Bölüm 430 - Yanılsama Şehri Labirenti

“Bir saat? Güzel.”

Zhao Feng içten bir nefes verdi.

Değerli Sarayın kalıntıları ne kadar erken çökerse bu Zhao Feng’in o kadar işine geliyordu.

Değerli Sarayın kalıntıları çökene kadar burada kalması,görevini tamamlaması anlamına geliyordu.

Yüce Ağaç Yao’nun boşluk alanı.

Boom -----

Yedi Gerçek Lord ve diğer Gerçek Ruh Alemi’nin dahileri Yüce Ağaç Yao’nun ana gövdesine saldırdı.

Dallarında, Zhao Feng oturdu ve kendi zihinsel enerji dünyasıyla dolmuş, ruhunun özünün saf dalgalarına benzeyen ağaç ruhunun esansının gücünü kavramaya çalıştı.

Ağaç Ruhunun Esansı, Yüce Ağaç Yao’nun özünü oluşturan ana bileşendi ve özünün gücü, ruhunun gücüne benzerdi.

Yüce Ağaç Yao çok uzun zamandır varlığını sürdürmekteydi ve Ağaç Ruhunun Esansı’nın içinde barındırdığı derinlik normal değildi, başka bir şeyle karşılaştırmak için.

Bu sırada, Zhao Feng’in ruhu genişledi ve önceden gözünün kullandığı enerji nerdeyse tamamen yenilenmişti.

Aklı Yüce Ağaç Yao’nun on binlerce yıllık yaşantısını düşünerek hayatın kanunlarını kavramaya çalışıyordu.

Hükümsüz Tanrı Alemin’den bir Kral bile bu kadar uzun yaşamamıştır.
Sol gözünün boyutlarının içinde.

Büyümesine ve yaşlanmasına ait anılar hızlıca belirdi. Bunların hepsi Ağaç Ruhu’nun Esansında görünüyordu. Yüce Ağaç Yao’nun kendisi bile zihninin derinliklerindeki bu anıları bulup tekrar tekrar oynatamazdı. Fakat bu, Zhao Feng’in ruhlar konusundaki ustalığı ve onun Tanrı’nın Ruhsal Gözü ile kıyaslanamazdı.

Kısa bir süre sonra Zhao Feng’in gözündeki soy yenilendi ve ruhu güçlendi tekrar.
Zhao Feng’in Tanrı’nın Ruhsal Gözünde oluşan bu etki ve Ruh’un Eski Dao’suna adım atışı çok hızlı vuku bulmuştu.

Ağaç Ruhu’nun Esansı sadece bir insanın eline düştüğü ve Tanrı’nın Ruhsal Gözü yeterli olduğu zaman kullanılabilirdi.

“Benim zihinsel enerji seviyem erken aşamalardaki Gerçek Lordlar’ın seviyelerinden çok daha fazlaydı ve geç seviye Gerçek Lordlar’ın seviyelerinden çok daha zayıf değildi.”

Zhao Feng, Ağaç Ruhu’nun Esansının Gücünü sürekli olarak özümsemeye ve idrak etmeye çalışan bir sünger gibiydi.

“İnsan, savaşmadan önce daha ne kadar zamana ihtiyacın var?”

Yedi Gerçek Lord’un ve üç mezhebe mensup yüz dahinin doğrudan saldırılarından sonra Yüce Ağaç Yao’nun yaraları daha da kötü hale geliyordu.

“Yakında”.

Zhao Feng Yüce Ağaç Yao’nun büyük ihtimalle bir saat daha hayatta kalabileceğini anladı ve Ağaç Ruhunun Esansından daha fazla çekmek istedi.
Boom Boom Bang----

Yüce Ağaç Yao doğrudan gelen bir tur saldırıyla daha yüzleşti , yaprakları tıkırdadı ve yaşlı bir adam gibi kısık bir şekilde inledi.

“İnsan daha fazla dayanamayacağım. Bütün bu dahiler kendi yetiştirmelerinin üstündeki seviyelere meydan okuyabilir.”

Yüce Ağaç Yao yalvardı ve Zhao Feng Yüce Ağacı adım adım zayıflatan Ağaç Ruhunun Esansının gücünü aldı.

Bir yandan bunun nedeni Yüce Ağaç Yao’nun yaralanmış olması, diğer yandan acil bir şekilde Zhao Feng’in yardımını istemesiydi.

“Ağaç kardeş, mesafeli göz soyu saldırımı geliştirmem için senin Ağaç Ruhu’nun Esansına ihtiyacım var.”

Zhao Feng idrak sınırlarının dışına çıktı ve zihinsel enerji durumunu maksimuma çıkardı.

“Tamam, acele et.”

Yüce Ağaç Yao’nun zihni sallandı ve bir parça saf ruh özünü Zhao Feng’in zihinsel enerji dünyasının içine bıraktı.

Bu anda,Zhao Feng ruhunun sonsuz bir akıntıyla dolduğunu hissetti.

Daha önce Yüce Ağaç Yao bütün yardımını vermediği için yardım edemedi fakat lanetledi.

Şimdi üç mezhepten dahilerle savaşmak için onun gücüne ihtiyaç duyuyordu, Yüce Ağaç Yao hemen ona gücünün yüzde 1-2’sini verdi.

“Hadi başlayalım.”

Zhao Feng derin bir nefes aldı ve sol gözünün boyutlarına giriş yaptı.

Dondurucu gölet sekiz metre daha genişledi. Kutsal Gerçek Ejderha Toplatısındaki büyüklüğünün 2 katından daha fazla bir büyüklüğe sahipti.

Dondurucu göletin içinde değişik bir dalgalanma oluştu. Bu Zhao Feng’in zihinsel enerjisinin kaynağıydı ve şimdi, ağaç öz ruhunun oluşturduğu şiddetli bir dalgalanma belirdi.

Bu Zhao Feng’in Tanrı’nın Ruhsal Gözü’nü kontrol edebildiği ve artık normalden daha uzun süre bunu devam ettirebildiği anlamına geliyordu.

Tanrı’nın Ruhsal Gözünün sirkülasyonunun altında,Yüce Ağaç Yao huzursuz olmaya başladı ve ruhununun derinliklerinden bir titreme geldi.

Yakındaki gümüş rengi kanla kaplı ceset bile korkuyla titremeye başladı.

“Herkes dikkatli olsun.”

Chi Gui’nun ifadesi dramatik bir şekilde değişti,3 mezhebin dahilerini uyarırken.

Chi Gui, Zhao Feng’le daha önce yaptığı savaşta yaralanmıştı ve savaşacak durumda değildi. Yan tarafta dinlendi fakat gözlerini Zhao Feng’den ayırmadı ve Zhao Feng’in hareketleri başladığında hissetti.

“İlk hedefim... sensin!”

Tanrı’nın Gözü’nün Yıldırım Ateşi!

Zhao Feng sol gözündeki gücü maksimum hale getirdi ve parlak bir alev belirdi sol gözünde.

Whoosh!

Top şeklinde şeffaf bir yıldırım ateşi kuşattı Chi Gui’nin etrafını. Tanrı’nın Gözünün Yıldırım Ateşi öncekine göre bir seviye daha güçlüydü bu sefer.

“Arghhhh!”

Chi Gui acı içinde inledi ve şimşek ateşini söndürmek için havadan oluşan hayaletler bıraktı etrafa.

Siyah Uçurum Sarayından bir grup dahi acele etmek için aceleyle koştular fakat geldiklerinde Chi Gui son nefesini veriyordu.

Onun yerinde göz kan soyunda uzmanlaşmamış birisi olsaydı büyük ihtimalle şu ana kadar çoktan ölmüş olurdu.

Diğer altı Gerçek Lord bu görüntü karşısında donakaldı. Zhao Feng sadece göz soyunu aynı seviyede tutup korumamıştı aynı zamanda daha güçlü bir hale getirmişti.

“Ağaç….Ağaç ruhu….”

Chi Gui bayılmadan önce acı bir şekilde bağırdı. Göz soylarında çoğu Gerçek Lord’dan daha iyi olan Chi Gui’yi devirmek için tek bir Tanrı’nın Gözünün Şimşek Ateşi yeterli olmuştu.

Zhao Feng’in şu anda tek yapması gereken şey Chi Gui’de zaman kaybetmeden kalan altı Gerçek Lorda odaklanmaktı.

Bu, orjinal on Gerçek Lord’un sadece altısının savaşacak durumda olduğu anlamına geliyordu.

Ama bu sadece bir kabusun başlangıcıydı.

Zhao Feng,Tanrı’nın Ruhsal Gözü bütün dünyayı yiyip bitirecek sonsuz bir uçurum haline gelirken ağacın dallarına oturdu.

Aldatıcı Göz - Yanılsama Şehri Labirenti!

Zhao Feng’in Tanrı’nın Ruhsal Gözü bu gruptaki ve üç mezhepten insanları inceledi, bir düzineden fazla insan Tanrı’nun Ruhsal Gözündeki uçurum tarafından yutulmuştu.

Bir sonraki kısımda.

Shua!

Bir düzine dahi, Yüce Ağaç Yao’nun boşluğunda değilde uzay bükülmüş ve kendileri eski bir şehrin içinde konulmuş gibi hissettiler.

Bu şehir beyaz bir sisle kaplıydı ve mimarisi inanılmaz derecede karışıktı,kocaman bir labirent gibi.

“Burası neresi? Bir anda nasıl buraya geldik biz?”

“Lanet olsun! Büyük ihtimalle şu adi zihinsel enerji yeteneğiyle buraya getirildik.”

Üç mezhepten, bir düzineden fazla insan labirantte oradan oraya dolaşan kızgın karıncalar gibiydi.

Bunun Zhao Feng’in oluşturduğu bir yanılsama olduğunu bilmelerine rağmen, bir şeyler deneyip çıkış yolunu bulmaya çalışıyorlardı.

Gerçek dünyada.

Üç Mezhepten dahiler kaos içinde kalmışlardı.

Bir düzineden fazla dahi etrafta koşturuyordu daha doğrusu dairler çizip duruyorlardı.

Bu grubun küçük bir kısmı kontrolünü kaybedip çığlık atmaya başladı.

Diğerleri nasıl Zhao Feng’in Yanılsama Şehri Labirentini aşabileceklerini düşünürlerken kaşları bağlandılar.

Plop Plop!

Yanılsamanın içindeki bir çift havadan yere düştü ve Yüce Ağaç Yao için gübre oldular.

Bu dahiler, Yanılsama Şehri Labirentinin çıkışını ve kusurlarını bulanlardı.

Bir düzineden fazla dahi arasında ilk aşamada zorlanıp,daireler çizen Gerçek Lordlar vardı.

“Yanılsama Şehri Labirenti çok fazla enerji tüketiyor. İyi ki, Ağaç Ruhu Esansının desteğine sahibim.”

Zhao Feng durdu ve Yanılsama Şehri Labirentini doğaçlama bir şekilde oluşturmaya başladı.

Yanılsama Şehri Labirenti, Göz Yanılsamalarına aitti ve illizyonları düşmanlarını oyalamak için kullanıyordu.

Ayrım şuydu; Yanılsama Şehri Labirenti düşmanları sadece sınırlıyordu onların bilinçlerine işkence etmiyordu.

Sol gözünün boyutlarında Yanılsama Şehri Labirentinin görüntüsü daha da netleşti.

“Bir dahaki sefer çok daha az enerji kullanarak oluşturacağım Yanılsama Şehri Labirenti’ni kopyalayabilirim.”

Zhao Feng’in kalbi hareket etti ve basitçe şunu söyledi, Yanılsama Şehri Labirenti Zhao Feng tarafından kopyalandı ve bir dahaki sefer kullandığı zaman bu kadar düşünmesine gerek kalmadı.

Ağaç Ruhu Esansının yardımıyla, Zhao Feng’in zihni güçlendirildi ve Yanılsama Şehri Labirentini oluşturmak için istikrarlı bir güç akışına sahip oldu.

“On iki….on üç….on dört….”

Zhao Feng Yanılsama Şehri Labirentini genişletmeye başladı.

Dalların içinde. Zhao Feng’in sol gözü cidden cezbedici bir hale geldi ve bu gözlere bakanları kendisine doğru çekmeye başladı.

Ye Yanyu ve Zhuang Wan’er dışında bu gözlere bakan herkes Yanılsama Şehri Labirentinden gelen enerjiyle doldu ve algı dünyalarında kandırıldılar.

Havadalardı fakat duyuları onlara yalan söylüyordu ve gerçekten bir şehrin içinde olduklarını düşünüyorlardı.

Yanılsama Şehri Labirenti yirmi insanı kuşatırken, Zhuang Wan’er ve Ye Yanyu giderek daha da şoka uğruyorlardı.

“Herkes dikkatli olsun! Gözlerine bakmayın!”

Ye Yanyu yanılsamanın içine daha hapsolmamışları uyardı.

Bütün bu yaşananlardan sonra, Yanılsama Şehri Labirenti’nin gücünün kaynağı Zhao Feng’in Tanrı’nın Ruhsal Gözüydü.

Tanrı’nın Ruhsal Gözü’ne bakmasalardı,yanılsama tarafından kandırılma ihtimalleri daha azdı.

“İlizyonun içinde hapsolanlar, paniklemeyin. Olduğunuz yerde kalın size yardım etmek için geleceğiz.”

Gerçek Lordlar ruhsal duyularını diğerlerinin zihinsel enerjilerine gönderdi ve bu yanılsama bulutunun içinde olanlar zayıf bir şekilde Ye Yanyu ve Zhuang Wan’er’in seslerini duydu çoğu panik halinden çıkamadı.

Zhao Feng’in tek yapması gereken şey Yanılsama Şehri Labirenti’ni muhafaza etmek ve çıkabilecek sıkıntılara karşı tedbirli bir şekilde beklemekti.

Zaman geçtikçe, Yanılsama Şehri Labirenti başarılı bir şekilde yirmi ila otuz dahiyi kuşattı bunların içinde başlangıç seviyesinde ve birinci seviyedeki dahiler vardı.

Diğer dört Gerçek Lord ve dahilerin hepsi hayatları tehlikede olduğu için korkudan saldırı yapmayı bıraktılar.