King of Gods - Bölüm 564: Yağma

---

 

Bölüm 564: Yağma

 

“Yoksa bu efsanevi Rüzgar Yıldırım İmparatorunun mirası olabilir mi?”

 

Maviler içindeki korsan lideri artık tamamen Zhao Feng’in dövüşüne odaklanmıştı.

 

O da Su Yıldırım kanunlarında yetişim yapmıştı, bundan dolayı bazı efsaneleri biraz biliyordu.

 

Cang Okyanusunda yıldırım bağlantılı kanunlar üzerinde yetişim yapmış kişiler hakkında birçok efsane vardı. Rüzgar Yıldırım İmparatoru bu uzmanlardan biriydi.

 

On binlerce yıl önce, Rüzgar Yıldırım İmparatoru hızıyla yüceleşmişti.

 

Korsan lideri Rüzgar Yıldırım Mirasını biliyordu ve önündeki bu gencin o mirasın bir kısmını aldığından şüphe ediyordu.

 

“Bu veletin hızı normal yarım adım Çekirdek Köken Alemlerinden daha üstün. ‘Mor Yıkım’ yıldırımını kullanıyor ve Hong San ile Jiao Si ile savaşabiliyor. Bu ikili önceden Hükümdarları durdurabilmişti. Ancak en iyi miraslar böyle bir şeyin olmasını sağlayabilir.”

 

Korsan lideri tahminlerinden gittikçe daha fazla emin olmaya başlamıştı ve kalbinde açgözlülük belirmişti. Yüreğindeki heyecanı bastıramıyordu.

 

Bu miras İmparatorun mirasıydı.

 

Üstelik, Rüzgar Yıldırım İmparatoru herhangi bir Boş Tanrı Alemi İmparator değildi ─ benzersiz bir hıza sahipti.

 

“Mor Yıkım ─ Rüzgar Yıldırım Kırbacı!”

 

Zhao Feng, Rüzgar Yıldırım Tekniklerini kullanarak iki rakibine karşı küçük bir üstünlük sağlamıştı.

 

“Durdurun onu!”

 

Bastonlu elder ile çirkin adam git gide daha fazla şaşkına dönüyordu. Artık Zhao Feng’i öldürmeyi bile düşünmüyor, yalnızca onu oyalamaya çalışıyorlardı.

 

“Bu ikilinin toplam savaş gücü Çekirdek Köken Alemine ulaşmadan önceki Lu Tianyi’den bile biraz daha güçlü.”

 

Zhao Feng’in yüz ifadesi değişmişti.

 

Herhangi öldürücü bir hamlesini kullanmazsa, bu ikiliden hızlı bir şekilde kurtulamayacaktı.

 

Ancak, acele içerisinde de değildi. Mor renkli yıldırımın beşte birini kavramış olsa da, kullanımında pek tecrübesi yoktu.

 

Bu ikili gücünü denemesi için kusursuz olacaktı.

 

Buz İmparatorluk Mızrağını, Hayalet Ceset Lanet Düzeneğini veya İskelet Bölüm Liderini kullanıp hızlıca işlerini bitirmek istemiyordu.

 

Savaş boyunca Zhao Feng, Mor Yıkım Yıldırımı tekniklerini test etmeye devam etmişti.

 

Qiu!

 

Zhao Feng’in silüeti havada parlamaya, Mor Yıkım Yıldırımın aurası da daha yoğunlaşmaya başlamıştı.

 

Rüzgar ve Yıldırım Kanatlarını kullanmasa da iki korsandan daha hızlıydı.

 

Zaman geçtikçe, bastonlu elder ile çirkin adam daha fazla baskı altına alınmıştı. Aynı zamanda, savunma yapan tekne de tehlikeden kurtulamamıştı. Fakat Hong San ve Jiao Si başka bir yere gittiğinden, daha fazla dayanabileceklerdi.

 

Ancak, rengarenk kıyafetler içerisindeki elder de tehlike içerisindeydi.

 

“İhtiyar Huang, eğer biraz daha savaşırsan, kaçamayacaksın.”

 

Maviler içindeki korsan liderinin yüz ifadesi gaddarcaydı. Ona karşı koyan Hükümdar elder onu öfkelendirmişti. Zhao Feng’in kaçacağından endişeleniyordu.

