King of Gods - Bölüm 679: Zhao Feng Yenilgiyi Kabul Eder

---

 

Bölüm 679: Zhao Feng Yenilgiyi Kabul Eder

 

“İdman mı?”

 

Zhao Feng neredeyse düşüyordu.

 

Şu anki Zhao Yufei geçmişten çok farklıydı. Ruhsal Irk soyu, yetişim arasındaki farkı kırabilir ve Krallar'a meydan okuyabilirdi. Bu bir mucizeydi.

 

Zhao Feng'in Tanrı'nın Manevi Gözü, dövüşü şimdi çok net bir şekilde gördü.

 

Hem Nan Gongsheng hem de Zhao Yufei'nin gücü uykuya dalmadan önceki Zhao Feng'den çok daha yüksekti.

 

“Ne oldu, Kardeş Feng bunu yapmaya cesaret edemiyor mu?”

 

Zhao Yufei gülümsedi ve alay etti.

 

Zhao Feng gözlerini devirdi.

 

“En başından beri sana sadece bakabildim.”

 

Zhao Yufei'nin kirpikleri anılar ortaya serildiğinde hafifçe çırpındı.

 

“Güneş Tüyü Şehri... Zhao Ailesi....”

 

Zhao Feng kendi kendine mırıldandı.

 

Göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçmişti.

 

Zhao Ailesi onun gözlerinde son derece güçlüydü. Şimdi bu sadece belirsiz bir anıydı.

 

Bu ikisi arasındaki ilişki daha da yakınlaştı ve birçok dahinin zirvesinde durdular.

 

Zhao Yufei'nin alay etmesi, Zhao Feng'in duygularını değiştirmedi. Bir şeyler hatırlıyor gibiydi.

 

"Tamam, meydan okumanı kabul ediyorum.”

 

Zhao Feng gülümsedi. Kazanma şansı yüksek olmasa da geçmişte sahip olduğu güveni vardı.

 

Zhao Yufei ona baktı ve yüzü kırmızıya dönüşürken biraz sersemledi.

 

Gözlerindeki gençlik görüntüsü değişmemiş gibiydi.

 

“Başlayın!”

 

İmparator Duanmu, İmparator gücünün bir dalgalanması Zhao Feng ve Zhao Yufei'yi sararken güldü.

 

Shua!

 

Bir parıltı çıktı ve ardından koyu yeşil bir boyutta durdular.

 

Yeşil dağlar, çimenler, göller ve ormanlar.

 

“Usta, açtığınız boyut bu mu?”

 

Zhao Feng şaşkın bir bakış ortaya koydu.

 

Önlerindeki boyut sahte değildi; gerçekti ve Tahtanın gücünü içeriyordu.

 

Tabii ki Mor Aziz Harabeleri veya Unutulmuş Yarı Tanrı Bahçesi ile karşılaştırıldığında, bu fiziksel boyut sadece ilk aşamalarında idi.

 

Krallar, İmparator, Kutsal Lordlar ve Yarı Tanrılar arasındaki fark bundan görülebilirdi.

 

Normal Krallar fiziksel alanlar değil sadece uzaysal alanlar yaratabilirdi, İmparatorlar uzaysal alanlarını gerçeğe dönüştürebilirdi.

 

“Bu nadir değil. Şu anki ruh seviyen ve göz soyun sayesinde kendi boyutunu açmaya da çok uzak değilsin.”

 

Duanmu Qing gülümsedi ve konuştu.

 

Uzaysal bir alan yaratmanın temeli güçlü bir ruha ve güçlü bir niyete sahip olmaktı.

 

Bunu da yapabilir miyim?

 

Zhao Feng şaşırdı ama sonra zihinsel enerjisiyle geçmişte yarattığı ilüzyonları hatırladı. Ruhu ve niyeti yeterince güçlü olduğu sürece, zihinsel enerji boyutları etki alanlarına, sonra gerçeğe dönüşebilirdi.

 

Bir İmparator olarak Duanmu Qing, uzaysal alanları gerçeğe dönüştürebilir.

 

Tabii ki onu yalnızca fiziksel bir nesneye çevirebiliyordu. Bu uzaysal boyut kendi kişisel küçük dünyası olarak adlandırılabilirdi, ancak gerçekte, bu boyutta gerçek bir dünyanın temeli yoktu.

 

Bu dünyanın içindeki nesneler gerçek dünyadan belirli bir dereceye kadar farklıydı. Gerçek ve yapay çiçekler ile gerçek dağlar ve sahte dağlar arasındaki fark gibiydi.

 

Zhao Feng, Tanrı'nın Manevi Gözü geliştikten sonra çok daha fazlasını biliyordu.

 

“Bu aşamaya ulaşmak zaten milyarlarca yetişimcinin hayalini kurduğu bir şey.”

 

Zhao Feng sakinleşti.

 

O da Boş Tanrı Alemi'ne ulaştıktan sonra kendi alanını yaratmaya çalışırdı.

 

İmparator boyutundaki yeşil bölgede Zhao Feng ve Zhao Yufei birbirlerine baktılar.

 

"Güçlerini kısıtlayacağım.”

 

Duanmu Qing, bir düşünceyle Muhteşem Güç'ün ikisinin üzerine inmesine neden oldu.

 

Zhao Feng'in kalbi hızla attı. Bu şey Duanmu Qing'in küçük dünyasıydı, bu yüzden Cennetsel Dao'yu temsil etti.

 

“Tüm gücün, maksimum gücünün onda biri ile sınırlandı.”

 

Duanmu Qing başını salladı. Güçlerini kısıtlamasaydı Zhao Feng ve Zhao Yufei'nin savaşı onun cep boyutunu yok edebilirdi.

 

"Kardeş Zhao Feng, dikkatli ol.”

 

Zhao Yufei, mor bir ışığa dönüşürken gülümsedi.

 

Çok hızlı!

 

Zhao Feng'in Tanrı'nın Manevi Gözü, Zhao Yufei'nin nasıl hareket ettiğini görebilirdi.

 

İkisinin gücü asıl güçlerinin %10'u ile sınırlıydı, bu yüzden Zhao Yufei'nin hâlâ bu kadar hızlı olması inanılmazdı.

 

"Mor Rüzgar Yıldırım Halkası!”

 

Zhao Feng, mor yıldırımları farklı yönlere gönderilirken hafifçe bağırdı.

 

Güm!

 

Zhao Yufei doğrudan saldıran mor bir renk yaydı.

 

Zhao Feng'in saldırısını görmezden geldi. Zhao Feng'in ifadesi anında değişti ve önünde tanıdık bir koku ortaya çıktı.

 

Pa!

 

Zhao Yufei elini salladı ve mor bir parıltı Zhao Feng'e doğru ilerledi.

 

Zhao Feng'in Gerçek Yuan'ı ve soyu anında daha yavaş akmaya başladı. Zhao Yufei hem Gerçek Yuan hem de soy gücüyle onu baştırmıştı.

 

"Kırıl!"

 

Zhao Feng kükredi ve savunma su soyu ortaya çıkarken vücudunun yüzeyinde koyu mor pullar belirdi.

 

Aynı zamanda, kırmızı renkli Rüzgar Yıldırımı patladı.

 

"Kızıl Rüzgar Yıkım Yıldırımı!"

 

İmparator Duanmu'nun gözleri aydınlandı.

 

Zhao Feng, Kızıl Rüzgar Yıkım Yıldırımı'nın %20-30'unda ustalaşmıştı.

 

Güm!

 

Mor ışık, kızıl renkli Rüzgar Yıldırımı'nı parçalara ayırdı.

 

Bam ~ ~ ~ Boom!

 

Zhao Feng, üç adım geri gitmek zorunda kaldı ve kanı kaynadı.

 

İkisi aynı seviyede bile değildi. Zhao Feng'in savunma soyu ve vücudu normal Krallar'dan daha güçlü olmasaydı, muhtemelen çoktan uçarak gönderilirdi.

 

“Ruhsal ırk soyundan beklenen bu.”

 

Zhao Feng derin bir nefes aldı. Bu savaşın baskısı son derece büyüktü.

 

Tanrı'nın Manevi Gözü büyük bir değişikliğe uğramış olsa da fiziksel olarak pek yardımcı olmadı.

 

Zhao Yufei'nin hücumu, hızı ve savunması kusursuzdu.

 

"Zhe zhe, sadece gücümün %50'sini kullandım.”

 

Zhao Yufei güldü.

 

Zhao Feng'i ilk defa bastırmıştı.

 

"Rüzgar ve Yıldırım Kanatları!"

 

Rüzgar Yıldırımı'ndan yapılmış, yanan kırmızı, mor kanatlar, Zhao Feng'in sırtının arkasında yoğunlaştı ve korkunç bir Yıkım havası yaydı.

 

Shua!

 

Zhao Feng'in hem hızı ve hem de hücumu önemli ölçüde arttı.

 

Şu anda, savaş gücü bir Kral'ınkine inanılmaz derecede yakındı.

 

Zhao Feng, güç ve vücut avantajlarından yararlanmak için yakın mücadeleye yeltendi.

 

Zhao Yufei'nin Gerçek Yuan'ı son derece güçlü olmasına ve bir Kral seviyesine ulaşmasına rağmen varoluş durumu ve bedeni Zhao Feng'in varlığı kadar güçlü değildi.

 

Peng! Bam!

 

Kırmızı renkli Rüzgar Şimşeği ve mor parıltı birden fazla kez çarpıştı. Zeminde düzinelerce metre genişliğinde delikler oluşturdu.

 

İkisinin gücünün asıl güçlerinin yüzde onu ile sınırlı olduğunu unutmamak gerekiyordu.

 

“Zhao Feng'in yetişimi, yalnızca orta aşama Büyük Çekirdek Köken Alemi'nde iken Yufei'nin en azından yarım adım Krallarla karşılaştırılabilir.”

 

Duanmu Qing iç çekti.

 

Zhao Feng'in kaybetmesi sürpriz değildi.

 

“Aradaki fark çok büyük. Son aşama Büyük Çekirdek Köken Alemi'ne ulaşıp, Kırmızı Rüzgar Yıkım Yıldırımı'nın %50'sini ya da daha fazlasını anlamadan şansım yok.”

 

Zhao Feng kendi kendine mırıldandı.

 

Rüzgar ve Yıldırım Kanatları'nı kullanmasına rağmen Zhao Yufei'ye karşı zar zor savaşıyordu.

 

Ruhsal Irk'ın eşsiz Ruhsal Vücut Değişimi ile Zhao Feng'in saldırılarının Zhao Yufei'nin savunmasını kırması zordu.

 

Sadece o değildi. Nan Gongsheng bile bunu yapamadı.

 

Zhao Yufei henüz tam gücünü kullanmamış gibiydi.

 

Yüz hamle sonra Zhao Feng'in kafasından ter akmaya başladı ve nefes alma hızı arttı.

 

Zhao Yufei'nin yüz ifadesi aynı kaldı. On Bin Kadim Irk'ın ilk yirmisi arasında yer alan efsanevi soyuna sahip olan Yufei, dünyadaki soyu dehaların zirvesindeydi.

 

"Yenilgiyi kabul ediyorum.”

 

Zhao Feng sakince savaşı durdurdu.

 

Savaşmaya devam etmelerinin bir anlamı yoktu. Zhao Yufei tüm gücünü kullanmasa bile savaşı devam ettirebilir ve Zhao Feng'in enerjisi bitene kadar boşaltabilirdi.

 

“Yenilgiyi kabul etmek mi? Göz soyunu bile kullanmadın.”

 

Zhao Yufei öfkelendi.

 

Zhao Feng'in Tanrı'nın Manevi Gözü, son evriminden sonra tamamen yeni bir seviyeye ulaşmıştı, ancak onu kullanmamıştı bile.

 

“Tanrı'nın Manevi Gözü'ndeki değişim daha çok ruha dayanır ve ruh boyutundaki bir savaş çok risklidir.”

 

Zhao Feng başını salladı.

 

Fiziksel bedenindeki hasarın iyileşmesi kolaydı ve Duanmu Qing, Tahta elementi ve şifa konusunda uzmandı.

 

“Tanrı'nın Manevi Gözü? İsmi kulağa olması gerektiği gibi geliyor.”

 

Duanmu Qing iyice düşündükten sonra söyledi.

 

“Hayır.”

 

Zhao Yufei geri çekilmedi ve bakışları kendinden emindi; “Bu savaş henüz bitmedi.”

 

Kendine güveniyordu ve Zhao Feng'i sonuna kadar yenmek istiyordu.

 

“Peki ama en fazla üç hamle kullanacağım.”

 

Zhao Feng biraz çaresizdi.

 

"Peki!"

 

Bu sefer, Zhao Yufei'ye cevap veren Duanmu Qing'di.

 

Ruh teknikleri çok riskliydi ve Zhao Feng'in üç hamle kullanması işleri daha da riskli yapmak istemediğini gösterdi.

 

Hu~~

 

Zhao Feng'in mor saçları rüzgarla esti ve garip bir güzellik ortaya çıkardı.

 

Zhao Yufei'nin kalbi titredi.

 

Bir sonraki anda, Zhao Feng'in sol gözü mor bir dünya yarattı ve şok edici bir Ruh göz soyu gücü yaydı.

 

O anda, Yer ve Gök'ün Yuan Qi'si donmuş gibiydi ve diğerleri eğilme hissine kapılmıştı.

 

“Ne güçlü bir ruh göz soyu gücü!”

 

Zhao Yufei'nin Küçük Gök ve Yer'deki Mor Aziz Kısmi Ruhu bile haykırdı.

 

Güm!

 

Ruh boyutunda mor bir göz görülüyordu. Bu göz Cennetin Gözü'nden farklıydı; saf bir zihinsel enerjisi vardı ve Göz Niyeti içeriyordu.

 

"İyi değil!"

 

Zhao Yufei karşılık vermek için Küçük Gök ve Yer'i ve yarım adım Kral Niyeti'ni kullandı.

 

Bilinci soğudu ve düşünceleri kısıtlanmıştı.

 

Bam!

 

Yarım adım Kral'ın niyeti bir bebek gibi kolayca yenildi.

 

Arkasında Küçük Gök ve Yer olmasına rağmen esas olarak Göz Niyeti'ne karşı değil, Gök ve Yer'in gücüne karşı savaştı.

 

Bu boyutta, Zhao Feng'in Göz Niyeti, Muhteşem Güç ve ruh üzerinde korkunç bir baskı yarattı.

 

Bu Zhao Feng nasıl bir canavar? O sadece değersiz bir Hükümdar Lord ama şimdiden Göz Niyeti'ni oluşturdu.

 

Antik metal halka içindeki çocuk Yarı Tanrı'nın kalbi ürperdi.

 

Zhao Feng'in Göz Niyeti muhtemelen Kralları bastırabilirdi ve ayrıca bazı yasak göz kan bağı tekniklerini öğrenmişti.

 

Kesin olan bir şey vardı: Zhao Feng'in Göz Niyeti, herhangi bir Hükümdar Lord'u veya yarım adım Kral'ı anında öldürebilirdi.