King of Gods - Bölüm 863: Beş Zehirli Farklı Arı

---

 

Bölüm 863: Beş Zehirli Farklı Arı

 

Xie Yang Sarayının dışında, Tanrı'nın Yasaklı Dizisi etrafındaki puslu ışık son derece zayıf hale gelmişti ve her an kırılacakmış gibi görünüyordu.

 

Boom!

 

Kara Yıkım Yılan Ejderhası'nın başı ve yaklaşık dört ya da beş yüz metre uzunluğundaki vücudunun bir kısmı Xie Yang Sarayı'na girmeyi başarmıştı.

 

Wu~~~~!

 

Yıkıcı bir ejderha aurası ortalığa savrulduğunda Xie Yang Sarayında bir ejderhanın kükreyişi yankılandı ve saraydaki çok sayıda varlık ruhunun ve soyunun korku içinde titremesine neden oldu.

 

Sanki tüm Kadim Tanrı'nın sarayı kıyamet gününe girmek üzereydi.

 

Whoosh! Whoosh! Whoosh! Whoosh!

 

O sırada mor ve kan renkli bir ışık, Tanrı'nın Yasaklı Dizisi'nin yüzeyinde parlamaya başladı ve Kara Yıkım Yılan Ejderhası'na doğru ilerledi, ancak geride tek bir iz bile kalmadı.

 

Tanrı'nın Dizisi Binası'nın önünde Lord Hanedanlığı'nın elitleri ve dahileri, ölümün gölgesi ile kaplandıklarında umutsuzluğa kapıldılar. Kara Yıkım Yılan Ejderhası Xie Yang Sarayı'na girdiğinde neredeyse kimse hayatta kalamazdı. Yıkım İşaretinin verdiği his şimdiye kadar ki en güçlü haline ulaşmıştı.

 

Tanrı'nın Dizisi Binası'nda, Krallar Gerçek Yuan'larını beş renkli girdap dizisine döktü.

 

“Biraz etkili gibi görünüyor.”

 

Xin Wuheng ve Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge, girdap dizisinin içinden iki tane beş renkli ışık çağırdı birkaç karmaşık el tekniği oluşturdu, daha sonra dizi çekirdeğinin iki büyük kusurunun içine birleşti.

 

Zhao Feng kenarda durdu ve sadece olanları izledi. Gerçek Yuan açısından en zayıf olan kişi oydu ve fazla bir şey yapamazdı.

 

Öte yandan Nan Gongsheng yardım etti. Avucunda mor ve kan renkli bir girdap oluştu. Daha sonra akan bir akarsu gibi girdap dizisiyle karıştı.

 

Boom!

 

Girdap dizisi yakınlarda bulunan her şeyi aydınlatıyor ve sesler çıkarmaya başlıyor gibiydi.

 

Diğer Krallar şaşkın ifadeler ortaya çıkardı. Nan Gongsheng'in tek başına Xuanyuan Wen, Zhao Yufei ve diğer Boş Tanrı Aleminin birleşimiydi aynı olduğu söylenebilirdi.

 

Her Kral olaya katılmamasına rağmen burada en az yirmi kişi vardı ve Xuanyuan Wen bir İmparator'du.

 

Nan Gongsheng tam olarak kullanamamasına rağmen Tanrı gücü çok çarpıcıydı. Yalnızca buzdağının görünen kısmını kullanıyordu. Zhao Feng'in gözleri parıldadı.

 

Birkaç nefesin ardından Tanrı'nın Dizisi Binası'nda bulunan güç dalgalanması, dizinin çekirdeğinin iyileşmeye başlamasını sağlamış gibiydi. Zhao Feng'in Tanrı'nın Manevi Gözü, Tanrı'nın Dizisi'nin daha düzgün aktığını gördü.

 

Zhao Feng, Xin Wuheng, Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge ve az sayıda insan dışında diğerleri pek bir şey hissetmedi.

 

“Hımm? Ne?” Xie Yang Sarayı'na giren Kara Yılan Ejderhası'nın ufak bir kısmı aniden dondu. Tanrı'nın Yasaklı Dizisi'nin iyileşme oranının daha da güçlendiğini hissediyordu.

 

On nefes sonra:

 

Weng~

 

Tanrı'nın Yasaklı Dizisinden gelen loş ışık daha parlak olmaya başladı.

 

“Karıncalar, eninde sonunda gebereceksiniz!” Kara Yılan Ejderhası'nın öfkeli kükremesi, muazzam bedeni delikte mücadele etmeye başladığında herkesin kulağında yankılanıyordu.

 

Kısa süre içerisinde Kara Yılan Ejderhası'nın büyük gövdesi, Tanrı'nın Yasaklı Dizisi'nin altında bükülmeye başladı.

 

Xie Yang Sarayı, Tanrı'nın sarayıydı ve Tanrı'nın Yasaklı Dizisi diğer Tanrı seviye uzmanlarla uğraşmak için kullanılıyordu. Zirvesinde olan Cennetsel İlahi Alemdekiler bile oradan geçmekte zorlanırdı.

 

Whoosh! Whoosh! Boom! Boom!

 

Tanrı'nın Yasaklı Dizisi'nin yüzeyinde binlerce mor ve kan renkli ışık oluştu ve Kara Yıkım Yılan Ejderhası'na doğru patladı.

 

Yasaklı Dizinin karşı saldırısı, Kara Yıkım Yılan Ejderhası'nın öfkeyle kükremesine neden oldu. Tanrı'nın Yasaklı Dizisi iyileşmeye ve karşı saldırıya başladığında, karşılaştığı baskı arttı ve vücudu neredeyse açtığı deliğe sıkıştı.

 

Wu~~

 

Kara Yıkım Yılan Ejderhası, Xie Yang Sarayı'nın dışına doğru geri çekildiğinde isteksiz bir şekilde kükredi ve delik hızla iyileşti.

 

Tanrı'nın Yasaklı Dizisinin bir kısmı ne kadar çok hasar alırsa, o yere o kadar fazla güç yönlendirilirdi. Bu nedenle Tanrı'nın Yasaklı Dizisi'ne karşı kendi başına savaşmak, tıpkı Cennet ve Dünya'ya karşı direnmek gibiydi. Kara Yıkım Yılan Ejderhası'nın bu seviyeye ulaşması zaten inanılmazdı.

 

Tanrı'nın Dizisi Binasının içinde:

 

“Başardık!”

 

Yardım eden tüm Krallar rahat bir nefes aldı ve ölüme ramak kala kurtulduklarını hissediler.

 

“Herkese teşekkürler.” Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge alnındaki teri sildi ve gülümsedi. “Merkezi dizideki en büyük iki kusur düzeltiliyor. Savunma yetenekleri artmamış olsa da iyileşme hızı ve hassasiyeti arttı.”

 

Tanrı'nın Yasaklı Dizisi'nin savunması çekirdeğinin gücüne bağlıydı. Ancak yıllar geçtikten sonra, çekirdeğinin gücü zayıflamaya başlamıştı, bu yüzden savunması eskisi kadar güçlü değildi. Ancak dizideki kusurlar onarıldıkça dizinin akışı daha pürüzsüz hale geliyordu ve onarım hızını artıyordu.

 

Şu anda Yıkım ejderhasının aurası solup gitmişti.

 

“Kutsal İllüzyon Boyutu'nun kıta bölgesine dönmesine bir iki ay var.”

 

"Hahaaha, sadece bir ya da iki ay dayanmamız gerekiyor.”

 

Tanrı'nın Dizisi Binası'nın dışındaki uzmanlar çok sevindiler.

 

Zhao Feng ve Nan Gongsheng de gülümsüyordu. Sonuçta daha fazla vakit kazanmışlardı.

 

Krallar daha sonra merkezi dizideki kusuru ellerinden geldiğince onarmaya başladılar. Üç gün sonra Kralların olduğu grup Tanrı'nın dizisi binasından bitkin bir halde çıktı.

 

Weng~Bo~ ~

 

Tanrı'nın Dizisi Binası'nın yüzeyinde yanıp sönen beyaz kapı da solup gitti.

 

“Merkezi dizideki en büyük kusur düzeltildi. Kara Yıkım Yılan Ejderhası önümüzdeki iki ay içinde giremeyecek.” Xin Wuheng başını salladı.

 

Herkes kıta bölgesine dönmeden önce önümüzdeki iki ay boyunca Xie Yang Sarayı'nda kalmalıydı.

 

“Hehe, yine de bir iki ay kaldı. Neden Xie Yang Sarayı'nda kalan serveti kontrol etmiyoruz?”

 

"Hahaha, o siyah pislik yalnızca bizim Xie Yang Sarayı'nda her şeyi sömürüşümüzü izleyebilecek.”

K.N: Bizimkiler size sadece kemikleri bırakır :D

 

Tanrı'nın Dizisi Binası'nın dışındaki elitler sevinçle doluydu.

 

“Xie Yang Sarayı'nda hâlâ iki ay vaktimiz mi var?” Zhao Feng ve Nan Gongsheng birbirlerine baktılar.

 

Diğer gruplar orada öylece oturup Kutsal İlüzyon Boyutu'nun iki ay boyunca kapanmasını bekleyemezdi. Xie Yang Sarayı'nın yüzde birinin bile keşfedilmemiş olduğu biliniyordu. Bu kadar iyi bir şansı nasıl kaçırabilirlerdi ki?

 

“Çabuk!”

 

Bazı gruplar hızla Tanrı'nın Dizisi Binası'ndan ayrıldı.

 

Ceng! Shua! Shua! Whoosh! Whoosh!

 

Tüm gruplar harekete geçtikçe Tanrı'nın Dizisi Binası'nın önünde parıltılar belirdi.

 

“Zhao Feng, sonra görüşürüz.” Xin Wuheng tek başına ayrılmadan önce Zhao Feng'i selamladı.

 

Zhao Feng ve Nan Gongsheng de harekete geçmeyi planlıyorlardı.

 

“Kardeş Feng, bir dakika bekle,” Zhao Yufei aniden Zhao Feng'i durdurdu ve özel bir mesaj gönderdi.

 

Mo Dongyao ve Gökyüzü Kılıcı Köşkünden gelen diğer kişiler de gitmemişti. Mo Dongyao Xie Yang Sarayı'ndan ayrılmadan önce Küçük Kılıç Azizinin emirlerini dinliyordu, o ise Zhao Feng izleyin demişti.

 

Verdiği söze göre Küçük Kılıç Azizi Zhao Feng'e bir iyilik borçluydu. Eğer Gökyüzü Kılıcı Köşkündeki herkesin Xie Yang Sarayı'ndan sağ salim ayrılabilmesini sağlarsa bu söz geçerlilik kazanacaktı.

 

“Yufei, ne düşünüyorsun?” Zhao Feng sordu.

 

Gelecek iki ay boyunca herkes güvende olacağı için tüm gruplar Xie Yang Sarayı'nı daha fazla araştırıp kaynak toplamaya çalışacaktı.

 

Zhao Yufei ikiliye doğru yürürken, “Kardeş Feng, Duanmu Ailesi, daha önceki keşiflerimizde Mistik Işık Alemine girme şansını artırabilecek efsanevi bir hazine buldu,” dedi.

 

Mistik Işık Alemine içine girme şansını artıracak bir şey mi? Zhao Feng'in kalbi hızla attı. Xie Yang Sarayı'nda böyle bir hazine mi vardı?

 

Mistik Işık Alemi, Fan Evreninde geçmesi son derece zorlu bir bariyerdi. Bir zamanlar ünlü olan Mor Gece Kutsal Lordu, yalnızca bir Mistik Işık Diyarı Kutsal Lorduydu. Yarı Tanrı Kun Yun'un “Yarı Tanrı” unvanına sahip olmasına rağmen teknik olarak Mistik Işık Aleminin içinde olduğu düşünülüyordu.

 

Mistik Işık Alemi, Cennetsel İlahi Alem'e en yakın olan şeydi. Zhao Feng'in kalbi bile hızla atmıştı. Böyle bir hazineye karşı koyamazdı.

 

Zhao Feng'in İmparator Niyeti yeniden uyandığı ve yeterli kaynağı olduğu için yarım yıl içinde önceki yaşamının seviyesine ulaşabilirdi. Boş Tanrı Alemi'nin zirvesine ulaşma ve iki ya da üç yıl içinde gerçek bir İmparator olma potansiyeline sahipti.

 

Ondan sonra da herkes gibi Mistik Işık Alemine açılan kapıya odaklanacaktı. Onun için o kadar da uzak bir hedef değildi.

 

Üstüne üstlük ustası olan Duanmu Qing, Mistik Işık Aleminin içinden geçmeyi başaramamıştı, bu yüzden kesinlikle böyle bir hazineye ihtiyacı vardı.

 

“Gidelim.” Zhao Feng bile hiç düşünmeden karar verdi.

 

Mistik Işık Alemine geçmesine yardım edebilecek bir hazine, Kutsal İllüzyon Boyutu'nun dışında aşırı nadir bulunurdu. Zhao Feng'in son derece zor olsa bile bu şansı sonuna kadar kovalaması gerekiyordu.

 

Dört saat sonra Duanmu Ailesi onları Xie Yang Sarayı'nın kıyısında bulunan bir bahçeye götürdü.

 

Zhao Feng geldiklerinde cezbedici bir aroma kokusunu alabiliyordu. Kanının daha düzgün aktığını hissetti ve sanki süzülen bir aziz gibi sakinleşti.

 

“İnanılmaz, sadece koku bile çok cezbedici.”

 

"Bu bahçede kaç tane eşsiz bitki var?”

 

Gökyüzü Kılıcı Köşkünden gelen elitler ve dahiler sersemlemiş ve hayrete düşmüşlerdi. Bahçenin etrafında bir duvar vardı ve herkes içindeki manzaranın sadece bir kısmını görebiliyordu.

 

Zhao Feng'in kalbi, manzarayı Tanrı'nın Manevi Gözüyle incelediğinde yerinden fırlayacaktı. Bahçedeki herhangi bir çiçek, Yeşil Su Gökyüzü Lotus'un değeriyle kıyaslanabilirdi. Az sayıda bu çiçek, İmparator ve Kutsal Lordların bile kalbinin küt küt atmasına sebep olabilirdi.

 

Daha da inanılmaz olan şey bu bahçede bir sürü farklı çiçek vardı. Yüzden fazla çiçek açmıştı. Ayrıca henüz çiçek açmamış çok sayıda bitki de vardı.

 

“Herkes dikkatli olsun. Bahçe son derece tehlikeli,” Yeşil cübbeli yaşlı kısık sesle uyardı ve Duanmu Ailesi'nden gelen insanlar son derece gergin ve temkinli hareket ediyordu.

 

Weng Weng Weng

 

Biri yakından bakarsa tüm bahçe boyunca yayılmış beş renkli arıları görebilirdi. Bu arılar çok büyük değildi, çoğu başparmak büyüklüğündeydi. Büyük olanlar bir bebeğin yumruğu kadardı.

 

Ancak bu çok renkli arılardan herhangi biri, Büyük Çekirdek Köken Aleminde olan birisi ile kıyaslanabilecek bir aura yayıyordu. Bazı elit arılar yarım adımlı bir Kral ile kıyaslanabilir bir aura yayıyordu ve her bölgede aurası Zirve-kademe bir Kral ile kıyaslanabilecek olan bir Arı Kral vardı.

 

“Beş Zehirli Farklı Arı, soyu On Bin Kadim Irk'a yakın olan kadim bir böcek türü!”

 

Gökyüzü Kılıcı Köşkünden gelen bazı yaşlı elitler, soğuk bir şekilde nefes almaktan kendilerini alıkoyamadılar.

 

Şöyle bir baktıklarında yaklaşık bir milyon tane Beş Zehirli Farklı Arı görebiliyorlardı. Daha korkutucu olan şey bahçenin derinliklerinde büyük bir ağacın üzerinde bulunan zifiri karanlık saraydaki bir arı kovanıydı.