King of Gods - Bölüm 75: Başlıklı Figür

---

 

Çeviri: RassNt Düzenleme: Berkay Lamba

Yayı tutan genç Zhao Feng idi!

 

D.N: Oha çok şaşırdık.

 

İki gün önce, Hafifçe Yüzen Kayığı kullanmış ve gelişmiş görüşüyle haydutların sığınağının yerini saptamıştı, hatta yakınlardaki bütün güzergahları aklına kazımış ve onun rehberliğinde Gök Muhafızları Taburu sığınağa saldırmıştı.

 

O anda, Ölümcül Kurtların Lideri tüm bu durumun o kişi tarafından yaratıldığını hissetti.

 

“Geber…”

 

Ölümcül Kurtların Lideri Zhao Feng’e doğru atıldı.

 

Shua!

 

Liderin hızı inanılmazdı, gün ışığının altında sadece zayıf yeşil bir figür görülebiliyordu.Sadece hız bakımından düşününce o, tek gözlü haydutu aşıyordu.

 

Sou- Sou- Sou- Sou-

 

Zhao Feng sakin kalarak Okçuluk Tanrısının Sol Gözü yeteneğini kullandı.Anında üç dört tane ok havayı delerek geçti ve özel bir desene sahiplerdi.Birisi daha yüksekteyken birisi daha alçaktaydı, birisi öndeyken diğeri arkadaydı.Ölümcül Kurtların Liderinin yolunu engelliyorlardı.

 

Açıl!

 

Lider İçsel Kuvvetini aktifleşmeye zorladı ve kendisini koruması için bir kalkan şekillendirdi.

 

Tak!

 

Fakat, iki ok bu yine de bu bariyeri aştı ve birisi liderin ayağına saplandı.Ölümcül Kurtların Lideri dünyada böylesine tehlikeli okçunun olabileceğine inanamamıştı.

 

“Onu bana bırak!” Diğer taraftan güzel bir genç geldi.O Feng Hanyue’ydi.

 

“Herkes geri çekilsin…” Ölümcül Kurtların Lideri kalmaya cesaret edemeyerek hız yeteneğini deveran etti ve ormanın derinliklerine doğru yöneldi.

 

Sou...Sou...Sou…

 

Bir kaç ok tekrar havayı delerek geçti ve liderin yolunu keserek onu durmaya zorladı.

 

“Durdurun onu!”

 

Lei Cong ve Lu Xiaoyu da diğer taraftan geldi ve bu dörtlünün güçlerinin birleşimiyle, kolaylıkla üstün taraf oldular.

 

Ortada, Feng Hanyue ana yakın dövüşçüydü ve Lei Cong ile Lu Xiaoyu da onu yanlardan destekliyordu.Zhao Feng de uzun menzilli kontrolcüydü ve Okçuluk Tanrısının Sol Gözü yeteneğini kullanarak liderin hareketlerini kısıtlıyordu.Ölümcül Kurtların Lideri öfkeyle kan tükürdü, onun gözünde Zhao Feng en büyük tehdit unsuruydu.

 

Taaak!

 

Liderin vücudunda Zhao Feng’in oklarıyla yaralar meydana geldi.

 

Bir süre sonra.

 

Zhao Feng yayını bir kenara koydu ve Ölümcül Kurtların Liderine saldırdı.

 

“Güzel!” Ölümcül Kurtların Lideri güldü, ilk önce okçudan kurtulmak istiyordu ama rakibi ayak hakimiyeti konusunda yetenekliydi ve yakınına sokulmasını sürekli engelliyordu.

 

Şimdi kendi ayağıyla yakın savaşa giriyordu.

 

“Gizemli Rüzgar Avcu!”

 

Zhao Feng’in avcunda zayıf azur renk bir parıltı ortaya çıktı ve liderin saldırısıyla sert bir şekilde çarpıştı.

 

Boom!

 

Hava dalgası bir kaç metre çevredeki her şeyi yuttu ve bu enerjiyi kullanarak Zhao Feng onlarca metre geri çekildi ve yayını tekrar aldı.

 

“Neler oluyor!?”

 

Lider bu tuhaf avuç saldırısının kendi saldırısını çözdüğünü ve onu bir saniyeliğine zincirlediğini hissetti.Ve bu boşlukta Feng Hanyue ve diğerlerinin saldırıları ona vurmuştu.

 

Vah!

 

Lider aniden bir ağız dolusu kan tükürürken Zhao Feng’e küfürler yağdırdı, fakat Zhao Feng’in menzilinden dışarı çıktığını fark etti.

 

Sou- Sou- Sou- Sou-

 

Zhao Feng zaten yaralı olan lidere arka arkaya bir kaç ok fırlattı.

 

Ölümcül Kurtların Lideri bunları atlatamadı ve sadece okların hayati noktalarına saplanışını izleyebildi.Hatta okların biri kalbinin bir santim derinliğine kadar saplandı.

 

“Patlayıcı Bulut Yıkımı!”

 

Haydut kükredi ve İçsel Kuvveti patlayarak Feng Hanyue ve diğer ikisini bir kenara fırlattı.Daha sonra Gök Bulutu Ormanına doğru yol aldı.

 

“Takip edin!”

 

Feng Hanyue ve diğerleri vazgeçemezdi, haydut ağır bir şekilde yaralıydı ve bu savaş puanı kazanmak için iyi bir fırsattı.

 

“Onu öldürerek Zhao Feng’i savaş puanında geçmeliyim.” Üçünün de düşüncesi aynıydı.

 

Şimdiye kadar, Zhao Feng lider gidiyordu ve onu geçmenin tek yolu Ölümcül Kurtların Liderini öldürmekti.Hız bakımından, Feng Hanyue en hızlıydı, Zhao Feng ikinciydi.

 

“O nasıl bir insan? Tam bir canavar.”

 

Lei Cong ve Lu Xiaoyu birbirlerine baktılar ve birbirlerinin gözlerindeki şok ifadesini gördüler.Zhao Feng’in şuan yaydığı aura altıncı derecenin zirvesindeydi.Kısa bir süre sonra dört dahi uçsuz bucaksız Gök Bulutu Ormanına girdi.

 

Haydutların yeri Gök Bulutu Ormanının yakınlarındaydı, bu yüzden dahiler liderin bu yöne kaçmasına şaşırmadı.Bu çevrede doğmuş olması ve buraya bir çok kez gelmiş olmasından dolayı Zhao Feng araziyi iyi biliyordu.

 

Kısa bir süre sonra, Zhao Feng’in sol gözü hedefe kilitlendiğinden en önde olan kişi o oldu.

 

Yarım saat sonra, önlerindeki bölge aninden karardı.

 

Hmm?

 

Zhao Feng’in sol gözü onlarca mil ötedeki bir sahneyi gördü.

 

“Yardım edin bana Lordum.” Kanlar içindeki lider bir ağacın tepesine uçtu.

 

“Ne? Seni işe yaramaz herif! Benim yerimi de ele verdin!”

 

Ağaçta, başlıklı bir figür vardı, sesi boğuktu.Başlığın altında korkutucu bir aura yayan bir çift mavi göz vardı.

 

Pat!

 

Ölümcül Kurtların Lideri baskıya direnemedi ve dizlerinin üstüne çöktü.

 

“Affedin beni lordum.” Yedinci derece yetişime sahip olmasına rağmen ona karşı hiç bir direnç gösteremedi.

 

“Sen değerini kaybettin.” Başlığın altından gri bir ışık Lidere doğru yöneldi.

 

“Bu iyi değil…”

 

Ölümcül Kurtların Lideri hemen İçsel Kuvvetini dışarı akıttı.

 

Plaa!!

 

Onun İçsel Kuvveti gri ışıkla temas edince aniden ortadan kayboldu, daha sonra ışık ona doğru ilerledi ve vücudunu bir siyah su birikintisine dönüştürdü.Siyah su birikintisinin içinde bir iskelet görünüyordu.

 

Bu sahne onlarca mil ötedeki Zhao Feng’in soğuk bir nefes almasına neden oldu.

 

Bu başlıklı figür ne tür bir varlıktı? Yedinci derece bir Dövüş Ustası tek hamlede yok olup gitmişti.

 

Bu son derece korkunçtu…

 

Sadece bu da değil, ayrıca buz mavisi gözler onun tarafına bakıyordu.Zhao Feng kanının donduğunu hisseti ve nefesi kesildi.

 

Kükreme…

 

Sekizinci derecedeki üç tane üst düzey ölümcül hayvan başlıklı figürün arkasından geldi ve Zhao Feng ve arkadaşlarının olduğu yöne doğru harekete geçti.

 

“Kaçın!”

 

Zhao Feng tam tersi yöne doğru hızlandı.Feng Hanyue ve diğerleri de ölümcül hayvanların aurasını hissetti ve onlarda kaçmaya başladı.

 

“Neden burada üst düzey ölümcül hayvanlar var?”

 

İki gümüş figür ortaya çıktı ve üst düzey ölümcül hayvanlara doğru yöneldiler.

 

Boom…

 

Üç üst düzey ölümcül hayvan on nefeslik süre sonunda yenildiler.

 

“Bu Guanjun Birliğinin gerçek gücü mü?” Zhao Feng tüm olayı görmüştü, istemsizce dilini ısırdı.

 

“Nasıl bir güç bir Dövüş Ustasını eriterek su birikintisi haline getirebilir?” Guanjun Birliği üyeleri ne olduğunu görünce soğuk bir nefes aldılar, başlıklı figür çoktan ortadan kaybolmuştu.

 

Zhao Feng ve diğerleri Gök Bulutu Ormanından çıkınca derin bir nefes aldılar.

 

“Acaba Ölümcül Kurtların Lideri öldü mü yoksa hala yaşıyor mu?” Lu Xiaoyu ve Lei Cong hala gönülsüzdü.

 

O sırada, Guanjun Birliği üyelerinden biri uçarak oraya geldi.

 

“Planlarda bir değişiklik oldu, göreviniz burada sona eriyor.” Muhafızın sesi gergindi.

 

Ne oldu?

 

Neden görev aniden sonlandırıldı?

 

Feng Hanyue ve diğerleri merak içindeydi.Aldıkları bilgilere göre, bölgede hala haydutlar vardı.

 

“Hiçbir şey sormayın! Herkes Guanjun Eyalet Şehrine dönecek.” Muhafızın ifadesi temkinliydi.

 

Sadece Zhao Feng bu ani değişikliğin başlıklı figürle ilgili olduğunu düşünüyordu.Başlıklı figürün limitleri normal insan vücudunu aşıyordu.

 

Aynı gün.

 

Yedi sekiz Guanjun Birliği üyesinin rehberliğinde Gök Muhafızları Taburu geldikleri yola geri döndüler.Haydut bölgesinden çıktıklarında Muhafızlar derin bir nefes aldı.Ama Zhao Feng her nasılsa bir çift buz mavisi gözün onları takip ettiğini hissediyordu.

 

Sol gözünün içindeki boyutta, buz mavisi gözler bir kez daha ortaya çıktı.

 

Bir kaç gün sonra, dahiler Guanjun Eyalet Şehrine vardı ve ondan sonra izlendikleri hissi kayboldu.

 

Guanjun Eyalet Şehri Lord Guanjun’un kontrolündeydi, başka gruplar ona karşı ihtiyatlı olmalıydı.

 

Gök Muhafızları Taburunun içinde, Üçüncü Muhafız toplam savaş puanlarını hesapladı.

 

“Feng Hanyue, 45 puan.”

 

“Lei Cong, 32 puan.”

 

….

 

“Lu Xiaoyu, 26 puan.”

 

On Gök Muhafızının puanları sıralamaya göre okundu.Çoğu yirmi puan civarı kazanmıştı.Sonunda Zhao Feng’in sırası geldi.

 

“Zhao Feng, 72 Puan.”

 

Bunu okuyunca, Üçüncü Muhafızın gözleri bunu hiç beklemiyormuş gibi kısıldı.Ama puanlar Guanjun Birliği üyelerinin onayıyla verilmişti bu yüzden Üçüncü Muhafız bundan şüphe duyamazdı.

 

“72 puan!” Gençler soğuk bir nefes aldı, onun savaş puanı diğerlerini ezip geçmişti.

 

“Hmph, eğer neredeyse ölmüş olan yedinci derece liderin işini bitirebilseydim, birinci ben olabilirdim.”

 

Bir çok kişi hala Zhao Feng’in şanslı olduğunu düşünüyordu.

 

Kısa bir süre sonra herkesin savaş puanı açıklandı.Zhao Yufei ve Huang Qi’nin puanı 20 idi ve Lu Xiaoyu’ya oldukça yakınlardı.Bu Lu Xiaoyu’nun yüzünün kararmasına neden oldu.

 

Buradan ilk ayrıldıklarında, Zhao Feng’in takımına gülmüşlerdi.Ama bu sahne adeta suratlarına tokat gibi vurmuştu.

 

“Zhao Feng, en çok savaş puanı toplayan kişi olduğun için, ekstradan bir ödül alacaksın.” Üçüncü Muhafız, Zhao Feng dışında herkesi dışarı yolladı.

 

D.N: Kesildiği yere bak be ...