 

Zhao Feng’in hızı iki rakibinden çok daha hızlıydı, bundan dolayı hiçbir sorun olmadan istediği zaman kaçabilirdi. Öte yandan, bir Hükümdarı kısa bir süre içerisinde öldürmek kolay değildi, yaralı olsa bile.

 

Zhao Feng’in üstünlüğü gittikçe büyüyordu. Zihnindeki yıpranmış rüzgar ve yıldırım dünyası farklı biçimlerde görünüyordu.

 

Zhao Feng mor yıkım yıldırımını kavrıyor, git gide daha fazla küçük detayları anlıyordu.

 

“Mor Yıldırım ─ Rüzgar Yıldırım Yılan Dansı!”

 

Zhao Feng’in Rüzgar Yıldırım Kırbacı daha da fazla yoğunlaşarak bir yılan gibi hareket etmeye başlamıştı ─ çevik ve hızlı.

 

Sanki rüzgar ve yıldırımdan yapılmış bir yılan Zhao Feng tarafından oynatılıyormuş gibi gözüküyordu.

 

Pi! Pa! Güm~~

 

Bastonlu elder ile çirkin adam dayak yiyordu.

K.N: Halinize şükredin çirkin adam olarak anılıp ana karakterden dayak yiyen insanlar da var :D

 

Zhao Feng’in Hükümdar seviye zihinsel enerjisi Rüzgar Yıldırım Mirasının potansiyelini ortaya çıkarıyordu.

 

“Çabuk bitirelim.”

 

Zhao Feng bir Hükümdarın arzusunu kullanarak saldırılarını yükseltmişti.

 

Akreple bağlarını koparmış olmasına rağmen, üç tarikat nerede olduğunu kestirmişti.

 

İyi değil!

 

Teknenin yakınlarındaki korsan liderinin yüz ifadesi çarpıcı bir şekilde değişmişti. Gözleri önünde genç iki korsanı geri itmeye başlamıştı.

 

“Arghhhh!”

 

Bastonlu elder ile çirkin adam vücutları kızardıkça çığlık atıyordu.

 

Zhao Feng’in saldırıları Yıkımın gücünü içeriyordu, ki bu güç de herhangi bir iyileştirme kabiliyetini sınırlandırıyordu.

 

Kısa bir süre içerisinde, geri çekilmeye başlamış iki korsan yaralanmıştı. Ama hızları Zhao Feng’le hiç yarışabilir miydi?

 

“Ahhh!”

 

Bacaklarından biri Rüzgar Yıldırım Kırbacı tarafından yakalanmış çirkin adam acı içerisine inlemeye başlamıştı.

 

Çatırt!

 

Bacağından vazgeçmiş ve kendini kurtarmak için Gerçek Ruh Kaynağını yakmaya başlamıştı.

 

Qiu!

 

Zhao Feng’in figürü yeniden ortadan kaybolmuş, kırbacı bastonlu elderin sırtına inmişti.

 

Wah!

 

Yüz metre geriye itilirken bastonlu elder ağız dolusu kan kusmuştu.

 

“Yardım edin!”

 

İki korsan kaçmaya başlamıştı. Eğer kaçmazlarsa, hayatlarını kaybedeceklerdi.

 

Hmph!

 

Zhao Feng ikisini de kovalamamış, bunun yerine başka bir yöne doğru uçmuştu.

 

Hmm!?

 

İki taraf da şaşırmıştı.

 

Zhao Feng iki korsanı yaraladıktan sonra iki tarafa da yardım etmemişti.

 

“Velet…! Dur!”

 

Korsan lideri dayanamayarak kükremişti. O an, zor bir seçim yapmak zorunda kalmıştı.

 

Eğer Hükümdar elderi bırakırsa, korsanlar öldürülecekti.

 

Üstelik, eğer Zhao Feng’i kovalarsa, hem Zhao Feng hem de Hükümdar elderin saldırıyla aynı anda karşılaşmak zorunda kalabilirdi.

 

Zhao Feng Hükümdar elderle birleşirse, bu durum korsan lideri için pek iyi olmayacaktı. Kim Zhao Feng’in ne tür gizli teknikleri olduğunu bilebilirdi ki? Ne de olsa, Rüzgar Yıldırım İmparatorunun tekniklerini miras almıştı.

