King of Gods - Bölüm 73: Yedinci Derece Bir Dövüş Ustasını Katletmek

---

 

Çeviri: RassNt Düzenleme: Berkay Lamba

Boom~

 

Zhao Feng’in figürü rüzgarla sürüklendi, ama bu gücü kullanarak, tek gözlü adamın ikinci saldırısının menzilinden dışarı çıkmıştı.

 

“Bu avuç…” Tek gözlü adam bir kaç saniyeliğine kaskatı kesildi çünkü kuvvetinin parçalanıp yok edildiğini hissetti.

 

Zhao Feng’in öğrendiği Gizemli Rüzgar Avcu zirve dereceyi de aşıyordu.Zhao Feng bu yeteneği sadece biraz öğrenmişti, ama dört tane eksik Kutsal dövüş sanatını çalıştıktan sonra, daha da kolaylaştığını hissetmişti.Sadece güç anlamında Gizemli Rüzgar Avcu Yıldız Parmağından daha güçlü değildi, ama o derinlik anlamında diğer yetenekleri aşıyordu ve Metal Duvar Tekniğinde beşinci seviyeye ulaşmış olduğu gerçeğini de hesaba katınca, güvenli bir şekilde geri çekilebilirdi.

 

Zhao Feng’in performansı diğer dahileri sevindirmişti.Bir Dövüş Ustasından darbe alıp hiç bir zarar görmeden geri çekilebilmek büyük bir beceriydi.

 

“Kaçamazsın çocuk, biraz önce gücümün sadece yüzde altmışını kullandım.” Arkasından gelen tek gözlü adamın sesi yankılandı.

 

Ama Zhao Feng tek başına dövüşmüyordu, On Gök Muhafızından diğerleri yardım ediyordu ve kısa bir süre sonra aralarında Zhao Feng’in tekrar yayını germesine izin verecek kadar mesafe oluştu.

 

Sou! Sou! Sou!

 

Bu sefer, Zhao Feng Okçuluk Tanrısının Sol Gözü yeteneğini kullandı, oklar kusursuz bir kavisle haydutların liderine doğru gitti.

 

Ne!

 

Tek gözlü haydut okların rüzgarla meyillendiğini fark etti ve savunmasının en zayıf bölgesinden geçti.

 

Shua!

 

Oklardan biri omzunda derin bir kesiğe neden oldu.Bu sahne Gök Muhafızları Taburunun moralini yükseltti.

 

“O herif bir okçu!” Lu Xiaoyu ve yandaşları bir an duraksadıktan sonra, saldırılarına devam ettiler.

 

Ceng! Ceng! Ceng…

 

O sırada, başka bir takım daha ortaya çıktı ve onlar Li Xiaoyu’nun takımından bile daha güçlü görünüyordu.

 

“Lei Cong’un takımı!”

 

Oldukça uzakta olsalar da, onun kel kafalı gümüş figürü belli oluyordu.Lei Cong On Gök Muhafızının ikincisiydi ve neredeyse yedinci dereceye ulaşmak üzereydi.

 

“Geri çekilin!” Haydutların lideri hemen emir verdi.

 

Onun tarafı zaten zorlanıyordu ve başka bir güçlü takımın daha katılmasıyla hiç şansları kalmayacaktı.

 

“Velet! er ya da geç senin canını alacağım.” Tek gözlü adam ayrılmadan önce soğuk bir şekilde Zhao Feng’e baktı.

 

“Ne zaman istersen!” Zhao Feng cevap verdi ve haydutun arkasından bakarken sol gözünde soğuk azur renk bir ışık belirdi.

 

Neler oluyor!?

 

Haydut titredi ve kalbine bir kılıç saplanmış gibi hissetti, ama geri çekilmeye odaklandığından, bunun hakkında çok kafa yormadı.

 

“O da neydi?”

 

Zhao Feng sol gözünde acı bir çarpıntı hissetti ve çok miktarda zihinsel enerjisi kaybettiğini fark etti.

 

Biraz önce ne tür bir yetenek kullandığını bilmiyordu, tek hissettiği zihinsel enerjisinin hızlı bir şekilde tükendiğiydi, ama haydutun gözünde de korkmuş ve şaşırmış bir ifade görmüştü.

 

Zhao Feng gözlerini yavaşça kapattı ve sol gözünün içindeki boyuttaki yeşil ışığın 6.9 fite genişlediğini gördü.Yediye son derece yakındı.

 

“Güzel!” Yüzünde keyifli bir ifade belirdi.

 

Biraz önce tek gözlü liderle dövüşmesinden dolayı, yetişimi altıncı derecenin zirvesine ulaşmıştı.Şuan yetişimi On Gök Muhafızının ikinci sırasındaki Lei Cong ile aynıydı.

 

“Hahaha...Öyle kafana göre gidemezsin!”

 

Bir iki mil ötede çalılıkların içinde güzel gümüş saçlı bir genç ortaya çıktı.Genç kız gibi görünüyordu ve bir ağacın tepesinde dururken aurası korku vericiydi.

 

“Feng Hanyue!” Gök Muhafızları Taburundaki gençler bağırdı.

 

On dört-on beş yaşlarında bir gençti.Yedinci derece bir Dövüş Ustasıydı.

 

Yedinci derece…

 

Tek gözlü haydut şaşkın ve aynı zamanda üzgün görünüyordu.Kendisi yedinci dereceye ulaştığında yirmi sekiz yaşındaydı ve o zamanlar kendisiyle son derece gurur duymuştu.Ama Feng Hanyue’yi görünce bütün özgüveni ve kibri yok olup gitmişti.

 

Onun başarısı karşısındaki gence göre hiçbir şey değildi.

 

Bu gençlerin olayı ne?

 

Tek gözlü adam bir şeylerin yanlış olduğunu hissetti.Eğer bir ya da iki tane dahi ortaya çıkmış olsaydı, tesadüf diyebilirdi.Ama bu kadar dahi aynı anda ortaya çıkınca, aptallar bile bir şeylerin döndüğünü anlayabilirdi.

 

“İllüzyon Gök Duruşu!”

 

Feng Hanyue’nin vücudunda gümüş bir parıltı belirdi ve bir anda, haydutun önünde ortaya çıktı.Bu hız haydutların liderinin kalbinin sarsılmasına neden oldu, çünkü bu yetenek tam olarak öğrenilmemiş olsa da gerçek Kutsal dövüş sanatıydı.

 

Dağ Parçalayan Avuç!

 

Bu sefer gücünü hiç sınırlamadı ve Feng Hanyue ile doğrudan çarpıştı.

 

Boom!

 

İki figür “Hmph” sesiyle birbirinden ayrıldı.

 

“Kaçabileceğini sanma!”

 

Feng Hanyue hemen bir eksik Kutsal dövüş sanatı kullanarak onu takip etti.Biri kaçan diğeri onu takip eden iki figür ormanın içinde kayboldu.

 

Sadece Lei Cong ve Zhao Feng onlara yetişebiliyordu.

 

“Eğer o haydutu öldürebilirsem, yirmi savaş puanı alacağım.” Zhao Feng Hafifçe Yüzen Kayığı limitine kadar deveran etti ve aynı zamanda altıncı derecenin zirvesindeki yetişimini serbest bıraktı…

 

Kısa bir süre sonra, figürler arkalarında bir avuç bitkin genç bırakarak engin ormanla bütünleşti.

 

“Şu Zhao Feng Lei Cong’dan daha zayıf gibi görünmüyor.” Birkaç genç kendi aralarında konuştu.

 

Lu Xiaoyu ve Li Ziwen birbirlerine baktılar ve birbirlerinin gözlerindeki şok ifadesini gördüler.Daha önce Zhao Feng’in takımına gülmüşlerdi ama onun bu kadar güçlü olabileceğini düşünmemişlerdi.

 

Diğer taraftan.

 

Zhao Feng ve Lei Cong haydut Feng Hanyue ile birbirine girmişken her iki taraftan da etrafını sarmaya çalıştılar.Feng Hanyue eksik bir Kutsal dövüş sanatından biraz içgörü kazanmıştı ve bu dövüş sanatı da hız yeteneğiydi, bu yüzden haydut kaçamayacağını anlamıştı.

 

“Beni zorlama!” Tek gözlü lider bağırdı ve özelliklerini artıran bilinmeyen gizli bir yetenek kullandı.

 

Sınırsız Dağ Kırıcı!

 

Lider patladı ve en güçlü saldırısını serbest bırakarak Feng Hanyue ile sert bir şekilde çarpıştı.

 

Deng!

 

Feng Hanyue’nin vücudu titredi ve onlarca metre öteye savrulup yere düştüğünde ağzından kan sızıyordu.

 

Geber!

 

Haydut ağzındaki kanı tükürdü ve Feng Hanyue’ye tekrar saldırdı.

 

“Bu iyi değil!” Ormanda saklanan gümüş figür bağırdı.

 

Shooosh!

