King of Gods - Bölüm 730: Çift Alan

---

 

Bölüm 730: Çift Alan

 

Çocuk Yarı Tanrı'nın gücü, diğer Kralların kalplerinin soğumasına neden oldu. Bir anda, iki normal Boş Tanrı Alemi Kralı çocuk Yarı Tanrı tarafından öldürüldü.

 

“Uzaysal eşyalarınızı teslim edin ve sizi öldürmeyeceğim.” Çocuk Yarı Tanrı dudaklarını yaladı ve yaklaşan üç Kral'a doğru baktı.

 

İnsanların ağzından çıt çıkmıyordu. Çocuk Yarı Tanrı'nın gücü ve yeteneği çeşitli uzmanların kalp atışlarının hızlanmasına neden oldu. İki kral bile kolayca öldürülmüştü. Kraldan daha zayıf olanlara ne olurdu?

 

“Sen kimsin?” Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordun yüzünde acımasız bir ifade vardı ve alnındaki sembol parladı.

 

Şeytani Dao yetişimi yapanların gücü Kızıl Ejder Ada Bölgesi'nde ünlüydü. Kalan üç Kraldan sadece onun gücü bir Zirve-kademe bir Kral'a yakındı. Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu, Doğrucu Yol'un diğer iki Kralıyla bir takım olduysa, Zirve-kademe bir Kral'a karşı savaşma ve hatta belki de kazanma yeteneğine sahiplerdi.

 

“Tekrar etmek istemiyorum,” Yarı Tanrı, Yarı Tanrı Niyetini ve Kutsal Vücut gücünü serbest bırakırken yüz ifadesi soğudu.

 

Her iki taraf da sessizleşti. Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lord ve diğer iki Kral bir şey yapmaya cesaret edemedi. Hayalet gemideki insanlar arasında şimdiye kadar sadece çocuk Yarı Tanrı saldırmıştı. Gemide hâlâ gizemli bir genç vardı.

 

"Hmm? Şu genç ortadan kayıp mı oldu?” Üç Kralın İlahi Hisleri boşlukta hafif bir değişiklik yakaladı.

 

Yıldırım Kanatları Uçma Tekniği!

 

Shua!

 

Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu ve adamlarının arkasında, ateş ve yıldırımla kaplı bir çift kırmızı renkli kanat belirdi. Üç kral yanan bir yıldırım dalgalanması hissetti ve nefes alamadı.

 

Boom~~~!

 

Kanatlar, üç Kralı kendilerini korumak için Muhteşem Gücünü kullanmaya zorlayan bir fırtına oluşturdu.

 

“Usta,” çocuk Yarı Tanrı bir nefes verdi. Üç Kral'a karşı kazanabilmesine rağmen, üç ayrı yönde koşmak istediklerinde onları durduramazdı. Ancak şimdi Zhao Feng Yıldırım Kanatları Uçan Tekniği'ni kullandı ve arkalarında ortaya çıktı, Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu ve adamlarının kaçma şansı yoktu.

 

Çocuk Yarı Tanrı, Zhao Feng'in ne kadar hızlı olduğunu biliyordu.

 

“Usta mı?" Bu kelimeyi işiten Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lord ve adamlarının ifadeleri büyük ölçüde değişti, bir ürperti bedenlerini sardı. Bu çocuk bir Zirve-kademe Kral ile denk olsa, o zaman ustası ne kadar güçlü olurdu?

 

“Lütfen dur!” hem beyaz saçlı yaşlı hem de beyaz giyinen kadın korkmuştu. Savaşsalardı, Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu kendi gücüyle kaçabilirdi ama ikisi yalnızca normal bir Kraldı ve kaçma ihtimalleri yoktu.

 

İkisi de Zirve-kademe bir Kral karşılaştırılabilir.... Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lord savaş isteğini kaybetti ve kaçmaya hazırlanmak için Gerçek Yuan'ını dolaştırmaya başladı. Kızıl Ejder Ada Bölgesi'ndeki en güçlü Şeytani Dao yetişimcisi olarak son derece zengindi. Servet açısından diğer Kralların fazlasıyla üstündeydi ve tüm servetinin çalınmasını istemedi.

 

Ancak kaçmayı planlarken arkasındaki genç saldırdı:

 

"Hiçbir yere gitmiyorsun!”

 

Zhao Feng'in sırtındaki Rüzgar ve Yıldırım Kanatları düzinelerce metre genişlemişti ve güneşi kapatmış gibi görünüyordu ve Muhteşem Gücü daha da güçlendi.

 

Bam!

 

Zhao Feng'in hafif bir yumruğu boşluğu dondurdu.

 

“Eyvah! Buz Mühürleme Alanı!” Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu ve adamları buz fırtınasına kapıldı. Vücutları soğudu ve bir don tabakası vücutlarına yayılmaya başlayıp hızlarını düşürdü.

 

Üstüne üstlük, bu yumruk bir labirentte içeriyor gibiydi.

 

"Ne...!?? Bir Ruh Dao'su Alanı mı?"

 

“Çift Alan mı!?”

 

Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu ve adamlarının yürekleri korkuyla doluydu ve karşılık veremediler.

 

Mistik Buz Alanı! İllüzyon Labirent Alanı!

 

Mistik Buz Alanı, Zhao Feng'in Mistik Buz Irkı soyundan geliyordu ve doğal olarak bir Alan oluşmuştu. Bu, Zhao Feng'in basit bir yumruğunun iki uzaysal alanı içerdiği anlamına geliyordu: ruh boyutunu etkileyen bir Ruh Dao Alanı ve fiziksel boyuta daha fazla eğilimli olan Mistik Buz Alan Alanı.

 

Mistik Buz Alanının etkisi her şeyi buzla kaplamaktı. Mistik Buz Alanındaki her şey buzun gücüyle mühürlenirdi.

 

İki alanın bir arada kullanılmasıyla oluşan güç ölçülemezdi.

 

Bam!

 

Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu bir yumrukla uçarak geri püskürdü ve vücudunda bir buz tabakası belirdi. Şimdiden ağır yaralanmıştı. İki alanın önünde karşılık verme yeteneği yoktu ve ruhu bile yaralandı.

 

Zhao Feng'in İlüzyon Labirenti Alanı sadece zihinsel enerjiyi bozmakla kalmayıp aynı zamanda ruha da saldırdı.

 

"Lordum, lütfen durun!”

 

“Dediğiniz gibi yapacağız!”

 

Beyaz giyinen yaşlı ve kadın, iki uzaysal alan karşısında hiçbir şey yapamadılar. Zhao Feng'e dokunamadılar bile. Çift alan onları dev bir buz labirenti içine soktu.

 

Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu, buzun gücünü dağıtmaya çalışırken labirentin bir köşesinde yatıyordu. Yüzü korkuyla doluydu; Mistik Buz Alanı ile yeterince hızlı bir şekilde başa çıkabilse bile İllüzyon Labirenti Alanından kaçamadı.

 

Shua! Shua!

 

Hem beyaz saçlı yaşlı hem de beyaz kadın teslim olduktan sonra Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lord'un gözünden kayboldu.

 

“Siktir!” Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu dişlerini gıcırdattı. Doğrucu Yolun iki Kralı çok kolay pes etmişti.

 

Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu çift alanda kalan tek kişiydi ve hâlâ isteksizdi. Birkaç önemli hazinesi vardı ve onları bu kadar kolay kaybetmek istemiyordu.

 

Miyav miyav!

 

Beyaz saçlı yaşlı ve beyaz giyinen kadın, küçük hırsız kedinin taramasıyla yüzleşti.

 

Bu iki Boş Tanrı Alemi Kralı, iki yıldızlı tarikatların içindeki tüm gerçek güce sahipti ve çok zenginlerdi.

 

“Çekirdek Köken Alemindekiler her şeyini teslim etsin.” çocuk Yarı Tanrı ellerini açtı ve savaş alanına baktı. Henüz yağmalanmamış çok sayıda Çekirdek Köken Alemi yetişimcisi vardı.

 

Beyaz saçlı yaşlı ve kadın çaresizlik ve acı hissetti — iki yıldızlı tariakatlar arasındaki savaş üç korsan ve bir kedi tarafından tamamen baltalanmıştı.

K.N: Daha sonra oynarsınız ya :D

 

Tam o anda, Gökyüzü Yıldızı Şeytani Lordu birden çığlık attı ve gökyüzünden düştü.

 

Zhao Feng, Zihinsel Enerji Mızrağı'nı göndermek için Göz Niyetini kullandı. Ruh gücündeki ezici avantajı nedeniyle, saldırısı neredeyse Gökyüzü Yıldızı Şeytani Tarikat Klan Ustası'nı bayıltıyordu.

 

Zhao Feng ellerini çırptı ve küçük hırsız kedi ile çocuk Yarı Tanrı'nın her şeyi temizlemesine izin verdi.

 

Ruhum ciddi şekilde yaralandı. Yuan Ruhum kaçmayı başarsa bile, yine de öleceğim. Gökyüzü Yıldızı Şeytani Tarikatı Klan Ustası tamamen çaresizdi. İki buçuk yıldızlı bir klan ustasının böyle bir durumda olacağını kim hayal ederdi?

 

“Teslim oluyorum,” Gökyüzü Yıldızı Şeytani Tarikatı Klan Ustası ellerini kaldırdı ve tarikatındaki herkese vazgeçmesini söylemek için İlahi Hissini kullandı.

 

Her iki taraftaki tüm uzmanlar yakalandığı için savaş çok geçmeden sona erdi. Tüm iki yıldızlı savaş alanı daha sonra yağmalandı.

 

Üç iki yıldızlı tarikat ve birçok tek yıldızlı klan tek bir korsan gemisi tarafından yağmalanmıştı. Bu kulağa tamamen gülünç geliyordu.

 

Zhao Feng ve adamları iki yıldızlı savaş alanından her şeyi almak için yarım gün harcadı.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi, hazine yığınını düzenlemeye başladığında yüzünde tatmin olmuş bir ifade vardı. Zhao Feng'in antik metal halkası nihayet yenilenmeye başladı. Çocuk Yarı Tanrı'nın gözleri de heyecan doluydu.

 

Öte yandan, üç iki yıldızlı tarikatın üst düzey yetkilileri sanki tecavüze uğramış gibi davrandı. Hepsi çaresizdi.

 

“Nezaketiniz ve işbirliğiniz için hepinize teşekkür ederiz. Biz kaçıyoruz,” Zhao Feng ve yanındakiler savaş ganimetlerini düzenledikten sonra hayalet gemiye girdi.

 

Whoosh!

 

Tarikattakiler hayalet geminin uçup gitmesini izledi.

 

Hu~~

 

Hayalet gemi gözden kaybolduktan sonra üst düzey yetkililer nefes alıp küfür etmeye başladılar. Bazı insanlar ağlamaya bile başladı.

 

"Arghhhhh! Gökyüzü Bulut Ana Taşım ~ ~ ~ ~!”

 

“On bin yıllık Ahşap Ginseng'im ve birkaç yüz yıllık birikimim...!”

 

Çoğu uzman savaş alanında çıldırdı ama hiçbiri hayalet geminin peşinden koşmaya cesaret edemedi.

 

Birkaç yüz yıl süren bir savaş böyle sona erdi.

 

Savaşmalarının tek nedeni servet dağılımıydı. Ama şimdi tüm uzmanlar fakir olduklarına göre savaşacak bir şeyleri olma ihtimali neydi?

 

Elbette bu düşük orta kademede olanlar için bir lütuftu. O andan itibaren, Kızıl Ejder Ada Bölgesi'nde büyük savaşlar olmayacaktı. Tüm tek yıldızlı klanlar ve iki yıldızlı tarikatlar iyileşmeye odaklanacaktı.

 

Bu yağmalama yüzünden Kızıl Ejder Ada Bölgesinin zenginliğinin büyük bir kısmı alındı. Herhangi birisi, dünyanın zenginliğinin %90'ının az sayıda uzmanın elinde olduğunu bilmek zorundaydı.

 

“Hahaha...!” Zhao Feng ve yanındakilerin gülme sesi dışarıdan duyulabiliyordu.

 

Kaptanın kabininde Zhao Feng ve tayfası serveti bölmeye başladı.

 

Kaptan olarak Zhao Feng'in serveti dağıtma hakkı vardı. Küçük hırsız kedi ve küçük Kun Yun'un servetin %20'sini alırken iskelet Bölümü Lideri %10'u aldı. Sadece %10 olmasına rağmen yine de birkaç tek yıldızlı klan satın almak için yeterliydi.

 

Kaptan olarak Zhao Feng, servetin %50'sini kendine verdi.

 

“Zhe zhe, iki yıldızlı bir savaş alanını yağmalamak bu kadarcık şey mi veriyor?”

 

“Korsanların sınırsız okyanusta her yerde olmasına şaşmamalı.”

 

“Yaptığımız yağmalama ada bölgesine de barış getirdi. Dünyayı daha iyi bir yer haline getiriyoruz....”

 

Miyav miyav!

 

Dördü birbirleriyle konuşmaya başladı, ancak Korsan Kutsal Topraklarında Korsan Kralı olmadıkça hiçbir korsan ordusunun iki yıldızlı bir tarikatı gücendirmeye cesaret edemeyeceğinin farkında değildiler.

 

Küçük Kun Yun birkaç tane daha baskın yapmayı önerdi.

 

“Çok fazla gösteriş yapma. Göklerin üstünde bir gökyüzü ve bizden daha güçlü insanlar var. Zamanında Korsan İmparatoru eşsiz bir savaş gücüne sahipti ama çok fazla gösteriş yaptı ve Mistik Işık Alemi Kutsal Lordu tarafından öldürüldü. Rüzgar Yıldırım İmparatoru eşsiz bir hıza sahipti ama yine de Mor Gece Kutsal Lordu tarafından öldürüldü,” Zhao Feng başını salladı ve rehavete kapılmadı. Zirvedeyken Korsan İmparatoru veya Rüzgar Yıldırımı İmparatorundan daha güçlü olduğuna inanacak kadar kibirli değildi.

 

Sınırsız okyanusta hayalet gemi hedefine doğru uçmaya devam etti.

 

“İlahi Gök Qin Sarayına ulaşmamız için yalnızca iki ya da üç ay kaldı....”