Bölüm 571: Lord Hu Suo

avatar
10786 27

King of Gods - Bölüm 571: Lord Hu Suo


 

Bölüm 571: Lord Hu Suo

 

Havada kuvvetli bir aura ortaya çıkarak, birkaç bin mil içerisindeki tüm Gök ve Yeryüzü Yuan Qi’sinin uğuldayıp korku içerisine titremesine sebep olmuştu.

 

Bu güç evrenle bir gibiydi.

 

“Ne…? Nasıl yetişebildi?”

 

Mavi Yıldırım Deniz Gök Gemisinin içindeki herkes açık bir şekilde yaklaşan bir Büyük Çekirdek Köken Alemi uzmanın aurasını hissedebiliyordu. Hem de bu sefer aura doğrudan onlara doğru ilerliyordu.

 

Wu~~

 

Okyanustaki sis kaybolmaya başlamış, sonrasında da yeşil-kan renkli bir ışıkla doldurulmuştu. Birkaç düzine mil içerisindeki her şey anında bu ışık tarafından kaplanmıştı. Tüm bölge tamamen başka bir dünya olmuş gibi gözüküyordu.

 

Okyanusun derinliklerindeki Mavi Yıldırım Deniz Gök Gemisi hareket etmeyi bırakmış ve yeniden aurasını saklamıştı.

 

Peng! Peng! Peng!

 

Tüm denizcilerin ve Loulan Zhishui’nin kalpleri küt küt atıyordu.

 

Kabinlerin birinin içerisinde:

 

“Bulunduk.”

 

Zhao Feng iç çekip ayağa kalktı.

 

Bunu duyan herkesin yüreği yerinden oynamıştı.

 

“Zhao Feng, orada olduğunu biliyorum. Dışarı çık ve geber.”

 

Yukarıdan soğuk, intikam dolu bir gencin sesi yükseldi.

 

Zhao Feng ve Loulan Zhishui’nin ikisi de bu sesin tanıdık olduğunu düşünmüştü.

 

Sou! Sou! Sou~~~

 

Mavi Yıldırım Deniz Gök Gemisinin üstünde üç Çekirdek Köken Aleminin aurası duruyordu.

 

Konuşan Mavi Yıldırım Korsanıydı.

 

Üç Hükümdar içerisinde, o solda duruyordu. Sağ tarafta ise yetişimi zirve Küçük Çekirdek Köken Alemine ulaşmak üzere olan son aşama bir Küçük Çekirdek Köken Alemi auralı, kara yüzlü, siyah zırhlı bir adam vardı.

 

Ortada ise yeşil dövmeleri olan tek kollu, kel bir adam vardı. Yeşil-kan renkli ışık onun vücudundan yayılıyordu.

 

Büyük Çekirdek Köken Alemi Hükümdar Lord oydu.

 

“Çevreyi ve doğanın kendisini değiştirebilmek… Demek Büyük Çekirdek Köken Alemi böyle bir şey.”

 

O an, Zhao Feng, Tanrının Ruhani Gözünü engellemeyi bırakmış ve okyanusun yüzündeki manzarayı görmüştü. Sonra da bu görüntüleri Loulan Zhishui ve diğerlerinin zihnine aktarmıştı.

 

“Bu o! Sınırsız okyanusun bu kısmının Korsan Kralı ve on büyük korsan grubunun korsan lideri olan ─ Lord Hu Sou!”

 

Loulan Zhishui haykırdı.

 

Lord Hu Suo, korsan birliğinin lideri!

 

Denizcilerin kalpleri korkudan titriyordu. Sanki bir uçurum ucunda duruyorlarmış gibi hissediyorlardı.

 

Plop!

 

Hatta bir iki kişi kıçlarının üstüne düşmüştü.

 

Zhao Feng’in kaşları çatıldı. Seçtiği denizcilerin karakteristikleri ve davranışları zayıf olmadıklarını gösteriyordu. O zaman bu Lordu Hu Suo tam olarak ne kadar ünlüydü? İsmi bile savaşma iradelerini kaybetmelerini sağlamıştı.

 

“Söylentilere göre sınırsız okyanusun bu parçası onun bölgesi olarak kabul ediliyor. Birkaç yüzyıldan beri Sekiz Issız Dağın etrafındaki bölgeyi yağmalıyor. Üç tarikat hariç hiç kimseyi yağmalamaktan korkmuyor.”

 

Loulan Zhishui’nin sesi titriyordu.

 

Büyük Çekirdek Köken Aleminden gelen aura baskısı gittikçe daha da güçleniyordu.

 

“Savaşmaya hazırlanın.”

 

Zhao Feng güverteye atlamış, elinde de siyah bir bayrak ortaya çıkmıştı.

 

“Büyük Çekirdek Köken Alemi uzman… Kızıl Ay Patrik bile ancak onun seviyesindeydi.” dedi iskelet Bölüm Lideri acılı bir şekilde.

Ç.N: Bu adam Boş Tanrı Aleminde değil miydi ya?

 

Kendisi bizzat Patrik’in gücüne şahit olmuştu. Lord Hu Suo’dan gelen baskı Kızıl Ay Patriğininkinden yalnızca birazcık daha azdı.

 

Havada:

 

“Lord Hu, izin verin aşağıya ineyim ve icaplarına bakayım.”

 

Siyah zırhlı dev, siyah baltasını sallayarak yüzündeki gaddar ifadeyi ortaya çıkarmıştı. O savaş gücü bakımından, Mavi Yıldırım Korsanından bile birazcık daha güçlüydü.

 

“Hayır.”

 

Lord Hu Suo konuştu, “Diğer herkesi öldürebilirsin ama şu Zhao Feng canlı yakalanılacak.”

 

Üç tarikatın verdiği ödülleri düşünen duygusuz Lord Hu Suo bile heyecanını bastıramıyordu.

 

Whoosh! Whoosh!

 

Tam o an, iki figür suyun üstüne çıkmıştı.

 

“Zhao Feng, çok cesursun. Dışarı çıkmaya cüret etmene bile şaşırdım.”

 

Lord Hu Suo hafifçe şaşırmıştı. Üç korsan, Zhao Feng’in dışarı çıkmaktan korkacağını ve okyanusta saklanacağını düşünmüştü.

 

“Gerçekten de korsan birliğinin lideri olmaya layık birisin. Bu kadar uzağa kaçmama rağmen bana yetişebildin.”

 

Zhao Feng siyah bayrağını salladı. Son derece şaşırmış taklidi yapıyordu.

 

Aslında, ona nasıl yetiştiklerini bilmese de, kesin olan bir şey vardı: bir Büyük Çekirdek Köken Alemi gözünü üstüne koyarsa, kaçmak zor olacaktı.

 

“Hahaha… Ben Mavi Yıldırım Deniz Gök Gemisinin kaptanıyım. Onunla iki yüz yıl geçirdim ve bizzat kendim birçok kez tamir ettim. Çoktan aramızda bir bağlantı var.”

 

Mavi Yıldırım Korsanı güldü, Lord Hu Suo da başını salladı, “Bir gemi belirli bir seviyeye ulaşınca, çok uzak olmadıkları sürece sahibiyle gizemli bir bağ kurar ve zayıf bir ruh oluşturur.”

 

Demek ondan.

 

Zhao Feng sonunda sebebi anlamıştı.

 

“Bu bir sır değil, herkesin bildiği bir şey.” dedi siyah zırhlı dev kibirli bir şekilde.

 

Herkesin bildiği bir şey mi?

 

Zhao Feng ve İskelet Bölüm Lideri birbirlerine çirkin yüz ifadeleriyle döndü. Çok tecrübeli değillerdi, hatta bu Zhao Feng’in ilk defa dış dünyaya adım atışıydı.

 

Herkesin bildiği bir şey yüzünden kaybetmişler gibi gözüküyordu.

 

“Şu Mavi Yıldırım Korsanı ölmeli.”

 

Zhao Feng’in kalbinde öldürme arzusu yükselmeye başladı. Artık nedenini bildiği için, daha fazla konuşmaya gerek yoktu.

 

Shua!

 

Anında altı lanetli hayalet cesedi ortaya çıkmış ve kalın, yoğun bir siyah sis oluşturmuştu.

 

Güm! Güm! Hu~

 

Zhao Feng’in siyah bayrağı sallamasıyla, lanetin gücü üç Hükümdara doğru ilerlemeye başlamıştı.

 

Kısa bir süre içerisinde, birkaç mil içerisindeki her şey Hayalet Ceset Lanet Düzeneği tarafından yutulmuştu.

 

“Dokuz Ölümcül Yin Kemik Delişi!”

 

İskelet Bölüm Lideri dişlerini sıkarak ve Yeryüzü Sınıf silahını etkinleştirerek, Hayalet Ceset Lanet Düzeneğinin yardımıyla üç düşmanına doğru, büyük, koyu gümüş bir diken fırlatmıştı.

 

“Hmm?”

 

Lord Hu Suo hafif de olsa şaşırmıştı.

 

Pi! Pa!

 

Yanındaki Mavi Yıldırım Korsanı ve siyah zırhlı dev anında savunma yapmaya zorlanmıştı.

 

Hayalet Ceset Lanet Düzeneğinin kuvveti beklentilerini aşmıştı. Lanetin gücü her yönden onları aşındırıyordu. Hükümdarlar bile bunu sıkıntılı buluyordu.

 

Dokuz Ölümcül Yin Kemik Delişi saldırısı da Hayalet Ceset Lanet Düzeneği tarafından güçlendirilince oldukça kuvvetliydi.

 

“Şu veletin de amma numarası varmış…”

 

Mavi Yıldırım Korsanı henüz iyileşmemişti, üstüne üstlük kan özü de kesintisiz bir şekilde yutuluyordu.

 

Yalnızca birkaç saldırı değiş-tokuşundan sonra, Mavi Yıldırım Korsanı ve siyah zırhlı dev savunma yapmaya zorlanmıştı.

 

Yalnızca Büyük Çekirdek Köken Alemi yetişimi olan Lord Hu Suo istifini bozmadan durabiliyordu. Etrafını yeşil-kan renkli bir ışık kaplamıştı. Bu ışık da yanına gelen herhangi bir güç parçasını veya laneti püskürtüyordu.

 

Bu manzara Zhao Feng ve İskelet Bölüm Liderinin kalbini sarsmıştı.

 

“Ben yaparım.”

 

Lord Hu Suo’nun kulak tırmalayıcı sesi yükseldi.

 

Shua! Shua!

 

Mavi Yıldırım Korsanı ve siyah zırhlı dev neşeli ifadelerle geri çekilmiş, onun yolunu açmıştı.

 

“Kırıl!”

 

Lord Hu Suo avucunu salladı.

 

Wu~~

 

Birkaç düzine mil içerisindeki her şey yeşil-kan renkli bir ışıkla kaplanmıştı. Uzay ile Gök ve Yeryüzü Yuan Qi’si bile değişmeye başlamıştı.

 

Lord Hu Suo, Gök ve Yeryüzünün Efendisi gibiydi. Ayı ve güneşi döndürecek güce sahipmiş gibi gözüküyordu.

 

Bam!

 

Titremeye başlamış bölge sanki bir canavar tarafından sarsılmış gibiydi.

 

O an, hem Zhao Feng hem de iskelet Bölüm Lideri kendilerini bir evrene karşı savaşan bir çift karınca gibi hissetmişti.

 

Çatırt!

 

Lanetin gücü geri itilmiş, Hayalet Ceset Lanet Düzeneğinin sisi anında parçalanmıştı.

 

“Ne kadar dehşet verici bir saldırı.”

 

Saldırının küçük bir parçası tarafından vurulmuş Zhao Feng sarsılmıştı.

 

“Sizler veleti oyalayın. Ben ilk iskeleti öldürürüm.”

 

Lord Hu Suo son derece tedbirli davranıyordu. Yanlışlıkla Zhao Feng’i yaralamaktan korkuyordu.

 

Üç tarikat tarafından sunulan ödüller onu bile baştan çıkarmıştı, onlar da Zhao Feng’i canlı istiyorlardı.

 

“Velet, muhtemelen düşmanının tam anlamıyla ne kadar dehşet verici olduğunu anlamıyorsun.”

 

Mavi Yıldırım Korsanı alaycı bir şekilde konuştu.

 

“Hehe… Şu velet bir Büyük Çekirdek Köken Alemine bile meydan okumaya cüret ediyor.”

 

Siyah zırhlı adamın gülümsemesi alaycılık ve küçümseme ile doluydu.

 

O an, Hayalet Ceset Lanet Düzeneği Lord Hu Suo tarafından kırıldığı için, Zhao Feng korumasının büyük bir kısmını kaybetmişti.

 

Zhao Feng, Yeryüzü Sınıf bir silaha sahip olsa da, iki son aşama Küçük Çekirdek Köken Alemi uzmanın rakibi olamazdı. Neyse ki, üç Hükümdarların hepsi yanlışlıkla Zhao Feng’i öldürmekten korktukları için tüm güçlerini kullanmıyorlardı.

 

Güm!

 

Diğer taraftan büyük bir patlama sesi gelmişti.

 

“Zhao Feng! Kurtar beni!”

 

Yeşil ve kan renkli iki ejderha ortaya çıkarken iskelet Bölüm Lideri çığlık atıyordu.

 

Çatırt!

 

İskelet Bölüm Liderinin kemiklerinde çatlaklar oluşmaya başlamıştı.

 

Zhao Feng serseme dönmüştü. İskelet Bölüm Liderinin bu kadar hızlı bir şekilde kaybedeceğini düşünmemişti. Dokuz Ölümcül Yin Kemiği vücuduyla birleştikten sonra, iskelet Bölüm Liderinin savunması çarpıcı bir şekilde yükselmişti. Normal Hükümdarların saldırılarını doğrudan karşılayabilecek seviyedeydi.

 

Üstelik, Kemik Güçlendirme Dao’sunda yetişim yapıyordu. Onun yerinde normal bir Hükümdar olsa, çoktan vücudu ezilmiş olurdu.

 

Çatırt!

 

İskelet Bölüm Liderinin vücudu parçalanmak üzereydi.

 

“Anlaşılan daha fazla kendimi tutamayacağım…”

 

Zhao Feng derin bir nefes aldı. Onu oyalayan iki Hükümdarın icabına bakamıyordu.

 

“Açıl!”

 

Hem saçı hem de gözü maviye dönen Zhao Feng’in yüz ifadesi hafifçe acımasızlaşmıştı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr