King of Gods - Bölüm 377: Bir Ezici Dahinin Düşüşü

---

Çeviri:RassNt  Düzenleme:Berkay Lamba

    “Benim hedefim taş adam değil, senin gibi bir çöp… Siz ikinizin işini bitirmek için tek hamle yeterli olacak.”   Mavi saçlı gencin gözleri soğuktu ve onları pek takmıyor gibiydi.   Bu cümle vahşiliği ve acımasızlığıyla bilinen Taiyun Shuangzi’yi bile afallatmıştı.   “Tek hamle mi? Zhao Feng’in bu özgüveni nereden geliyor?”   Arkadan onu takip eden Tantai Lanyue bu sözler karşısında şaşırmıştı.   Orijinal beş ezici dahi arasından Taiyun Shuangzi çift bedenli bir kişiydi ve ikisi birlikte çalıştıklarında savaş güçleri inanılmaz bir boyuta yükseliyordu. Onlar merhametsizdi ve ikinci en güçlü dahi sayılabilirlerdi.   Taiyun Shuangzi bu Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısında birincilik için en güçlü adaylardan biriydi ve Yu Tianhao’ya meydan okuyabilme şansı vardı.   Kendini yere gömmüş olan Shi Chengtian düşündü: “Bu Zhao Feng iyice saçmalamaya başladı.”   Fakat onunla daha önce dövüştüğü için onun gücünü biliyordu ve bu sözlerle inanmakla inanmamak arasında kalmıştı.   Hemen kaçmaya yeltenmek yerine dikkatini savaşa çevirirken bu sırada zamanını iyileşmek için kullandı.   “Bizi yenmek için tek hamle mi? Küstahsın!”   “Yayayaya…. O bizi küçümsüyor!”   Taiyun Shuangzi kükredi ve Gerçek Ruh aleminin aurasını serbest bıraktı, onun içinde bir acımasızlık vardı.   Bu Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısında yaptıklarını ve hatta normal ezici dahilerin bile onlardan kaçındığını düşününce, bu çocuk onları nasıl küçümseyebilirdi??   Daha önce hiç böyle aşağılanmışlar mıydı?   Tek hamle yeterli.   Bu tamamen saygısızlıktı.   “Zalim, kolay sinirlenen, bencil…”   Zhao Feng Taiyun Shuangzi’nin ona hücum edişini tek eli arkasında izledi.   Boom!   Yakınlardaki bir dağ tepesi kesildi ve küçük dağ patladı.   Alevli dokuz gökyüzü bıçağı!   Yeryüzü Buz Kılıcı ruhu!   Kılıç ve bıçak, buz ve ateşle etkileşime geçti, bir mil çevredeki her şeyi ölü bölgeye dönüştürdü. Bu korkunç güç normal bir Gerçek Mistik Dereceyi anında öldürmek için yeterdi.   Bu iki zirve yetenek birbirine zıt elementlere sahipti ve onun savaş gücü üst düzeydi.   “Onun saldırısı kılıç ve bıçak ile buz ve ateşi birleştirince kusursuz olarak sayılabilir.”   Zhao Feng kalbinden iç geçirdi.   Bu şartlar altında Taiyun Shuangzi’ye karşı bir avantajı olmayacaktı.   Shua!   Arkasında bir leke bıraktı ve gökyüzü ardıl görüntülerle doldu.   Booooom----   Taiyun Shuangzi’nin ilk dalga saldırıları ıskalamıştı ve kısa sürede sonra tek bir tepede duran bir kişiye kilitlendi.   “Çirkin canavar, siz ikiniz birlikte doğmuşsunuz ve ne özel hayatınız ne de özgürlüğünüz var. Hayatınız bile birbirine bağlı. Bu dünyadaki yaşamınız ne kadar da acınası. Belki de bu yüzden bu kadar kana susamış haldesinizdir.”   Tepeden duran Zhao Feng’in yüzü acıma ve alaycılıkla doluydu.   Bunu duyan Taiyun Shuangzi kükredi ve öfkesi kaynama noktasına ulaştı.   “Graaaa… velet, sen öldün!”   “Yayaya…. mavi saçlı velet, ne cüretle bizi küçümsersin!? Daha önce buna cüret eden herkesi on bin parçaya dilimledik ve onları yedik.”   Taiyun Shuangzi’nin gözlerinde öldürme arzusu parladı.   Zhao Feng Taiyun Shuangzi’nin hassas noktasına dokunmuştu. Onlar iki kişi olsalar da ikisi de aynı problemleri yaşıyordu ve ne özgürlükleri vardı ne de özel hayatları. Kadınları bile kullanırken aynı bedeni kullanıyorlardı.   “Hehe, bu aslında oldukça basit. İkinizden biri diğerini öldürdüğü anda özgürlüğünü kazanacak ve yeni bir hayata sahip olacak.”   Zhao Feng’in dudaklarında bir gülümseme belirdi.   Diğerini öldür.   Taiyun Shuangzi elbette ki daha önce bunu düşünmüştü. İkisi de bu vücuttan ve birbirinden bıkmıştı. Fakat onlar kardeşti ve kendi grupları tarafından korunmuşlardı.   Kalp Gözü!   Zhao Feng’in sol gözü Göğü yarattı.   Öfkeli Taiyun Shuangzi neredeyse aklını kaybetmek üzereydi ve Tanrının Ruhani Gözünü görünce afalladı ve olduğu yerde kalakaldı.   Hemen bunun ardından.   Taiyun Shuangzi’nin iki yüzü bir mücadele içine girdi ve ardından yavaş yavaş kurnazca gülümsediler.   Bunun ardından bakışları Zhao Feng’i görmeden gelerek birbirlerine döndü.   “Abi, uzun zamandır senden bıkmıştım. Neden şimdi benim yaşamama izin vermiyorsun? Sıradan ve özgür bir hayat yaşamak istiyorum. Kadınlarımı seninle paylaşmak istemiyorum….”   Taiyun Shuangzi kardeşlerden genç olanı abisine doğru kılıcını savururken ölümcül bir tonla konuşmuştu.   “Hehe, bu günün geleceğini biliyordum.”   Büyük Taiyun Shuangzi güldü ve bıçağı parlak bir ışıkla hızlanırken kardeşine doğru bir kesme hareketi uyguladı.   Ding Ding Dang Dang---   İkisi de kendini tutmadan aynı bedende dövüşüyordu, bıçak ve kılıcın çarpışmasından çıkan kıvılcımlar dört bir yana saçılıyordu.   İkisi aynı vücudu paylaştığı için Gerçek Ruh Qi’leri de birbirine geçmiş durumdaydı.   Kısa bir süre sonra ateşlerin yanmasına ve buz fırtınaların uğuldamasına neden oldular.   Zhao Feng’in figürü yok olmaya başladı ve sol gözü gelecekte elde edebilecekleriyle doldu.   “Kalp Gözü zayıf zihinsel enerji iradesine sahip olanlara karşı oldukça etkili.”   Zhao Feng rakibinin kendi kendine dövüşmesini izledi.   Savaş gücü anlamında Taiyun Shuangzi’ye karşı temkinliydi. Bu durum Tanrıça Bing Wei, Tantai Lanyue ve diğer ezici dahiler için de geçerliydi.   Taiyun Shuangzi’nin kılıç ve bıçak kombinasyonu kusursuz sayılabilirdi ve Zhao Feng onunla yapacağı doğrudan bir dövüşte kazanabileceğinden emin değildi.   Fakat bazen kazanmak için kuvvete gerek yoktu. Daha zarif yöntemlerle de zafer elde edilebilirdi.   Taiyun Shuangzi çevresindekiler tarafından etkilenmişti ve kalbindeki büyük açık Zhao Feng tarafından ortaya çıkarılmıştı.   Tek hamleyle kazanmak sözü yalan değildi.   Zhao Feng’in ellerini bile kullanmasına gerek yoktu, Taiyun Shuangzi kendi kendine dövüşürken en sonunda büyük ihtimalle iki kardeş de ölecekti.   “Aman tanrım! Taiyun Shuangzi’ye ne oldu? Gerçekten de Zhao Feng tarafından tek hamlede yenildi mi?”   Arkadaki Tantai Lanyue tüm bu olanlar karşısında şaşkındı.   “Tek hamle yeterli. Zhao Feng görünüşe göre yalan söylemiyordu.”   Ding Dang! Ding Dang!   Taiyun Shuangzi kardeşlerin savaşı giderek şiddetleniyordu ve kısa sürede ikisi de yaralanmıştı.   İkisi de aynı vücudu paylaştıkları için saldırılarını rakiplerinin kafasına ve azalarına yöneltiyorlardı.   Büyük kardeşin sağ kolu yaralanmıştı ve yüzünde bir çok iz vardı.   Genç kardeşin ise bir kulağı kesilmişti.   Bu noktada artık ikisinin de yüzünde acımasız bir ifade vardı.   Bir saat sonra.   İki kardeş birbirlerine bakarken vücutları geriye doğru sendeledi.   Xiu!   Ani bir yıldırım parlaması onları geçip gitti.   “Bu iyi değil!”   İki kardeş arkalarında bir soğukluk hissetmişlerdi ama artık çok geçti.   Shua!   Bir bacak kopmuş ve her yere kan gölüne dönmüştü.   Pat!   Dengesini kaybeden Taiyun Shuangzi aniden yere düştü ve birbirleriyle yaptıkları savaşta ciddi yaralar almışlardı.   Taiyun Shuangzi kardeşler tek bir vücudu paylaştıkları için sadece iki bacağa sahiptiler ve Zhao Feng’in saldırısı onun zayıf noktasını hedef almıştı. Tek bacağını kaybedince hareket kabiliyeti önemli ölçüde azalmıştı.   “Lanet olsun bu velet bizi kandırdı….”   Büyük kardeş Taiyun Shuangzi pişmanlıkla konuştu.   O anda.   Taiyun Shuangzi ağır yaralıydı ve bir bacağını kaybetmişti. Toplam kuvveti yarı oranda düşmüş durumdaydı.   Zhao Feng yüzünde alaycı bir gülümsemeyle hala tepede duruyordu. Tıpkı rakibini umutsuz bir duruma zorlayan bir habis yol lordu gibiydi.   “Kaç!”   Taiyun Shuangzi aptal değildi ve acısını bastırarak Gerçek Ruh Qi’sini deveran ederek havalandı.   Onların şu anki durumu berbattı. Ezici dahiler bir kenara şu an birinci düzey dahilere bile yenilirlerdi.   Dahası Zhao Feng’in yöntemleri tuhaf ve hileliydi. Biraz önce olanları düşününce vücutları buz kesmişti.   “Taiyun Shuangzi, geber!”   Dağdan parlak bir ses duyuldu ve Taiyun Shuangzi’nin üzerine büyük bir çekim gücü çöktü.   “Shi Chengtian!”   Taiyun Shuangzi kendini düşüyor bir halde buldu ve korkuyla çığlık attı.   Çat!   Shi Chengtian dağdan çıktı ve iri vücudu sertçe Taiyun Shuangzi’nin vücudunun üzerine adım attı.   Ah!   O anda Taiyun Shuangzi anında bir ağız dolusu kan tükürdü ve kemikleri kırılırken iç organları kanamaya başladı.   Shi Chengtian Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısında en güçlü vücuda sahip olan kişiydi ve bütün kuvvetini yoğunlaştırdığında ortaya çıkan güç çok korkunç bir seviyedeydi.   Dahası Shi Chengtian’ın durmaya niyeti yok gibiydi, onun Gerçek Ejderha Nişanını alırken vücudunu sertçe çiğnemeye devam ediyordu.   Weng~~   İki parlak altın ejderha birbirine girdi ama bir Gerçek Ejderha Nişanındaki ejderha lütfunun miktarı çok yüksek olunca kısa sürede özümseme olanağı olmuyordu.   Taiyun Shuangzi’nin Gerçek Ejderha Nişanının rengi yarı oranda sönükleştiğinde, Shi Chengtian onu Zhao Feng’e doğru fırlattı.   Zhao Feng bunu reddetmedi ve aldı. İçinde hala yüzde altmış oranda ejderha lütfu vardı.   “Taiyun Shuangzi’yi öldürmek konusunda sen daha fazla iş yaptın. Sana bir iyilik borcum var.”   Sih Chengtian ona iyilik sözü verirken Taiyun Shuangzi’nin vücudunu ayağıyla çiğnemeye devam ediyordu.   Zhao Feng’in Taiyun Shuangzi’ye sıkıntı çıkartmak için gelmesi Shi Chengtian’ın hayatını kurtarmıştı.   Shi Chengtian beş ezici dahi arasında en dürüst olan kişiydi ve Zhao Feng’e bir iyilik sözü vermişti.   Weng~   Zhao Feng’in arkasındaki altın ejderha genişlemeye başladı.   Taiyun Shuangzi’nin sahip olduğu ejderha lütfu çok fazlaydı ve onun yüzde altmışı Zhao Feng’in ejderhasının Tanrıça Bing Wei ve Tantai Lanyue’yi aşmasını sağlamıştı.   Çat!   Shi Chengtian Taiyun Shuangzi’nin vücudunu ayağıyla ezmeye devam etti ve bu sırada Taiyun Shuangzi ölmeden önce son bir çığlık koparttı.   Şu an bir ezici dahi düşmüştü.   Yakınlarda bu olayı izleyen Tantai Lanyue ister istemez soğuk bir nefes aldı, yüzü solmuştu.   Tepede duran mavi saçlı gencin bir kez daha ciddi ve temkinli bir tavra büründüğünü gördü.   Taiyun Shuangzi’nin ölümü onu etkilememişti ve bunun yerine kendi kendine mırıldanmıştı: “Onun Shi Chengtian tarafından öldürülmesi daha iyi.”