King of Gods - Bölüm 639: Zhao Feng'in Planı

---

 

Bölüm 639: Zhao Feng'in Planı

 

Dört saat sonra Zhao Feng, soluk mor renkli bir göle güvenli bir şekilde ulaşmıştı.

 

Göl yaklaşık yüz mil genişliğindeydi. Uzaktan bakıldığında, mükemmel bir yeşim parçası gibi görünüyordu.

 

"Bu Yarı-Tanrı Unutulmuş Bahçesi'ndeki en büyük göl olan Mor Duman Gölü .”

 

Zhao Feng yavaşladı ve daha temkinli davranmaya başladı.

 

Şu anda yeşil yeşim taşlarından yapılma olan yoldan ayrılmış ve gölün yakınlarındaki hafif ıslak çamurlara doğru ilerliyordu.

 

Yarı-Tanrı Unutulmuş Bahçesi'nde yasaları kontrol eden bir niyet olduğundan ötürü çoğu canavar, yeşil yeşim taşından yapılma yola girmeye cesaret edemiyordu. Yabancılar için yeşil yeşim taşı yolu nispeten güvenliydi ama şimdi, Zhao Feng yolu terk etmişti ve Mor Duman Gölü'nün alanına girmek üzereydi.

 

"Mor Duman Gölü, Yarı-Tanrı Unutulmuş Bahçesi'nde en iyi servete sahip olan yerlerden biridir. İçinde birçok benzersiz hazine ve kaynak vardır.”

 

Zhao Feng çamura adımını attı ve hafif mor renkli göle yaklaştı.

 

Göl, içindeki hazine ve kaynakları yaratan, aynı zamanda güçlü su canavarlarını da yaratan manevi bir güce sahipti.

 

"Mor Pullu Çim!”

 

Kıyıya yaklaşmış olan dahilerden birkaç bağırış geldi.

 

Bam!

 

Bir su tabakasıyla kaplı bir erkek, garip görünümlü pullu bir çimi yakaladığı gibi sudan sıçradı ve kıyıya doğru koştu.

 

Whoosh! Whoosh! Whoosh! Whoosh!

 

Yakınlardaki onlarca balık dişlerini göstererek onu takibe başladı.

 

Bu balıkların en zayıfı Gerçek Lord Alemi'ndeyken en güçlüleri Çekirdek Köken Alemi'ne ulaşmıştı.

 

Yarı-Tanrı Unutulmuş Bahçesi'nin ekosistemi, içinde yaşayan herhangi bir şeyin büyümesini en az on ve dış dünyadan ise yüz kat daha hızlandırıyordu.

 

Mor Pullu Çim, bir kişinin vücudunu güçlendiren ve Boş Tanrı Alemi'nin altındaki herkesin kullanabileceği bir şeydi.

 

Zhao Feng bu çimin ne olduğunu hemen buldu.

 

Mor Pullu Çimler'in soyu, dış dünyada neredeyse tükenmiş olsa da Mor Duman Gölü'nün etrafında bir sürü vardı.

 

Tüm Cang Okyanusu'ndaki Mor Pullu Çimler'in yüzde doksanından fazlası buradan geliyordu; yani başka tedarik edilebilecek yer neredeyse yoktu.

 

Vücudu güçlendirmesinin yanı sıra Mor Pullu Çimler'in garip bir etkisi daha vardı; eğer birisi büyük miktarlarda Mor Pullu Çim yerse savunma amaçlı bir soya sahip olabilirdi.

 

Basitçe söylemek gerekirse birine su temelli bir soy verebilirdi. Bu kulağa inanılmaz gelse de Yarı-Tanrı Unutulmuş Bahçesi'nde inanılmaz olan her şey normaldi.

 

Sonuçta, Yarı-Tanrı Unutulmuş Bahçesi'nin sahibi, Tanrılar'ın dünyasına yarım adım atmıştı.

 

"Yardım edin...!”

