King of Gods - Bölüm 486: Ruh Kölesi

---

Çeviri: Donovan Düzenleme: Sajapyu

 

İskelet Bölüm Lideri paniklerken, Zhao Feng tamamıyla soy gücünü deveran etmiş ve avucunu ileri doğru itmişti.

 

Shu~~~~~~

 

Buz İmparatorluk Mızrağının “gölgesi” sınırsız buz içerisinde yayılan görkemli kadim bir aura yayıyordu.

 

Çatırt!

 

Tamamlanmamış Yeryüzü Sınıf silahı iskelet Bölüm Liderinin saldırısını kolaylıkla yok etti ve ileriye devam ederek, vücudunu dondurmaya başladı.

 

İskelet Bölüm Lideri geri çekilmeye çalışırken yüzü korkuyla doluydu fakat hareketleri anormal bir şekilde yavaştı.

 

“Geber!”

 

Zhao Feng mızrak gölgesini devam ettirmek için soy gücünü deveran etti ve ikinci bir kez saldırdı.

 

Bölgeyi gizemli buz mavisi bir ışık silip süpürdü.

Çatırt!

 

İskelet Bölüm Liderinin diğer kolu anında donarak, parçalara ayrılmıştı.

 

O an, iki kolunu kaybetmiş ve sadece gövdesiyle bacakları kalmıştı.

 

“Dur, bunu yapamazsın~~~!”

 

İskelet Bölüm Lideri donarken, göz çukurlarından korku yayılıyordu. Daha da fazla yaşam gücünü son damlasına kadar sıkmak için gizli bir teknik kullanmıştı.

 

Zhao Feng mızrağın gölgesini sürdürmek için elinden gelenin en iyisini yapıyordu fakat dengesizleşmeye başlamıştı.

 

Gücünün yavaşça boşaldığı hissi aşırı bir şekilde açıktı.

 

“Bunu uzun süre sürdüremem. Zaman geçtikçe, kontrolüm azalacak.”

 

Shua!

 

Zhao Feng hafifçe gülümsedi ve soyunu durdurarak buz mavisi mızrak gölgesini geri çekti.

 

“Rüzgar Yıldırım Yok Edişi!”

 

Zhao Feng rüzgar ve yıldırımdan oluşmuş muhteşem bir ışık yayıyordu, bu ışığı bir top haline getirdi.

 

Wu~

 

Rüzgar ve yıldırım topu bir anda patlayarak, düzinelerce metre boyunca rüzgar ve yıldırım dalgasının yollanmasına sebep oldu.

 

Bir “boom” ile , iskelet Bölüm Liderinin donmuş vücudu aşağıdaki mezarlara atılmıştı.

 

Bu saldırı neredeyse iskelet Bölüm Liderini parçalara ayıracaktı.

 

“Sen… Gerçekten de tamamlanmamış bir Yeryüzü Sınıf iteme mi sahipsin…?”

 

İskelet Bölüm Lideri mücadele etmeye çalışırken kemikleri neredeyse kırılmış bir haldeydi.

 

Tamamen sersemlemişti. Eğer Zhao Feng Yeryüzü Sınıf silahın gölgesini üçüncü bir kez kullanabilseydi, onu öldürmek için yeterli olacaktı.

 

Ancak, Zhao Feng bunu yapmadı, onun yerine soy gücünü geri çekti.

 

Aslında, Zhao Feng istese üçüncü bir darbe vurmayı başarabilirdi ama bu soy gücünün kurumasına sebep olurdu.

 

Shua!

 

Zhao Feng’in figürü ortadan kayboldu ve iskelet Bölüm Liderinin kafasının üstüne ayağını koyduğu mezarların içerisine indi.

 

“Velet, ne istiyorsun… Eğer beni öldürmek istiyorsan, öldür o zaman.”

 

İskelet Bölüm Lideri inanılmaz bir şekilde aşağılanmış ve kızgın hissetse de, çok mücadele etmiyordu.

 

Zhao Feng’e karşı tamamıyla kaybetmişti. Yeryüzü Sınıf silahın gölgesi ortaya çıktığı an, mağlup kişi belirlenmişti. Zirve halindeki bir Hükümdar olmadığı sürece, kimse böyle bir güce karşı duramazdı.

 

“Bu kadar kolay gitmesine izin veremem…”

 

Zhao Feng gözlerini kıstı ve iskelet Bölüm Liderinin altın ve gümüş vücudunun her yerini taradı.

 

Zhao Feng bu kemiklerin ne kadar sert ve güçlü olduğunu biliyordu. Bu bir Hükümdarın vücuduydu, Elder Bai ve Cang Yuyue’nin saldırılarını doğrudan karşılayabilen birinin vücudu.

Zhao Feng bu iskelet Bölüm Liderini bir iskelet hayalet cesedine dönüştürüp dönüştürmemek hakkında düşünüyordu.

 

Eğer bunu yapmasa bile, bu kemik yığını hayalet cesetleri için harika bir zanaat materyali olacaktı.

 

Bundan dolayı Zhao Feng Yeryüzü Sınıf silahla iskelet Bölüm Liderine üçüncü kez saldırmamıştı.

 

“İskelet Bölüm Lideri, şu an iki seçeneğin var. İlki ölüp benim hayalet cesetlerim için materyal haline gelmek, ikincisi ise benim kölem olmak.”

 

Zhao Feng oldukça açıktı.

 

“Seni… Utanmaz velet…!”

 

İskelet Bölüm Lideri kükredi ve mücadele etti fakat Zhao Feng’in ayağı kafasının üstündeydi..

 

Zhao Feng’in iskelet Bölüm Liderini öldürmesi için sadece bir düşünce yeterliydi.

İskelet Bölüm Liderinin savaş gücü zirve halinin yüzde onunda bile değildi, bundan dolayı karşılık veremiyordu.

 

İskelet Bölüm Lideri gizli bir teknik kullanmak veya kaçmak istemiyor değildi fakat düşmanın korkunç göz soyunu ve zihinsel enerji saldırılarına karşı dayanıklılığını düşününce, iskelet Bölüm Lideri çaresiz hissetti.

 

Zhao Feng’in Tanrının Ruhani Gözü iskelet Bölüm Liderinin üstüne kilitlenmişti. Eğer herhangi şüpheli bir hareket yaparsa, bir Göz Alevi kullanarak hayatını anında sonlandıracaktı.

 

İskelet Bölüm Lideri de bunu biliyordu.

 

“Genç… vücudumu ceset yapmak için kullanacağına inanmıyorum. Hayalet cesetleri hakkındaki ilk şeyi biliyor musun da?”

 

İskelet Bölüm Lideri mücadele vermeyi bıraktı, göz çukurlarında bir tutam kurnazlık belirdi.

Zhao Feng için değerli olan son şeyi kullanarak onu ikna etmeye çalışacaktı.

 

Zhao Feng eğer ölürse iskelet Bölüm Liderinin vücudunu kullanacağını belirtmişti, iskelet Bölüm Lideri de onu bu konu hakkında sorgulamıştı. Eğer bu ifade yanlışsa, o zaman Zhao Feng onu kolayca öldüremeyecekti.

 

Kimse bunun gibi bir Hükümdarı öldürmek istemezdi.

 

Shua! Shua!

 

Zhao Feng’in solunda ve sağında iki tane koyu gümüş hayalet cesedi ortaya çıktı. Auraları erken aşama Gerçek Lord Derecesine ulaşmıştı.

 

İskelet Bölüm Liderinin göz çukurları parladı. Açıkça bu ikilinin gücünü anlamıştı.

 

Üstelik, Zhao Feng’in elindeki küçük siyah bir inci iskelet Bölüm Liderinin dikkatini çekmişti.

İki koyu gümüş hayalet cesedi bu siyah inciden çıkarılmıştı.

 

“O siyah inci…”

 

İskelet Bölüm Liderinin kalbi yerinden oynadı.

 

Kendisi de hayalet cesetleri üzerinde uzmanlaşmıştı öbür türlü ilk başta On Büyük Gücün saldırısından kaçmak için kendini bir iskelete dönüştürmezdi.

 

O Azur Çiçek Kıtasındaki bu konu hakkındaki en iyi uzmanlardan biriydi.

 

On Bin Hayalet İncisi, On Bin Hayalet İmparatorundan kalma kutsal bir itemdi ve incinin aurası bile iskelet Bölüm Liderinin kalbinin yerinden oynamasına sebep olmuştu. İnciye yakından bakınca, içinden bir eğilme dürtüsü gelmişti.

 

“Sabırım sınırlı. Geber ya da kölem ol.”

 

Zhao Feng sabırsız bir şekilde konuştu. Yüz ifadesini sadece bunu yapmak için numara yapmıyordu. Hakikaten bu işi bitirip Gök Kubbe Ülkesine geri dönmek istiyordu.

İskelet Bölüm Lideri Zhao Feng’in sol gözüne ve On Bin Hayalet İncisine baktı.

 

Tanrının Ruhani Gözü iskelet Bölüm Liderinin ihtiyatlı ve çaresiz yaparken, On Bin Hayalet İncisi ona zapt edilemez bir açgözlülük veriyordu.

 

“Eğer bir köle olmazsam, kesinlikle öleceğim. Eğer katılırsam, gelecekte küçük de olsa işleri ters çevirme ihtimalim var ve o inci benim olur…”

 

İskelet Bölüm Lideri sonunda kararını verdi.

 

Zhao Feng’in elindeki On Bin Hayalet İncisi iskelet Bölüm Liderinin merakını kabartmıştı.

Yüzyıllardır süren tecrübesiyle bile, daha önce hiç bu seviyede bir Hayalet Dao itemi

görmemişti. Muhtemelen tüm kıta boyunca buna benzer bir item yoktu.

 

Eğer gelecekte karşı saldırıya geçip başarılı olabilirse, o zaman alacağım ödül ölçülemez olur.

 

“Kölen olmaya razıyım ama kendi zihnimin olmasına izin vereceksin.”

 

İskelet Bölüm Lideri katıldı.

 

“Tamam.”

 

Zhao Feng buna katılmadan önce düşündü.

 

İskelet Bölüm Liderini kölesi yapmasının iki yolu vardı.

 

İlki onu bir hayalet cesede dönüştürüp zihnini yok etmekti. Böylece vücudunun kontrolünü kaybedecekti.

 

İkincisi iskelet Bölüm Liderini kontrol edip, kendi bilincine sahip olsa da, hayatı tehlikede olduğu için Zhao Feng’e itaat etmesini sağlamaktı.

 

İskelet Bölüm Lideri kesinlikle ilk yönteme kabul etmeyecekti, onun yerine ölmeyi tercih ederdi.

 

Eğer o Zhao Feng’in kendi bilinci olmayan bir hayalet cesedi olursa, bu ölümden daha kötü olurdu.

 

En azından ikinci yöntemle biraz umudu olacaktı.

 

Mesela, eğer Zhao Feng ölürse, o zaman iskelet Bölüm Lideri özgür olurdu.

Bundan dolayı, ikinci yöntem riskliydi ve kullanıcının güçlü olmasını gerektiriyordu.

Ne de olsa, bu iskelet Bölüm Lideri zirve halinde bir Hükümdardı ve kurnazlığıyla biliniyordu.

Eğer onu normal bir uzman köleleştirseydi, on dakika içerisinde öldürülürdü.

 

“İkinci yol çok daha riskli olsa da, zekası olan bir köle olmayandan çok daha işe yarar.”

 

Zhao Feng artıları ve eksileri biliyordu, bundan dolayı tereddüt etmeden katılmıştı.

Gücünden emindi ve iskelet Bölüm Liderini kontrol edebileceğine inanıyordu.

Bir süre dinlendikten sonra, Zhao Feng iskelet Bölüm Liderinin önünde oturdu ve göz gücünü topladı. Küçük hırsız kedi onun yanında oturuyor ve iskelet Bölüm Liderine göz kulak olurken, iki koyu gümüş hayalet cesedi onun solunda ve sağında duruyordu.

 

Kalbinin içinde iç çekerken iskelet Bölüm Liderinin göz çukurlarının içindeki kırmızı alev sönükleşti. Bu genç tedbirli olmaktan fazlasını yapıyordu.

 

Bir saat sonra, Zhao Feng başarılı bir şekilde  Kara Kalp Tohumunu iskelet Bölüm Liderinin ruhunun derinlikleriyle birleştirdi.

 

Bu Kara Kalp Tohumu Lin Tong’unkinden daha farklıydı.

 

En son, Zhao Feng başarılı bir şekilde Kara Kalp Tohumunu Lin Tong’un zihnine yerleştirmişti ve eğer çok mücadele etseydi, ölebilirdi.

 

Bu sefer, iskelet Bölüm Lideri ruhunun derinliklerine Kara Kalp Tohumunun konulmasına yardım etmişti.

 

Üstelik, Kara Kalp Tohumu bu sefer mükemmelleştirilmiş ve Zhao Feng’e son seferden düzinelerce kat daha fazla enerji gerektirmişti. Bu kuvvetin çok daha güçlü olacağı anlamına geliyordu.

 

“Bu yöntem Ruh Dao’suyla kontrol etmeyi içeriyor ve bir göz soyuyla kullanılıyor. Yoksa Kara Göz Yasak Sayfasından mı…?”

 

İskelet Bölüm Lideri korkmuştu ama direnemezdi. Aksine, Zhao Feng’e yardım bile etmişti.

İskelet Bölüm Lideri çok açık bir şekilde Kara Kalp Tohumunun ne kadar güçlü olduğunu biliyordu. Herhangi bir an patlayabilecek bir bomba gibiydi.

 

“Fena değil.”

 

Zhao Feng kafasını memnuniyetle salladı.

 

Bu seferki Kara Kalp Tohumu inanılmaz bir şekilde güçlüydü ve istediği zaman iskelet Bölüm Liderinin hayatını alabilirdi.

 

“Zirveme kadar iyileşsem bile, bu tekniği sessiz bir şekilde kırma ihtimalim yüzde ondan daha az.”

 

İskelet Bölüm Lideri yerde yatarken yüz ifadesi inanılmaz bir şekilde çirkindi.