(ÇN: bu bölümden önce bir extra bölüm vardı, şu ana kadar olan bütün canavarların statları yazıyordu, gerekli bulmadım ve çevirmedim ama eğer isterseniz yorumlarda belirtin çeviririm)
Katılım seromonisi hiçbir aksaklık olmadan devam etti. Sonra, herkes ayrılmaya başladı. Öğrencilerin birçoğu atandıkları yurtlara gittiler, kalanlar kampüsü keşfetmeye başladılar. Bu akademi bir yatılı okul. Bütün öğrenciler yurtlarda kalmak zorundalar, ben de bir istisna değilim. İyi nedenleri olmadıkları sürece uzun tatiller dışında hiçbir öğrenci akademiyi terk edemiyor.
"Bundan sonra ne yapıyoruz?" Katia prenses gibi konuşarak sordu. Çoktan yurt odalarımıza yerleşmenin yarısını hallettik. Eğer mümkünse bundan sonra kampüsü keşfetmek isterim.
"Tanışmak istediğii~iim birkaç insan var!" dedi bayan Okazaki. "Benimle gelmek iste~eer misiniz?"
"Burada tanışmak istediğin kişiler mi var?" Sordum
"Doğruu~uu! Gelecekteki Aziz ve Kılıç İmparatoruyla tanışmak istiyorum. Gelmemeniz için hiçbir neden yok!"
Aziz ve Kılıç İmparatoru. Aziz, Aleius'un Kutsal ülkesinin sembolüdür. Pozisyonu devlet tarafından verilir ve çoğunlukla kahramanın ortağı olarak bahsedilir. Aziz*, Kahraman bir göreve gittiği zaman ona eşlik etmek ile yükümlüdür. Şuanda büyük abim Julius muhtemelen şimdiki Aziz ile bir yerlerde.
*ÇN: Anladığım kadarıyla kahraman ile çift derken görev ortağı olarak bahsedilmiş ancak aziz kadın olduğu için tam olarak emin değilim.
Kılıç İmparatoru Daztordia'daki en büyük ülkenin imparatoru, Rengzant İmparatorluğunun. Rengzant şeytan diyarlarının sınırındaki ülkelerden biri yani savaşa alışkınlar. Rengzant imparatoru olmanın en önemli gerekliliği güçtür. Bundan dolayı Rengzant'ın her imparatoru ilk İmparator'unun taşıdığı unvanı taşır: Kılıç İmparatoru.
Bir sürü yetenekli insan arasından da aziz seçilir, Kılıç İmparatoru kan bağı ile seçilir. Diğer bir deyişle, bu akademiye şimdi katılanlardan biri Kılıç İmparatoru'nun oğlu.
"Aah, Rengzant İmparatorluğunun taç prensi! O adam hakkında söylentiler duydum. Bu akademiye bizim gibi bu yıl başvurmuş gibi gözüküyor. Onun kılıç yeteneğinin eşsiz olduğunu söylüyorlar, ilk Kılıç İmparatorundan bile daha yetenekli olabilir."
Eh? Katia bunu nasıl biliyor? Söylediklerini ilk defa duyuyorum!
"Shun, bu dünya hakkında daha fazla şey öğrenmelisin." dedi Katia, şaşırmış bir şekilde. Bakışımda bir şey görmüş olmalı. Grr, buna itiraz edemem.
"Bayan Okazaki" dedi Katia,"Neden onlarla kişisel olarak tanışmakla ilgilisiniz? sabah konuştuğumuz mesele ile mi ilgili?"
"Evee~et! Onunla ilgili!"
"O zaman kesinlikle bunu kaçıramam."
Bir şekilde, konuşma onların arasında devam etti. Sue ve ben birbirimize baktık, geride kalmış gibi hissettik.
"Şimdi, Shun, biz gidiyoruz ...hm? Neden suratın o şekilde?"
"Um, ne dediğini dinlemiyordum..."
"Sue bunu deseydi anlardım ama neden sen..."
Katia ve Bayan Okazaki hayal kırıklığına uğramış gibi baktılar. B.. bu şekilde bakmaya hiç gerek yok, değil mi?
"Ah! Görünüşe göre artık yola çıkmamıza gerek yoo~ok!"
Bayan Okazaki'nin işaret ettiği yere baktım, bir kız ve bir erkeğin bize doğru geldiğini gördüm. Erkeğin neredeyse siyah olacak kadar koyu kahverengi saçları vardı. Gözleri de aynı renkti. Yanındaki kızın Dalgalı sarı saçları ve parlak mavi gözleri vardı, ve gizemli bir sevimlilik havası yayıyordu.
"Hey! Bu ufak elf velet, Oka?"
"Natsuma!Öğretmenine karşı kaba olma! Sizi tekrar görmek güzel, Bayan Okazaki."
Bu ikisi japonca konuşuyor! Anında Katia ve Bayan Okazaki'nin ne hakkında konuştuklarını anladım. Bu ikisi bizim gibi reenkarne olmuş insanlar.
"Seni görmek de güzee~el! Natsume, Hasabe, İkinizinde iyi olduğunu görmekten çoo~ok memnunum"
İsimlerini söylediği anda bu ikisinin kim olduklarını anladım. Erkeğin adı Natsume Kengo, erkeklerin arasında en çok dikkat çeken kişi. (Ben çoğunlukla ona benzemem.) Güçlü ve iyi refleksleri var. Hiçbir zaman kaba olmadığından, gücü korkutucuydu ve onu ilgi odağı yapıyordu. Ayrıca o yetenekliydi, otoriter bir kişiliği vardı, bir çok öğrenci onu destekliyordu ve bir çoğu da onu sevmiyordu. Ben tarafsızlardan biriydim. Şeyy, teknik olarak karşıt taraftaydım, onun yanına pek gitmezdim.
"Ahaha! Oka, zaten küçük biriydin, şimdi daha da kısalmışsın! bu çok komik!"
"Natsume!!"
Natsume'yi azarlayan kızın adı Hasebe Yuika. Natsume'nin aksine ne iyi ne de kötü olan bir kızdır. O daha çok akışla birlikte ilerlemeyi seven tarzda biridir ama Aziz adayı olabilmek için gereken özelliklere sahip olup olmadığını net hatırlamıyorum.
"Ben bir elfim, ufak olmak konusuu~unda bir şey yapamam! Ayrıcaa~a, şu anda benden çokta uzun değilsii~in!"
"Bu önemli değil, ben büyümeye devam edeceğim. Oh hey, şuradaki çocuk, o prens, değil mi? Onun içindeki kim?"
Natsume dikkatini bana çevirdi. Avına bakan bir aslan gibi bakıyor, gözleri sert bir yoğunlukla parlıyor. Bana saldırmak üzereymiş gibi hissettiriyor. Önceki hayatında biraz kirli olduğunu hatırlıyorum ancak bu kadar tehlikeli gözleri var mıydı?
"Ben Yamada Shunsuke," Kısaca cevapladım.
"Ve ben de Ooshima Kanata. Görüşmeyeli uzun zaman oldu."
Katia öne çıktı, dikkati zorla kendisinde topladı.
"Eh? Ooshima?" Hasabe sordu. "Evet! Ben Ooshima. Şaşırdın mı? Bir kadın olarak yeniden doğdum."
Katia'nın araya girmesi konuşmayı tamamen ona getirdi, ve Natsume'nin dikkati benden uzaklaştı. Teşekkürler Katia.
Yine de, Natsume hakkında dikkatli olmalıyım,Natsume'nin yeni adı, Hugo Von Regzand.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..