 

Birkaç yüz balığın saldırısı altında olan erkek çığlık attı.

 

Yarı-Tanrı Unutulmuş Bahçesi'nde, Cennet ve Yer'in baskısı son derece güçlü olduğundan ötürü, sıradan Çekirdek Köken Alemi gelişimcileri uçamazlardı. Büyük Çekirdek Köken Alemi'nde olsalar bile sadece bir anlık havada süzülebilirlerdi.

 

Erkek, su elementi tekniklerinde uzman olmasına rağmen gölde birkaç yüz balık saldırısı ile karşı karşıya kalmıştı.

 

Mor Duman Gölü'ndeki balıkların çoğu etoburlardı ve yabancıların kokusunu anında alabiliyorlar ve içgüdüsel olarak onlara saldırıyorlardı.

 

"Çabuk! Genç Dövüş Kardeşim Zhu yardım et!”

 

Kıyıda iki öğrenci vardı. Bunlardan biri bir yay çıkardı, diğeri ise balıkların saldırılarını durdurmak için havadan bir zihinsel enerji saldırısı yolladı. Ancak tüm bunlara rağmen adam kıyıya ulaşmak üzereyken tüm vücudu kanlarla kaplıydı.

 

O anda beklenmedik bir şey oldu.

 

Siyah, pullu devasa bir figür ortaya çıktığında, gölde kaotik dalgalar oluşmaya başladı.

 

"Dikkat edin!"

 

"Bu antik bir timsah!”

 

Her ikisi de Küçük Çekirdek Köken Alemi'nin geç aşamasında olan iki öğrenci timsaha tüm güçleriyle saldırdılar.

 

Bununla birlikte timsahın pulları son derece sertti. İki Küçük Çekirdek Köken Alemi'ndeki öğrencinin saldırıları tarafından vurulmuş olsa da herhangi bir yerinde belirgin bir hasar görülmüyordu.

 

Güm!

 

Antik timsahın pulları adama doğru sıçradığında, hafif mor bir renge sahip olduğu görülebilirdi.

 

"Arghh!"

 

Su tekniklerinde eğitim yapan erkek, olabildiğince hızlı koşmaya çalışmasına rağmen bacağından ısırılmıştı.

 

Çatırt!

 

Bir bacağını kaybettikten sonra erkek, diğer iki öğrencinin yardımıyla tehlike bölgesinden kaçmayı başardı.

 

"Mor Duman Gölü'ndeki canavar sayısı ile güçleri beklediğimizden çok daha yüksek.”

 

Üçü şok olmuştu.

 

Her ne kadar bir çim sapını elde edebilmişlerse de içlerinden biri bacağını kaybetmişti. Mor Pullu Çim'in değeri çok olsa da ödedikleri bedel çok daha fazlaydı.

 

"Birisinin savunma Su soyunu elde etmesi için en az bir düzine Mor Pullu Çim'e ihtiyacı var.”

 

Üçünün ifadeleri acı doluydu.

 

Aynı zamanda diğer dahilerde Mor Duman Gölü'nün etrafında belirmeye başladılar.

 

Sadece Büyük Çekirdek Köken Alemi'ndekiler yaralanmadan iyi şeyler elde edebilirlerdi.

 

Mor Pullu Çim, Mor Duman Gölü'ndeki hazinelerden sadece biriydi.

 

"Gölün derinliklerinde daha değerli hazineler bulunur. Görünüşe göre gölün derinliklerinde Denizkızı ırkına ait olan gizli bir saray var....”

 

Zhao Feng düşünmeye başladı; nitekim acelesi yoktu.

 

Uçamadıkları için Büyük Çekirdek Köken Alemi'ndekiler bile şanslarını kıyıya yakın yerlerde test edebilirlerdi.

 

Zhao Feng'in düşünceleri daha da netleşti ve ne yapacağına karar verdi.

 

"Hmm? Bu velet yalnız. Hangi tarikatın Çekirdek öğrencisi o?”

 

"Yeni birine benziyor.”

 

Az önceki üç kişilik takımın bakışları, yavaş yavaş onlara yaklaşan Zhao Feng'e döndü.

 

Üçünün ihtiyatlı ifadeleri vardı. Bunlardan biri yayı kavradı, diğeri gizli ruh tekniğini sirküle etmeye başladı, sonuncusu olan Su elementinde eğitim yapan ise Mor Pullu Çim'i ortadan kaldırdı.

 

Zhao Feng üçünü rahatsız etmedi. Antik timsahın ortaya çıktığı yere oturdu.

 

"Mor Duman Gölü'nde nadir bir ırk olan antik timsahlar, karada da saldırabilir.”

 

Zhao Feng'in gözleri, üçü ona tedirgin bakışlar atarken parıldadı.

 

Üçü içlerinden hayrete düşmüştü. Bu mavi saçlı genç, kibirli mi yoksa sadece gerizekalı mıydı? Az önce orada antik bir timsah tarafından saldırıya uğramışlar ve hâlâ oraya oturmaya cesaret edebiliyor muydu?

 

"Üçümüz Karanlık Bulut Tarikatı'ndan geliyoruz. Hangi tarikattan geldiğini öğrenebilir miyiz?”

 

Okçu konuştu.

 

"Mistik Gerçek Kutsal Klanı, Zhao Feng.”

 

Zhao Feng, kafasını bile çevirmeden cevap verdi.

 

Mistik Gerçek Kutsal Klanı.

 

Karanlık Bulut Tarikatı'ndan gelen üçlünün yüzlerinde anında tedirgin bir ifade belirdi. Onu hafife almaya cesaret edemediler.

 

İki Kutsal Klan, Kutsal Topraklar'ın zirvesinde duruyordu.

 

Yarı-Tanrı Unutulmuş Bahçesi'nde bile iki yıldızlı tarikatların öğrencileri üç yıldızlı klanlardan olanlara karşı dezavantajlıydı.

 

"Şimdilik geri çekilelim.”

 

Üçü, yeşil yeşim yola geri çekilerek iyileşmeye başladılar.

 

Gitmemişlerdi. Bunun yerine yakınlardaki diğer dahilerin ilerlemesini izliyorlardı.

 

Dahilerin çoğu göldeki balıklar tarafından kovalandı. Sadece birkaç Büyük Çekirdek Köken Alemi ile kadın canavar terbiyecisi hazine elde edebilmişti.

 

Kadın canavar terbiyecisi hazine toplamak için gölde bir düzineden fazla balık evcilleştirmişti.

 

Zhao Feng'in bakışları kadın canavar terbiyecisine indi ve başını salladı.

 

Tam o anda kaotik bir dalga, Zhao Feng'e doğru ilerledi.

 

Antik timsah!

 

Üç Karanlık Bulut Tarikatı dahisinin kalpleri gümledi.

 

Antik timsahın savaş gücü neredeyse Küçük Çekirdek Köken Alemi'nin zirvesindeydi ve hatta Büyük Çekirdek Kökeni Alemi'nden gelen saldırılara karşı koyabilirdi.

 

"Güzel!”

 

Tanrı'nın İlahi Gözü'nü timsaha kitlediğinde, Zhao Feng'in yüzünde bir gülümseme belirdi.

 

Karanlık Kalp Mührü!

 

Soğuk bir niyet sol gözünden çıkarak timsahın ruhuna saldırdı.

 

Timsahın vücudu yere düşmeden önce havada donup kaldı.

 

Zhao Feng ifadesi değişmemiş bir şekilde yerinden hareket etmeden durdu.

 

Bir iki nefes sonra antik timsah, saygıyla Zhao Feng'in yanına doğru yürüdü.

 

"En, Bu ilk.”

 

Zhao Feng başını salladı. Timsahın fiziksel savunması güçlü olmasına rağmen ruhunun savunması sadece ortalama idi.

 

"Bu...!”