 

Aniden, zayıf azur renk bir ok haydutun İçsel Kuvvet kalkanını delerek bacağına saplandı.

 

“Arggh!” Tek gözlü haydut çığlık attı ve neredeyse havadan yere düşüyordu.

 

Ok bacağındaki bir akupunktur noktasına vurmuştu ve eğer yoğun İçsel Kuvveti olmasaydı, bu ok vücudunun alt bölgesini tamamen felç edebilirdi.

 

“Lanet olası piç!” Haydut havada ters döndü ve kaçmaya karar verdi.

 

Zhao Feng’in biraz önce fırlattığı ok onun Okçuluk Tanrısının Sol Gözü yeteneğini içeriyordu ve sadece Feng Hanyue’nin içinde bulunduğu durumu çözmemiş ayrıca tek gözlü haydutu kaçmaya da zorlamıştı.

 

“Dikkatli olun!” Feng Hanyue Zhao Feng ve Lei Cong’a bir bakış attı ve yere oturarak kendini iyileştirmeye odaklandı.

 

Kısa bir süre sonra.

 

Haydutla yüzleşecek sadece Zhao Feng ve Lei Cong kalmıştı ama haydutun hızı çok yüksekti.Durum böyle olsa da, Zhao Feng düşmanın yenilmenin eşiğinde olduğunu net bir şekilde görebiliyordu.Sol gözüyle haydutun vücudunun durumunu görebiliyordu.Damarları ve organları gizli tekniğini kullanmasından dolayı hasar almıştı.

 

“Hay sikeyim, bu veletler çok inatçı!” Tek gözlü haydut dişlerini sıktı.

 

Hızı yüksek olsa da ve etrafı iyi bilse de Zhao Feng’i başından savamıyordu.Tam aksine Zhao Feng ufak ufak yakınlaşıyordu.

 

“Eğer durum buysa…” Tek gözlü adamın gözünde tehlikeli bir ışık parladı ve oturup derin bir nefes alarak bir hap yuttu.

 

On nefeslik süre sonra, Zhao Feng iki yüz üç yüz metre ötede belirdi.

 

Sou! Sou!

 

Zhao Feng Altın Merdiven Yayını gererek Okçuluk Tanrısının Sol Gözü yeteneğini kullandı.Bu yeteneği kendisi altıncı derecede olmasına rağmen yedinci derece Dövüş Ustalarına tehdit oluşturabiliyordu.

 

“Geber, velet…”

 

Haydut zorla yaralarını bastırıp oku parçaladıktan sonra Zhao Feng’e doğru atıldı.

 

Sou Sou Sou Sou---

 

Zhao Feng arka arkaya yayını gererek yıldırım çarpması gibi üç oku fırlattı.Dahası üç ok farklı yolları takip ediyor ve farklı noktalara doğru farklı zamanlarda gidiyordu.

 

Geber!

 

Haydut ilk oku parçaladı, ikincisini de atlattı ve şimdi Zhao Feng’e oldukça yakındı.

 

Shu!

 

Son ok omzunu sıyırarak geçti, bu onu sadece bir anlık duraksatmıştı.

 

Haydutun yüzünde zafer kazanmış gibi bir gülümseme belirdi.

 

Zhao Feng’e yakın olduğu sürece, onun kısa bir sürede işini bitirebileceği konusunda kendine güveniyordu.

 

Tek Çizgi Yıldız Parmağı!

 

Önündeki genç geri çekilmek yerine ileri doğru hareketlendi ve aniden, yoğun ve güçlü bir aura yaydı.O anda Zhao Feng’in altıncı derecenin zirvesindeki aurası tamamen serbest bırakılmıştı.

 

Shua!

 

Yeşil çizgi gecenin karanlığında bir meteor gibi kayıp gitti.Bu saldırı Yıldız Parmağı dördüncü seviyenin son aşamalarına ulaştığı için altıncı derecelerin sınırlarını aşıyordu.

 

Akan Rüzgar Duruşu!

 

Zhao Feng yeteneğini rüzgar ile de birleştirdi, bu onu daha da hızlandırdı.Bir anlık süre öncesine kadar gülümseyen haydutun gözleri bunu gördü ve büzüldü.

 

Shoooo…

 

Azur renk bir ışık tek gözlü haydutu alnından vurdu.

 

Ploom!

 

Alnının ortasında kan ortaya çıkan haydutun vücudu kaskatı kesildi.Gözleri hala şok ve dehşetle doluydu, ama gözlerindeki ışık solmaya başladı…