksel hasara maruz kalmıyordu. Ancak tüm anıları sembolü çizen kişiyle aralarındaki uzaklık ne kadar uzak olursa olsun kontrol edilebilir ve düzenlenebilir oluyordu. Bazı yönlerden köle sembolünden bile acımasız olabilirdi.

 

En sonunda, köle sembolü kişiye hâlâ istediği gibi düşünme hakkını veriyordu ve yalnızca hareketlerini kısıtlıyordu. Ancak Zihinsel Sızma Sembolü kişinin tüm anılarını değiştirerek ona farklı kişilikleri ve hatta farklı kimlikleri verebilecek bir semboldü.

 

Elbette, bu sembolün çiziminde önemli olan birkaç husus vardı.

 

Öncelikle, sembol kişinin kendi kanı ile çizilmeliydi. Elbette, sembolün gücünü tutabilmek için güçlü bir kan soyuna sahip olmak gerektiğinden normal bir kan soyuna sahip kişiler bu sembolü çizemezlerdi.

 

Aynı zamanda sembolün çizildiği kişinin zihni ve ruhu tamamen korumasız olmalıydı. Eğer karşı taraftan en ufak bir mücadele isteği gelirse sembolün çizimi kesilir ve çizen kişi güçlü bir geri tepme yaşardı.

 

Normalde, gelişimcilerin seviyeleri arttıkça korunma içgüdüleri gelişirdi. Kişi baygın bir durumda olsa bile en azından içgüdü olarak karşılık verirdi.

 

Ancak Ellen ve Gram’ın durumları farklıydı. Onların baygınlıkları basitçe fiziksel bir darbe nedeniyle değil, İnfirmi’nin ruhsal enerjisi nedeniyleydi. O anda ruhları hasar görmüştü ve bu durumda karşı koymalarının bir imkânı yoktu.

 

Bu nedenle Paul çizerken biraz daha rahat olabiliyordu. Yaklaşık on beş dakikalık bir sürede Ellen’in sırtına ilk sembol olan düzenleme sembolünü çizebilmişti.

 

Bir anlığına durup derin bir nefes alan Paul anında ikinci sembol olan kontrol sembolünü çizmeye başladı. Çizdiği şekillerin ilk çizdiği düzenleme sembolü ile çatışmamasını istediğinden biraz daha ilgi göstermesi gerekiyordu.

 

Bu sırada onu izleyen İnfirmi oldukça şaşırmıştı. Semboller üzerine bir bilgisi olmasa bile bu sembollerden yayılan karanlık manayı ve güçlerini hissedebiliyordu. Sembollerin ne kadar korkutucu olduklarını anlamak için tek bir kez hissetmek yeterliydi.

 

Aynı zamanda Paul’ün akan kanından oldukça yüksek bir baskı hissediyordu. Bir canavar olarak kendisinden üst seviyeli varlıkların kan soyundan baskı hissetmesi normal bir şeydi ancak daha önce böyle bir varlıkla karşılaşmamıştı.

 

Paul’ün bir insan olmadığını çoktan anlamış olsa da onun kan soyunun kendi ejderha soyundan bile yüksek olması onu biraz sersemletmişti. Biraz düşündüğünde, Spadia’nın onu ‘kertenkele’ olarak çağırması o kadar da garip gelmemeye başlamıştı.

 

Öğrencisi böyle güçlü bir kan soyuna sahip birisi elbette kendi ejderha soyunu küçümsemekte haklıydı.

 

İnfirmi’nin düşüncelerinden bihaber olan Paul yirmi dakikada kontrol sembolünü çizip son olarak silme sembolünün çizimine başlamıştı. Bu sırada Grim ve Wulian onun omuzlarından inmiş ve İnfirmi’ye yaklaşmaya başlamışlardı.

 

Wulian kanatlarını hızla çırparak İnfirmi’nin devasa vücudunun etrafında dolanırken Grim ise yavaş adımlarla onun önüne doğru ilerliyordu.

 

İnfirmi önce etrafında inanılmaz bir hızla uçan Wulian’a dikkat etmiş olsa da sonradan gözlerini Grim’e dikmişti. Grim’İn gücünün üçünün arasında en güçlü olan olduğunu hissedebiliyordu.

 

Grim başını hafifçe kaldırarak gözlerini İnfirmi’ninkilerle karşılaştırdığında İnfirmi ruhunu titreten bir soğukluk hissetti ve anında gözlerini kaçırdı. Kendisinden daha güçlü bu kadar kişiyle beraber olmak biraz korkutucu bir durumdu.

 

Onların durumuna herhangi bir ilgi göstermeyen Paul yarım saatte Ellen’in sırtına silme sembolünü çizmiş ve üç sembolü birleştirip özel tasarımı oluşturan şekilleri çizmeye başlamıştı. Şekillerin sayısı fazla olmadığından yaklaşık on dakikalık bir sürede çizmeyi bitirmişti.

 

Çizimi bitirilen Zihinsel Sızma Sembolü bir anlığına siyah bir parıltıyla parladıktan sonra yavaşça soldu. En sonunda, tamamen kaybolarak arkasında Ellen’in beyaz sırtını bırakmıştı.

 

Paul hafifçe gülümserken parmağını yavaşça kaldırdı. Zihinsel Sızma Sembolü çoktan Ellen’in ruhuna ve zihnine işlemişti. O anda, istediği anda onun anılarını görebilir ve değiştirebilirdi.

 

Elbette, o sırada Ellen’in anılarını karıştırmakla ilgilenmiyordu. Bir süre meditasyon yapıp kendini yeniden zirve kondisyonuna çıkardıktan sonra kesik parmağını Gram’a doğru ilerletti.

 

Normalde, tek Zihinsel Sızma Sembolü çizmek bile çizen kişiyi gün boyunca yorgun halde bırakabilirdi. Ancak Paul’ün Habistanrı çekirdeğinin anormal bir mana kapasitesi vardı ve mana konusundan zayıf kaldığı bir durum hiç olmamıştı.

 

Parmağını Gram’ın boynunun hemen altına yerleştiren Paul derin bir nefes alırken ikinci sembolü çizmek için hazırlanmaya başlamıştı. Ancak o anda, Pisboğaz Kan İblisi bir anda harekete geçmişti!

 

Karanlık manayı kanına aktarmakla meşgul olan Paul anında tepki veremediğinden Pisboğaz Kan İblisi parmağındaki yaradan fırlamış ve Gram’ı anında yutmuştu. Genç adamın vücudundan en ufak bir parçayı bırakmayan Pisboğaz Kan İblisi yemeğini yerken yüzünde bir gülümseme belirmişti.

 

Önünde süzülen Pisboğaz Kan İblisine ve yüzündeki rahatsız edici gülümsemeye bakan Paul derince iç çekti. Bu iblisin ileride ona sıkıntı çıkarabileceğini düşünmüştü ancak bu kadar kısa bir sürede bir sorunun ortaya çıkmasını beklemiyordu.

 

Gram ölmeseydi, Ellen’in ve onun anılarını aynı şekilde değiştirerek tüm şüpheleri üzerinden atabilirdi. Ancak Gram öldüğünden Ellen’in anılarında biraz daha fazla düzenleme yapması ve adadan ayrıldığında özellikle dikkatli olması gerekecekti.

 

Pisboğaz Kan İblisi vücuduna geri girerken Paul onu kontrol etmek için bir yol bulması gerektiğini düşünüyordu.

 

İblisin ruhu sürekli olarak kaotik bir durumda olduğundan köle sembolleri işe yaramayabilirdi. Aynı zamanda iblisin sahip olduğu düşünme kabiliyetinin seviyesini bilmediğinden bir anlaşma yapabileceğini de düşünmüyordu.

 

Bu yüzden aklına gelen son yolu seçmişti. Her canlının ortak olarak paylaştığı güçlü olana duyulan korkuyu kullanmak.

 

Ancak iblisin gücünden emin olmadığından bunu kendisinin yapabileceğinden emin değildi. Elbette, başkası yaparsa iblis kendisine sadık olmayacağından başkasından yardım da alamazdı.

 

Bu nedenle İblise direkt ve sürekli olarak zarar verebileceği bir yöntemi seçmişti. Oturduğu yerde gözlerini kapatırken damarlarını hissetmeye başladı ve Pisboğaz Kan İblisinin yerini belirledi.

 

İblisin yerini belirlediği anda soğuk bir şekilde gülümsedi ve anka kanını harekete geçirdi. İyice hızlanan anka kanı bir anda oldukça yüksek derecedeki bir sıcaklığa ulaşmış ve Pisboğaz Kan İblisini iyice bastırmaya başlamıştı.

 

Anka kanı tarafından baskılanan Pisboğaz Kan İblisi yaklaşık on beş dakikada sonunda pasif bir duruma geçmişti. Herhangi bir yara almamış gibi görünse de kaotik olan ruhu biraz daha durgunlaşmıştı ve sıvı vücudu tamamen Paul’ün kan akışına karışmıştı.

 

İblisin sonunda bastırıldığını fark eden Paul rahatça nefes alırken parmağındaki yarayı iyileştirdi ancak gözlerini anında açmadı. Önce, Ellen’in anılarını incelemesi ve değiştirmesi gerekiyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr