Kumo Y1: Kahraman Ve Kral

avatar
3804 9

Kumo Desu ga, Nani ka? - Kumo Y1: Kahraman Ve Kral


 

Çeviri: Kharsmi Düzenleme: Sapphire

 

\\ Kafalar karışmış olabilir bölüm ismini görünce :) Bu S10’da tanıştığımız Julius’un gözünden bir bölüm. S bölümleri ismini side story’den değil karakterin isminden alıyor. Şimdiye kadar okuduğunuz S bölümleri Slaine Zagan Analeicht’in kişisel hikayesiydi. Eminim Kumoko hep böyle dolaşacak mı düşünenler vardır. Bu seriyi çevirme sebebim baya iyi bir ana hikayeye sahip olması. Ve bu ana hikayeye bu bölümle girişimizi yapıyoruz :D

 

\\ Ama “Julius” y ile başlamıyor ki diyebilirsiniz :D İngilizce çeviriyi aldığım sitede japonların j’leri y gibi telaffuz ettiğini söylemişler. Bu tabii ki bir teori, doğru olmak zorunda değil :D

 

“Bunu sana getirdim, Baba,” dedim. “Bu Budie eyaletinden yerel bir şarap.”
“Ohh. daha önce bunlardan hiç tatmadım. Acaba tadı nasıldır? Dört gözle bekliyorum.”

 

Tertemiz odada her yer ağzına kadar resmi belge ve kağıt dolu. Babama hediye olarak aldığım bir şişe şarabı hediye ettim. Babam içkiyi sever. Yalnız olduğunda görevlerini gizli gizli içerek yerine getirir genellikle.

 

\\ Aklıma şu geldi :D https://www.youtube.com/watch?v=y_HLRcB7h6E

 

Bu yüzden yabancı topraklardan ne zaman dönsem ona nadir ya da sıra dışı bir içki getirdiğimden emin olurum. Kral olarak babam diğer ülkeleri istediği gibi ziyaret edemez, bu yüzden böylesi basit bir hediye bile onu çok mutlu etmeye yetiyor. Bunun birlikte keyfini çıkarttığımız bir tür gelenek haline geldiğini söyleyebilirim.

 

“Baba, ara vermen sıkıntı olmaz mı?”
“Hiç problem olmaz. Bir şey çıkarsa, uyku zamanımdan biraz kırpabilirim. Nadiren görebildiğim oğlum sonunda eve gelmiş, bu çok daha önemli.”

 

Çarpık bir gülümseme belirdi yüzümde. Böyle söylese de bir kralın işleri basit şeyler değildi.

 

“Ayrıca, Cyris görevlerine baya alıştı. Bana bir şey olursa ülke emin ellerde.”
“Baba, abim çok yetenekli olabilir ama ülkenin hala Krala ihtiyacı var. Lütfen böyle uğursuz şeyler söyleme.”

 

Babam özür dilercesine iç çekti. Kitap rafına doğru yürüdü, orada sakladığı iki kadehi aldı ve ikimize de biraz şarap doldurdu.

 

“Hmm, ne kadar sıra dışı bir aroma!”
“Evet. Bunu kokusunu çok sevdiğimden seçtim. Bence sen de çok seveceksin.”

 

Bir kavun aroması odayı doldurdu. Kadehlerimizi tokuşturduk ve yavaşça içmeye başladık.

 

“Hmm!” dedi. “İçimi çok yumuşak. Bunu sonsuza kadar içebilirim.”
“Bilirsin, bölgenin kadınları arasında oldukça popüler. Meyve yerken içersen tadının büyük ölçüde geliştiğini söylüyorlar. Lütfen, bunlardan biraz al.”

 

Önceden hazırladığım meyveleri önerdim. Meyvelerden birini ağzına attıktan sonra bir yudum daha içti.

 

“Lezzetli. Genelde sert içkiler tercih ederim ama bunun gibi içkiler de zaman zaman iyi gidebiliyor.”
“Beğeneceğinizi tahmin etmiştim.”

 

İçten içe bir rahatladım. Sert içkilerden hoşlanan babamın bu tür şarabı sevmeyeceğinden endişeleniyordum. Şimdi bu gereksiz endişeleri arkamda bırakabilirim.

 

Bir süre daha sessizce şarabın tadını çıkardık. Aniden, bu öğleden sonra olan bir şey aklıma geldi ve çenem düştü.

 

“Ne oldu?” diye sordu babam.
“Şey, öğleden sonra Sue ve Shun’un ne yaptığını görmeye gittim. Orada olanları hatırladım da.”

 

Küçük kız ve erkek kardeşim beni, Kahramanı bile şok edecek kadar yetenekli. Onunla antrenman yaparken sakinliğimi korumakta baya zorlandım. Onunla antrenman yaparken tek el tekniğimi göstermeye çalışmamalıydım. Bir dahaki sefere iki elimi de kullandığımdan emin olacağım.

 

“Hmm! Sence o ikisi nasıl?”
“Korkutucu miktarda beceriye sahipler, özellikle de Shun. Biraz daha erken doğsaydı, Kahraman unvanını sırtlanmak benim yerime ona düşebilirdi.”

 

Bu tamamen gerçek. Gerçekten konu saf yetenekse Shun ve Sue benden fersah fersah ileride. Statlarımın onların statlarından bu kadar yüksek olmasının tek sebebi Kahraman unvanının etkisi. Kahraman unvanım olmasa bile şuan beni yenemezler ama bu çok yakında değişebilir. Böylesine inanılmaz bir yeteneğe sahipken Kahraman unvanıma rağmen beni yenmeyi başarabilirler. Umarım bu olmaz. Olursa, bir ağabey olarak gururum paramparça olur. Özellikle Shun bana çok saygı duyuyormuş gibi görünüyor, onun hayal kırıklığına uğramış yüzünü görmeyi kaldıramam.

 

Bu ciddi bir durum. Beni yakalamamaları için iki kat fazla çalışmam gerek. Tamam.

 

“Neden kafanı sallayıp duruyorsun?” diye sordu babam.
“Görünüşe göre bir abinin gururunu koruması o kadar da kolay bir şey değil.”

 

Aslında bu düşündüğümün bir benzeri Shun içinde geçerli. O da sürekli Sue’ya karşı gururunu korumaya çalışıyor ve görünüşe göre bunu başarıyor. Sue ona gerçekten çok bağlı, abisinin sevgisini paylaşmayı kesinlikle kabul etmiyor. Bir gün büyüyecek ve abisinden ayrılacak ama şimdilik sevgili abisinin ilgisini çeken herkese sinirlenmesi çok tatlı.

 

“O ikisine korkunç bir kötülük yaptım.” dedi babam acı içindeki bir yüzle.

 

İkisi de önceki Kahramanın ölmesinden hemen sonra doğdu. O sırada, Kahraman unvanını almaya gelmiştim. Önceki Kahraman beklenmedik bir şekilde bilinmeyen bir yerde öldü. Eylemleri gizemliydi ve unvan ondan sonra bana geçti. Aniden canavarlar büyük sayılar halinde hareket etmeye başladı. Babamın bu ortamda bir kral olarak iki en küçük çocuğuna ayıracak zamanı yoktu. Ailesinin kıymetini bilse de, bir kral için görevleri önce gelir. Ülkesinin ihtiyaçlarıyla ilgilenmesi gerekiyordu, bu yüzden diğer her şeyi ihmal etti.

 

“Yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın,” dedim. “bir sürü şey üst üste gelmişti, seçim şansın yoktu.”
“Ama o ikisi bana bir kere bile sarılmadı. Bu yeterince açık bir cevap.”
“Her şey iyi olacak. Zamanla anlayacaklar.”
“Eğer sadece… ”

 

Yüzünde üzgün bir ifadeyle şarabını yudumladı.

 

“Dürüst olmak gerekirse, böyle zamanlarda kral olmayı çok depresif buluyorum. Sadece o iki çocuk değil. Julius, senin hakkında da endişeleniyorum. Asla oğlumun Kahraman olmanın yükünü sırtlanmasını istemedim. Yine de kral olarak görevim unvanı almanı söylemekti. Bu, bir kral olarak doğru seçim olabilir ama bir baba kesinlikle bir hataydı.”

 

“Baba. Kahraman olmaktan gururluyum. Lütfen böyle şeyler söyleme. Benden Kahraman olmayı çıkarsan, geriye ne kalır ki?”
“Bu doğru değil.”
“Hayır öyle. Ne abimin politika yeteneğine, eğitimine ne de Leston’un içe işleyen inancına sahibim. Kız kardeşimin yaptığı gibi evlenip başka bir aileye de giremem. Tek yapabileceğim şey insanların Kahramanı olup kılıcımı insanlığı korumak için sallamak Baba lütfen benim hakkımda endişelenme. Tüm yüreğimle gerçekten istediğim şeyi yapıyorum.”
“Gerçi Leston da ne isterse onu yapıyor. ”
“Gerçekten de öyle.”

 

İkimiz bir süre kıkırdadık.

 

Baba bence sen inanılmaz bir babasın. Sana yardımcı olabilmek için Kahraman olmaya devam edeceğim.

 

Sonraki Bölümün İsmi: Seviye Yükselme

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47018 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr