King of Gods - Bölüm 842: Genel Bakış

---

 

Bölüm 842: Genel Bakış

 

Xie Yang Sarayı'nın hemen dışında Kara Yıkım Yılan Ejderhası'nın devasa siyah pullu gövdesi havada dönüyordu. Ara sıra pençesiyle Tanrı'nın Yasaklı Dizisine vuruyordu ve bu durum, yüzlerce, hatta binlerce mor ve kan renkli ışığın dışarı çıkmasına neden oluyordu.

 

“Hehe, oyun daha yeni başladı ve satranç taşlarım çoktan oyuna girdi...” Kara Yıkım Yılan Ejderhası çok neşeliydi.

 

Xie Yang Sarayındaki herkesin durumunu ve hareketlerini Yıkım İşareti aracılığıyla hissedip kontrol edebiliyordu. Tıpkı bir yabancının kafesteki savaşı izlemesi gibi bir şeydi bu.

 

Aynı anda Xie Yang Sarayı'nın belirli bir köşesinde, iki tane mor saçlı figür bir avludaki büyük bir ağaca saklandı.

 

“Pusu kurulacak bir sonraki hedef Gökyüzü Kılıç Köşkü.”

 

“Gökyüzü Kılıç Köşkü'nün Küçük Kılıç Azizi sıradan biri değil. Bu sefer daha dikkatli olmalıyız.”

 

Bu iki mor saçlı figürün görünüşü Zhao Feng ve Nan Gongsheng ile tıpatıp aynıydı.

 

Her canlıyı küçük gören soğuk bir ses, ikilinin kulaklarında yankılanıyordu: “Dikkatli olun. Gerçek Mor Saçlı Şeytani İkili sizin kimliklerinizi çoktan bulmuş olabilir.”

 

“Anlaşıldı, Lord Kara Yılan Ejder.”

 

İki mor saçlı figür saygılıydı.

 

O sırada Gökyüzü Kılıcı Köşkünden gelen bir grup altıgen şeklinde metalik bir binaya girdi.

 

Altıgen bina, koyu kırmızı renkli metalik bir malzemeden yapılmıştı. Daha yaklaşmadan bile ateşten sıcak bir aura yayıyordu.

 

“Arıtma Binası.” Gökyüzü Kılıç Köşkünden olan beyaz bıyıklı bir adam binadaki üç kelimeyi ışıltılı gözlerle okudu.

 

Bu sözleri duyunca birkaç dâhinin kalbi sarsıldı.

 

“Bir ilahi kılıcın çağrısını hissedebiliyorum...” Küçük Kılıç Azizi Kılıç Dao'nun mistik bir durumuna girmiş gibiydi.

 

Hu~~

 

Beyaz bıyığı ve beyaz saçları aniden rüzgarda savruldu. Gözlerinden ise İlahi Kılıç Niyeti'nin bir dalgalanması fırladı.

 

“Kim var orada!?” Küçük Kılıç Azizi anında arkasını döndü ve göz kamaştırıcı beş renkli kılıç ışığından oluşan yarı şeffaf bir çizgi arkasında bulunan üç kişiyi delip geçti. Bu saldırı hem fiziksel hem de zihinsel enerji boyutlarından geçmişti.

 

“Ahh!”

 

“Ne korkunç bir kılıç saldırısı!”

 

Ağaçtaki iki mor saçlı figürün kalbi sarsıldı. O sırada Küçük Kılıç Aziz'in keskin ifadesi daha da büyümüştü ve gökyüzünü kaplayan kılıç ışıkları ikilinin paniğe kapılmasına neden oldu.

 

Sii!

 

Mor saçlı iki figür, mor ve gümüş renkli bir ışığa dönüşüp uzaktaki bir bahçeye doğru hızla gitti.

 

“Kıdemli Kılıç Azizi, bu ikisi Mor Saçlı Şeytani İkili gibi görünüyor,” siyah kıyafetli bir genç saygıyla söyledi.

 

Küçük Kılıç Azizinin serbest bıraktığı Kılıç Dao'nun gücü çok korkunçtu ve Kılıç Niyeti hem fiziksel hem de zihinsel enerji boyutlarını aşabiliyordu.

 

“Hmph, bunlar yalnızca iki tane insan olmayan velet. Enerjimi onlara harcamak istemiyorum.” Küçük Kılıç Azizi soğukkanlılıkla kıkırdıyordu ve Gökyüzü Kılıcı Köşkünden gelen grubu Arıtma Binası olarak bilinen altıgen şeklindeki metalik binaya doğru yönlendirdi.

 

Altıgen şeklindeki binanın önünde ve arkasında siyah renkli metalik kapılar vardı.

 

“Bu Arıtma Binası kesinlikle eşsiz bir silah içeriyor. O silahı alabilirsek Kara Yılan Ejderhası'na karşı savaşabiliriz,” Küçük Kılıç Azizi derin bir ses tonuyla söyledi ve Gökyüzü Kılıcı Köşkünün elitleri burayı incelemeye başladı.

 

Bir süre sonra:

 

Whoosh! Whoosh! Whoosh!

 

Başka bir grup Arıtma Binasının hemen önüne indi ve bu grubun gücü, Gökyüzü Kılıç Köşkünden daha yüksekti.

 

“Büyük Gan İmparatorluğu!” Bir kılıç ışığı Gökyüzü Kılıç Köşkünden gelen, kılıç yetişimi yapan soğukkanlı kadının gözlerinde yanıp sönüyordu.

 

Doğrusunu söylemek gerekirse Sekizinci Prens, Dokuzuncu Prens, Onüçüncü Prens ve yanındakilerin figürleri ortaya çıkmıştı.

 

“Kutsal İmparatorumun Kılıcı burada güçlü bir Kılıç Niyeti hissetti...” On Üçüncü Prens, altıgen şeklindeki metalik binayı incelediği esnada kaşlarını çattı.

 

Zhi! Zhi!

 

Luo Zun'un omzundaki Ruhsal Bağlantı Faresi heyecanlı bir şekilde sesler çıkarmaya başladı.

 

Görünüşe göre bu Arıtma Binası Kılıç Dao'nun önemli bir hazinesini içeriyor, Sekizinci Prens düşündü.

 

Büyük Gan İmparatorluğu da Arıtma Binasını incelemeye başladı ve bir imparatorluk demirci ustası, buranın etrafında bulunan Tanrı'nın Yasaklı Dizisinde bir kusur olduğunu fark etti.

 

“Tanrı'nın Yasaklı Dizisi tam olsaydı içindeki hazinelerin aurasını hissedemezdik.” Demirci ustası gülümsüyordu.

 

Uzak bir bahçenin köşesinde:

 

“Bu yaşlı adam dehşet verici...!” İki tane mor saçlı figür, büyük bir ciddetle birbirlerine baktı.

 

Shua! Shua!

 

Bir parıltı ile iki mor saçlı figür, iki tane insan olmayan erkeğe dönüştü. Bunlardan biri mavi pullarla kaplıydı ve yılan ejderha ırkındakilere benzeyen mavi boynuzları vardı. Diğer insan olmayan erkeğin bir çift boynuzu ve bir çift yeşil boncuk gözleri vardı. Yeşil renkli bir kas yığınıydı bu adam.

 

Mavi Yılan Kral temkinli bir ses tonuyla, “Bu yaşlı adam büyük olasılıkla dış dünyadan geldi herkesin içerisinde en güçlü ve en korkunç kişi,” dedi.

 

“Çok korkutucu.” Yeşil Boncuk Gözleri olan insan olmayan erkek henüz tam olarak iyileşmemişti. “Boş Tanrı Alemi İmparatorları bile ona karşı bir şey yapamayabilir. Bin Değişim Ejderha soyumun yeteneği bile gözünden kaçmadı.”

 

“Aceleye gerek yok. Küçük Kılıç Aziz'in de zayıf noktaları var. Eskiden Mistik Işık Alemine girme şansı olan zirve bir İmparatordu, ancak artık ömrünün sonuna ulaştığı için yaşam gücü ve ruhu soluyor, yetişimi de düştü. Herhangi bir güçlü hareket, yaşam gücünü ve ruh gücünü kullanmasına neden olacak,” dedi Wei Jing.

 

Wei Jing beyaz bıyıklı Küçük Kılıç Azizi hakkında birkaç hikaye duymuştu. Bu kesinlikle bir mucizeydi. Küçük Kılıç Aziz yeni yetişim yapmaya başladığında, yeteneği son derece normaldi ve hatta çöp olarak da nitelendirilebilirdi. Ancak Kılıç Dao konusundaki anlayışı korkunç bir aşamaya ulaştı ve sayısız yıl süren çabanın ardından İmparator olmayı başarmıştı.

 

Ancak bir Mistik Işık Diyarı Kutsal Lordunu öldürdüğü büyük bir savaşın ardından Küçük Kılıç Aziz'in yaşam gücü ve ruhu solmaya başladı. Küçük Kılıç Azizi, güçlü Kılıç Dao Niyetine ve yaşam gücü ile ruhunun solma hızını yavaşlatmak için çeşitli hazinelere güveniyordu, ancak Kutsal İllüzyon Boyutunda cennete meydan okuyan hazineler bulamazsa üç yıldan fazla yaşayamazdı.

 

“Arıtma Binası kötü olmayan ilahi bir silah ya da hazine içerebilir. İkiniz bu fırsatı kaçırmamalısınız...” Kara Yılan Ejderhası'nın sesi aniden zihinlerinde ortaya çıktı.

 

İlahi silah ya da hazine. Wei Jing ve Yeşil Boncuk Gözlü adam birbirlerine baktı ve kalp atışlarının hızlandığını hissettiler. Kara Yıkım Yılan Ejderhası oldukça yüksek bir standarda sahipti, bu yüzden “kötü değil” dediği şey kesinlikle sıradan bir şey olmazdı.

 

Kara Yılan Ejderhası'nın bu önerisi, ayrılmak üzere olan ikilinin orada kalmasına neden oldu.

 

“Daha fazla insan olduğunda gizlice içeri girme şansımız olacak. Küçük Kılıç Azizi Kılıç Niyetini bize karşı kullanmadığı sürece kimse bizim içimizi göremez.”

 

Yeşil Boncuk Gözlü adam başını salladı.

 

Kara Yıkım Yılan Ejderhası'nın da yardımıyla birlikte iki insan olmayan adam Xie Yang Sarayı'nda tıpkı suda bulunan balık gibiydiler.

 

Ancak, ikili planlarını yaptığı esnada şok edici bir sahne ortaya çıktı.

 

“Bu...!!!?”

 

Yeşil Boncuk Gözlü adam kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. Aynı zamanda Gökyüzü Kılıcı Köşkü'nün üyeleri ve altıgen şeklindeki metalik binanın önündeki İmparatorlar da sanki bir şey hissetmiş gibi baktılar.

 

Gökyüzünde şeffaf mor renkli bir Cennet Gözü belirdi ve sanki Göksel Dao'nun kendisiymiş gibi soğuk bir şekilde aşağıya doğru baktı.

 

“Hmm?” Küçük Kılıç Azizinin kalbi Cennetin Gözü'ne baktığında sarsıldı. Kılıç Niyeti ile bile Cennetin Gözü'nü göremiyordu.

 

“Bu göz...” Sekizinci Prens bu gözün tanıdık geldiğini hissetti.

 

Zhi! Zhi!

 

Luo Zun'un omzundaki Ruhsal Bağlantı Faresi, Cennetin Gözü aşağıya bakarken korku içinde titremeye başladı.

 

Altıgen şeklindeki binanın önünde tüm dahiler ve elitler sessizce duruyordu. Cennetin Gözü, akıl almaz bir enerji basıncıyla aşağıya doğru baktı. Küçük Kılıç Azizi bile baskıyı hissediyordu.

 

Uzaklarda bulunan bir bahçede:

 

“Nasıl bir varlık bu?”

 

Wei Jing ve Yeşil Boncuk Gözlü adam, Cennetin Gözünden bir soğukluk ve baskı hissetti ve tüyleri diken diken oldu. Sanki Cennetin Gözü onlara bakıyor gibiydi.

 

Shua!

 

Yeşil Boncuk Gözlü adamın etrafında çok renkli bir ışık parladı. Hemen ardından Yeşil Boncuk Gözlü adam ile Wei Jing ortadan kayboldu. Birkaç nefes sonra bu ikili, bahçede saklanan iki küçük ağaç gibi davranmaya başladı.