 

Fakat, Zhao Feng’in ayrılmasına izin verirse, Rüzgar Yıldırım Mirasını elde etme şansını da kaçırabilirdi.

 

“Küçük kardeş, bu korsanlar ikimizin de düşmanı. Eğer birleşip onları yenersek, son derece minnettar olacağım…!”

 

Hükümdar elder de bağırdı.

 

Bunu duyan korsan liderinin yüz ifadesi değişmişti. Zhao Feng diğer tarafa katılırsa durum onun için kötü bir şekilde değişecekti.

 

Beklenmedik bir şekilde Zhao Feng iki tarafı da dinlememişti.

 

Mantıksal olarak Zhao Feng korsanlara karşı Hükümdar eldere yardım etmeyi seçmeliydi.

 

“Eğer bize yardım edebilirsen, herhangi bir isteğini kabul ederim, Loulan ailesi de karşılığını verir…”

 

Teknenin üstünden hafif bir ses yükseldi.

 

Bu sesin sahibi Loulan Zhishui’ydi.

 

O an, ortaya çıkan Loulan Zhishui inanılmaz bir güzelliğe sahipti.

 

“Hanımefendi Loulan.”

 

Dost, düşman herkes afallamıştı. Sisin içerisinden gelen ses insanın kalbini karıştırıyordu. “Herhangi bir isteğini kabul ederim.” sözleri de çok cazipti.

 

Ne yazık ki, onlara konuşmuyordu.

 

Genç duygusuz bir şekilde ayrılmıştı. İki taraf da hayrete düşmüştü. Bu çocuğun Loulan Zhishui’ye karşı hiçbir tepkisi yoktu.

 

“Hmm? Bir şeyler yolunda değil.”

 

Korsanlar bir şeylerin yolunda olmadığını fark etmişti. Zhao Feng, Sekiz Issız Dağın olduğu yere doğru gitmiyordu; tam tersine gidiyordu.

 

Qiu!

 

Zhao Feng, gri tekneye doğru yaklaşan bir Rüzgar Yıldırım çizgisine dönüşmüştü ─ Mavi Yıldırım Korsanlarının korsan gemisine doğru ilerliyordu.

 

“Arghh!”

 

Teknede geriye sadece erken aşama ve son aşama Gerçek Lord Dereceleri kalmıştı.

 

Bam!

 

Zhao Feng güverteye indi.

 

“Usta, bu gemi son derece yüksek bir kaliteye sahip ve savunması oldukça güçlü. Yanılmıyorsam bu gemi okyanusa girip görünümünü bile değiştirebilir.”

 

On Bin Hayalet İncisinin içindeki İskelet Bölüm Lideri bir hayli memnundu.

 

Zhao Feng geride kalmış korsanların icabına herhangi bir çaba sarf etmeden bakmıştı.

 

“Hehe, yeteri kadar ilkel kristal taşla mürettabat olduğu sürece, kolay bir şekilde sınırsız okyanusta yolculuk edebiliriz. Gemideyken yetişim yapmaya daha fazla zaman harcayabilirsin.”

 

İskelet Bölüm Lideri açıkladı.

 

Birkaç denizciye ihtiyacı olduğu için Zhao Feng korsanların bazılarını hayatta bırakmıştı.

 

Aslında, bu iskelet Bölüm Liderinin fikriydi, bu fikir de Zhao Feng’in aklına yatmıştı. Ne de olsa, uzun bir süre boyunca uçmak kolay değildi.

 

Başka bir bölgede olan Gök Aziz Qin Sarayını bulmak zorundaydı. Gerçekten de bir gemiye ihtiyacı vardı.

 

“Utanmaz hırsız~~~~~!”

 

Korsan lideri neredeyse öfkeden patlayacaktı.

 

Az evvel duyduğu kaygı tam anlamıyla işe yaramazdı. Zhao Feng, elder ile güçlerini birleşmekle kalmamış, aynı zamanda gemilerini çalmıştı.

 

Mavi Yıldırım Korsanları küfür etmeye başladı. Korsanlar olarak, yağmalanan tarafın kendileri olacağını beklemiyorlardı.