Weed oyuna tekrar bağlandı ve Alveron’un yanından sessizce kalktı. NPC’lerin bile yeteneklerini ve seviyelerini arttırmak için belli yolları takip etmesi lazımdı.
‘Belli ki çok büyük bir mesele değil.’
Gerçekte, ışınlanma kapıları pek çok özelliğe sahipti ve bu mağara başlangıç noktası olduğundan burası tam bir güvenli bölgeydi ve canavarlar buraya giremiyordu.
Alveron uyandı ve mağaradan sıvışmaya çalışan Weed’i takip etti.
“Nereye gidiyorsun?”
“Recon, Benim için burada bekle.”
“Tamam, seni bekliyor olacağım.”
Alveron mağaraya geri girdi.
Weed mağaradan yalnız ayrıldı.
Alveron’un güvende olduğunu bilen Weed dışarıda yürümeye başladı. Böyle etrafta dolaşmak ince bir buzun üstünde yürümeye benziyordu.
‘Canavar…’
Mağaradan ciddi anlamda uzaklaşmıştı.
Devasa siyah kale ve kasaba görüş alanından çıkmıştı.
Gün boyunca gözden kaçırdığı bir şey vardı.
Kardan şapkalar giymiş dağlar ve köy güvenliydi, hiç canavar yoktu.
‘Çok az canavar grubu var. Ama nehrin kenarında canavarlar ortaya çıkıyor olmalı.’
Weed dikkatle dağdan indi. Arazinin ortasında, uzakta bir siyah kurt sürüsü vardı.
‘Şimdilik onlarla savaşmanın sırası değiI.’
Dört tepeciği saklanarak aştı, bazen kayaların ardında bir süre saklanırken de sonunda köye vardı.
Köyde bir zamanlar dükkanlar vardı, tabii güler yüzlü dükkan sahipleri batıp onları terk etmeden önce. Artık tüm köy terk edilmişti ve kırık döküktü.
‘ Eşya tedarik etmem imkansız görünüyor. ’
Morata vilayetine gelmenin temel bir farklılığı vardı. Yiyecek malzemelerini ve şifalı otları buraya ayak basmadan önce stoklamanız gerekiyordu. Fazladan erzak ve malzeme bulundurmanız yeteri kadar olmamasına göre büyük avantajlar içeriyordu.
Ama Weed kasabmayı incelemenin tehlikelerini göze alamıyordu.
*Ting*
————————————————————————————————
Uyarı: Soğuk iliklerinize kadar işledi!
Fiziksel kabiliyetleriniz %14 düştü.
————————————————————————————————
Ek etkisi olmayan bir zırh giyiyordu. Bir ateş soğukla mücadele etmesine yardımcı olabilirdi, ama ateşin olduğu yerden duman çıkardı. Ateş yakmanın, intihar etmekten pek bir farkı yoktu.
Weed soğuk yüzünden, bu işe dikkatli bir araştırmadan sadece azıcık daha fazla zaman ayırmaya karar verdi.
Bir grup Vampir geçti.
True Blood Klanı Vampirleri.
Bir süre sonra, Vampir grubu ayrıldı ve bir tanesi arkada kalıp tek başına dolaşmaya başladı.
Bir Vampir gözüktü.
Solgun bir vücut ve bedenlerini sarmış siyah bir pelerin.
Mücevherler takıyorlardı ve parmaklarında yüzükler vardı.
“Kutsama.”
Weed sessizce Başrahibin yüzüğünü kendi üstünde kullandı, bir ışık bedenini kapladı ve ışıldadı.
*Ting*
————————————————————————————————
Başrahibin Kutsaması kullanıldı. 20 dakikalığına fiziksel kabiliyetler güçlendirildi.
————————————————————————————————
Bilgi ekranını kontrol etti, sonuçlar hayret vericiydi. Kuvvet, Çeviklik, Dayanıklılık, Sabır ve Yaşam Gücü statları %150 artmıştı! Maksimum canı ve manası da %30 artmıştı, şu anda 7002 canı ve 6002 manası vardı.
Weed gelen stat puanlarının neredeyse tamamını Kuvvet ve Çevikik arasında dağıtmıştı. Zihin Gücünü ve Dayanıklılığını neredeyse hiç yükseltmemişti.
Savaşırken Dayanıklılık yerine Azim stat’ını yükseltebiliyordu ki bu onun muadili gibiydi.
‘Bu harika’
Fakat bu fantastik item sadece 20 dakikalığına kullanılabiliyordu.
“Soğuk Bandajlar!”
Maksimum can ve mananın artışı hiçbir şey değildi.
Bandaj yeteneğiyle sayesinde Yaşam Gücü statı da etkili bir şekilde gelişiyordu.
Bandaj yeteneği neredeyse orta düzeye erişmek üzereydi.
Yüksek seviyeli yeteneği ve bandaj kalitesi sayesinde can yenilenmesi inanılmaz hızlara çıkıyordu.
Parmaklarındaki 7 yüzük sayesinde de mana yenilenmesi %70 artmıştı. Ancak bu hala yeterli değildi, hazır hissetmiyordu.
‘Yemek zamanı’
Weed gözlerini kapattı ve yemeğini yedi.
Günlük yemek olarak Kraliyet Kuşu.
Yemek Avian yumurtalarından yapılmıştı.
Fazladan 500 can ve mana sağlıyordu.
Ama hala savaşmaya hazır değildi. Weed kılıcını çekti ve onun içindeki yeteneği aktive etti.
“Kutsal Lütuf”
Kutsal rahiplerin kullandığı bir buff. Sadece çok daha güçlüsüydü!
Weed’in vücudu ince bir ışık tarafından kaplandı.
Yeteneğinin çok üst bir seviyede olması sayesinde savunması %40 artmıştı.
Bu sefer de Weed’in takip ettiği vampir görüşünden çıkmıştı.
Weed’e doğru yaklaşırken bir evin arkasından geçiyordu ki ortadan yok oldu.
“Bu rahatsız edici his de nereden geliyor…”
Bunlar vampirin sözcükleriydi, Kutsal Lütuftan bahsediyor olmalıydı.
“Oyma Bıçağı!”
Weed vampirin bir anda önünde belirmesiyle şaşırmıştı.
Evden hızla kaçtı ve aceleyle yeteneğini kullandı.
“Düşman bir insan!”
Vampir Weed’in kılıcını güçlü koluyla blokladı. Ancak Oyma Bıçağının aşırı hasarı düşmanın zırhını delip geçti.
Karşıdaki düşmanın kaçıncı seviye olduğu fark etmiyordu. Bir tavşan da olabilirdi, başka bir şey de. Bu Oyma Bıçağı için sadece küçük bir fark yaratıyordu. Vampir gibi güçlü bir düşmana karşı olan hasar bile neredeyse aynıydı.
//Oyma Bıçağı Elder Titan’ın Natural Order yeteneğinin aktif hali gibi.
“Kyahaah!” Saldırıyı yediği gibi vampirin canı düştü.
Ancak yüksek seviye saldırı, beklendiği gibi bir sonuç yaratmadı. Vampir bunu bir sivrisinek ısırığıymış gibi karşılamıştı.
“ Senin kanını kurutacağım insan!”
Vampir iki kolunu ona doğru uzattı. Weed böylesi basit ve baştan savma bir hareketle yakalanmıştı. Boynunun yanını iki sivri diş deldi.
Bu rahatsız edici bir deneyim olmuş olmalıydı.
Weed vampirin göğsünü yakaladı ve vampiri sıkıca tutup yana doğru atladı. Vampirle beraber karla kaplı zemine çarptılar.
‘Tamam. Hasar beklediğimden daha fazlaydı. Fakat çok da yüksek de sayılmaz.’
Ölü Şövalyeyle olan dövüşlerine benziyordu, yaratıklarla yaptıklarındansa farklıydı. Şu anki amacı dövüş yeteneklerini ve statlarını arttırmak olamazdı.
Weed canı ve manasını gösteren stat penceresini kapattı. Düşmanını gözleriyle inceledi ve vücudunun durumunu hissetti.
Düşmanına odaklanmıştı.
Şimdikine kıyasla Büyü Kıtasındaki yaşamı çok daha basitti. Oyunla ilgili çok bir şey bilmiyordu ve hatta ona yerleri hatırlatacak bir haritası bile yoktu. Güçlü bir canavar bulduğu zaman stres atmak için dövüşürdü.
Dişe dokunur bir düşman bulmak her zaman tatmin ediciydi.
Diğer oyunculardan tavsiyeler almaya ihtiyacı yoktu, sorunlarını kendi deneyimleyip çözmeyi tercih ederdi.
//Bu oyun mantığı çok daha iyi bir mantık. Bir oyuncu oynadığından çok video izliyorsa hiçbir moba’da başarılı olamaz.
Yıldırıcı bir deneme ve yanılma sürecinden geçmişti.
Diğerlerinden çok daha sık ölmüştü.
Buna rağmen Weed o dünyada olabileceği en iyi yere gelmişti! İnsan ancak ısrarlı bir mücadele kendi yolunu çizebilirdi.
O genellikle başkaların çok kullanmadığı yollarda yürümüş ve onların avlanmadığı bölgelerde avlanmıştı.
Savaşın keyfi eskisinden bile iyiydi. Fare ve klavyeye tıklamaktansa gerçek savaşın tadını çıkartıyordu.
Sınıfının üstünde yarattığı etkiyi reddedemezdi.
Yetenekleriniz arttıkça kaybedeceğiniz daha çok şey oluyordu. Ne zaman ölüm kapınızı çalsa, hep ne kadar seviye kaybedeceğinizi ya da yeteneklerinizin ne kadar düşeceğini düşünürdünüz.
Canavarlarla dövüşürken buna benzer düşünceler gerginliğinizi arttırırdı. Savaşın kendisinden daha korkutucuydu bu.
Güçlü düşmanlarla dövüşmek, bir görevi bitirmek ve oyunda eğlenmek Weed’in tüm kalbini ortaya koyduğu bir işti.
“Kuwawaak!”
Vampir yüzünü buruşturdu.
Bundan sonra Weed, daha güçlü ve seri saldırmaya başladı.
“Yedili Vuruş!”*
//’Septuple Strike’ diyor ama ingilizce çevirmen ‘Yedi Kutsal Adım’la karıştırıyor olabilir. Çevirmen sürekli değiştiğinden güvenmiyorum bu ib*elere.
Weed yeteneklerini tam zamanında sergiledi.
Hangi yeteneğini hangi zamanda kullanması gerektiğine çok hakimdi.
“Olasılıklar kaçamayacağını gösteriyor.”
Weed Oyma Bıçağını vampirin üstünde kullandı.
“Yarasa Çağırma!”
Vampir saldırıdan kaçmadı ve kollarını genişçe açtı.
Bir grup siyah vampir yarasa ortaya çıktı.
“Öldürün onu!”
Çağrılan vampir yarasalar kanatlarını çırparak havalandı. Weed’in üstüne konarak kanını emmeye başladılar.
Soylu canavar, Vampir!
Onlar büyü kullanabiliyorlardı.
“Korun. Kuvvetlen ve İyileş.”
Yaralı vampir yenilenme yetenekleriyle kendini iyileştirdi.
Vampire yaptığı saldırılar o kendini iyileştirdikten sonra boşa gitmişti. Yaralanmış kolu tekrar eskisi gibiydi.
“Lanet olsun!”
Weed kılıcını yarasalara saldırmak için kullandı.
Kan emici vampir yarasalar ona yapışıp kalmıştı.
Hışırtı!
Vampir inanılmaz bir hızla Weed’e doğru hücum etti.
Çok fazla mana harcadığından, savaşırken yeteneklerini kullanamıyordu.
Kılıcını güçlendirecek manası olmadığından, vampirin üstünde ölümcül yaralar açamıyordu.
Şansına yenilenme büyüsü vampirin her şeyini yenilememişti.
Vampirin artık kendini iyileştirecek kadar manası yoktu.
‘İşe yarıyor! Manası bitti artık!’
Sonunda vampirin kanını dökmeye başlamıştı.
Dayanıklılığı düştükçe vampirin solgun yüzü bembeyaz olmuştu.
Ancak Weed’in ekranında bir mesaj belirdi.
*Ting*
————————————————————————————————
Uyarı: Kutsal Lütufun etki süresi bitti.
————————————————————————————————
Gücü hızla tükeniyordu.
*Ting*
————————————————————————————————
Uyarı: Soğuk algınlığınız daha da kötüleşti!
Soğuk algınlığını atlatmak için kalın giyinmek veya bir ateşin yanına oturmak önerilir.
Keskin ayaza uzun bir süre daha maruz kalırsanız, durumunuz daha da kötüleşebilir.
Soğuk algınlığı başka komplikasyonlara neden olabilir!
Vücut kabiliyetleriniz %20 azaldı
Yeteneklerinizin etkileri %30 azaldı.
Maksimum can ve mananız azaldı.
————————————————————————————————
Kılıcı ağır gelmeye başlamıştı ve hareketleri sarsakçaydı.
Vampir yarasalar sürekli Yaşam Gücünü emdiği için savunması da azalmıştı. Kanaması kötüleştikçe canı hızla azalıyor ve hareket etmekte zorlanıyordu.
“İnsan!”
Vampir sonunda Weed’i yakalamıştı. Vampirin şu anki canı %10’dan daha azdı.
Vampir tekrar kanını emmeyi denedi ama Weed sert bir kafa attı ve bağırdı. “Bu iş daha bitmedi!”
Weed’i seyreden vampir kahkahalarını durduramıyordu. Vampir zar zor hayattaydı. Manası tükenmiş durumdaydı.
Fakat Weed’in durumu çok daha acınasıydı. Kanamasını durduramıyordu.
Gözlerini kapattı.
Ölüm!
Oyundan çıktı.
Lee Hyun kapsülünden çıktı ve yumruklarını sinirle sıktı.
Bir vampirle savaşmayı tecrübe etmişti. 270. seviye nasıldı? Güçlü. Çok güçlü.
Agata’nın Kılıcını kuşanmış ve de Kutsaması ile Kutsal Lütufu kullanmıştı. Ekipmanları ucuz ekipmanlar ya da Ölü Şövalyeden aldıklarından çok daha iyiydi.
Yüksek seviye bir yaratığa karşı tam donanımlı haliyle savaşmıştı.
Ama içinde bu yaratığı asla yenemeyeceğine dair bir duygu da yoktu.
Lee Hyun yumruğunu savurdu ve bağırdı. “True Blood Vampirleri. Hepinizi geberticem!”
Pale, Irene, Romuna ve Surka Serabourg Kalesinde anne-babalarına oyunu öğretmek zorunda kalmışlardı. Şimdiyse bir zindan görevi için kaleden ayrılmışlardı.
Ardından Weed ile tekrar bağlantı kurmaya karar verdiler.
“Hey Weed, senin oyuna bağlanacağını söylediğin insanlar vardı. Onlara uğrayıp bir selam vereyim mi?”
“Neden olmasın? Onlara şu anda gerçekten yardım edemem, yani onlara benim yerime göz kulak olur musunuz?”
“Kesinlikle, ne de olsa onlar Weed’in arkadaşları ve yoldaşları.”
“Evet, onların ikinci haftalarında hala eğitim merkezinde kılıç sallamaları etkileyici.”
Hayvani bir güçle binlerce düşmana karşı savaşan Weed tarafından hatırlanınca, Pale ve Surka sevecenlikle gülümsedi.
Bir oymacı olsa da böylesi güçlü bir kılıç ustalığı sergileyen başka kimseyi görmemişlerdi. Onun canavarlara karşı böylesi hünerli bir kılıç sanatıyla çarpışmasına çok şaşırmışlardı ve hala inanmakta zorlanıyorlardı.
Tam da Weed’in yoldaşlarından bekleneceği gibiydiler.
“Kısa zaman öncesine kadar biz çok noobduk ama şimdi harika bir oyun görüşümüz var.”
“Çünkü Weed en iyisi.”
Onlar eğitim salonuna giderken orada inanılmaz bir kalabalık vardı.
“Bu da ne? İçeride bir şeyler mi oluyor?”
“Şuraya bak. İşte şimdi şaşkınım.”
Pale ve diğerleri nereye işaret edilen yere baktılar ve büyük bir daire gördüler. 500’den fazla insan tahta kılıçlarını korkuluklarına doğru sallıyordu.
“Bir, iki, üç!”
Bağırıyorlar ve sayıyorlardı.
500 kişi tahtadan kılıçlarını kullanıyor ve kusursuz bir zamanlamayla durmadan korkuluklara vuruyordu. Her birinin vücutları aynı açıda duruyor ve aynı hareketleri yapıyorlardı.
Ama Pale’i asıl şaşırtan gözlerindeki ifadeydi.
‘Ne kadar ağır bir atmosfer.’
Gözlerinde bir şey hissediyor ve bu da insanın kalbine baskı yapıyordu.
Bu korkutucu atmosfer 500 kişinin aynı anda hareket etmesiyle 1-2 kat daha da güçleniyordu.
‘Sanırım niye bu kadar insanın buraya toplandığını biliyorum.’
Eğitim salonunda böyle bir şey olurken insanların izlemek için toplanması çok normaldi.
“Ha, bu da ne?”
Huzursuzluktan neredeyse gözünden yaş gelecekti. Weed’in yoldaşları bir ork hordası kadar korkunçtu.
“Bu güzel. Seviye hala yeterince yüksek değil ama hala şehirden ayrılamayacağımıza göre böyle devam edelim.”
Pale sonunda cesaretini topladı ve sordu.
“Burada Weed’i tanıyan birisi var mı?”
Bunu söylediği zaman 500 kişi ona doğru baktı.
Ba-bump!
Pale’in kalbi korkuyla çarpmaya başladı. Ama hemen sonra tahta kılıçlarıyla korkulukları dövmeye devam ettiler.
“Burda ne döndüğünü bilmiyorum ama elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışacağım. Buraya yardım etmek için geldik, yani bu konuda endişelenmeyin ve buraya gelin.”
İrkilme
500 tahta kılıcın tamamı günlerdir dövdükleri korkuluklara vurmayı kesti. Neredeyse aynı anda, 500 kişi koşarak onlara doğru geldi. Ve dizlerinin üstüne çökerek Pale’e yalvarmaya başladılar.
“Lü-lütfen arpa ekmeği…”
“Lütfen bizi pirinçle besleyin.”
* * * * *
Gerçek hayatta bir gün geçtikten sonra, Weed ışınlanma kapısının yanında tekrar doğdu.
‘Uzmanlıklarım… biraz düşmüş.’ Çeşitli yetenekleri %5 ila %7 arasında azalmıştı.
Oymacılık yeteneği %7 düşmüştü. Aşçılık %6 düşmüştü.
El Sanatı, Kılıç Ustalığı ve Tamir gibi diğer yetenekleri ise %5 azalmıştı.
Şansına ölürken kaybettiği itemler birkaç gün önce aldığı 1 altınlık hurda silahlar arasından olmuştu.
‘True Blood Vampirleri için hazır değildim.’
Weed tekrardan aldığı eşyaları kırıp tamir etmeye başladı.
“Tamir et!”
Envanterindeki tüm itemler kırılıp yok olduktan sonra, sonunda amacına ulaştı.
*Ting*
————————————————————————————————
Geliştirme: Tamir (Başlangıç Düzeyi Lv: 10’dan Orta Düzey Lv: 1 | 0%’a) :
Tamir kabiliyetiniz yetenek seviyesine bağlı olarak gelişecek.
Artık maksimum dayanıklılığı düşmüş itemleri tamamen eski haline döndürebilirsiniz.
‘Demircilik‘ yeteneğini artık öğrenebilirsiniz.
————————————————————————————————
“Sonunda…”
Weed ekipmanlarını tamir etti.
Şu anki ekipmanlarının dayanıklılıkları inanılmaz düşüktü ve yeni ekipmanlara ise seviyesi yetmiyordu.
Limelenmiş pelerini tekrar ışıldıyordu, çukurlaşmış göğüs zırhı dümdüz olmuştu. Çatlak ve paslanmış kısımlarını siyah demirle yamamıştı.
“Tamam. Başlama zamanı.”
Weed mağarayı terk etmeye çalıştığında Alveron da onunla geldi.
“Vampirlerle savaşmana yardım edeceğim.”
“Daha değil. Hazırlanmam için bir adım daha var.”
“Tamam.”
Weed Morata Yerleşkesine göz atmak için tek başına dışarı çıktı. Yaratıkların saklanabileceği belli alanları kontrol etti.
Bu araştırmanın pek çok sonucu oldu.
Morata Yerleşkesinde bayağı yüksek sayıda canavar vardı.
Köyün ve devasa siyah şatonun diğer tarafında çok sayıda Siyah Kurt vardı. Seviyeleri 170 civarında olsa da tek başına gezmektense grup halinde gezme eğilimindelerdi. En kötü senaryoda 100’den fazla kurtla tek seferde karşılaşabilirdiniz.
Bu tehlikeli olsa da Weed kurtları keserek düşen deneyim puanlarını geri toparladı. Bunu yaparken kılıcının kutsamasını ve Başrahibin Kutsal Lütfunu da kullanıyordu, işi bittiğinde 182. seviyeye ulaşmıştı.
“Burası yeterli bir avlanma sahası…”
Avlanma olayı genellikle bir kasaba veya köyün etrafındaki alanda yapılıyordu. Nedeni ise canavarların böyle yerlerde homojen olarak yayılması ve parti üyelerini kötü durumlardan kurtarmanın kolay olmasıydı.
Fakat Weed tek başına ve çok sayıda canavarın ortasında avlanıyordu.
Çevreyi ve canavarları analiz ettikten sonra, Weed Alveron’u almaya gitti.
“Bana iyileştirme ver.”
“Tamam.”
Weed ilahi bir güçle yıkanıyor ve yaraları hızla iyileşiyordu.
Bandajlara hiç gerek yoktu. 1. seviyedeki yeni papa adayı Alveron’dan tam da beklendiği gibi. Ancak bunun gibi NPC’lerin ölmesine izin verilmiyordu. Alveron’un ölmesi demek, bu işin de bitmesi demekti. Eğer bir sonraki papa adayı bir görev sırasında ölüverirse, görev kesin iptal olurdu ve Fraya Tarikatıyla ilişkiniz çok kötüye giderdi. Böyle bir şey düşününce onu kolay kolay yanınızda taşıyamazdınız. Ama…
“Koruma Büyüsü kullan.”
“Tabii.”
“Onu yaralamaya çalışan kötücül güçleri zayıflat. Kutsa.”
“Gücümü arttır.”
“Kötü ve Ahlaksız olanlara karşı savaşında onun gücünü arttır. Kutsa!”
Alveron şu ana kadar tanıştığı açık ara en faydalı NPC’ydi. Sadece seviyesi yüksek değildi, kişiliği de çok düzgündü.
NPC’lerle konuşmak, görev almak neden yararlıydı? Bu kendi içinde bile problemliydi çünkü bilge oyuncuları kandırıyordu!
Fakat Alveron işini düzgünce yapıyordu ve asi değildi. Çevredeki en iyi şeydi.
Masum ve naif bir NPC.
Böylece Weed Alveron’u geri sürükledi ve avlanmak için Morata’nın etrafında dolaştılar. Bu onu yanında getirmesinin asıl nedeniydi.
*Ting*
————————————————————————————————
Seviye atladınız!
————————————————————————————————
Çok sayıda canavar öldürdüler.
Alveron’un da yardımıyla Weed kısa sürede 200. seviyeye ulaşmayı başardı.
‘Sonunda!’
Kraliyet Yolunda seviye 200, oyundaki kontrol noktalarından biriydi. Serverlar şu anda 1 yıl 4 aylığına açıktı ve ortalama seviye 100 civarındaydı. Ticaret ve üretim sınıfları ortalama seviye civarındaydı ve 100. seviyenin altındakiler noob olarak görülüyordu.
Fakat Kraliyet Yolunda pek çok düşük seviyeli hesap vardı. Bu son zamanda oyunun bir virüs gibi yayılması sayesindeydi.
Her köy dünyayı görme hayali kuran noob maceracılarla doluydu. 1. seviyeyi aşmış olmak bir tecrübe kriteri sayılıyordu. Bu noktada pek çoğu loncalara katılıyor ve diğer köyleri, kasabaları dolaşmaya çıkıyordu.
Ozanlar ve benzeri meslekler yaklaşık 50. seviyedeyken seyahat etmeye başlıyordu ama çoğu sınıf, yakındaki av sahalarında kalıp seviye kazanmayı tercih ediyordu. Birinci seviyenin üstündeki bir karakter oldukça ünlü olurdu.
Ve 200’ü aşanlar onların da üstündeydi.
Bunun nedeni ikinci meslek terfisiydi!
Şövalyeler ve okçular gibi sınıflarını istekleri doğrultusunda değiştirebiliyorlardı.
Aynı zamanda büyücüler, rahipler, savaşçılar , hırsızlar ve tüccarlar da sınıf değiştirebilirdi.
Yeni yetenekler öğrenebiliyordunuz!
Öğrenebileceğiniz yetenek skalası çok genişti ve diğer yetenekleriniz de otomatik olarak gelişiyordu.
Bu yüzden 200 level kontrol noktası olarak anılıyordu.
Kraliyet Yolundaki oyuncuların sadece %20’si ortalama seviyenin üstüne çıkabiliyordu.
Weed’in aldatıcı gücü ve zanaat sınıfı yüzünden onu normal oyuncularla karşılaştırmak oldukça zordu.
Weed kendisi için bir ikinci meslek terfisi olup olmadığından emin değildi.
//Eğer ikinci meslek alırsa tahminim bunun ozanlık olacağı yönünde. Zahab‘ın şarkısı vardı hani yaşlı hizmetçinin görevinde ordan aklıma geldi… Kote gibi Kappa
Weed seviye atladığında üstündeki tüm ekipmanları tek seferde değiştirdi. Kafasına van Hawk’ın Anti Büyü Miğferini geçirdi ve ellerineyse Gül İşlemeli Eldivenlerini giydi. Zırhıyla beraber şu anda tam da Karanlık Ölü Şövalye’ye benziyordu! Ancak o kara şövalye setiyle beraber beyaz eldivenler giyiyordu.(Pis zevksiz)
Bu giyinmek için iyi bir tarz değildi ama oyundaki statları diğer insanların düşüncelerine tercih ederdi.
“Alveron, yavaşça beni takip et.”
“Hemen arkandayım.”
Weed ve Alveron devasa siyah şatonun önündeki köye gittiler. Vampirler etrafta gizlenmiş durumdaydı.
Onları bulmak o kadar da zor değildi.
Köyün içinde 300’ü aşkın vampir kan için aranıyordu ve eğer dikkatli olmazlarsa kolayca bulunabilirlerdi.
Weed tek bir vampirin gruptan ayrılmasını bekledi. Sonrasındaysa ortaya çıkacak ve saldıracaktı.
“Oyma Bıçağı!”
Şaşırtıcı olarak vampir, Weed’in ışık hızındaki kılıcını koluyla kolaylıkla karşıladı.
Sonra da Weed’e dişlerini gösterdi ve konuştu.
“Yine mi sen!?”
Şans eseri o, Weed’i geçen gün öldüren vampirin kendisiydi.
Weed aynı yerde aynı vampire ikinci defa pusu kuruyordu.
“Bu harika.”
Weed Oyma Bıçağını kullanarak saldırmaya başladı. Göz kamaştırıcı kılıcını vampirin vücuduna doğru sallıyordu.
“Tahmin ediyorum ki ruhu ölmedi ve geri geldi. Kyaahat!”
Vampir bir taraftan saldırırken bir taraftan kendini iyileştiriyordu.
Weed uzun süre dövüşmeyi sürdürdü. Normalde gereken hasarın birkaç katını vermesi lazımdı.
Vampirin yetenekleri çok fazla mana kullanıyordu ama o, 270 seviyeyi aşkın bir yaratıktı!
Vampir Klanının karakteristiğinde kara büyü, dönüşüm büyüleri ve güzel kadınlarla baştan çıkarma vardı. Aynı zamanda en yüksek Yaşam Gücüne sahip sınıf da onlardı , benzer seviyelerdeki diğer yaratıklar vampirlerle karşılaştırıldıklarında sönük kalıyorlardı.
True Blood Klanı ise normal vampirlere oranla çok daha güçlüydü.
Kısa sürede Kutsal Lütfun ve Kutsamanın etkileri ortadan kalktı ve Weed'in manası tükendi. Vampirin de aynı durumda olduğunu bildiğinden gülümsedi.
“ Seni bi daha öldüreceğim! Aptal insan!”
Weed duvara doğru koştu ve bağırdı.
“İyileştirme, koruma büyüsü, güçlendirme!”
“Tamam, yapıyorum.”
Alveron saklandığı yerden çıktı. Weed’in canını yükseltti ve ona çeşitli güçlendirmeler verdi.
İşte şimdi durumlar değişmişti.
Önündeki kafası karışmış vampire gülümsedi.
Bu canavarın önceden onu öldürdüğünü unutmamıştı.
“Bir dahaki sefere tatlım! Sis Bulutu!”
Vampir dezavantajlı olduğunu anladığı anda yeteneğini kullandı.
Kaçmak için bir sise dönüştü!
Bu vampirlerin yakalanmadan duvarların ve objelerin içinden geçmek için kullandığı özel bir yetenekti.
Vampirin bedeni pusa ve dumana dönüştü. Duman tek bir yerde durmaktansa her yöne doğru dağılıyordu!
Duman kıvrılarak kaçmaya başladı.
Ama Weed onu elinden kaçırmadı.
“Oyma Bıçağı!”
Oyma Bıçağı yeteneği ile canavarın direkt ruhuna vurmanız mümkündü.
“Kueahaaah!”
Sise dönüşmüş olan vampir Oyma Bıçağıyla karşılandı.
Ve Weed, Alveron'un yardımıyla intikamını almanın hazzını yaşayabildi.
O günden sonra Weed, geceleri dağda ve çevre alanlarda, gündüzleriyse köyde avlandı.
Geceleri Ayışığı Oymacılığının pasif yeteneği sayesinde tüm statları %30 artıyordu. Tüm dövüş yetenekleri,oymacılık yetenekleri ve de sanat statı yükseliyordu.
Diğerlerine göre avlanmak zor bir işti ama bunun başka bir yolu yoktu!
Weed güçleniyordu ama geceleri canavarlar da güçleniyordu. Çoğunlukkla %50’den fazla zorlaşmış oluyorlardı. İşin iyi yanı ise item düşme oranlarının ve de deneyim puanlarının da dişe dokunur düzeyde artmasıydı.
Kurtlar gibi çoğu canavar gruplar halinde pusuya yatmıştı, ama bazı canavarlar ise yalnız dolaşmayı seviyordu. Böylece daha güçlü canavarları avlama imkanları oluyordu.
Alveron sayesinde fazladan zorluğuna rağmen geceleri vampirleri avlayabiliyordu. Ve bu sayede sakin sakin seviye atlayabiliyordu.
Weed özellikle dikkatliydi, çünkü güvenlikleri garanti altında değildi.
“Ölü Şövalyeyi Çağır, Van Hawk!”
Ölü Şövalye Van Hawk.
Savaşlara katılması için çağrılıyordu.
Weed Ölü Şövalyeyi azıcık bile zorlanmadan 100lerce kere öldürmüştü ve artık tam kontrolü altındaydı.
Bu onunla yakınlığını arttırıyordu.
Adil bir düelloda galibiyet.
Bundan hiç hoşlanmamıştı.
Weed vampirlerle ya da kötü kurtlarla savaşırken Van Hawk onun EXP’sinden çalarak seviye atlıyordu.
Alveron’u korurken böyle söylemişti.
“Sahip, seviyem yükseldi…”
Bazen Van Hawk onu böyle şeylerden nazikçe haberdar ediyordu.
Weed’in emrindeki Van Hawk git gide güçleniyordu.
Avlandıkça büyüyordu.
“Tabii.” diye cevapladı Weed, Van Hawk’a hoşnutsuz bir bakış atıyordu.
Ölü Şövalye ne zaman kendisi bir yaratık öldürse tüm deneyim puanını kendisine alıyordu. Ama Weed ne zaman canavar avlasa EXP’nin %20’si Van Hawk’a gidiyordu. Bu onu çağırmanın bedeliydi ve anlaşmalarını bozmadıkları takdirde böyle devam edecekti.
// Tam bir Meepo çıktı bu Wan Havk
‘Lanet asalak…’ Ama yine de savaşlarda büyük bir katkı sağladığını inkar edemiyordu.
Van Hawk sayesinde vampirleri avlamak çok daha kolay oluyordu. Gerçek bir dövüşte bir kişiye daha sahip olmak çok büyük bir avantajdı.
İki katı hasar ve zırh.
Ölü Şövalye tanklamaya başladığından Weed’in büyük riskler almasına gerek kalmıyordu. Vampirleri öldürmek yarısı kadar zaman alıyordu ve Weed sadece dörtte bir hasar görüyordu.
Herhangi bir zamanda köyde yaklaşık 300 tane vampir geziniyordu.
Fakat True Blood Vampir Klanının binden fazla üyesi vardı. Geri kalanı devasa siyah şatonun içinde gibi duruyordu.
Weed vampirlerin icabına bireysel olarak bakıyordu. Tam sayıları 49’du.
Sonra her şey hareketlenmeye başladı. Ölüp yeniden doğan vampirlerin ortalama seviyeleri 250 civarındaydı.
*Ting*
————————————————————————————————
Geliştirme: Kılıç Ustalığı (Başlangıç Düzeyi Lv: 10’dan Orta Düzey Lv: 1 | 0%’a):
Kılıçlarla verdiğiniz hasar %50 arttı.
Orta düzey Kılıç Ustalığında her seviye atladığında kılıçla verdiğiniz hasar %7 artacak.
————————————————————————————————
Bir Oymacı’nın Kederi!
Onların bir silah uzmanlıkları olmadığından dolayı Kılıç Ustalığının yükselme hızı çok yavaştı.
Her halükarda o, bir oymacı olarak Kılıç Ustalığını Orta Düzeye getirmeyi başarmıştı.
Bu sonuç yavaşça ve zorlu bir süreç sonunda ortaya çıkmıştı.
Ve birkaç gün sonra.
Başka bir yeteneği daha Orta Düzeye ulaştı.
*Ting*
————————————————————————————————
Geliştirme: Oyma Bıçağı (Başlangıç Düzeyi Lv: 10’dan Orta Düzey Lv: 1 | 0%’a):
Oyma Bıçağının rengi artık mavi olacak.
Artık Oyma Bıçağını kullanarak devasa boyutlarda heykeller yapabilirsin.
Düşmanın savunmasını yok sayar!
————————————————————————————————
//Beyler Seçimden tek başına iktidar çıktı. Halkımız toplu bölüm vaatlerine kanmadı. İstikrar kazandı, kardeşlik kazandı Hülooooğğğğ
//Şaka bir yana çok teşekkürler. Daha bu sitede Bir Ayımı doldurmadan beni kabullenen bu güzel topluluğu selamlıyorum. Umarım hep beraber LMS’yi güncele dayarız.
//Sonraki bölüm 25 sayfa 10,000 kelimeden çok ne zaman çıkacak diye sormayın lütfen bitince çıkar yani…
//Orkun’un uyarısıyla bölümü tekrar atıyorum. Şekil bozukluğu vardı.
//229 kaldı bebişler.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..