 

“Hmh!” Kulaklarının hemen yanında bir zihinsel enerji patlaması ile birlikte soğuk bir ses yankılanmaya başladı.

 

Wei Jing ve Yeşil Boncuk Gözlü adamın alnından soğuk terler akıyordu.

 

Shua!

 

Neyse ki, Cennetin Gözü sadece birkaç dakikalığına duraksamıştı, sanki yukarıdan yalnızca onlara bakıyormuş gibiydi.

 

“Lord Kara Yılan Ejder, Bu göz... Ne...?” Yeşil Boncuk Gözlü adam tüyleri diken diken olmuşken sordu. Cennetin Gözü saldırgan bir yeteneği yokmuş gibi görünse de bu ikiliye tehlikeli bir his veriyordu.

 

“Seni küçük karınca, eceline mi susadın~ ~ ~!” Kara Yıkım Yılan Ejderhası'nın öfkeli kükremesi kulaklarının dibinde yankılanıyordu. Wei Jing ve Yeşil Boncuk Gözlü adam kanlarının titrediğini hissetti.

 

Xie Yang Sarayı'nın başka bir yerinde Tanrı'nın Yasaklı Dizisi'nin yanında:

 

Shua!

 

Şeffaf mor renkli bir Cennetin Gözü, sadece Tanrı'nın Yasaklı Dizisi ile ayrılmış olan Kara Yıkım Yılan Ejderhası ile karşı karşıya kaldı.

 

“Zihinsel Enerji Mızrağı!”

 

Cennetin Gözü'nden mor bir mızrak fırladı ve Kara Yılan Ejderhası'nın ruhuna saplandı.

 

Kara Yıkım Yılan Ejderhası zarar görmemişti ama öfkelendi. Değersiz bir karınca Yıkım Ejderhası Irkı'ndan gelen görkemli bir varlığa saldırmaya mı cesaret ediyordu?

 

Boom!

 

Kara Yıkım Yılan Ejderhası pençesini öne doğru savurdu, ancak Tanrı'nın Yasaklı Dizisi onu engelliyordu.

 

Tanrı'nın Yasaklı Dizisi son derece benzersizdi. Dışarıdan gelen saldırılar engellenecekti, ancak içeriden gelen saldırılar herhangi bir etki görmeyecekti.

 

“Uzay Boşluğu Göz Kuvveti!”

 

Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın ölümsüz aurasına sahip olan iki metrelik bir bıçak, Kara Yılan Ejderhası'nın kafasına batmıştı.

 

Shu~~

 

Kara Yıkım Yılan Ejderhası'nın kafasında kanamaya yol açan soluk bir iz belirdi, ancak anında iyileşti.

 

Kükreme~~~~~

 

Kara Yılan Ejderhası, koca cüssesiyle Tanrı'nın Yasaklı Dizisi'ne doğru atladı ve kükremesi, Xie Yang Sarayı'nda Yıkım İşareti olan tüm dahiler ve elitlerin temkinli bir hal almasına neden oldu.

 

Wei Jing ve Yeşil Boncuk Gözlü adam, Kara Yılan Ejderha ile son derece yakın olduğundan dolayı onların da kanları çekildi ve neredeyse kan tüküreceklerdi.

 

Shua!

 

Cennetin Gözü sadece birkaç nefesliğine Xie Yang Sarayı'nda kalmıştı ve hızla yok olmadan önce birkaç saldırıda bulundu.

 

“Beklendiği gibi, Yıkım Ejderhası'nın bedeni...”

 

Xie Yang Sarayı'nın derinliklerinde bulunan bir yeraltı mahzeni içinde, Zhao Feng yavaşça gözlerini açtı.

 

“Az önce ne oldu?” Nan Gongsheng, Kara Yılan Ejderhası'nın vücudundaki Yıkım İşareti'nden kükrediğini duydu ve yakıcı bir his hissetti. Zhao Feng'in Cennetin Gözü'nü ile Xie Yang Sarayı'nın her yerine bakıp yeteneklerini test etmek için Kara Yılan Ejderhası'na saldırdığını bilmiyordu.

K.N: Cehalet mutluluktur boşver :D