 

Karanlık Bulut Tarikatı'ndan gelen üçlünün ifadesi dramatik bir şekilde değişti.

 

"Nasıl o kadar kolay bir şekilde antik timsahı kontrol edebildi?”

 

Ruhta uzmanlaşmış dahi şok olmuştu.

 

Antik bir timsahı kontrol etmek isteyen birinin ruhu gücünün en azından Büyük Çekirdek Köken Alemi'nde olması gerekirdi. Ancak hatta ruh konusunda uzmanlaşmış bir Hükümdar bile bir antik timsahı bu kadar kolay kontrol edemezdi.

 

Üçü daha sonra Zhao Feng'in timsahın sırtına oturuşunu izledi. Timsah kıyı boyunca yüzmeye başladı.

 

Zhao Feng, timsah üzerinde oturdu ve diğer balıklar ona yaklaşmaya cesaret edemedi.

 

Bir süre sonra Zhao Feng, ikinci bir antik timsahla karşılaştı.

 

"Karanlık Kalp Mührü!”

 

Zhao Feng'in sol gözü, ruh tekniğini sirküle etti ve başarılı bir şekilde ikinci timsahta köleleştirildi.

 

Bu Zhao Feng'in şimdi iki antik timsahı olduğu anlamına geliyordu.

 

Karanlık Bulut Tarikatı'ndan üçünün gözleri yerlerinden çıkacak gibi olmuştu. İki antik timsahla Zhao Feng'in kıyıda korkacağı bir şey kalmamıştı. Ancak Zhao Feng beklendiği gibi hazine toplamak için timsahları kullanmadı.

 

Whoosh! Whoosh!

 

İki eski timsah kıyı boyunca yüzmeye devam etti.

 

Bir saat sonra:

 

"Üç ... Dört ... Beş ... ”

 

Zhao Feng kontrolü altındaki antik timsahların sayısı arttı.

 

Şu anda kadın canavar terbiyecisinin bile dikkatini çekmişti.

 

"O adamın göz soyu, beş antik timsahı kolayca kontrol edebiliyor mu? “

 

Kadın canavar terbiyecisi hayrete düşmüştü.

 

Uzunca bir süre harcadıktan sonra bir antik timsahla bir düzine balığı ancak kontrol etmeyi başarabilmişti.

 

Ayrıca canavarları kontrol etmeye devam etmesi için gizli ruh tekniğini kullanmaya devam etmesi gerekiyordu. Yoksa canavarlar kontrolünden kaçabilirlerdi. Halbuki Zhao Feng hedefini tamamen köleleştiriyordu.

 

Tekniği son derece verimliydi.

 

“Zaten beş ya da altı antik timsahı kontrol ederek kıyıya yakın değerli kaynakların bazılarını kolayca toparlayabilir.”

 

Kadın canavar terbiyecisi şaşkınlıkla Zhao Feng'e baktı. Zhao Feng zaten beş ya da altı antik timsah köleleştirmişti ama daha bir şeyler toplamaya başladığına ilişkin üzerinde bir işaret yoktu.

 

Bundan ne kadar iddialı olduğu görülebiliyordu. Muhtemelen daha büyük bir hedefi vardı.

 

Son olarak Zhao Feng on antik timsahı köleleştirdikten ve derin bir nefes aldıktan sonra biraz yorulmuş olduğunu hissetti.

 

"On antik timsah. Her birinin saldırı güçleri Küçük Çekirdek Köken Alemi'nin zirvesi ile karşılaştırılabilirken savunmaları Büyük Çekirdek Köken Alemi'nden olanların saldırılarını durdurabilir.”

 

Karanlık Bulut Tarikatı'ndan olan üçlünün kalpleri titredi.

 

Kadın canavar terbiyecisi Zhao Feng'in her hareketini gıpta ederek izliyordu. Ruh konusunda uzmanlaşmış olan bu dahinin kafasındaki amacın ne olduğunu merak etmeden edememişti.