Kumo S9: Yetenek Puanları

avatar
3431 2

Kumo Desu ga, Nani ka? - Kumo S9: Yetenek Puanları


 

Çeviri: Kharsmi Düzenleme: Sapphire 

 

 

Katia ve ben tembellik yapıyoruz. Kısa bir süre önce, kalenin spor alanında yeteneklerimizin seviyesini yükseltmeye çalışıyorduk. Şimdilik antrenmanımızı bitirdik, bu yüzden zamanımızı rahatlamaya ayırdık.

 

“Adaaamım, ben bittim,” dedi Katia. “Burada büyü yeteneklerim gerçekten yükseliyor ama fiziksel statlarım onlar kadar yükselmiyor.”

 

Sue bu sefer bizle değil. Katia Japonca konuşuyor. Yalnız kaldığımızda genelde Japonca konuşuyoruz.

 

“Bu konuda yakınsan da,” cevapladım. “reflekslerimiz önceki dünyadakinden çok daha iyi. Ne kadar çalışırsak, o kadar iyi olur.”

 

“Evet biliyorum, biliyorum. Okulun bizi sürekli gezilere götürüp zorunlu beden derslerine girmeye zorlamasının sebebini hep merak etmişimdir ama burada fazla koşarsam staminam daha da artıyor.”

 

Stat-etkileyen yetenekler sayesinde bu dünyada, ne kadar çok antrenman yaparsan statların o kadar çok artıyor. Seviyemizi yükseltemediğimizden, statlarımızı yükseltmek için tek yapabildiğimiz tüm gücümüzle antrenman yapmak. Antrenman yapmaya devam edersek, kesinlikle daha güçlü olacağız. Tüm bu antrenmanlar zor olabilir, ama sürekli kendime bunun kendi iyiliğim için olduğunu hatırlatıyorum, bu sayede bunu yapmaya devam edebiliyorum.

 

“Öyle mi? Şuan neyle uğraşıyorsun?” diye sordu Katia.

 

“Canlılık, Dayanıklılık, Kuvvet, Sertlik, ve Hız seviye 8’e ulaştı,” dedim, kendimi bir Değerlendirme taşıyla değerlendirerek.

 

Bu Değerlendirme Taşı dokuzuncu seviyeydi ve Dükün ev halkına aitti, Katia’nın ailesine. Böyle bir taş o kadar değerlidir ki bazı ülkeler ona ulusal hazine bile diyebilir, yine de Katia her gelişinde basit bir şeymiş gibi onu yanında getiriyor. Dükün aile halkının buna izin verip vermediğini gerçekten merak ediyorum ama burada olduğuna göre ben de kullanabilirim.

 

\\ Ev halkı tabirinin kullanılmasının sebebi çok insanın Katia’nın ailesiyle birlikte yaşaması. Hatırlarsanız, Katia’nın babası Krallığın en önde gelen düküydü.

 

“Kanka cidden çok hızlı gelişiyorsun. Bu sadece saf yetenek mi…?” Katia acı acı mırıldandı.

 

Aynı antrenman düzeniyle çalışmamıza rağmen, benim yeteneklerimin seviyesi daha hızlı yükseliyor. Bu dünyada, çaba harcamaya gönüllü herkes daha güçlü olabilir ama gelişim hızı kişiden kişiye değişir. Bu kabiliyet farkının bir sonucu.

 

\\ Cennetin Koruması yüzünden büyük ihtimalle.

 

“Dükün ailesinde yeniden doğduğumdan beri, insanlar bana dahi diyor! Ama yine de, gelişim hızlarımız arasında devasa bir fark var. Pis hileci.”

 

Katia içerlemiş gözlerle uzağa baktı. Dediğin gibiyse bile, bu konuda ne yapmam gerekiyor?

 

“Oh, bu arada” dedi, “yetenek puanlarını hiç kullandın mı?”

“Hayır, yetenek puanlarımla hiç uğraşmadım, bu yüzden hepsi hala duruyor.”

 

Yetenek puanları uzmanlaşmadan yetenekleri elde edebilmeni sağlayan bir çeşit para birimi. Normalde doğduğunda hiç yetenek puanın olmaz, ama ben ve Katia başka bir dünyadan  reenkarne olduğumuzdan yetenek puanlarıyla doğduk.

 

“Yüz bin puan stoklamak… sen burjuvazisin, hileci piç.”

“Whoa, bu kadar kaba olma.”

 

Demek istediğim, onları harcamaya çalıştım ama olmadı. Bir süre önce, yetenek puanlarımı birkaç büyü yeteneği için harcamayı düşünüyordum, ama Anna bana büyü kullanmamamı söyledi. Elbette, yetenek puanlarımı ne için kullandığımı bilemez, ama yine de ondan gizli büyü öğrenmek bana bir tür ihanetmiş gibi geIiyor. O zamandan beri, puanlarımı harcamak için bir arzu duymadım.

 

“Katia, sen kendininkileri harcadın mı?”

“…Sadece binini.”

 

Yanlış hatırlamıyorsam, Katia’nın elli bin puanı vardı. Soruyu sorarken tüm puanlarını harcadığını düşünmüştüm, ama o sadece küçük bir kısmını harcamış.

 

“Ne aldın?” diye sordum.

“…Kimseye söylemeyeceksin.”

“Ne? Haha tamam, sadece söyle.”

“…Bana kesinlikle gülmeyeceksin, tamam mı?”

“Gülmeyeceğim! Söyle bana!”

“…Değerlendirme.”

 

Gülmemeyi başardım, ama kendimi tutmaya çalışırken cidden garip yüz ifadem olmuş olabilirim. Değerlendirme kitapta almamamız gereken yeteneklere örnek olarak gösteriliyordu. Aniden neden böyle bir şey yaptığını merak ettim.

 

“Neden Değerlendirmeyi aldın?”

“Şey, bu, reenkarnasyon light novellerinde sık görülen bir şey. Alternatif bir evrendesin, dolayısıyla bilgi toplamak zor, değil mi? Bu yüzden Değerlendirme gibi yetenekler en üst seviye yetenekler olarak kıymet görür. Yetenek puanlarımla böyle bir yetenek alabildiğimi öğrenince çok şanslı olduğumu düşünmüştüm...”

“Bekle, bekle. Birisi asla almaman gereken yetenekleri sıralasa, listenin tepesinde Değerlendirme olurdu. Tüm o uyarılardan sonra, neden almakta ısrar ettin?”

“Sana. Demeye. Çalıştığımda. Bu, Değerlendirmeyi seçtiğimde bebektim, bunların hiçbirinden haberim yoktu! Daha yeni reenkarne olmuştum ve sağımla solumu bile ayırt edemiyordum. Umutsuzca neler olup bittiğini bilmek istedim. Bu yüzden, değerlendirme yetenekleri hakkında düşünmeye başladım ve sonra aniden kafamın içinde İlahi Sözleri duydum! Öyle bir durumda Değerlendirmeyi seçtiğim için beni suçlayamazsın!”

 

Onu hemen anladım. Bir bebek olmanın ve ne döndüğü hakkında hiçbir fikrin olmamasının ne kadar korkunç olduğunu kesinlikle hatırlıyorum. Etrafımda konuşulanlardan hiçbir şey anlayamamak, bunu sadece daha da kötüleştiriyordu. Mükemmel bir Japoncayla konuşan İlahi Sözleri duymanın insanı nasıl etkileyeceğini ve nasıl bir tutunma isteği yaratacağını anlayabiliyorum.

 

\\ Lise edebiyat kitabında vardı bu şiir:

 

Kemalettin Kamu - Gurbet

 

Gurbet o kadar acı

Ki ne varsa içimde

Hepsi bana yabancı,

Hepsi başka biçimde.

 

Eriyorum gitgide;

Elveda her ümide.

Gurbet benliğimi de

Bitirmiş bir içimde.

 

Ne arzum, ne emelim...

Yaralanmış bir elim

Ben gurbette değilim,

Gurbet benim içimde.

 

“Yani, Değerlendirme dedikleri kadar boktan mı?”

“Eveeet. Ne kadar boktan olduğuna inanamazsın. Düşük seviye olduğundan basitçe iş yaramaz ve her kullanışımda başımı ağrıtıyor. Üstüne üstlük, zaman harcamazsan uzmanlığın ve seviyen hiç yükselmiyor. Her boş zamanımda sabırla seviyesini yükseltmeye çalıştım, ama sadece seviye 4’e kadar çıkarabildim. Kalbim kırılmak üzere!”

 

Sadece duymak bile beni yormuştu. Değerlendirme Taşını kullandım ve kendi yetenek listemi Değerlendirdim. Görüntülenen liste alabileceğim yetenekleri ve almak için ne kadar puan harcamam gerektiğini gösteriyordu. Listede Değerlendirmeyi aradım.


“Ah, görünüşe göre yüz puan karşılığı satın alabiliyorum.”

“Bekle, cidden mi?”

 

Yüz puan bir yetenek için harcayabileceğin en düşük puandı. Yüz-puanlık yetenekler ya çok küçük bir etkiye sahiptir ya da sizin o yeteneğe yüksek yatkınlığınız vardır. Katia Değerlendirme için bin puan harcadığından etkisini zayıf olduğunu pek düşünmüyorum. Seviyesi düşükken değersiz olabilir, ama yüksek seviyelerde gerçekten yararlı olacağına şüphe yok. Muhtemelen Değerlendirmeye ciddi bir yatkınlığım var.

 

Bir dakika düşündüm ve ardından Değerlendirmeyi satın aldım. Geriye sadece doksan dokuz bin dokuz yüz puanım kaldı.

 

\\ Kefenin cebi yok harcamana bak sen :)

 

\\ Şuan kendimi Ankaralı Namık gibi hissettim :D

 

“Katia, Değerlendirmeyi aldım,” dedim.

“Bekle, cidden mi?” dedi Katia, tıpkı bir dakika önce dediği gibi. “Daha sonra ağlama.”

 

Şimdilik, puanlarımı onlara gerçekten ihtiyacım olana kadar saklayacağım.

 

\\ Arkadaşlar bu haftanın 4 Kumo’sundan ilki. Diğer üçünü birlikte atacağım inş.


Sonraki Bölüm İsmi: Evrim!!! (Bölüm 2)

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46894 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr