Bölüm 438 - Miras Sonu

Yu Tianhao’nun görünmesi, tüm Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısının dikkatini çekti.

En antik ve en gizemli olan, Göklerin Kalıt Mirasına girmişti.

Ayrıca, Yu Tianhao kesintisiz iki Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısını baskısı altına almış bir dahiydi. Kimse onu yerinden oynatamazdı ve sadece Zhao Feng gibi az sayıda dahi onunla savaşacak yeteneğe sahipti.

“Göklerin Kalıt Mirası gerçekten adına yakışan bir yer. Sadece iki ay içinde Yu Tianhao, Gerçek Mistik Aleminin zirvesinden erken seviye Gerçek Lord seviyesine çıktı.”

“Yu Tianhao’nun gücü ölçülemez ve büyük ihtimalle eski jenerasyondaki Gerçek Lordlardan daha güçlü.”

Eski jenerasyondaki ustalar, Yu Tianhao’nun aurasında sert bir değişim hissettiler.

Yu Tianhao’nun gözleri parlaktı ve arkasındaki gökyüzünün arasında dikkat çekiyordu. Onun hissettirdiği güçlü niyet, diğer Gerçek Lordların bile ona direkt olarak bakamamasına neden oldu.

Kutsal İttifakın dokuz Hükümdarı Yu Tianhao’ya doğru ümitle baktı.

Eski zamanlarında bu hükümdarların bile Göklerin Kalıt Mirasına girmek için çok şansları olmamıştı.

“Tianhao Gerçek Ejderha Toplantısından önce kendi yetiştirmesini bastırdı, yani erken Gerçek Lord seviyesine ulaşması onun için çok şaşırtıcı olmaz.”

Hükümdar Yu Xingchen, Yu Tianhao’nun önünde parlayarak gülümsedi.

Bu yetiştirme gelişimi kıyaslanılamazdı fakat Göklerin Kalıt Mirasına girebilen birisinin normal olmayacağı çok açıktı.

“Tianhao, Göklerin Kalıt Mirasından sağ salim dönebilmen bile senin için büyük bir talih. Başka ne gibi menfaatleri oldu bunun sana?”

Yu Xingchen en çok Yu Tianhao’nin elde ettiği ödül ile ilgileniyordu.

Miraslardan dönebilen kişi için üç ana ödül vardı.

İlki, belirli bir mirastan veya ustadan gelen bir miras yeteneğiydi.
İkincisi, Azur Çiçek Kıtasında soyu tükenmekte olan silahlar ve kaynaklardı.

Üçüncüsü, kişinin gücünü, yeteneğini ve yetiştirmesini yükselten karşılaşmalardı.

Weng~~

Bu söylendikten sonra, Hükümdar Yu Xingchen, Yu Tianhao ve kendisini saran gizemli bir sis yaydı etrafa.

Gizemli ışığın altında, Hükümdarlar bile bu ikisinin neler konuştuğunu duymakta zorluk çekti.

İzleyenler sadece Yu Tianhao’nun babasıyla konuştuğunu gördüler fakat silüetleri bile bulanıktı. Ama zaman geçtikçe Hükümdar Yu Xingchen’in yüzünün neşeli bir hale gelmesi, onların, Yu Tianhao’nun Göklerin Kalıt Mirasından çok fazla yarar sağladığından emin olmasını sağladı.

“Göklerin Kalıt Mirası her alçaldığında, kıtanın durumu değişecek. Göklerin Mirasından başarılı bir şekilde dönmesi, Yu Tianhao’nun tarih kitaplarında yer edinmesini sağlayabilir.”

Bronz tenli kocaman saray lordu vekili, yüzündeki beklentili ifadeyle övdü.

Sou Sou Sou!

Tam bu sırada On Bin Köken Klanından bir kaç silüet, Yu Xingchen ve topluluğa doğru yaklaştı.

“Siz kimsiniz?”

Yu Xingchen’in yüzü düştü ve On Bin Köken Klanından Gerçek Lord ustalarını nefessiz bırakan bir aura yaydı.

“Hükümdarım, lütfen sakinleşin. Biz Kuzey Kıtasından, On Bin Köken Klanının yaşlılarıyız ve Yu Tianhao’ya bazı sorular sormak istiyoruz.”

Çekirdek Köken Alemini yarılamış bir usta saygılı bir şekilde konuştu.

On Bin Köken Klanını mı?

Yu Xingchen hafifçe bu kelimeleri söyledi. Bu ad ona bir yerlerden tanıdık geldi ve sanki bu klanın geçmiş ustalarından birini hatırlıyor gibi olduğunda, yüzündeki ifade yumuşadı.

On Bin Köken Klanının statüsü, Kuzey Klanındaki İlahi Yuan Klanının hemen altındaydı.
Hiç düşünmeden, Yu Xingchen ve Yu Tianhao, On Bin Köken Klanının Xin Wuheng’in nerede olduğunu bilmek istediklerini tahmin edebildi.

Göklerin Kalıt Mirasına giren diğer kişi Xin Wuheng’di.

“Mirasın içinde Xin Wuheng’i sadece bir kere gördüm ve daha sonra nereye gittiğini bilmiyorum.”

Dedi Yu Tianhao.

Xin Wuheng gizemli bir şekilde davranmadan önce bir tartışma yaşamışlardı.

Söylenebilecek tek şey, Göklerin Kalıt Mirasına giren dahilerin Azur Çiçek Kıtasıyla sınırlı olmadığı, dış dünyadan gelenlerin de olabileceğiydi.

Yu Tianhao’nun cevabından sonra, On Bin Köken Klanının yaşlılarının yüzleri donuklaştı.

Mirasa gelenler geri gelemediyse, büyük olasılıkla bir kaza yaşanmıştı.

“Xin Wuheng muhtemelen aramızdan ayrılmış olabilir.”

Yu Tianhao, bunu çekinmeden söyledi.

On Bin Köken Klanındakilerin yüz ifadeleri daha çirkin bir hale geldi ve hayal kırıklığıyla doldu.

“Fakat bildiklerime göre, başka bir ihtimal daha var: Çok ufak bir ihtimalle Göklerin Kalıt Mirasına giren dahilerin daha yüksek seviye bir Göklerin Kalıt Mirası sınıfına girebilme ihtimali var.” dedi Yu Tianhao yavaşça.

Göklerin Kalıt Mirası, her toprak parçasının üzerine düşen sayısız miraslara bölünmüştü.

Tabi ki.

Yu Tianhao’nun bahsettiği olayın gerçekleşme ihtimali çok düşüktü ve sadece efsanelerde görülürdü.

En azından Azur Çiçek Kıtasının tarihinde daha önce böyle bir olay yaşanmamıştı.

On Bin Köken Klanının yaşlıları çok az ümitliydi fakat açıkça çok umutlu değillerdi ve hayal kırıklığına uğramış bir şekilde ayrıldılar.

Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısı.
Yaklaşık iki aylık bir dönem boyunca, Gerçek Ejderha dahileri miraslardan geri döndüler.

Dahilerin sadece bir kısmı aynı miraslardan geri döndü. Diğerleri orada bir takım kazalar geçirdi.

Yaklaşık iki buçuk ay, karşı konulamaz dahilerden Shi Chengtian, Tanrıça Bing Wei, Tantai Lanyue ortaya çıktı ve iyi bir şekilde ilerlemeye devam etti.

Onların arasındaki Tanrıça Bing Wei, Gerçek Lord mertebesine ulaştı ve ilerleyişi sadece Yu Tianhao’nun altındaydı.

Göklerin Kalıt Mirası ve Mistik Buz Mirasının ikisi de sona ermişti.

Cang Yuyue’nin keskinlik kokan bir havayla, Yedi Kılıç Mirasından geri dönüşünün üzerinden çok geçmedi. Onun yetiştirmesi Gerçek Lord mertebesine yaklaşıyordu ve kılıç iradesi diğer Gerçek Lordların bile baskı hissetmesine neden oluyordu.

Azur Çiçek Kıtasının kayıtlarına göre, Yedi Kılıç Mirası Göklerin Kalıt Mirasından sadece bir seviye aşağıdaydı ve Kılıç Azizi Ye Wuxie buraya girmişti.

Yaklaşık üç ay sonra, Azur Çiçek Kıtasıyla bağlantılı olan bütün miraslar sona erdi.

Büyük Gök Kubbe Ülkesinden Prenses Jin, Wang Xiaoguai, Tian Yunzhi gibi birtakım dahilerin de içinde olduğu, dahilerin yaklaşık olarak yarısı geri döndü.

Fakat, Zhao Feng ve Liu Qinxin hiçbir zaman geri dönmedi.

“Qinxin…..”

Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısının bir köşesinde Taşkın Göl Şehrinin lordunun kaşları çatık ve endişeyle doluydu.

Liu Qinxin’nin girdiği miras önemli bir miras değildi fakat inanılmaz derecede nadir olan “Gökyüzü Azizi Qin Mirası” idi.

Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısından, bu mirasa giren ilk kişiydi.

Liu Qinxin, yüz Gerçek Lord dahisi arasında çok dikkat çekmedi yani Kutsal İttifakın Hükümdarları ona çok önem vermedi.

Büyük ihtimalle talihsizlik tarafından sarmalanmıştı.

Mirasların neredeyse hepsi sonuca ulaşmıştı. Fakat Zhao Feng ve Zhao Yufei’nin girdiği miras hakkında hiçbir işaret veya haber yok.
Kutsal İttifakın Hükümdarları buna son derece önem verdiler.

Bu ikisinin bilinmeyen mirasları, apaçık Göklerin Kalıt Mirası sınıfından daha yüksek bir seviyedeydi.

Fakat.

Neredeyse üç ay geçmesine rağmen Zhao Feng ve Zhao Yufei geri dönmedi.

“Zhao Feng’in göz soyuyla, yeteneğiyle hayatta kalma ihtimali çok yüksek olmalı….”

Hükümdarlar tartışmaya başladı.

Zhao Feng, Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısında Sürpriz Atların Kralıydı ve yeni karşı konulamaz dahiydi.

Ama, bu sürpriz atların kralı çok uzun bir süre boyunca bilinmeyen mirastan geri dönmemişti.

“Zhao Feng…. kerametlerin burada son mu buluyor?”

Demir Kan Mezhebinin Vekil Patrik’i mırıldandı.

O Zhao Feng’in büyümesine ve yükselmesine şahit olmuştu. Zhao Feng’in bu kadar kolay bir şekilde öleceğine inanmıyordu.

Hükümdarlar bile Zhao Feng’in kurtulacağına inanıyordu.

Tanrı’nın Ruhsal Gözüne sahip olan Zhao Feng, Yu Tianhao’yu bir dövüşte yenemeyecek bile olsa, onun hayatta kalma içgüdüsü kesinlikle Yu Tianhao’dan daha güçlüydü.

Beş karşı konulamaz dahiden sadece Zhao Feng geri dönmemişti.

Kutsal İttifakın Hükümdarları ve kıtanın ustalarının hepsi bu durumu önemsiyorlardı.

"Görünüşe göre Zhao Feng, bu kıtanın tarihinde parlayan anlık bir yıldızmış.”

Eski jenerasyondan ustalar hafifçe iç çekti.

Çok sayıda yükselişe ve düşüşe, ve çok fazla parlak dahinin düşüşüne şahit olmuşlardı.

Zaman geçtikçe, Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısındaki insan sayısı giderek azalıyordu.

Bir kaç ay önceki kalabalık ziyafet sakinleşmeye başlamıştı.

Sonlarında, sadece Taşkın Göl Şehrinin lordu, Demir Kan Mezhebinin Vekil Patrik’i ve topluluğunda bulunduğu küçük bir kısım ayrılmamıştı.

Zhao Feng, Liu Qinxin ve Xin Wuheng geri dönmemişti.

“Görünüşe göre Yufei’de bir şanssızlık yaşadı.”

İlahi Yuan Klanının üst kademesi iç çekti.

“Bu nasıl mümkün olabilir…. Yufei On Bin Antik Irkın efsanevi soyuna sahip.”

İlahi Yuan Klanından Baiyun Dao şüpheyle doluydu.

O Zhao Yufei’nin ustasıydı ve öğrencisi konusunda umutlu ve emindi, bu düşünceleri diğerleriyle paylaşmadı.

Ama.

Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısı sonuçlandıktan sonra çok zaman geçmesine rağmen Zhao Yufei geri dönmedi.

“Ulu yaşlı Kutsal Gerçek Ejderha Toplanması çoktan sona erdi. Ne zaman geri döneceğinizi sorabilir miyim?”

İlahi Yuan Klanından Çekirdek Köken alemini yarılamış bir yaşlı, saygılı bir şekilde sordu.

“İlk sen geri dönebilirsin. Ben bir kaç gün daha bekleyeceğim.”

Baiyun Dao gözlerini kapadı ve elini salladı.

İlahi Yuan Klanından Mo Tianyi bir şey söylemek üzereydi fakat iç çekmeyle yetindi: “Zhao Feng ve kız kardeş Yufei, ikinizin birden bilinmeyen bir mirasın içinde kaybolduğunu düşünmüyorum.”

Şu ana kadar.

Hiç kimse Zhao Feng ve Zhao Yufei’nin döneceğine inanmadı.

Azur Çiçek Kıtası, Göklerin Kalıt Mirası ve Yedi Kılıç Mirasını bir derece anlıyordu fakat hiç kimsenin Zhao Feng ve Zhao Yufei’nin girdiği mirasın ne kadar tehlikeli olduğuna dair bir fikri yoktu.

“Baiyun Dao Hükümdarım, kayıplarınız için üzgünüm.”

Hükümdarlardan biri başını salladı.

“Vekil Patrik, ne zaman büyük ülkeye dönüyoruz? Zhao Feng büyük ihtimalle çoktan….”

Bir Demir Kan Mezhebi Koruyucusu sordu.

“Üç gün daha bekleyelim.”