Bölüm 726: Kral (2)

Zhao Feng nefesini tuttu ve ağacın çevresini incelerken herhangi bir ani hareket yapmadı.

Uzun ağacın yanındaki aura gerçekten farklıydı. Birkaç yüz metre içerisinde herhangi bir hayvan ya da böcek yoktu ve ölüm sessizliği hakimdi. Zhao Feng aniden üşümeye başladı, sanki tehlikeli bir şey ona kilitlenmişti.

Sii! Whoosh!

Uzun bir gölge aniden kana susamış bir aura ile birlikte dallardan dışarı fırladı.

Zhao Feng'in nutku tutuldu ve sol gözüyle dev bir yılanı yakaladı. Yılanın rengi ve aurası ormandakiyle aynıydı. Yılanın gözlerinin rengi kırmızıydı ve ağzı bir varilden daha genişti.

Bir rüzgar ve kir hamlesiyle, yılanın ağzı birden Zhao Feng'in önünde ortaya çıktı.

Çok hızlıydı. Zhao Feng korktu ve çabucak geri çekildi, ancak bu yılanın saldırısından kaçmak için yeterli değildi.

Weng~~

Zhao Feng'in vücudunda ince bir pul tabakası belirdi.

"Siktir git!" Zhao Feng, Buz Pullu Mistik Irk soyunu döndürürken elinde uzun bir mızrak belirdi ve sonra yılanın ağzına saplandı.

Shu ~ ~ ~ Peng!

Buz İmparatorluğu Mızrağı, geri tepme etkisi Zhao Feng'i birkaç metre geri itmeden önce yılanın ağzına yarım santim batmayı başardı.

Ceng!

Zhao Feng'in sırtındaki Rüzgar ve Yıldırım Kanatları, yakınlardaki ağaçları koruma olarak kullanarak çırpındı. Aynı zamanda Tanrı'nın Manevi Gözü yılanı incelemeye başladı.

“Kahretsin, bu yılan muhtemelen artık bir canavar değildir. Kendi zekası vardır ve Cennet ve Dünya'nın özünü emebilir. Muhtemelen şimdi bir Yao canavarıdır,” Zhao Feng soğuk bir nefes aldı.

Kadim Rüya Aleminin çevresi nedeniyle buradaki canlılar gerçek dünyayla nasıl kıyaslanabilirdi? Buradaki bir parça auranın bile Gerçek Lord Rütbesindeler için faydalı olduğu bilinmek zorundaydı ve buradaki hayvanların eti Çekirdek Köken Aleminde olanları güçlendirebilirdi.

Az önceki çatışmadan sonra dev yılanın ne kadar güçlü olduğu görülebilirdi.

“Bu şeyin vücudu son derece güçlü ve benim gücüm Kadim Rüya Aleminde sınırlı....” Zhao Feng'in gözleri parıldadı. O anda, bire bir dövüşte yılanın dengi değildi.

Sii! Sii!

Dev yılanın ağzında tısladığı esnada bir buz gelirdi ve nefret dolu gözlerle Zhao Feng'e baktı.

“Neyse ki, bu dev yılan herhangi bir teknik bilmiyor,” Zhao Feng rahat bir nefes aldı.

Elinde bir yay ortaya çıkarken biraz daha geri çekildi. Zhao Feng, Gökyüzü Kilitleme Yayını kullanmak üzereyken havadan bir çığlık sesi geldi. Zhao Feng tanıdık bir canavarın aurasını hissetti.

Whoosh!

Büyük, kadim bir Yao kuşu aşağı doğru uçtu ve ağaçtaki meyvelere doğru yöneldi.

Siiiii~~~~

Dev yılan son derece kızgındı. Kuşa saldırdı ve Zhao Feng'i artık umursamadı.

"Bu o kuş!” Zhao Feng'in yüzünü tuhaf bir ifade kaplamıştı. Bu kuşla daha önce Kadim Rüya Aleminde dolaşmaya başladığında karşılaşmıştı. O anda kuştan çok korkuyordu çünkü zar zor yürüyebiliyordu.

Ancak Zhao Feng'in mevcut bedeni, soyu ve ruhu o zamana kıyasla kat kat daha güçlüydü ve şimdi Buz Pullu Mistik Irk soyuna sahipti ve Kadim Rüya Aleminin nefretini azalttı.

Her şey mükemmel bir şekilde gerçekleşmişti— kuş, yılan gelmeden önce rahat bir şekilde meyve yiyebildi.

Güm!

Yılan bir anda geldi ve dalların sallanmasına neden oldu. Kanatlarını çırpıp ağacın zirvesine ulaştığında kuşun gözlerinde kurnaz bir ifade belirdi. Kafa kafaya bir dövüşte yılanın dengi değildi, ancak havada savaşsalardı, kuş daha çevik olurdu.

Bu şekilde, yılan ve kuş ağacın üstünde savaştılar. Genel olarak yılan defansif bir haldeydi ve kuş istediği her şeyi yapabiliyordu. Kuşun bir ya da iki meyve çalması genellikle zordu ama Zhao Feng yılanın dikkatini başarıyla dağıtmıştı.

“Bu iyi bir şans!” Ağaçtaki yılana bakarken Zhao Feng'in gözleri aydınlandı. Yıldırım etrafında dönüp ağacın bir dalına indiği an hızı önemli ölçüde arttı.

"Git!” Zhao Feng hızla yılanın sırtından iki meyve aldı; meyvelerin biri olgun kırmızı, diğeri ise yeşil renkliydi. Eğer yanılmıyorsa bu meyveler Kadim Rüya Alemi'nin Ruhsal Meyveleri olarak kabul edilebilirdi.

Zhao Feng'in hareketleri hem yılanın hem de kuşun dikkatini çekti. Dev yılan Zhao Feng'e doğru sürünürken son derece kızgındı. Zhao Feng vücudunda buzdan yapılmış zırh bir takımı göründü ve iki meyve uzağa koydu. Bu, şimdi iki savunma katmanı olduğu anlamına geliyordu.

Peng!

Zhao Feng kaçmaya çalıştı ama yılan kuyruğunun isabet etmesiyle geriye uçtu.

“Hehe,” Zhao Feng bu ivmeyi birkaç düzine metre geri çekilmek için kullandı. Buz zırhında ince çatlaklar ortaya çıktı, ancak gerçekten zarar görmedi. Zhao Feng'in iki savunma katmanının Zirve-kademe Kralların saldırılarını bile engelleyebileceği bilinmek zorundaydı.

Öte yandan yılanın kuyruğunda buz tabakası belirdi ve hareketleri sertleşti.

Whoosh!

Zhao Feng iki Yao canavarı arasındaki savaşı umursamadı. Hızla çimenlik alana geri çekildi ve ormanın dışına çıktı.

Tam o anda, kuştan bir çığlık geldi ve aurası Zhao Feng'e doğru yöneldi. Kuş onu kovalıyordu, belki de Zhao Feng'e zorbalık yapmanın daha kolay olduğunu düşünüyordu.

"Hıh! Aşağılık, bir dahaki sefere görüşürüz,” Zhao Feng kıkırdadı. Hedefine ulaşmıştı ve beklenmedik bir şey olmasını istemiyordu.

Shua!

Zhao Feng'in figürü kayboldu. Hemen ardından kuş boşluğa doğru yöneldi. Kuş durakladı ve etrafa baktı. Zhao Feng'in nasıl ortadan kaybolduğunu anlamadığı çok belliydi.

Kaptan'ın kabininde, hayalet geminin içinde.

“Hehe,” Zhao Feng elindeki iki meyveye bakarak hafifçe güldü.

İki meyve kırmızı ve yeşil renkliydi ve kadim bir aura yayıyorlardı. Meyvelerden salınan Yer ve Göğün Yuan Qi'si dış dünyadaki Yuan Qi'nin titremesine neden oldu.

Ruhsal Meyveler Cennet ve Dünya'nın özünü içeriyordu, ancak Kadim Rüya Aleminde meyveler, Unutulmuş Yarı Tanrı Bahçesindekilerden bile çok daha yüksek seviyedeydi.

Aura'nın serbest bırakılmadığından emin olmak için Zhao Feng aurayı mühürlemek amacıyla gücünü kullandı.

Miyav miyav!

Küçük hırsız kedi omzuna oturdu ve iki meyveye açgözlülükle baktı.

Zhao Feng İlahi Hissini kullandı ve çocuk Yarı Tanrı'nın inzivaya çekildiğini gördü ki bu durum onu biraz zahmetten kurtardı. Sonra küçük hırsız kediye yeşil meyveyi verdi.

Miyav!

Küçük hırsız kedi meyvenin hepsini bir kerede yuttu, sonra uzaysal halkaya geri döndü ve uyumaya başladı. Zhao Feng merakla izledi. Meyvenin içerisinde barındırdığı Yer ve Göğün Yuan Qi'inin küçümsenmemesi gerekiyormuş gibi görünüyordu.

Bir süre izlemeye devam etti ve küçük hırsız kedinin olumsuz reaksiyon sergilemediğinden emin oldu, sonra olgun kırmızı meyveyi yuttu.

Meyve beklendiği gibi çözülmedi. Kadim Rüya Aleminden gelen ürünler, dış dünyadan gelen ürünlerle karşılaştırıldığında onları sindirmek daha zordu. Ancak bu Zhao Feng için kötü bir şey değildi, çünkü meyvenin içindeki enerji bir kerede serbest bırakılmayacaktı ve tamamen emilmesini kolaylaştıracaktı.

Birkaç nefes sonra, kadim bir aura ile güçlü enerji tüpleri Zhao Feng'in vücuduna aktı.

“Bu meyvenin kalitesi son derece yüksek,” Zhao Feng dilini ısırdı. Neyse ki, varoluş durumu ve bedeni son derece güçlüydü, ve onun meyvedeki enerjiyi emmesine izin veren On Bin Kadim Irk'ın bir soyuna sahipti.

Zaman yavaş yavaş geçti. O günün ilerleyen saatlerinde Zhao Feng'in Kristal Çekirdeği genişlemeye başladı.

“Bu meyvenin ufacık bir kısmı, dış dünyanın en iyi Ruhsal Meyveleri ile karşılaştırılabilir.” Zhao Feng mutlu oldu.

Meyvenin aurasının yardımıyla Zhao Feng'in vücudu ve organları temizleniyordu. Sadece vücudundaki Gerçek Yuan miktarı artmakla kalmayıp aynı zamanda aurası da yoğunlaşıyordu. Aynı zamanda, Zhao Feng'in güçlü Kral Niyeti ile binlerce mil içindeki Yer ve Göğün Yuan Qi'si ona doğru dalgalanmaya başladı. Ne yazıktır ki, okyanusta pek fazla Yer ve Göğün Yuan Qi'si yoktu — sadece iç kısımlar yetişim için uygundu.

Ölüm Takibi'nden kaçınmak için Zhao Feng herhangi bir iç kısıma veya Boş Okyanus Ruhani Sarayı'na gitmezdi.

On gün sonra Zhao Feng, Yer ve Göğün Yuan Qi'sini meyveden tamamen emdi ve kalan kaynaklarının çoğunu kullandı, ama neyse ki Kristal Çekirdeğinin büyüklüğü tamamen yeni bir seviyeye ulaşmıştı.

Yüzeyde, Kristal Çekirdek çok daha büyük görünmüyordu, ancak iç kısmı değişmişti. Zhao Feng içinde büyük bir Gerçek Yuan boyutu hissedebiliyordu. Kristal Çekirdeğinin içindeki kırmızı renkli Gerçek Yuan büyük, sınırsız bir göl büyüklüğündeydi.

“Burası Boş Tanrı Alemi. Ruhum Cennet ve Dünya ile mükemmel uyum içinde ve benim Gerçek Yuan'ım okyanus gibidir — tükenmez.”

Zhao Feng'in Gerçek Yuan'ı bir okyanus gibiydi ve Cennet ve Dünya Gerçek Yuan'ını sürekli doldurdu. O andan itibaren, Zhao Feng'in Gerçek Yuan yetişimi Boş Tanrı Alemi'ne ulaştı.

Aurası yükselmeye başladı ve kırmızı renkli bir ışıkla kaplandı. Sanki bir tanrının ışığıyla kaplıydı ve aurası Cennet ve Dünya ile etkileşime girmeye başladı.

“Boş Tanrı Alemi Kralı!” İskelet Bölüm Lideri ve çocuk Yarı Tanrı bu aura karşısında hayrete düştüler.