Bölüm 250: Büyük Ülke (1)

avatar
14166 32

King of Gods - Bölüm 250: Büyük Ülke (1)


Çeviri:RassNt Düzenleme:Berkay Lamba



Her ülkenin arasında geniş ve ıssız topraklar vardı.   Bu ıssız topraklara henüz insan eli değmemişti ve çok miktarda ölümcül hayvan ve Yao hayvanı barındırıyordu.   Sadece bu değil.   Issız topraklar son derece tehlikeli ortamlar ve doğal felaketler içeriyordu. Dikkatsizlik ölümle sonuçlanabilirdi.   Bu durum Yüzen Taç Sınavının üçüncü aşamasına benziyordu ama sınırlar çok daha genişti ve yol daha uzundu.   Bu nedenle ülkeler arası seyahatler çok tehlikeliydi. Klan üyeleri bile bunu kolayca yapamazdı.   Elbette ki burada ölümden kaçan sayısız insan vardı ve Gerçek Ruh Alemi ve üstündeki yetişimciler bunu yapmıştı.   Issız bir çölde.   Sou!   Elinde bir kılıç tutan gösterişsiz güzel elbiseli bir kız ileriye doğru hızlandı.   Önünde çölde arka arkaya çekirgeler ortaya çıktı.   Gösterişsiz elbiseli kız bağırdı ve görünmez bir kılıç arzusunu yoğunlaştırarak havada titreşti.   Çekirge sürüsü anında parçalara ayrıldı.   “Biraz riskli olsa da, en düz yol en iyisidir. İki güçlü ülkeyi geçerek Kuzey Kıtasının en iyi kılıç tarikatı olan On Bin Kılıç Tarikatına ulaşabilirim.”   Cang Yuyue elindeki haritayı inceledi.   D.N: İçimden bir ses bu kızla zhao adlı veledin evleneceğini söylüyor.   On Bin Kılıç Tarikatı Kuzey Kıtasının zirve güçlerinden biriydi ve pozisyonu 10 Büyük Grubun hemen altındaydı.   Kuzey Kıtasındaki en iyi Kılıç Tarikatı olması sebebiyle arka planı olmayan kılıç dahilerinin girmesine izin verilmiyordu, ama Cang Yuyue yaşı, kavrama yetisi ve Kuzey Kıtasında çok fazla kişinin sahip olmadığı kılıç arzusu tohumuyla tarikata girebileceğini düşünüyordu.   Dahası elinde bir tavsiye mektubu vardı.   Bulut Kılıcı Klanı Demir Ejderha Ülkesi ve Kızıl Ay Şeytan Mezhebi tarafından kontrol edilmesi sebebiyle Cang Yuyue hain damgası yemişti.   Ama neyse ki Zhao Feng dikkatlerin çoğunu üstünde tutmuştu, böylece Cang Yuyue 13 Ülkeyi güvenli bir şekilde terk edebilmişti.   Issız topraklarda, iki vadinin arasında.   Morlar içinde kristal kadar berrak gözlü bir kız görülüyordu. Yüzü güzel kıvrımlara sahipti ve cildi hafif bir kızarıklıkla birlikte kar gibi bembeyazdı.   Onun görünüşü ülkelere ve erkeklere felaket getirebilirdi.   “3 Yuan Tarikatı 10 Büyük Gruptan biri olan İlahi Yuan Tarikatının bir yan şubesi. Bu seyahat acaba başarılı olacak mı?”   Zhao Yufei’nin gözleri beklenti ve endişeyle doluydu.   D.N: İçimden bir ses bu kız da diğer karısı olucak diyor.   3 Yuan Tarikatı güçlü Demir Ejderha Ülkesindeki güçleri bile bastırabilecek kadar güçlüydü.   Bu tarikatı daha da popüler yapan şey ise İlahi Yuan Tarikatının bir yan tarikatı olmasıydı. Eğer bir kişi iyi performans sergilerse İlahi Yuan Tarikatı tarafından seçilme şansı bile olabilirdi.   10 Büyük Grup tüm kıtaya dağılmıştı ve Kuzey Kıtası en fazla bunlardan sadece bir ya da iki tanesine sahipti. Buradan İlahi Yuan Tarikatının önemi anlaşılabiliyordu.   “Kardeş Zhao Feng tüm 13 Ülke boyunca aranıyordu ve onun yüzleştiği baskı benden daha fazlaydı. Umarım kaçmayı başarabilir ve belki de bir gün…”   Zhao Yufei’nin gözlerinde canlı bir ışık parladı.

13 Ülkenin dışında.   Issız topraklarda karmaşık yer şekillerine sahip bir yerde.   “Sonunda 13 Ülkeden çıktım. Hai Yun Usta, gelecekte sana bugün bana yaşattığın aşağılanmayı iki katıyla ödeteceğim.”   Siyah başlıklı bir figür öldürme arzusuyla dolu bir şekilde konuştu.   Başlığın altında çirkin bir ifadenin yanı sıra tehlikeyle dolu bir yüze sahip azur saçlı bir genç vardı.   Zhao Feng bu düşünceyi 13 Ülke boyunca takipçilerden kaçarken içinde tutmak zorunda kalmıştı.   D.N: İçimden bir ses de … şaka şaka bunla evleneceğini söylemiyor.   Düşman bir Gerçek Ruh Alemi uzmanı olan Klan Ustasıydı, Zhao Feng ona karşı savaşamazdı.   Gerçek Lord Derecesine gelene kadar ona 13 Ülke bölgesinde yer yoktu, ondan sonra buradaki bölgenin kaderini değiştirebilirdi.   Eğer Zhao Feng 13 Ülkeye geri dönmek istiyorsa en az Gerçek Ruh Alemi seviyesine gelmesi gerekiyordu, aksi takdirde burası onun için tehlikelerle dolu olacaktı.   Zhao Feng’in kalbinde sadece Ustasının ona söyledikleri vardı.   İlk görev: Yardım bul.   Kuzey Kıtasının bir haritası zihninde belirdikten sonra belli bir yöne doğru uçmaya başladı.   Zhao Feng’in elinde bütün tehlikelerden kaçınmasına olanak sağlayan Tanrının Ruhani Gözü ve Azur Keskin Kırlangıç vardı.   Kuzey Kıtasında gökyüzündeki bulut sayısı kadar güçlü ülke sayısı vardı.   Demir Ejderha Ülkesi bu güçlü kuvvetlerden sadece biriydi. Eğer bir yerden destek bulabilirse 13 Ülkedeki durumu tersine çevirebilirdi.   Zhao Feng altında Azur Keskin Kırlangıç ile birlikte 13 Ülke ve iki diğer ülkeye en yakın olan “Kartal Ülkesine” doğru yöneldi.   Fakat bu çetin bir yoldu.   Göz açıp kapayıncaya kadar yarım yıl geçti.   Kuzey Kıtasının güneyinde dağların, ovaların ve çöllerin arasında onları ikiye parçalayacakmış gibi akan bir nehir geçiyordu.   Bu sahne şaşkınlık vericiydi.   Bu nehre “Öfkeli Nehir” adı veriliyordu ve Büyük Gök Kubbe Ülkesinin sınırları içinde bulunan üç nehirden biriydi.   Öfkeli Nehrin akıntısı çok güçlüydü. Bir dalgası Yükselme Alemindeki bir yetişimciyi yutmaya yeterdi.   Dahası, nehrin üstündeki rüzgarlar o kadar kuvvetliydi ki uçan Yao hayvanları bile anında paramparça olurdu.

Nehir kıyısı.   Keskin yeşil bir kırlangıç havada uçtu ve ardından yere indi.   Bu kuşun boyutu çok büyük olmasa da, hızı ve aurası bir çok kişinin ona bir bakış atmasına neden oldu.   O anda.   Azur saçlı tek gözlü bir genç Azur Keskin Kırlangıcın üstünden yorgun bir şekilde atladı.   “Azur Keskin Kırlangıç nadirdir. Hızının ve saldırı gücünün inanılmaz olduğu söylenir.”   “Bu genç böylesine bir evcil hayvana sahip olduğuna göre kim bilir nasıl bir arka plana sahip?”   Bir çok kişi gözleri parıldarken aralarında tartışmaya başladı.   Bu azur saçlı tek gözlü genç tabii ki Zhao Feng idi.   Zhao Feng Gök Bulutu 13 Ülke bölgesinden buraya yaptığı yolculuktan oldukça yorgundu.   Neyse ki Büyük Gök Kubbe ülkesinin sınırları içine girmişti ve 13 Ülkeden son derece uzaktaydı. Onu burada kimsenin tanımayacağına inanıyordu.   Tüm Kuzey Kıtasında sadece üç ülke “Büyük” sıfatına sahipti. Büyük Gök Kubbe Ülkesi de bunlardan biriydi.   “İkinci görev: Ustanın verdiği eşyaları Büyük Gök Kubbe Ülkesindeki Liu ailesine teslim et.”   Zhao Feng bölgeyi dikkatle taradı.   Buradaki en yüksek yetişime sahip kişi 7.Semada olsa da, onları küçümsemeye cesaret edemedi.   Ne de olsa burası Büyük Gök Kubbe Ülkesiydi, 13 Ülkeyle kıyaslanamazdı.

On gün önce.   6.Semadaki 2-3 haydut Zhao Feng’in Azur Keskin Kırlangıcını çalmaya çalışmıştı.   Zhao Feng onların işini bitirmeye karar verse de Tanrının Ruhani Gözünü ve soy gücünü kullanmadan 12 hamle civarı sürmüştü.   Bu 13 Ülkede olsa inanılmaz olarak karşılanırdı.   Büyük Gök Kubbe Ülkesi Kuzey Kıtası yetişimcileri için kıymetli bir yerdi.   Burada Yükselme Alemine ulaşan kişi sayısı az değildi.   Zhao Feng bir seferinde 7.Semaya ulaşmış iki uzmanla dövüşmüş ve soy gücünü kullanmadan onlarla berabere kalmıştı.   Üstelik o ikisi sadece bir ailenin orta kademe yetkilisiydi, tıpkı Bulut Ülkesindeki Zhao ailesi gibiydi.   “Ölümlü dünyada her tür yetenekler ve teknik görülebiliyor. Gök ve Yerin Yuan Qi’si 12 Klandakine göre kat kat daha saf ve bilinene göre bir kaç büyük güç bir çok kaynağın ve Ruhani Değerli Mekanlarının kontrolünü elinde tutuyor…”   Zhao Feng bu ülkeye gireli az bir süre geçmiş olsa da, hareketleri ve eylemleri daha da temkinli bir hale gelmişti.   Basitçe söylemek gerekirse, Büyük Gök Kubbe Ülkesi yetişim anlamında çok daha ilerideydi.   Eğer 13 Ülke kırsal kesimde bir köyse burası bir şehirdi.   Bu nedenle aynı yetişimde, Büyük Gök Kubbe Ülkesi uzmanları 13 Ülke uzmanlarını kolayca öldürebilirdi.   “Umarım ikinci görev başarısız olmaz yoksa…”   Zhao Feng nehir kıyısında durdu ve göğsü Öfkeli Nehrin getirdiği baskıyla inip kalktı.   Onun kaçışı iki görevi yerine getirmek içindi.   Bir: Yardım.   İki: Mektubu ulaştırmak.   Zhao Feng ilkinde başarısız olmuştu.   Eski tecrübelerini düşününce dudaklarında acı bir gülümseme belirdi.   13 Ülkeyi terk ettikten sonra en yakında olan Kartal Ülkesine gitmişti.   Kartal Ülkesi Demir Ejderha Ülkesine ve 13 Ülkeye en yakın ülkeydi, ama güçlü ülke kategorisindeki Demir Ejderhadan daha güçlü bir ülkeydi. Eğer gönüllü olsalardı 13 Ülkedeki durumu tersine çevirebilirlerdi.   Ama.   Zhao Feng Kartal Ülkesine girdiğinde, ülkedeki onlarca klanın iç savaş halinde olduğunu fark etti ve tüm ülkeye bir kaos hakimdi. Hiç biri Zhao Feng ile ilgilenmemişti.   Bunun ardından Zhao Feng yakınlardaki ikinci güçlü ülke olan Kan Ateşi Ülkesine gitti.   Kan Ateşi Ülkesi son derece güçlüydü, orijinal güçlü Demir Ejderha Ülkesi ve güçlü Zengin Gökyüzü Ülkesi bir araya gelse bile onların rakibi olamazdı.   Fakat, güçlü Kan Ateşi Ülkesi ile 13 Ülke arasındaki mesafe biraz uzaktı ve gruplar yardım etmeye gönüllü olmamıştı.   Üstelik Zhao Feng orada neredeyse hayatını kaybedecekti.   “Kızıl Ay Şeytan Mezhebi sadece güçlü Demir Ejderha Ülkesine sızmamış, güçlü Kan Ateşi Ülkesine de sızmış.”   Zhao Feng bunu hatırlayınca bile soğuk terler atıyordu.   Güçlü Kan Ateşi Ülkesindeyken Kızıl Ay Mezhebinin hedefi haline gelmişti ama Tanrının Ruhani Gözü sayesinde kurtulmayı başarmıştı.   İster istemez sema düşmesine neden olsa da Hayalet İzini sildiğine memnun olmuştu.   Kan Ateşi Ülkesindeki başarısızlıkla birlikte Zhao Feng yardım bulma görevi de başarısızlıkla sonuçlanmıştı.   Diğer ülkelerin hepsi çok uzaktaydı, ve bir veledin sözüyle neden zayıf bir yere yardım etmek için uğraşacaklardı ki?   En sonunda.   Zhao Feng bu tehlikeyle dolu ve birazcık da umut içeren görevden vazgeçmeye karar verdi.   İster istemez 1.Elderin sözlerini hatırladı. Yardım alma şansı azdı. Anahtar nokta ikinci görevdi. Eğer başarılı olursa sadece onun güvenliği sağlanmış olmaz, ayrıca 13 Ülke de ilerde kurtarılabilirdi.   O anda.   Zhao Feng Öfkeli Nehrin önünde duruyordu.   Bütün umutlarını ikinci göreve bağlamıştı.   Ama şuan Büyük Gök Kubbe Ülkesinin merkezine ulaşmak için Öfkeli Nehri geçmesi gerekiyordu.   Büyük Gök Kubbe Ülkesinin durumunun ne kadar kaotik olduğunu göstermek için bir tanımlama yapılıyordu, “1 İmparator, 3 Tarikat, 4 Aile”.   4 aileden biri de Liu ailesiydi, ama 1.Elderin bahsettiğiyle aynı olup olmadığını bilmiyordu.   // Ülkelerin isimlerinin önündeki güçlü ve büyük onların derecesini gösteriyor. Büyük > Güçlü







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr