King of Gods - Bölüm 825: Güçlü Tekme

---

 

Bölüm 825: Güçlü Tekme

 

“Yeni gelen iki kişiyle takım oluşturup aşağıdaki şeylerden birlikte faydalanmaya razı mısın?”

 

Sekizinci Prens'in önerisi Zhao Feng'i biraz şaşırttı.

 

Sekizinci Prens ve Luo Zun - özellikle Luo Zun - belli ki Zhao Feng'i sevmiyordu. Luo Zun, Zhao Feng'e saldırma dürtüsünü bastırmak için kendi yolundan çıkmak zorunda bile kalmıştı.

 

Zhao Feng sıradan biri değil, Dük Nanfeng bile ona bir iyilik borçlu ve onun hakkında iyi şeyler düşünüyor. Ayrıca, Xin Wuheng şu anda en büyük tehditi oluşturuyor. Düşünmeye başlayan Sekizinci Prens'in gözleri parıldıyordu.

 

O anda Xin Wuheng'in yeraltı mezarında sergilediği güç beklentilerini aşmıştı. Ayrıca Xin Wuheng'in arkasında üç tane daha Boş Tanrı Alemi Kralı ile tüm elitler vardı. Bu nedenle takım olmak iyi bir seçimdi.

 

Ebedi düşman diye bir şey yoktu, herkes ekmeğinin peşindeydi.

 

“Kötü fikir değil.” Zhao Feng düşünmeye başladı ve yüzünde bir gülümseme belirdi.

 

O sırada Xin Wuheng'in tarafında çok fazla insan vardı ve bu yüzden çok güçlüydü. Bu durum dengeleri sarsıyordu.

 

Zhao Feng hızla kabul etti ve bu durum herkesi şaşırttı. Tianfeng Büyük Ada Bölgesi'nde Zhao Feng ile Luo Zun arasındaki düşmanlık çözülemiyordu. Zhao Feng ve Sekizinci Prens de birbirlerini tam olarak sevmiyordu.

 

“Ama birkaç şartım var.”

 

Zhao Feng duraksadı.

 

Sekizinci Prens ve Luo Zun birbirlerine bakıp şaşırdı. Nereden bakarlarsa baksınlar bu Zhao Feng on beş yaşında bir gence benzemiyordu. Ayrıca bu Mor Saçlı Şeytani İkili denen kişilerin arasında konuşmacı olan kişi Zhao Feng'di, burun halkası ve güçlü bir şeytani aurası olan genç hiçbir şey söylemiyordu. Zhao Feng'i göremiyorlardı.

 

“Neymiş şartların?” Sekizinci Prens gerçekten takım olmak istiyordu.

 

Zhao Feng yavaş yavaş “Hazineleri tabuttaki kendi beceri ve yeteneğimize bağlı olarak bölüşeceğiz ve Xin Wuheng ile daha sonra uğraşmanız gerekiyor.” dedi.

 

Sekizinci Prens ve Luo Zun kaşlarını çattı. Xin Wuheng'in gücü ölçülemezdi ve şu anki gücüne bakılırsa Sekizinci Prens ve Luo Zun'un onunla başa çıkabilmek için bir takım oluşturmaları gerekiyordu.

 

Ayrıca Sekizinci Prens, Luo Zun ve Nan Gongsheng, Zhao Feng'in Xin Wuheng'i tanıdığını hissetmişti.

 

“Peki.” Sekizinci Prens ve Luo Zun biraz düşündükten sonra anlaştılar. Ancak bilmedikleri şey, orta yaşlı sarı cübbeli Kral ve yanındakilerin çoktan Mor Saçlı Şeytani İkili tarafından bozguna uğrayıp yağmalanmış olmalarıydı.

 

Tam o sırada yeraltı mezarında sarsıntı azalmaya başladı.

 

“Neredeyse başardık.” Sarı cübbeli orta yaşlı Kral, diğer iki kral ve tüm elitler yarı et iskeleti başarıyla dizginlemişlerdi.

 

Wu~

 

Yarı et iskelet mücadele etmeye ve arkasındaki dört kanatlı görüntü ise sallanmaya başladı ama esas olarak çoğu Xin Wuheng tarafından çözülen ruh boyutunu bozuyordu. Xin Wuheng'in sergilediği ruh gücü bir İmparator seviyesine yakındı ve Niyet açısından bile bir İmparator ile kıyaslanabilirdi.

 

Weng ~ ~

 

Çok renkli üçgen şeklinde bir dizi, yarı et iskeletini mühürleyip onu bağlamak için altın zincirleri fırlattı.

 

Yarı et iskelet tamamen mühürlenmek üzereydi ve bronz tabutu düşünmeye başlamadan önce yalnızca bir dakikaya ihtiyaçları vardı.

 

"Dikkat et!" Xin Wuheng bu kritik anda bağırdı.

 

Sou! Sou! Sou!

 

Güçlü auralar birbiri ardına dalgalandı ve mezarın derinliklerine doğru yol aldı.

 

"Çok dikkatsiz davrandın. Xin Wuheng, böyle bir gün senin için bile gelecekti!" Luo Zun kükredi ve ölümcül bir yüz ifadesi vardı.

 

Xin Wuheng'in grubu tüm güçlerini kullanmıştı ve nihayet yarı et iskeletini mühürlemek üzerelerdi.

 

Konuşmayı bitirir bitirmez:

 

Boom!

 

Buz ve ateş alanları Luo Zun'un arkasından belirdi ve mavi ile kırmızı renkli bir aura ile Xin Wuheng'e doğru yöneldi. Bir anda Luo Zun'un gözleri kırmızıya ve maviye dönüşüyormuş gibi bir hal aldı. Alan aniden ateş ve buz ile dolmuştu ve hem zihinsel hem de fiziksel olarak millete acı çektiriyordu.

 

Luo Zun kendini çok derine saklamıştı. Gerçek savaş gücü Jiu Wuji'nınkine son derece yakındı. Aralarındaki tek fark yetişim seviyesiydi. Zhao Feng biraz şaşırdı.

 

Luo Zun, Kutsal İllüzyon Boyutuna başarılı bir şekilde girme şansını artırmak için yetişimini bastırdı ve yalnızca girdikten sonra alanlarını oluşturdu.

 

“Çifte alan mı? Ne yazık ki temelin çok zayıf, bu yüzden birçok kusurun var.” Luo Zun'un saldırısını yiyen Xin Wuheng gülümsedi. Arkasını döndü ve bir elini kaldırdı.

 

“Ne?” Sekizinci Prens, Luo Zun ve Nan Gongsheng şok oldu. Şu anki duruma bakıldığında, Xin Wuheng bir eliyle Sekizinci Prens ve ordusuyla savaşmayı planlarken diğer eliyle de yarı et iskeletini mühürlemeyi planlıyormuş gibi görünüyordu.

 

“Bu Xin Wuheng...” Nan Gongsheng Xin Wuheng'i ilk kez görüyordu ve sanki Zhao Feng'den başka aynı nesilden böylesine gücü ölçülemez bir insanı ilk defa görüyordu.

 

“Kır!” Xin Wuheng parmağıyla işaret etti ve yoğunlaştırılmış bir buz ve ateş alanı Luo Zun'un çifte alanını kırdı.

 

Peng!

 

Luo Zun geri püskürtülmüştü ve olanlara inanamıyordu. “Bu nasıl mümkün olabilir...!? Buz ve ateşin çifte alanını da mı kavrayabildin?”

 

Bu noktada Luo Zun bir kez daha yenilgiye uğramıştı ve çok küçük düşmüştü. İkisi arasındaki fark öncesine göre çok değişmemişti. Xin Wuheng'in Luo Zun'la savaşıp onu geri püskürtmesi için tek bir ele ihtiyacı vardı.

 

“Hahaha! Xin Wuheng'den beklendiği gibi. Yarı et iskeleti mühürlenmek üzere.” Sarı cübbeli orta yaşlı Kral ile diğer iki Kral gülmeye başladılar.

 

Onu mühürlemeyi başardıklarında hepsi tam güçlerini kullanabilecekti. Ancak yüz ifadeleri çok geçmeden çirkin bir hal aldı.

 

Whoosh!

 

Mezarın merkezinde iki tane mor saçlı erkek ortaya çıktı.

 

“Hehe, demek Beş Element Alanı buymuş.” Zhao Feng, Luo Zun ve Sekizinci Prens'i engellemek için buz ve ateş alanını kullanan Xin Wuheng'i incelerken hafifçe güldü.

 

“Kimsin sen?” Bu sesi duyan Xin Wuheng'in ifadesi biraz değişti ve mor saçlı gence doğru baktı. Bu genç sanki ona tanıdık geliyordu ama kim olduğunu hatırlayamıyordu. Sonuçta ikisi dokuz yıldır karşılaşmamıştı ve Zhao Feng'in görünüşü, becerileri ve hatta ruhunun aura'sı Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısına kıyasla büyük ölçüde değişmişti. O zamanlar Zhao Feng'in saçları maviydi ve göz soyunu kullanmıyordu.

 

“Saldır!” Zhao Feng ve Nan Gongsheng bir daireden geçti ve arkalarında bulunan antik bronz tabut doğru yöneldi.

 

“Hırsızlar aklınızdan bile geçirmeyin!” Sarı cübbeli erkek ve diğerleri anında kükrediler ve Zhao Feng ile Nan Gongsheng'i durdurmaya çalıştıkça yüz ifadeleri büyük ölçüde değişti.

 

Boom! Weng ~ ~

 

Nan Gongsheng etraflarında gümüş-mor bir alan belirip üç Kralın saldırılarını emmesiyle soğukkanlılıkla güldü.

 

“Ne güçlü bir uzaysal alan.”

 

“Bu hırsızın gücü hızla artıyor.”

 

Hem dostu hem de düşmanı endişelendiren saldırılardı bunlar. Nan Gongsheng'in uzaysal alanı ve Gerçek Yuan'ı, Kralların Gerçek Yuan'ını bile sarsan büyük bir güç içeriyordu. Xin Wuheng, Sekizinci Prens, Luo Zun ve yanındakilerin yüz ifadeleri ciddi bir hal almıştı.

 

“Buz İmparatorluk Bariyeri!” Buzlu bir güç dalgası Zhao Feng'in etrafında aktı ve dondurucu bir bariyer oluşturdu.

 

Boom! Boom!

 

Zhao Feng ve Nan Gongsheng'in bir arada yaptığı savunmayı aşmak çok zordu. Gökyüzü Su Kristal Lotus'u ile birleştikten sonra Buz İmparatorluğu Mızrağının gücü artmıştı ve Nan Gongsheng'in güçlü alanı ile birleşerek antik tabuta doğru kolayca gidebiliyorlardı.

 

“Eyvah!” Xin Wuheng durumun kontrolünü kaybettiğini fark etti.

 

Burun halkalı gencin yeteneği sıradışıydı ve savaş gücü son derece yüksekti. Ayrıca diğer mor saçlı genci de göremiyordu. Kesin olan bir şey vardı. Sarı cübbeli orta yaşlı erkek ve arkadaş kesinlikle onların dengi değildi.

 

Ancak Xin Wuheng yarı et iskeletini zar zor mühürlemişti ve Luo Zun ile Sekizinci Prens'in bir arada yaptığı saldırıları engelledi. Sekizinci Prens'in gücü aslında Luo Zun'dan biraz üstündü ve hatta onun koruması gibi görünüyordu.

 

Bam!

 

Mezarın derinliklerindeki bulunan antik bronz tabut parlak bir ışıkla parıldamaya başladı. Zhao Feng ve Nan Gongsheng üç Kral'ın saldırıları ile karşı karşıyaydı ve antik bronz tabutun üzerine doğru indiler.

 

“Bu tabut Cennet sınıfı silahlar yapmak için kullanılabilir ve Şeytani Dao ile Mistik Yin Kadim Bronz ile ilgili miras silahlarının önemli bir maddesi.” Sekizinci Prens tabuta bakarken derin bir nefes aldı. Bu eski tabutu ele geçirebilirse, Hanedana ve kendisine büyük bir faydası olacaktı.

 

Ancak Zhao Feng bununla ilgilenmiyordu. Sadece içindeki kötü ruh Dao hazinesi ile ilgileniyordu. Bu şey onun için son derece cazipti, çünkü sadece ruhunu biraz daha güçlendirmesi gerekiyordu ve bu sayede hızla gücünü artıracak olan İmparator Niyeti uyandırması mümkün olacaktı.

 

“Aç!” Zhao Feng, bir ayağıyla antik bronz tabuta doğru tekme atarak bağırdı.

 

“Bu velet Mistik Yin Kadim Bronz'u tekmelemek için ayağını kullanmaya mı cüret ediyor! Bu şeyin malzemesi yalnızca sert değil, aynı zamanda korkunç derecede şeytani bir güç içeriyor.” Sekizinci Prens ve Luo Zun'un yüzlerinde alaycı bir gülümseme ortaya çıktı.

 

Bam!

 

Zhao Feng ayağıyla antik bronz tabutu tekmeledi ve tüm yeraltı mezarında derin bir ses yankılandı. Güçlü bir şok dalgası ve toz bulutu havaya yayıldı. Bu tekmenin gücü herkesin kanının çekilmesine neden olmuştu.

 

“Ne güçlü bir fiziksel beden!” Sekizinci Prens ve Luo Zun şaşkına dönmüştü. Aylardır karşılaşmamışlardı ve Zhao Feng çoktan bu aşamaya ulaşmıştı...

 

Çat!

 

Bu güclü tekmenin ardından tabutun kapağı biraz aralandı ve şok edici bir hazine aurası ortaya çıktı. Bunlardan biri herkesin ruhunu bastıran şeytani ruh Dao aurasıydı. Zhao Feng'in ihtiyaç duyduğu hazine buydu.

 

Zhao Feng'in vücudu, ayakkabılarındaki yeşil alevleri söndürerek Mistik Yin Antik Bronz'un geri tepmesini ve parlak kırmızı alevlerini engellediği için biraz sarsıldı.

 

“Ne kadar kusursuz bir tekme!” Xin Wuheng onu övmekten kendisini alıkoyamadı.